enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:18 TCMB’nın 11 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısına sayılı günler kaldı…
15:28 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
12:29 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:39 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:38 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında…
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
00:13 Ankete 9 AB ülkesinden toplam 9 bin 500’den fazla kişi katıldı…
00:11 Deutsche Bank’tan kapsamlı Türkiye analizi: Dolar, büyüme ve faiz tahmini
00:02 Ayvalık merkezli Türk zeytinyağı firması Nova Vera, uluslararası arenada dünya birincisi oldu…
11:42 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:10 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:44 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
06:15 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
04:25 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

28 Şubat Destekçileri Bugün Neredeler?

28 Şubat Destekçileri Bugün Neredeler?
5 Mart 2021
1.503
A+
A-

O dönemde, ‘iç düşman’ olarak lanse ettikleri, ‘irtica, PKK’dan daha tehlikelidir’ diyerek MGK toplantısında sıkıştırdıkları, başbakan olmasına rağmen her gün gazete manşetleri ve köşelerinden “irticacı”,  “gerici” ve şeriatçı” diye hakaret edip küçümsedikleri, alaya aldıkları rahmetli Necmettin Erbakan’ı anma gecelerinde boy gösteriyorlar. Hatta ödül bile alıyorlar.

        Doç. Dr. Nebi MİŞ

O dönemde, “iç düşman” olarak lanse ettikleri, “irtica, PKK’dan daha tehlikelidir” diyerek MGK toplantısında sıkıştırmaya çalıştıkları, başbakan olmasına rağmen her gün gazete manşetleri ve köşelerinden “irticacı”,  “gerici” ve şeriatçı” diye hakaret ettikleri, küçümsedikleri, alaya aldıkları rahmetli Necmettin Erbakan’ı anma gecelerinde boy gösteriyorlar. Hatta ödül bile alıyorlar.

28 Şubat darbesinin altyapısını hazırlayan, darbeyi gerçekleştiren, destekleyen ve alkış tutanların önemli bir kısmı hayatta. Üzerinden 24 yıl geçse de o dönem darbenin bir yerlerinde görev almış kişilerin azımsanamayacak bir kısmı kamuoyunda etkinler.

Bu kesimin içinden bugün için hâlâ en aktif olanlar, medyada çalışanlar ve siyasetçiler.

Bu kesimlerin bazıları, “28 Şubat darbe değildi, bir uyarıydı” diyerek kendi geçmişlerini de temizleyeme çalışıyor. Hiç öz eleştiri yapmıyorlar. Geçmişleri ile gurur duyduklarını sosyal medyadan paylaşma ihtiyacı bile hissediyorlar.

Ama hepsi demokrat pozu vermeye bayılıyorlar. Darbecilikle demokratlığı, bir yolunu bulup çoktan harmanlamışlar. Geçmişte darbeci olmanın bugün için demokrat ve özgürlükçü pozlar kesmeye engel olmadığını yutturmaya çabalıyorlar.

***

Bir hususu önce bir netleştirelim: 28 Şubat süreci, tam bir darbedir.

“Postmodern darbe” olarak adlandırılması sizi yanıltmasın. Modern dönem cunta darbelerinde silah doğrudan kullanılır. 28 Şubat’ta darbeciler, doğrudan silah yerine medyayı bir silah olarak kullandığı için böyle adlandırılmıştır.

Bu kez silahsız kuvvetle halletsin” emri, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya tarafından verilmişti. Bu emir, öncelikle medyaya, ardından meslek odaları ve birliklerine, sendikalara ve sivil görünümlü ve kendini sivil toplum olarak adlandıran kuruluşlaraydı. Dolayısıyla, silah perdenin arkasında, silahsız kuvvetler ise cephede olacaktı.

Bu manşeti atan gazete ve o gazetenin genel yayın yönetmeni, o dönemde emri veren komutanı açıklamamışlardı. “Bir kuvvet komutanı” diyerek, emrin failini bilinçli olarak gizlemişlerdi.

Bu tip açıklamaları yapan ismi gizlemek, darbeye ortam hazırlamak için önemli bir taktiktir. Bu taktiğin işlevselliğinin darbe literatüründe önemli bir yeri vardır. Bunu, gazeteciler de darbeyi planlayanlar da iyi bilir.

Darbenin üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra manşeti atan gazeteciler, kendilerini savunmak için “biz sadece söyleneni yaptık” dediler.

Hâlbuki, mesele o kadar basit değildi. O dönemin gazetelerini incelerseniz, bu emri veren komutanın adının bilinçli olarak gizlenmesi, darbeye zemin hazırlamaya dönük bir operasyondu. Komutanın kim olduğu ordunun üst kademesinde bile bilinmiyordu.

Dolayısıyla ordunun da her an darbeye hazır olması gerektiği bu tip haberlerle, açıklamalarla, manipülasyonlarla olgunlaştırılmıştı. Darbecilerin, müdahale konusunda ne kadar kararlı olduğu gösterilmeye çalışıyordu.

Bu yeni darbe yapma taktiği, sivil yöneticilerin içinden darbeye karşı gelebilme potansiyeli olanları ikna ya da korkutmak içindi. Bir anlama darbenin yol temizliği de böylece yapıldı.

Nitekim dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, 2013 yılında verdiği bir röportajda, “Nitekim, asker bana ‘Nizamiyeden döndük’ demiştir” açıklaması o dönemdeki darbecilerin taktiğinin işe yaradığının bir göstergesidir.

Asker, nizamiyeden falan dönmemiştir. Darbe gerçekleşmiştir. Sadece yönetimi üzerine devralmamıştır.

28 Şubat’ın, 27 Mayıs 1960 ya da 12 Eylül 1980 darbesinden sonuçları bakımından hiçbir farkı yoktur. 28 Şubat’ta “kan dökülmedi” ve “ordu yönetime doğrudan el koymadı” demek darbe olmadığı anlamına gelmez.

Daha önceki darbelerde olduğu gibi, iktidar düşürülmüştür. Yüzlerce insan tutuklanmıştır. Binlerce insan devlet memurluğundan atılmış, yüz binlerce öğrenci mağdur edilmiş, hakları gasbedilmiştir. Ticaret, eğitim, sivil toplum, medya gibi birçok alanda, kendileri gibi düşünmeyen çevrelere karşı darbeciler, cadı avı başlatmışlardır…

Uzatmayalım. 28 Şubat bir darbedir. Zaten darbenin askerî kanadının bir kısmı darbecilikten yargılanmış ve ceza almışlardır.

Darbenin sivil kesiminden bazılarının, rahmetli Erbakan’ı anma gecelerine katılmaları, hatta bazılarına ödül verilmesi yeni nesilleri yanıltmasın.

28 Şubat’ın üzerinden bin yıl geçse bile, darbeciler ve darbeye destek verenler unutulmaz. Unutturulmamalıdır!..

[UHA Haber Ajansı, 05 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.