enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:27 Juventus – Udinese maçı TRT SPOR’da
11:10 Jeremie Boga ve Terem Moffi’ye şok saldırı
10:44 2 Aralık Salı sabahından herkese günaydın.
06:46 Bakan Yerlikaya, “Toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim oldu”
06:44 Cevdet Yılmaz: Türkiye ekonomisi dayanıklılığını ortaya koymuştur
06:36 Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, hava hedefini vuran ilk insansız savaş uçağı dünya basınında…
06:31 Dışişleri Bakanı Fidan’ın Tahran ziyareti İran gazetelerinde nasıl yer aldı?
00:59 KIZILELMA ve Skydagger testleri: Türk savunma sanayiinde tarihi günler
00:49 Türkiye’de trafiğe kayıtlı taşıt sayısı yüzde 7,5 artarak 33 milyon 193 bin 636’ya yükseldi…
00:35 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Jandarma Genel Komutanlığı 2025 Yılı Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.
00:28 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Bu ülkenin ayaklarında büyük pranga gibi bağlanan terörü bir kenara koyacağız”
00:24 CHP’li belediyenin rüşvet davası başlıyor
00:08 Eski AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk için Mecliste cenaze töreni düzenlendi..
00:03 Gazeteci İlhan KARAÇAY’ın ‘Kuşbakışı’ndan Dünyadaki Durum!…
20:41 MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın’dan Papa ziyaretine eleştiri: ‘Şova dönüştürüldüğü görülmektedir’
14:50 Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,7 büyüdü…
13:44 1 Aralık Pazartesi gününden herkese merhaba…
12:04 İlahiyat Koleji Konusunu Ne Kadar Biliyoruz?
00:52 Bundan sonra rakipler düşünsün!…
00:50 CBME Türkiye’de Pazarlamanın, E-Ticaretin ve İhracatın Yeni Yolları İle Trendler Konuşulacak!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Neden Katar, Hep Katar?

Neden Katar, Hep Katar?
8 Temmuz 2021
1.809
A+
A-

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir?

            Prof. Dr. Kemal İNAT

Başlıktaki bu ifadeler Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Ardından da “Kataristan’a döndü bin yıllık devlet” cümlesini kullandı geçen hafta yaşanan “Katar tartışması” sırasında. “Katar tartışması” diyorum zira Katar meselesi bir türlü muhalefetin gündeminden düşmüyor. Bu konuyu bir muhalefet yapma aracına dönüştürdüler. Anlaşılan bu mesele üzerinden ürettikleri yalanlarla kitleleri etkileyeceklerini ve seçimlerde bu şekilde avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar.

Muhalefetin Katar üzerinden muhalefet yapma siyasetini hem dış hem de iç politika açısından analiz etmeye çalışalım. Bu çerçevede şu sorulara cevap arayalım: Katar’a yönelik ifadeleri, iktidar olması durumunda ana muhalefet liderinin rasyonel bir dış politika izleyip izleyemeyeceği konusunda ipuçları verir mi? “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” ifadesi ciddiye alınabilecek bir ifade midir? Katar meselesinde takındığı muhalif tavır iç politikada CHP’ye avantaj getirir mi?

Öncelikle, Katar’a yönelik angajmanının Türkiye’nin yakın coğrafyasında etki alanını genişletme politikasının açık tezahürü olduğunun altını çizmek gerekir. Bölgede Türkiye’nin çıkarları aleyhine politikalar izleyen BAE gibi devletler nasıl kendi etki alanları dışına çıkarak Doğu Akdeniz’de ülkemize karşı ittifaklara giriyorsa, bu aktörleri dengelemek için Türkiye’nin de Körfez bölgesinde kendisine ekonomik ve askeri ortaklar bulması zorunlu hale geliyor. Yani Katar’la geliştirdiği yakın ilişki Türkiye’nin çıkarlarının korunmasıyla yakından ilgili ve kendisine karşı yıkıcı politikalar izleyen ülkelere karşı savunmasını sınırlarının çok ötesinde başlatmasının bir sonucu. Ayrıca uluslararası siyasal sistemdeki konumunu bölgesel gücün ötesine taşımak isteyen Türkiye için kendisine sınırdaş olmayan Katar ve Libya gibi yakın coğrafya ülkeleriyle ilgilenmek de zorunlu. Tıpkı Almanya’nın, Fransa’nın ve İngiltere’nin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu ile yakından ilgilenmeleri gibi. Zira ekonomik çıkarların muhafaza edilmesi çoğu zaman askeri angajmanları zorunlu kılıyor.

Hal böyle iken, muhalefetin Türkiye’nin Katar ile kurduğu yakın ilişkiler üzerinden Körfez bölgesinde Osmanlı döneminden beri ilk defa bu derece etkinliğini artırmasından rahatsız olması ve hatta bu politikayı baltalamaya yönelik bir tutum içerisinde olması büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Bu tavır açık bir şekilde dış politik çıkarların iç politik hesaplara kurban edilmesi anlamına gelir. Bir yandan iktidarın Türkiye’yi yalnızlaştırdığı suçlamasında bulunurken diğer yandan Körfez bölgesine yönelik siyaset açısından önemli bir ortak olan Katar’la ilişkilerin bozulması için bu kadar çaba harcanması anlaşılabilir bir tutum değildir.

Katar’la kurulan ekonomik ve askeri ortaklıkta “büyük ortak” Türkiye olmasına ve Katar’ın güvenliğinin korunmasında Ankara’nın ciddi katkılarına rağmen, bu ilişki üzerinden yola çıkarak “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” gibi bir cümle kullanmak ise bir başka sorumsuzluk örneğidir. 300 binden biraz fazla yerli nüfusa sahip olan Katar’la yakın ilişki kurmanın “Türkiye’yi Kataristan’a döndüreceğinden” endişe etmek ancak kendi ülkesini tanımamak ve ona güvenmemekle açıklanabilir.

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir? Acaba, ideolojik saiklerle hareket eden az bir kısmı hariç, halkın bu sorumsuz söylemleri sandıkta cezalandıracağını anlamaları çok mu zor?

[UHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.