enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:16 Türkiye’de son günlerde yaşanan orman yangınlarıyla mücadeleye destek vermek isteyen vatandaşlar, CİMER’e başvurdu
06:41 Azerbaycan-Suriye Enerji Koridoru
06:26 Eskişehir’deki orman yangınında şehit olan AKUT gönüllüsü Tekin Enes Sarıyıldız’ın mezun olduğu okuldan alamadığı diploması, ailesine teslim edildi
00:56 İskoçya Başbakanı Gazze’deki durumu “soykırım” olarak nitelendirdi
00:52 Trump’ın konuşlandırma emrinin ardından… Amerikan nükleer denizaltıları hakkında ne biliyoruz?
00:46 Yorum: Paşinyan’ın son açıklamaları ışığında gerçek Ermenistan ve Anayasa Değişikliği
00:38 Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?
00:38 Yıllık izinlerini memleketlerinde geçiren gurbetçilerin yaşadıkları ülkelere dönüş yolculuğu başladı
00:26 İzmir’de, su tüketiminin yoğun olduğu bölgelerde 6 Ağustos’tan itibaren 6 saatlik su kesintisi yapılacak…
00:17 Bakan Kurum: “Yangın bölgelerinde bu ay içinde hak sahipliği çalışmaları biten Bilecik ve İzmir’de konutların temellerini atacağız”
00:12 Washington Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini desteklediğini açıkladı
10:08 Nevşehir Kültür Yolu Festivali dokuz gün boyunca kültür, sanat ve tarih dolu etkinliklerle adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor
10:02 Orman Genel Müdürlüğü (OGM), “Yangın yönetim uçağı OTAĞ’ı 2025’te 246 saat uçarak 206 orman yangınını haritaladı”
09:33 Belirsizlikler Çağında BRICS+ ve Yeni Küresel Düzen
09:14 AK Parti MKYK Üyesi ve Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar Açıkladı: Piyasalar Altüst Olabilir
00:53 14 ilde DEAŞ operasyonu: 26 gözaltı
00:53 Portekiz kulübünün sportif direktörü Mario Branco, Kerem Aktürkoğlu için ilk etapta 30 milyon Euro istedi.
00:49 İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı İSFALT ve İETT’deki ihaleler soruşturmasında, özaltına alınan 25 şüpheliden 5’i tutuklandı.
00:48 Analist Tuğçe TECİMER: “Barış Sürecinde Tarafsız Diplomasi Adımı: Abu Dabi Görüşmesi” 
00:43 DMM: ‘400 akademisyen usulsüz şekilde atandı’ iddiası doğru değildir
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Terör Örgütü PKK/YPG’nin Sözde Yerel Seçim Planı: Yeni Baas İnşa Etmek

Terör Örgütü PKK/YPG’nin Sözde Yerel Seçim Planı: Yeni Baas İnşa Etmek
4 Temmuz 2024
40
A+
A-

* Terör örgütü Nisan’da bir sözde belediye ve belediye seçim kanunu çıkartarak, yerel seçim düzenleme kararı aldı.

* Seçim tarihi ilk olarak 30 Mayıs olarak belirlense de 30 Mayıs’a kısa bir süre kala sözde seçim 11 Haziran’a ertelendi. 6 Haziran’da yapılan yeni bir açıklamayla da Ağustos’a ertelendiği bildirildi.

* Bu odak metninde terör örgütü PKK/YPG’nin amacı, sözde seçim kanunlarının ne öngördüğü ve erteleme kararlarıyla birlikte verilen uluslararası tepkiler ele alınacaktır.

SETA Dış Politika Direktörlüğü Kutluhan Görücü | Yazar | SETAuzmanı Kutluhan Görücü kaleme aldığı “Terör Örgütü PKK/YPG’nin Sözde Yerel Seçim Planı: Yeni Baas İnşa Etmek” başlıklı yazısında, 2011’den bu yana Suriye sahasındaki gelişmelerin takip edildiğinde yekpare bir yapı halinde bir örgütün bu denli bir alanı kontrol etmesinin, DEAŞ’ın ardından bir ikinci olarak ifade edilebileceğine dikkat çekti.

“PKK tıpkı DEAŞ gibi bölgede kendi idari, siyasi, askeri ve güvenlik yapılarını kurmaktadır” diyen Kutluhan Görücü, bu yapıların bir zemine oturtulduğu toplumsal sözleşmelerin geçmişte de var olduğunu belirterek, ancak 2023’ün sonunda ilan edilen yeni toplumsal sözleşmeyle birlikte PKK’nın Suriye sahasında yerleşik düzen inşasına hız verdiğinin altını çizdi.

Bu kapsamda terör örgütünün Nisan’da bir sözde belediye ve belediye seçim kanunu çıkartarak, yerel seçim düzenleme kararı aldığını hatırlatarak, “Seçim tarihi ilk olarak 30 Mayıs olarak belirlense de 30 Mayıs’a kısa bir süre kala sözde seçim 11 Haziran’a ertelendi. 6 Haziran’da yapılan yeni bir açıklamayla da Ağustos’a ertelendiği bildirildi. Bu odak metninde terör örgütü PKK/YPG’nin amacı, sözde seçim kanunlarının ne öngördüğü ve erteleme kararlarıyla birlikte verilen uluslararası tepkiler ele alınacaktır” dedi.

Terör örgütü PKK/YPG’nin hedefi ne?

SETA Dış Politika Direktörlüğü uzmanı Kutluhan Görücü’nün yazısının detayı şöyle:

Öncelikle bu sözde seçimin bir sürecin parçası olduğu ifade edilmelidir. Açık bir şekilde PKK, Suriye’de kontrol ettiği bölgelerde özerk bir yapı inşa etmek istemektedir. Sözde Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ve geçtiğimiz yıl sonunda ilan edilen gayri resmi toplumsal sözleşme (anayasa) bunu ortaya koymaktadır. İlan edilen sözde anayasa dikkatle incelendiğinde Kürtlerin birinci sınıf vatandaş sayıldığı, başta Araplar olmak üzere etnik grupların ötekileştirildiği ve tam bir PKK hakimiyetine imkan tanıyan yeni bir düzeni işaret ettiği görülmektedir. Nitekim sözde anayasada Kürtler ve Süryanilerin ismen zikredilerek güvence altına alınırken diğer etnik unsurlardan bahsedilmediği de dikkat çekmektedir.

Bu anlamda terör örgütünün özerk bir yönetim inşasını tüm kurumlarıyla yerleşik hale getirmek istediği kolaylıkla söylenebilir. Ancak bu yönetimin PKK yönetimince idare edileceği, diğer tüm parti ya da siyasi yaklaşımlara karşı olunduğu görülmektedir. Nitekim Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de yine bu seçimlerin bir formalite olduğunu ifade ederek seçime katılmama kararı almışlardır. Bu noktalardan hareketle sözde seçimi PKK’nın Batı’ya yönelik makyaj siyasetinin devamı ve aynı zamanda yerleşik düzenin inşasının kurumsallaştırılması olarak ifade edebiliriz.

 Sözde seçim kanunları ne öngörüyor?

Sözde toplumsal sözleşme temeli oluştursa da belediye seçimlerine ilişkin kanunlar sonradan ortaya konulmuştur. Burada iki sözde kanun karşımıza çıkmaktadır. İlki sözde “belediye seçim kanunu” diğeri ise sözde “belediye kanunu”dur. Bu sözde kanunlarla birlikte idari bölgeler kanununda da değişikliğe gidilerek terör örgütü PKK’nın ele geçirdiği bölgeler; 6 büyükşehire, 40 şehire ve 105 beldeye ayrılmıştır. Son değişikliğe göre 6 büyükşehir şunlardır: Cezire, Deyrizor, Münbiç, Afrin-Tel Rıfat, Tabka, Rakka.

Hiyerarşik düzen “belediyeler>belediyeler birliği>belediyeler federasyonu” şeklindedir. Sözde seçim kanununda da PKK kontrolünü sağlayan belirli düzenlemeler bulunsa da en çarpıcı olanı, seçilen sözde eş başkanların oluşturduğu belediyeler birliği eş başkanlarının her birinin PYD üyesi olma zorunluluğudur. Doğal olarak belediyeler federasyonu da PYD’den oluşmaktadır. Bu anlamda terör örgütü PKK, sistemde herhangi bir açık bırakmamak adına çaba sarf etmiştir. Mevcut uygulama Beşar Esed’in Baas yapılanmasına oldukça benzemektedir.

Bunların yanı sıra terör örgütü bölgede 3 milyon “seçmen” olduğunu iddia etmiştir. Güvenilir kaynaklarca bölge nüfusunun 3 milyon dolayında olduğu bilinmektedir. Bu nedenle PKK’nın seçmen sayısında dahi akıl almaz yalanlara başvurduğu görülmektedir. Bu durumda sözde seçimin ne güvenliğinden ne de güvenirliğinden söz etmek mümkündür. Tartışmasız olan ise terör örgütü PKK’nın bu sözde seçim girişimi ile yıllardır üzerinde çalıştığı “devlet” inşasını ileri bir çizgiye taşıma isteğidir.

Araplar seçimlere nasıl yaklaşır?

Terör örgütü tarafından planlanan sözde seçimin tam anlamıyla bir tiyatro olduğunu belirtmek gerekir. Bu nedenle PKK nezdinde bir değişiklik beklemek doğru olmayacaktır. Ancak bu hamle PKK’nın bölgede yerleşik bir düzen inşa ettiğinin yeni bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Bu düzene rağmen PKK’nın en büyük sorunu, ele geçirdiği bölgelerde azınlık olmasıdır. Yaklaşık 3 milyonluk nüfusun yaşadığı bölgede Kürtlerin en fazla yüzde 10-15 aralığında bir nüfusa sahip olması terör örgütünü zorlamaktadır. Coğrafi olarak da M4 yolunun kuzeyi dışında Kürt nüfusun yoğunluğu bulunmamaktadır. Bu durum da aslında PKK’nın hem nüfus hem de coğrafi olarak ölü doğmuş, yapay bir projeyi hayata geçirmeye çalıştığını göstermektedir.

Harita 1. Fırat'ın Doğusu Ve Suriye’nin Kuzeyinde Arap Popülasyonu (Kaynak: Suriye Gündemi)
Harita 1. Fırat’ın Doğusu Ve Suriye’nin Kuzeyinde Arap Popülasyonu (Kaynak: Suriye Gündemi)

Nitekim bölge halkının büyük çoğunluğunu oluşturan Araplar, PKK’nın başta ideolojik yaklaşımından olmak üzere kendi bölgelerinde PKK yönetimine maruz kalmaktan oldukça rahatsızlar. Geçtiğimiz yıllarda Deyrizor’da çıkan isyanlar, öncesinde Münbiç’te aralıklarla devam eden protestolar bunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle Araplar bu sözde seçime rağbet etmeyecektir. Ancak PKK, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) formülünde olduğu gibi devşirdiği Araplar üzerinden katılımı yükseltmeye çalışacaktır. PKK’ya müzahir farklı partiler üzerinden devşirilen isimlerle birkaç örnek ortaya koymak isteyecektir. ABD’nin de desteklediği Suriye Gelecek Partisi buna örnek gösterilebilir. Keza bu partinin sözde seçime katılım sağlayacağı bilinmektedir.

Sonuç: Türkiye ve ABD nasıl bakıyor?

Türkiye, sözde seçimi gayrimeşru bulduğu gibi terör örgütünün her adımını sahada takip etmektedir. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir ‘teröristan’ kurmasına asla izin vermeyecektir” açıklamasıyla birlikte Türkiye, planlanan sözde seçime ilişkin pozisyonunu net bir şekilde ortaya koymuştur.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel ise “Suriye’de yapılacak herhangi bir seçim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında da belirtildiği gibi serbest, adil, şeffaf ve kapsayıcı olmalı. Suriye’nin kuzeydoğusunda (YPG/PKK tarafından) yapılacak seçimlerle ilgili şu anda bu koşulların sağlandığını düşünmüyoruz ve bu görüşümüzü Suriye’nin kuzeydoğusundaki aktörlere de ilettik” açıklamasında bulunarak PKK/YPG’nin girişimlerini desteklemediğini ilan etmiştir. Bu açıklamadan bir hafta sonra sözde seçim Ağustos’a ertelenmiştir.

Şüphesiz ABD’nin seçim hususunda endişeleri bulunuyor. PKK/YPG’nin ürettiği seçim tiyatrosunun bölgede yeni bir isyan girişimine neden olabileceği, en güçlü endişelerden biri. Bunun yanı sıra ENKS’nin seçimi boykot etmesi de bir etmen olarak görülebilir. ABD, adeta Baas sistemini andıran bu sistemden sağlıklı bir sonuç çıkmayacağını ve yerel huzursuzlukların artabileceği gerçeğini görebilmektedir. Geçtiğimiz yıl Deyrizor’da olduğu gibi bir kalkışma yaşanması, ABD’nin halihazırda oldukça zora girmiş Suriye siyasetinin neredeyse iflası anlamı taşıyacaktır. ABD siyasi, askeri ve diplomatik elitleri arasında Irak ve Suriye’den çekilmenin tartışıldığı bir ortamda terör örgütü PKK/YPG’nin gayri meşru bir seçim düzenleme girişimi desteklenen bir husus değil.

Tüm bu nedenlerle sözde seçim Ağustos’a ertelense de iptali dahi söz konusu olabilir. Nitekim Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada “Sn. Cumhurbaşkanımız ve Sn. Bakanımız gerekli uyarıları yapmıştır. Bu sözde seçimler tamamen iptal edilmelidir. Böyle bir durumun kabul edilmesi söz konusu olamaz” ifadeleri yer almıştır.

Ağustos’ta gerçekleştirilmesi planlanan bu sözde seçim PKK’nın “devlet” inşası amacı doğrultusunda yerel ve uluslararası meşruiyeti elde etme girişimi olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar hiçbir meşruluğu olmayan “seçim sistemi, seçmen sayısındaki garabet, belediyeler birliği eş başkanlarının PYD üyesi olma zorunluğu” gibi girişimler bulunsa da bu hususları göz ardı etmeye istekli bir uluslararası düzenin olduğu da açıktır. Şimdilik sözde yerel seçim ertelenmiş olsa da bu girişimin PKK’nın “teröristan” inşasında katetmek istediği bir yol olarak görmek doğru olacaktır. Bu bakımdan Türkiye’nin bu hususu tüm yönleriyle ele alma zorunluluğu da ortadadır.

***

Yazar hakkında

Kutluhan Görücü

Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans eğitimine Kocaeli Üniversitesi Siyasi Tarih Bölümü’nde devam etmektedir. SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde çalışmaktadır. Ayrıca Suriye Gündemi internet sitesinde editörlük yapmaktadır. Çalışma alanları Suriye savaşı, devlet dışı silahlı aktörler, Türkmenler ve DEAŞ’tır.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.