enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:58 Manisa, 2025’i Büyük Bir Kayıpla Bitiriyor: Ferdi Zeyrek ve Gülşah Durbay…
08:47 Su Politikaları Derneği: Ankara’nın Birim Su Maliyeti Artacak!
00:48 YHT Gar–Kuyubaşı–Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nın yapımına 2026 yılında başlanması hedefleniyor…
00:47 Meryem Gülbetekin’in, “Yaradan”a dair hissiyatı
00:46 ABD NATO’dan Ayrılıyor mu?
00:26 Gazeteci Erdem Atay: Özgür Özel İmamoğlu’nu sattı Siyasette ‘Diploma’ ve ‘Rektör Ziyareti’ tartışması
00:20 Yılbaşında kar yağacak mı?
00:20 UNICEF: Gazze’de çocuklar ve hamile kadınlar arasında yetersiz beslenme oranları arttı…
00:10 Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay vefat etti
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
03:32 Türkiye’de İşsizlere Yeni Bir İş Kapısı: İŞKUR – Endülüs İş Dünyası İş Birliği Umut Oldu
01:00 Adalet Bakanı Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada bulundu…
00:57 CHP, Kocaeli’de 13-0’a çok uzak!
00:49 Ukrayna’da bugün seçimler yapılsa kim kazanır?
00:43 Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı’ndan (WAFA) Gazeteci Duha HMİDAN’ın haberleri…
00:37 11 ilde zamana karşı yarış: Asrın inşa seferberliğinde sona gelindi
00:30 Suriye’de bir DEAŞ militanının düzenlediği silahlı saldırıda 2 ABD askeri ve 1 ABD vatandaşı hayatını kaybetti…
00:24 Gastronomide Yeni Dönem: MICHELIN Rehberine 54 Yeni Restoran
00:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nüfus artış hızı noktasında gerçekten dertliyiz”
00:23 Orban’dan Rus varlıklarının dondurulmasına tepki: ‘Brüksel sınırı aştı’
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Çölyak hastalığında tanı ve beslenme hayat kurtarıyor

Çölyak hastalığında tanı ve beslenme hayat kurtarıyor
11 Haziran 2025
12
A+
A-

* DoktorTakvimi Beslenme Uzmanlarından Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, Türkiye’de tanı konmuş çölyak hastası sayısının 166 bini aştığını ancak hâlâ birçok kişinin tanı almadığını belirtiyor.

* Alkaya, hastalığın belirtilerinin başka rahatsızlıklarla karışabildiğine dikkat çekerek, glütensiz beslenmenin tedavideki en etkili yöntem olduğunu vurguluyor.

* Glütensiz ürünlerin yaygınlaşmasına rağmen hâlâ erişimde zorluklar yaşandığını söyleyen Alkaya, çölyak hastalarının sosyal ve ekonomik anlamda daha fazla desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor.

* Detayı bültenimizde!…

UHA/  İnternational News Agency

SEZİN BULUM2018'den bu yana Marjinalli – Marjinal Porter Novelli

Haber* Beril TUNCAY

İSTANBUL, 11 HAZİRAN 2025 – Marjinal Porter Novelli’den Sezin BULUM’un haberine göre, ölyak hastalığının, buğday, arpa, çavdar gibi glüten içeren gıdalara karşı vücutta alerjik yanıt oluşturan kronik bir bağırsak hastalığı olduğunu söyleyen DoktorTakvimi Beslenme Uzmanlarından Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Çölyak hastaları glüten tükettiklerinde, glüteni sindiremedikleri için bağırsak yapısında bozulmalar meydana gelir. Bu durum kişide emilim bozuklukları ortaya çıkarır, besinler yeterince emilemez. Bu nedenle demir eksikliği, kemik erimesi, büyüme gelişme geriliği gibi durumlar çölyak hastalarında sıklıkla görülür” diyor.

Çölyak Hastalığı ve Psikolojik Yansımaları –Toplumsal Bilincin Önemi -  DoktorTakvimi.com

Çölyak hastalığı olan bireylerde en sık karşılaşılan belirtilerin karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, kusma, kansızlık, kilo kaybı, deride döküntüler, tekrarlayan ağız içi aftlar, yorgunluk ve beyin sisi gibi semptomlar olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, özellikle çocuklarda büyüme geriliği, boy uzamasında yavaşlama, iştahsızlık ve kansızlık gibi belirtilerin öne çıktığını söylüyor.

Fadime Gül Alkaya: Türkiye'de 166 bini aşkın çölyak hastası bulunuyor -  Dijital Haber | İş Dünyasının Haber Merkezi Yönetim Kurulu ve CEO Atamaları  - Dijital Haber

Diyetisyen Fadime Gül Alkaya

Tanısı konulmamış birçok hasta var
Çölyak hastalığına dair güncel verileri paylaşan Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, hastalığın dünya genelinde görülme sıklığının 1/100 – 1/2000 arasında değiştiğini, Türkiye’de ise bu oranın 1/100 – 3/1000 aralığında değiştiğini ve ülkede 250 bin – 750 bin arası çölyak hastası olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Alkaya, “2023 Kasım ayında tanısı konulmuş çölyak hastası sayısı 166 bin 614 olarak bulunmuştur. Ancak hâlâ tanısı konulmamış birçok hasta olduğu düşünülmektedir. Toplumda farkındalık artmakla birlikte, belirtiler başka hastalıklarla karışabildiği için çölyak genellikle en son akla gelebilmektedir” diyor.

Tanı sürecinin önemine değinen Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Çölyak hastalığında tanı süreci bazen gecikebilir; çünkü belirtiler spesifik değildir ve başka hastalıklarla karışabilir. Bu nedenle hastayı iyi dinlemek, belirtileri analiz etmek ve gerekli tetkikleri zamanında yapmak, bağırsak yapısının bozulmasını ve emilim yetersizliklerini önlemek açısından oldukça önemlidir” diyerek özellikle çocuklarda erken tanının büyüme ve gelişme açısından kritik olduğunu vurguluyor.

Glütensiz diyetin önemi
Tedavi sürecinde glütensiz diyetin rolüne dikkat çeken Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Glütensiz beslenmeye başlandığında bağırsaklar tekrar normal yapısına döner, şişkinlik, ishal gibi sindirim şikayetleri azalır ve emilim problemleri büyük oranda düzelir” ifadesini kullanıyor.

Glütensiz beslenmeye geçen bireylerin karşılaştığı hatalara da değinen Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Glütensiz beslenen bireylerde, tahıllar büyük oranda kısıtlandığı için yetersiz lif alımı olabilir, bu durum bağırsak florasının bozulmasına sebep olabilir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanılmalı, farklı lif kaynakları tüketmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca, çölyaklı bireylerde glütensiz beslenmeye bağlı olarak tiamin, niasin, riboflavin, magnezyum, kalsiyum ve demir gibi bazı vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilir. Gerektiğinde doktor kontrolünde takviye alınabilir. Bununla birlikte bazı paketli ürünler eser miktarda bile olsa glüten içerebilir. Bu yüzden etiket okuma alışkanlığı kazanılmalı, ‘glütensiz (glüten free)’ ibaresi yer almayan ürünler tüketilmemelidir” diyor.

Doğru beslenmenin uzun vadeli sağlık sorunlarını önlemede etkili olduğunun altını çizen Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Glüten tüketimine bağlı olarak bağırsak villuslarında kısalma meydana gelebilir ve bu da kansızlık, kemik erimesi gibi sorunlara neden olabilir. Ancak glütensiz diyete geçişle birlikte bağırsak yapısı normale döner. Bu süreçte gerekirse doktor kontrolünde demir, kalsiyum, D vitamini takviyeleriyle desteklenebilir” şeklinde konuşuyor.

Glütensiz paketli ürünlere dikkat
Hazır glütensiz ürünlerin sağlıklı olup olmadığı konusuna da değinen Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, “Glütensiz beslenmede özellikle paketli ürünler konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Glütensiz paketli ürünlerin kalori ve nişasta içeriği daha yüksek olabilir. Bu yiyeceklerin kilo aldırma, kan şekerini yükseltme etkileri de dikkate alınmalıdır” diyor.

Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, çölyak hastası olmayan bireylerin glütensiz beslenmesi hakkında ise şu yorumu yapıyor: “Glütensiz beslenmenin popüler olmasıyla birlikte sağlıklı bireylerin de glütensiz beslenmeye yöneldiğini görüyoruz. Çölyak olmayan glüten intoleransı olarak tanımlanan bir rahatsızlık günümüzde sıkça görülebiliyor. Bazı bireylerde glütenli ürün tüketildiğinde benzer şekilde şişkinlik, ishal, deride döküntüler, kabızlık gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bu kişiler glüten konusunda daha dikkatli olabilir fakat ömür boyu glütensiz beslenmeleri gerektiği anlamına gelmez. Diğer yandan işlenmiş karbonhidratları fazla tüketmek de yine doğal olarak, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim sorunlarına sebep olabilir. Böyle bir durumda kişi hemen glüten hassasiyeti olduğunu düşünebiliyor. Ancak sağlıklı karbonhidratları, aşırı olmayan ölçülerde tükettiklerinde bu şikayetleri yaşamayabilirler.”

Uzun süre glüten tüketmeyen bireylerde sindirim sistemi hassasiyet geliştirebilir
Glütensiz ürün pazarının büyümesini değerlendiren Diyetisyen Fadime Gül Alkaya, bu artışın gerçek ihtiyaçtan çok trend etkisiyle şekillendiğini ifade ederek, “Bazı glütensiz ürünler yüksek kalorili olabilir ve zayıflamayı zorlaştırabilir. Ayrıca uzun süre glüten tüketmeyen bireylerde sindirim sistemi glütene karşı hassasiyet geliştirebilir” uyarısını yapıyor.

Son olarak çölyaklı bireylerin glütensiz gıdalara erişiminde yaşadığı zorluklara değinen Alkaya, “Eskiden glütensiz ürünlere ulaşmak oldukça zordu ve pahalıydı. Şimdi ise mısır unu, karabuğday, nohut unu gibi alternatiflerle çeşitlilik arttı. Ancak restoran ve kafelerde hâlâ glütensiz seçenekler kısıtlı ve bu da sosyal uyumu zorlaştırabiliyor” diyor. Sosyal, ekonomik ve psikolojik desteklerin artırılmasının ve toplumun çölyak konusunda bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.