enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:07 İngiltere, Avustralya ve Kanada’dan sonra Portekiz de Filistin’i devlet olarak tanıdı
11:36 Batı’nın Filistin devletini tanıması ne işe yarayacak?
11:13 Spor Yazarı Gazeteci Mustafa SALMAN’ın Fenerbahçe Kulübünde gerçekleştirilen olağanüstü seçimli genel kuruldan notları…
00:59 Gazeteci Veysel KAVRAYAN’ın Afyonkarahisar’da düzenlenen 7. Uluslararası GastroAfyon Festivali’nden izlenimleri…
00:51 Türkiye’de Tarım ve Teknoloji Teknofest’te Buluştu..
00:46 Hayatta İyilik Var: Gazzeli Ailelere Gıda Yardımı…Mısır’da 150 Gazzeli Aileye Gıda Yardımı Ulaştırıldı
00:34 Teknolojinin günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zeka uyarısı: “Her Söyleneni Doğru Kabul Etmeyin”
00:34 Umut Davası: Mehmet Ağar ifade verecek mi?
00:23 Trump’ın kızı Türk iş insanının lüks yatında tatil yaptı
00:20 Netanyahu denilen kanlı katilin kafasına taktığı Sloam Tableti
00:19 Su Kurullarında alınan kararlar hayata geçiriliyor!
00:01 ABD medyası nasıl Trump’ın yörüngesine giriyor?
18:30 İngiltere, Kanada ve Avustralya Filistin’i tanıdı
00:59 Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi’nde 2025-2026 sezonu, yarın oynanacak müsabakalarla başlayacak.
00:43 Okyanusun dibindeki gizemli halkalar, ‘zehirli sırrı’ açığa çıkardı
00:38 Z kuşağı günümüz dünyası için ne düşünüyor, ne talep ediyor, neleri beğeniyor, neleri beğenmiyor?
00:20 SPD Başkanı Yıldız: Türkiye’de Etkili bir Su Yönetiminin Yol Haritasını açıkladı.
00:19 Fenerbahçe’nin borcu açıklandı
00:08 AB, Rus LNG’sine yönelik ilk yaptırımlarla tabuları yıkıyor
00:06 Peygamber Efendimiz (S.A.S)’in, ‘Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Afganistan’da Mezhep Savaşı mı İsteniyor?

Afganistan’da Mezhep Savaşı mı İsteniyor?
20 Ekim 2021
501
A+
A-

ANKARA-UHA HABER / Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmalar Merkezi (ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Doğacan BAŞARAN, Uluslararası toplumun en önemli gündem maddelerinden birinin Afganistan merkezli gelişmeler olduğu, Zira devletlerin, Afganistan’da yaşanan hadiseleri yakından takip ettiğini ve bu anlamda Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), Fransa, Rusya ve Çin gibi küresel hedefleri bulunan aktörlerin farklı gelecek projeksiyonları doğrultusunda hareket ettiklerinin görüldüğüne dikkat çekti.

Yurtta sulh, cihanda sulh(ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Doğacan BAŞARAN, (UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘na konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Washington yönetimi, 31 Ağustos 2021 tarihinde tamamlanan çekilme sürecinin ardından bölgenin radikalleşme ve terörle anılmasını istemekte ve bahse konu olan durumun başta Rusya ve Çin’i sınırlandırmak olmak üzere bölgeyi kaotik bir ortamın oluşması üzerinden istikrarsızlaştıracağına inanmakta” olduğunu söyledi.

Dr. Doğacan BAŞARAN, Fransa’nın ise Kıta Avrupası’nın liderliğini kıta dışındaki sömürgeci faaliyetleriyle üstlenebileceğini düşündüğünü ve bu çerçevede özellikle de “Çağımızın Lawrence’ı” şeklinde de tanıtılabilecek olan Bernard Henri Levy aracılığıyla Penşir üzerinden Afganistan’ı iç savaşa sürükleyecek hamleler yaptığının altını çizdi.

Moskova ve Pekin’in de bir yandan söz konusu ülkedeki güç boşluğunu doldurmaya çalışmakta; diğer taraftan da Afganistan merkezli istikrarsızlıkların ve tabi güvenlik ortamını sabote edebilecek terörizmin önlenmesi amacıyla Taliban’ı uluslararası işbirliğinin içine çekmeye çabaladığına dikkat çeken Dr. Doğacan BAŞARAN, buna ek olarak bölge devletlerinden olan Türkiye’nin, Pakistan ve Orta Asya cumhuriyetlerinin, bölgesel güvenliği önceleyen bir yaklaşım geliştirdiğini ve göçe bağlı riskleri bertaraf etmenin de yollarını aradığını dile getirdi.

Terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam’ın (DEAŞ) son dönemde artan etkinliği ise Afganistan’a ilişkin kaygıları arttırmaktadır. Çoğunlukla yabancı savaşçılardan oluşan ve Suriye ile Irak’tan Batılı devletlerin eskortluğunda Afganistan’a taşındığı bilinen DEAŞ’ın, küresel hilafet iddiasına müteakip Afganistan başta olmak üzere Orta Asya ve Güney Asya merkezli bazı terör örgütlerinden bağlılık bildirisi aldığı ve sözde Horasan Emirliği adı altında faaliyette bulunduğu bilinmektedir.

Dr. Doğacan BAŞARAN, söz konusu durumun, DEAŞ’ın Afganistan’da uyuyan hücreler üzerinden organize olduğu anlamına geldiğini belirterek, “Lakin büyük çoğunluğu Hanefi olan Afgan halkında bu Selefi terör örgütünün somut bir karşılığının bulunmadığı da ifade edilmelidir” dedi.

Bu bakımdan DEAŞ’ın, daha çok lejyonerlerden oluşan ve vekalet savaşlarında emperyal amaçlar doğrultusunda proxy unsur olarak kullanılabilecek bir terör örgütü konumunda bulunduğuna vurgu yapan Dr. Doğacan BAŞARAN, “Nitekim DEAŞ’ın faaliyetleri de ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecine; yani “Yeni Büyük Oyun”da yeni bir aşamaya geçilmesine paralel olarak artmıştır” şeklinde konuştu.

Dr. Doğacan BAŞARAN, “Özellikle de 26 Ağustos 2021 tarihinde Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’na düzenlenen terör saldırıları, DEAŞ’ın dönüşü şeklinde yorumlanmıştır. Bahsi geçen tarihten itibaren DEAŞ’ın uyuyan hücreleri harekete geçmiş ve Afganistan’da çeşitli boyutlarda farklı terör saldırıları meydana gelmiştir. Hatta zaman zaman Taliban ile DEAŞ’ın çatıştığı da görülmüştür” dedi.

BM: Afganistan'da bir Şii camisini hedef alan bombalı saldırıda ölü ve  yaralı sayısı 100'ü aştı | Euronews(ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Doğacan BAŞARAN, son olarak 8 Ekim 2021 tarihinde Afganistan’ın Kunduz vilayetinin Seyidabad bölgesinde yer alan Şiilere ait bir camiye Cuma Namazı esnasında DEAŞ saldırısı gerçekleştirildiğini ve bunun da Afganistan’da iç savaş senaryosunun mezhep savaşları şeklinde tezahür edebileceği kaygısına sebebiyet verdiğini aktardı.

Dr. Doğacan BAŞARAN, “Çünkü Şii camisine düzenlenen bombalı saldırıda 46 insan yaşamını yitirmiş ve 143 kişi yaralanmıştır.[1] Haliyle bu da Şiilerin öfkesini arttıran bir gelişme olarak dikkat çekmiştir” dedi.

“Demografik anlamda homojen bir yapıya sahip olmayan Afganistan’ın etnik ve mezhepsel savaşlara uygun bir ortam barındırdığı öne sürülebilir” diye konuşan Dr. Doğacan BAŞARAN, bu kapsamda DEAŞ’ın hem Taliban’la savaştırılması ve böylece Taliban’ın ülkede istikrarı sağlayamayarak itibarsızlaştırılması hem de Şiileri hedef alan saldırılar vesilesiyle mezhep savaşlarının önünü açmasının gündeme gelebileceğini ifade etti.

Dr. Doğacan BAŞARAN, çünkü bu olasılığın, bölgede kaos çıkarmak isteyen güçler için oldukça makul bir senaryo olduğunu, zira Afgan Şiileri noktasında Tahran’dan gelen açıklamaların, İran’ın da olası bir iç savaşta Afganistan’daki güç boşluğunu doldurmak isteyen revizyonist bir yaklaşıma sahip olduğuna işaret ettiğinin altını çizdi.

“Bilindiği üzere İran, kutsal yerlerin korunması iddiasıyla, yine DEAŞ’la savaşmak üzere Afgan Şiilerini örgütlemiş ve çoğunluğu Hazaralardan oluşan bu grup, Fatımiyyun Tugayı adı altında Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) danışmanlığında Suriye İç Savaşı’nda görev almıştır” diyen Dr. Doğacan BAŞARAN, “Halihazırda Muhammed Muhakkık ve Kerim Halili gibi isimler üzerinden Hazaraları ve onların partisi olarak tanınan Hizb-i Vahdet’i kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışan ve Taliban karşıtı bir arayış içerisinde olan Tahran yönetiminin Fatımiyyun Tugayı’nı Şii savaş lordu Alipur Şemşir’in liderliğinde Afganistan’da savaştırması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. DMO’nun bu konuda da gereken koordinasyonu sağlayacağı öngörülebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Dr. Doğacan BAŞARAN, anlaşılacağı gibi Afganistan’daki sürecin, Suriye ve Irak örnekleriyle büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekerek, Mevzubahis örneklerin, terör örgütü DEAŞ’a alan açılmasının, bu örgüt aracılığıyla İslam Dünyası’nın bölünmesini hızlandıracak şekilde Şiilerin hedef tahtasına oturtulması ve korunmaya muhtaç Şiilerin “imdadına İran’ın yetişmesi” şeklinde vuku bulduğunu açıkladı.

8 Ekim 2021 tarihli DEAŞ saldırısının da Irak ve Suriye’deki olayların Afganistan’da tekrarlanabileceğine işaret ettiğini ifade eden Dr. Doğacan BAŞARAN, bu durumun, Batılı devletlerin DEAŞ aracılığıyla “İran tehdidinin” önünü açması ve tehdit algılayan birçok ülkenin de Batı’ya olan bağlılığını teyit etmesi şeklinde Ortadoğu’da yaşandığına dikkat çekti.

(ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Doğacan BAŞARAN, şöyle devam etti:

“Görünen o ki; Afganistan üzerinden de aynı senaryo uygulanmak istenmektedir. Dolayısıyla emperyal güçlerin önce DEAŞ’a ve daha sonra da İran’a alan açtıkları ve yarattıkları güvenlik ikilemi üzerinden kendi müttefiklik ilişkilerini kemikleştirmeyi hedefledikleri söylenebilir. Buna karşılık İran da krizleri fırsata çevirerek nüfuz alanını genişletme noktasında Batı’nın açacağı alanı değerlendirmeye hazırdır. Hatta bu konuda Batı ile İran arasında adı konmamış ama pratikte işleyen gizli bir anlaşmanın bulunduğu bile iddia edilebilir. Sürecin hedefi ise müttefiklik ilişkilerini güçlendiren Batı’nın yükselen Asya’yı kaos ve iç savaş üzerinden istikrarsızlaştırmasıdır. Mezhepsel bir savaş da buna hizmet edecektir”.


[1] “ABD Afganistan’da DEAŞ’ın Üstlendiği Cami Saldırısını Kınadı”, Yeni Şafak, https://www.yenisafak.com/dunya/abd-afganistanda-deasin-ustlendigi-cami-saldirisini-kinadi-3706075, (Erişim Tarihi:09.10.2021).

HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri

[UHA Haber Ajansı, 20 Ekim 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.