enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:49 11. Yargı Paketi Meclis’te kabul edildi
00:42 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ile görüştü
00:37 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP vesayete teslim olmuş, baskılara direnememiş, sürecin önünü açacak hiçbir somut teklif getirememiştir.”
00:28 Karadağ, Türk vatandaşlarına vize muafiyetini yeniden başlatıyor
00:12 “Aşkabat Forumu: Çok Kutuplu Düzen Arayışında Barış ve Güvenin Yeni Parametreleri”
00:05 Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu…
11:19 Asgari Ücret Zammı Açıklandı: Yeni Tutar Net 28 075 TL! Türkiye’nin Nabzı Gündemde
07:14 SPD Başkanı Yıldız : Ankara su yönetiminde örnek bir başkent olmalı!
00:45 Finansın geleceği Ataşehir’de yazılıyor…
00:41 İletişim Başkanı Duran’dan Netanyahu’ya tepki
00:33 TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, “Filistin’deki sistematik zulme karşı sessiz kalmayı reddediyoruz”
00:26 SDG meselesinde kilit güç ABD: Mazlum Abdi ve YPG’nin silahlı sayısı gerçekçi rakamlarla değerlendiriliyor
00:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ile görüştü
00:17 İzmir’de açılan “Hollanda & Türkiye Sergisi” büyük ilgi görüyor…
00:05 İletişim Başkanlığı “savunma sanayi projelerine yeterli ödenek ayrılmadığı” iddiasını yalanladı
00:02 İstanbul Havalimanı aralık ayında da Avrupa zirvesinde
00:01 Türk siyaset bilimci: Türkiye’nin artan rolü hem fırsatlar hem de riskler getiriyor…
20:26 400 yıllık dostluk ‘Ortak Miras’ sergisiyle taçlandı
09:33 1 Ocak’ta İstanbul’dan dünyaya “Gazze” mesajı verilecek
00:42 ABD ve İngiltere’de sağ çizgide yayın yapan üç gazete, İsrail eleştirisi yazara bedel ödetti…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kıbrıs’ın Sahibi Biziz!

Kıbrıs’ın Sahibi Biziz!
29 Nisan 2024
23
A+
A-

Bir dönemin ağızlardan düşmeyen cümlesiydi bu. 

Prof. Dr. Ata ATUN, KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

Arkalarını Atlantik İttifakına ve Hristiyan dünyasına dayamış Kıbrıs Rumları ve Yunanlar, Kıbrıs adasını kendilerinin özel mülkü, vatan toprağı, Büyük Bizans Krallığı’nın ayrılmaz bir parçası zannediyorlar, öyle davranıyorlar ve “Kıbrıs’ın sahibi biziz” diyorlardı. 

Sırtlarını dayadıkları Atlantik İttifakına ve Hristiyan dünyasına güvenerek Kıbrıs adasını Kıbrıs Türklerinden temizlemek için günümüzde aynen Gazze’de yaşanan silahlı saldırılara dayalı soykırımı biz Kıbrıs Türklere uygulamışlardı.  

 İnsan Hakları, Barış, Adalet” konularının bayrak taşıyıcıları olduklarını iddia eden Atlantik İttifakından ve Hristiyan dünyasından “Ne yapıyorsunuz, katliamları, soykırımı durdurun, insan haklarını çiğniyorsunuz” gibi sesler yükselmeyince de bizlere uyguladıkları acımasız soykırım 11 yıl devam etti.  

Kıbrıs Türklerinin maddi manevi tüm yaşam imkanlarını silahlı saldırılarla ellerinden almalarını, Kıbrıs Türklerini ezmelerini, yok etmeye çalışmalarını, adanın yüzde üçü gibi küçücük bir bölge içine sıkıştırarak sadece nefes almalarına izin vermelerini kendilerine hak görüp, dış destekle başarılı olduklarını zannediyorlardı.  

1968 yılında başlayan ikinci etap göstermelik sözde müzakerelerde, akıllarına estiğinde müzakere masasından kalkarlar, kendilerine yapılan barışçıl önerileri anında reddederler, hiç olmayacak ve kabul edilemeyecek öneriler yaparak Kıbrıs Türklerini köşeye sıkıştırırlar, zora sokarlar, suçlu konuma düşürmeye çalışırlardı. Bu müzakerelerin en son aşamasında Kıbrıslı Türklere kısmi muhtariyet verilmesi üzerinde mutabakata varılmış olmasına rağmen, dönemin Rum lideri Makarios “Ben Kıbrıs Türklerine bırakın muhtariyet vermeyi, mahalle muhtarlığı bile vermem” diyerek müzakerelerin göstermelik yapılmış olduğunu gözler önüne sermiş ve sonlandırmıştı.  

Rumların kafaları böyle bir kafa, Kıbrıs adasına sahip oldukları düşüncesi de bu düzeydeydi. 

Yunanistan'da 1967'de Yönetime El Koyan Sağcı Komutanlar: Albaylar Cuntası

1974 yılının Temmuz ayında Yunanistan’daki Albaylar Cuntası adada darbe yapıp, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıktıktan sonra “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti”ni ilan edip, adayı da Yunanistan’a katıp Yunan toprağı ilan edince, durum aniden değişti. Garantör olan Türkiye, uluslararası tescil edilmiş garantörlük hakkını kullanarak, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası EK 1, Madde 4’de açıkça belirtilen şekil ve yöntemle lağvedilmiş 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini tekrardan tesis etmek için müdahale etmek zorunda kaldı. Bu sayede Kıbrıs Türkleri esaretten kurtuldu ve adanın kuzeyinde egemen oldukları kendi devletlerini kurmayı başardılar. 

Kıbrıs adasındaki silahlı çatışmaları durdurmak ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tekrar hayata geçirmek için 1977 yılında başlatılan müzakereler, 2017 yılında, müzakerelerin son etabının yapıldığı Crans Montana’da Rumların megalomanik ve maksimalist istek ve davranışları nedeni sonrası masadan kalkmaları ile son buldu. 

Dünya üzerinde 1945 yılından beri süregelmekte olan Atlantik İttifakının gücü ve etkinliği azaldı. Hristiyan dünyası içinde Yunanlara ve Kıbrıs Rumlarına kayıtsız koşulsuz destek olan Rusya Federasyonu ve dostlarının siyasi ve ekonomik desteği son buldu. Süreç içinde Kıbrıs Rumların sırtlarını dayayıp horozlandıkları dağlar yıkıldı.  

Biz zamanlar “Kıbrıs Adasının sahibi biziz. Biz ne dersek, ne istersek sadece o olur” diyen Kıbrıs Rumları ve Yunanlar, şimdi Kıbrıs Türklerini masaya oturtmak için yalvar, yakar oldular. Araya BM, ABD ve AB gibi Atlantik İttifakının güçlü ortaklarını sokmaya çalışıyorlar ama elde edebildikleri hiçbir olumlu sonuç yok. 

Sıra, 24 Nisan 2004 tarihinde gerçekleştirilen Annan Planı referandumunda,  Atlantik İttifakına ve Hristiyan dünyasına güvenerek “HAYIR – OXI” oyu kullanarak, çöpe atılmasına neden oldukları “Adadaki iki halkın BARIŞ içinde yaşamasına mani olmaları”nın bedelini ödemeye geldi… 

Ağlaya ağlaya, bu bedeli de ödeyecekler….  

***

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN 

KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi 

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.