enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:34 Açıklanan Condé Nast Traveler 2025’in “Okur Seyahat Ödülleri” listesine, Afyonkarahisar İkbal Termal Otel & SPA da girdi…
00:29 Türk devletleri, ortak proje olarak hazırlığı süren “12U TDT-SAT Küp Uydusu”nu 2026 yılında fırlatacak…
00:15 Merkez Bankası Başkanı Karahan, KOTO’da Kocaeli iş dünyasıyla buluştu
00:12 Bakan Uraloğlu, “Mobil ve sabit hatlardan toplam 81,8 milyar dakika konuşma gerçekleştirildi”
00:09 İçişleri Bakanı Yerlikaya, Polis Akademisi Başkanlığı 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı…
00:04 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Şarm Eş-Şeyh Barış Zirvesi’nde katılmak için gittiği Mısır’da yoğun diplomasi trafiği…
00:03 İletişim Başkanı Duran: Cumhurbaşkanımız uluslararası arenadaki tecrübesini ve liderliğini bir kez daha gösterdi
00:03 TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü tarafından geliştirilen milli SOM-J seyir füzesi atış testini başarıyla tamamladı…
00:02 NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Gazze’de varılan ateşkes anlaşmasındaki rolü nedeniyle Türkiye’ye teşekkür etti.
00:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi ile ABD Başkanı Trump’ın davetine icabetle Mısır’da “Şarm el-Şeyh Anlaşması”nın imza törenine katıldı…
00:01 “Yeni Medya Güncesi” TRT Dinle’de dinleyicilerle buluşuyor
00:01 Filistinli esirler Türk televizyonlarında ilk kez TRT Haber’e konuştu
18:54 Kocaeli Büyükşehir’den “Milli” destek: Tramvay maç saatinde ücretsiz
06:37 Türkiye’nin Savunma Sanayi Atılımı ve KAAN’ın Endonezya’ya Açılımı: Yeni Bir Stratejik Perspektif
00:58 Evde tüketilen meyvelerin kabukları da bitki çaylarının karışımları sırasında bağışıklık sistemine destek sağlanabiliniyor…
00:46 Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kasım 2025 dönemi askerlik sınıflandırma takvimine ilişkin detayları paylaştı…
00:46 Gökçe Medya Genel Koordinatörü Mustafa Talha Cabadak, Golan Tepelerine Türk Bayrağını Dikti…
00:31 Doğu, Batı, Güç ve Adalet!
00:19 Sapanca Gölü’nde Açılan En Büyük Türk Bayrağı!
00:16 2025 Nobel Edebiyat Ödülü, “etkili ve vizyoner” eserlerinden dolayı 71 yaşındaki Macar yazar ve senarist Laszlo Krasznahorkai’ya verildi…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kılıçdaroğlu’nun görmek istemediği

Kılıçdaroğlu’nun görmek istemediği
8 Mayıs 2024
19
A+
A-

Başkan Erdoğan ile CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel‘in sadece görüşüyor olmaları bile siyasetteki gerilimi azaltmaya yetti.

UHA /  İnternational News Agency

Mahmut Övür yazdı : Doğu Ekspresi'yle beyaz yolculuk

SABAH Gazetesi’nin başarılı duayen gazetecilerinden Mahmut ÖVÜR’ün kaleme aldığı “Kılıçdaroğlu’nun görmek istemediği” başlıklı yazısında, İşin siyasi boyutunun, içeride neler konuşulduğunun, hatta konuşulanları “not etmek” için seçilen ve en çok da Selin Sayek Böke’yi şaşırtan eski ABD Büyükelçisi Namık Tan’ın akla farklı soru işaretleri getirse de sonucun olumlu olduğunu ve sokağın da müspet karşıladığını dile getirdi.

Erdoğan-Özel görüşmesinde neler konuşuldu? - BBC News Türkçe

Başkan Erdoğan’ın da görüşme sonrası “yumuşamaya” özel vurgu yaptığını hatırlatan Mahmut ÖVÜR, Başkan Erdoğan’ın “Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum.” dediğini belirtti.

ÖVÜR yazısında, bu buluşmanın ayrıntılarının, küresel boyutunun, içeriye yönelik etkilerinin elbette tartışıldığını ve daha da tartışılacağına dikkat çekiyor.

AK Parti ve CHP arasında 'seçim hükümeti' polemiği - Son Dakika Haber

AK PARTİ DE CHP DE DEĞİŞTİ
“İşareti aslında sandıkta millet verdi. Ama şu da bir gerçek” diyen Mahmut ÖVÜR, şunları aktarıyor:

“AK Parti de CHP de işareti almaya hazırdı. Seçim öncesi yaşanan toz dumandan görülmese de bu iki parti siyaseten birbirine yaklaştı. AK Parti sadece çevreden “merkez”e doğru sosyolojisini değil, siyasetini de taşıdı. Temel sorunlarla yüzleşti, farklı sosyolojileri yakınlaştırdı, Atatürk’ü sahiplendi, Türkiye Yüzyılı’nı kavramsallaştırdı ve vesayeti sonlandırdı.

Bu süreç farkında olmasa da CHP’yi de değiştirdi.

Sert ve kutuplaştırıcı siyaset izlese de dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, karşı çıktığı başörtüsünü kabullendi, muhafazakârlara, milliyetçilere yaklaştı ve İyi Parti örneğinde olduğu gibi onların CHP’ye oy vermesinin önünü açtı.
Bu arada yüzde 1’lik muhafazakâr ve milliyetçi partileri de CHP’nin içine kattı.

Şu tesadüf olabilir mi? Aynı zaman diliminde CHP gibi “katı laik ve sol” bir partinin “lider” adayları sağ gelenekten gelen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş‘tı…”

Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 2 yıl 4 ay hapis istemi - Antalya Körfez  Gazetesi

KILIÇDAROĞLU’NUN MİSYONU BİTTİ
Bu siyasi tabloyu Kılıçdaroğlu’nun sert ve yıkıcı siyaset diliyle devam ettirmesinin mümkün olmadığını yazan ÖVÜR, “Tıpkı Akşener gibi o da misyonunu tamamladı ve çekilmek zorunda kaldı. Buna AK Parti’nin de CHP’nin de hatta iç cephenin güçlenmesi için Türkiye’nin de ihtiyacı vardı” diyor.

Özgür Özel‘in şu sözü tam da bunu anlatıyor” diyen SABAH Gazetesi’nin  yazarı Mahmut ÖVÜR, Özel’in “Dışarıda Türkiye’nin, içeride partimizin çıkarını seslendireceğiz.” dediğini hatırlatıyor.

“Bu yeni bir siyasi iklim demekti” değerlendirmesinde bulunan ÖVÜR,  Süreç sabote edilmezse büyük ihtimalle gelecekte, “her sosyal kesimden oy almayı hedefleyen ve birbirini düşmanlaştırmayan” iki büyük partinin siyasi yarışına tanık olacağız. Süreç doğası gereği 90’larda bir araya getirilen DYP-SHP koalisyonuna da, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası “mutabakat hükümeti” zorlanmasına da benzemiyor” diyor.

Kılıçdaroğlu'nun hedefindeki lider: Özgür Özel

Yazarı Mahmut ÖVÜR, yazısının son bölümünü şu sözlerle tamamlıyor:

“Tabii risk ihtimali de var. Hatta şimdiden başladı bile. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaybetmeyi kabullenemediği için sabah akşam CHP yönetimini zora sokan, sıkıştıran açıklamalar yapıyor. Görev yaptığı 14 yılda yürüttüğü ve toplumda karşılık bulmayan “yıkıcı siyaseti” büyük bir başarıymış gibi anlatıp duruyor. Ülkenin 2013 yılında tıpkı Brezilya ve Mısır gibi ekonomik ve siyasi saldırılara uğradığını, kuşatıldığını, darbelerle karşı karşıya kaldığını, terör saldırılarıyla sarsıldığını unutarak şöyle diyebiliyor:
“Ben, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit gibi demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi rakiple değil, yargısıyla, askeriyesiyle, istihbaratıyla ‘BAAS’ partisi benzeri, devletleşmiş bir yapıyla mücadele ettim.”
Güler misin ağlar mısın? Hangi partinin BAAS partisine benzediğini herkes biliyor. Ama şu da biliniyor: AK Parti’yi böyle eleştirdiği ve yıkıcı siyaset izlediği için her genel seçimi kaybetti ve sonunda da partisi tarafından hançerlendi. Şimdi gerilim sürsün ki belki geri dönerim derdinde…”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.