enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
14:02 Beni Hatırlayınız!…
11:47 Yiğit Bir Dava Adamı: Osman Yüksel Serdengeçti…
02:55 TBMM bu hafta yoğun gündemle mesaisine devam edecek…
02:35 Kocaeli’de fabrika yangını: 11 gözaltı
02:29 ABD’li Rubin’in Türkiye Takıntısı
00:45 Altay Ana Muharebe Tankı’nın Türk Savunma Sanayisine Katkısı ve Uluslararası Basındaki Yansımaları
00:45 Yeni haftada hava nasıl olacak?
00:38 Orman Genel Müdürü Karacabey, “Yeşil Vatan Seferberliği bir yıl sürecek”
00:25 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) 5. Medya Çalıştayı’ndan notlar:
00:17 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’ye yardım insanlık meselesidir
00:13 Devlet Bahçeli’den ’10 Kasım’ mesajı
11:45 Kocaeli’deki depo yangınıyla ilgili 7 kişi açığa alındı
00:43 Bakan Işıkhan: Lösemili çocuklarımızın tedavisinde kullanılan 77 ilacı karşılıyoruz
00:40 Bakan Göktaş: Aileyi ve dinamik nüfus yapımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz
00:28 Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığının “Ev Sahibi Türkiye” başvuruları,10 Kasım Pazartesi günü başlayacak…
00:24 Türkiye, üst üste 3. kez UNESCO Yürütme Kurulu üyeliğine seçildi
00:22 Bakan Kurum, “Karabük Afet Konutları Temel Atma Töreni”nde konuştu…
00:13 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliyev ve Şerif ile görüştü
00:11 Demir Perdenin Ardında: Yıkılışının 36. Yılında Berlin Duvarı ve Dönüşen Dünya
00:05 Adalet Bakanı Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda “adaletin yüzyılı” kılmayı hedefledik”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Yiğit Bir Dava Adamı: Osman Yüksel Serdengeçti…

Yiğit Bir Dava Adamı: Osman Yüksel Serdengeçti…
10 Kasım 2025
12
A+
A-

10 Kasım 2025, yiğit bir mücadele adamı olan Osman Yüksel Serdengeçti’nin ölümünün 42. yılı. 1917’de Antalya’nın Akseki ilçesinde dünyaya gelmiş olan Osman Yüksel Serdengeçti, 10 Kasım 1983’te İstanbul’da vefat etmiştir. Osman Yüksel’in doğduğu Akseki, diyanet işleri başkanlığı yapmış olan ve Osman Yüksel’le de akrabalığı bulunan Ahmet Hamdi Akseki gibi büyük âlimler yetiştirmiş bir memlekettir.

Osman Yüksel Serdengeçti kimdir, ne zaman öldü? Şair Osman Yüksel  Serdengeçti eserleri!

Osman Yüksel’in 66 yıllık ömründen çocukluk ve ilk gençlik dönemini çıkarırsak geriye kalan yaklaşık 50 yılı, son yıllarındaki hastalığı da dâhil Allah, din, vatan, millet, mukaddesat uğruna mücadeleyle dolu dolu geçmiştir. Bu yolda hiçbir zorluk, hiçbir engel (gözaltına almalar, tutuklamalar, mahkûm etmeler, fiilî sataşmalar) onu yıldıramamış, pes ettirememiştir. Bu mücadele aşkı yüzünden Ankara’daki lise tahsilinden sonra girdiği Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirememiş, son sınıfta terk etmek zorunda kalmıştır.

Bu çapta bir eylem ve aksiyon adamı olmasına rağmen her fırsatta okuyarak gerekli fikrî donanıma da sahip olmuştur. Bu sayede bütün engellemelere rağmen aralıklarla da olsa uzun yıllar çıkarmayı başardığı “Serdengeçti” mecmuasının çoğu yazılarını kendi yazmış, yine çoğu bu yazıların kitaplaştırılmasından oluşan Mabetsiz Şehir, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler, Bu Millet Neden Ağlar, Ayasofya Davası, Türklüğün Perişan Hali, Kara Kitap gibi eserler yayımlamıştır. Bu eserler yayımlandıkları dönemde çok önemli bir rol yerine getirmiş, hep itilip kakılan dindar/muhafazakâr çevrelerin, bilhassa o çevrelerin gençlerinin kendine güvenine, dik durmasına vesile olmuştur. Bu eserler de aynen yazarı gibi, bilhassa otoriter tek parti döneminin “Allah” demenin bile sakıncalı görüldüğü, dinî düşünce ve inanç adına yaprak bile kımıldamayan suskun ortamında fırtınalar estirmeyi başarmıştır.

Osman Yüksel, sahip olduğu entelektüel birikimle 1960’lı 70’li yılların sağcı/muhafazakâr gazetelerinde uzun yıllar çok okunan, çok takip edilen köşe yazıları yazmıştır.

Osman Yüksel, inandığı ve savunduğu değerler uğruna mücadele ederken “yanımda, arkamda biri var mı?” dememiş, tek başına er meydanına atılmaktan asla çekinmemiştir. Gerçekten yiğit bir insandır ve yayımladığı dergiye ad olarak seçtiği ve sonradan da soyadı gibi kullandığı “serdengeçti” unvanı onun yiğitliğini çok iyi ifade etmekte ve onun mücadeleleriyle de çok iyi örtüşmektedir. İşte bu serdengeçti yönüyle Osman Yüksel, cumhuriyetten sonraki 50 yılın fikir ve siyaset hayatında en çok gündem oluşturan şahsiyetlerden biri olmuştur.

Osman Yüksel Serdengeçti, hayatının hiçbir döneminde “zengin” diye nitelenecek bir konuma ulaşmamıştır. Çoğu zaman sıkıntılarla geçen hayatında kitaplarından ve siyasi görevlerinden (milletvekilliğinden) elde ettiği sınırlı meblağları da yine aynı alanlardaki mücadeleleri için harcamış, elinde kalan üç-beş kuruş olursa onu da yoksul lise ve üniversite öğrencilerine burs olarak vermiştir. Tam anlamıyla fedakârlık timsali bir insandır ve gerçek bir çilekeştir. Elde ettiği hiçbir imkân ve statüyle övünmemiş; maddi manevi hiçbir eksiğinden dolayı da komplekse ve ümitsizliğe kapılmamıştır.

Osman Yüksel; tevazuu, tabîîliği, insanî hırslardan uzak oluşu, parayı pulu önemsememe açısından adeta çağdaş bir Ebu Zer’dir.

Hakkında “Toros Yüzlü Adam” adıyla çok değerli bir biyografi hazırlamış olan Rasih Yılmaz, onun sade, mütevazı ve iddiasız yüzünü, doğduğu büyüdüğü Toroslar’ın inişli çıkışlı topografyasına benzeterek isabetli bir nitelemede bulunmuştur.

Osman Yüksel, düşünceleriyle, eylemleriyle ve onlardan yararlanmak ve dersler çıkarmak amacıyla özellikle genç nesiller için sadece ölüm yıldönümlerinde değil, birçok

vesileyle daha sık anılamaya layık örnek bir mücadele adamıdır, cesaret ve fedakârlık timsalidir.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Osman Yüksel’in özellik arz eden ve daima dikkat çekmiş olan bir yönü de hazırcevaplığı ve nüktedanlığıdır. Onun hazırcevap ve nüktelerinden günümüze kadar ulaşarak tazeliğini elan koruyan ve güzel mesajlar barındıran bazılarını burada hatırlatacağız.

BATAKLIK

Osman Yüksel serdengeçti, hayatının büyük bölümünde yayıncılıkla (kitap, dergi vs.) meşgul olmuştur. Bu işi yaparken hiçbir zaman kalifiye bir ekibe sahip olmamış, genellikle lise ve üniversite öğrencilerinden yararlanmıştır. Çalışmalar sırasında öğün vakti geldiğinde yemek işini lokantaya falan giderek değil de matbaada mütevazı bir şekilde idare ederlermiş. Sözgelişi, mevsim yazsa yemek listesi fırından yeni alınmış ekmek ve bol domates salatasından oluşuyormuş. Bu yemekle doymaya çalıştıkları bir gün, yemekte bulunun bir delikanlı, taze ekmekten kopardığı büyük parçaları salatanın suyuna sünger gibi bandırıp atıştırıyormuş. Osman Yüksel bakmış salatada su diye bir şey kalmayacak (çünkü herkesin ona ihtiyacı var) genci ikaz etmiş:

– Ulan kerata, bataklık mı kurutuyorsun, biraz yavaş ol!

ARABA MARKASI

Osman Yüksel Serdengeçti, bir divan şairinin, “Yeri geldiğinde, fırsat çıktığında kendimi bile hicvetmezsem namerdim” anlamındaki sözlerini hatırlatır şekilde; yerinde, sırasında kendisini ve sorunlarını espri konusu yapmaktan çekinmez.

Yakalandığı parkinson hastalığının belirtilerinden biri de titremedir. Bu hastalıkta özellikle ellerin, kolların titremesi çok göze batıcıdır. Osman Yüksel, kendindeki bu belirtileri görüp üzülen dostlarına şöyle dermiş: “Atalarımız, ‘Ey Türk titre ve kendine dön!’ diye buyruk verdiler. Biz de buna uyarak öyle bir titredik ki bir daha kendimize dönemedik.”

Yine parkinson hastalığı için şu espriyi yaparmış: “Araba markası gibi isim. İnsan bunun bir hastalık adı olduğunu bilmese, keşke benim de bir parkinsonum olsa demekten kendini alamaz!”.

MAKAM ARABASI

CHP iktidarının son yıllarında Diyanet İşleri Bakanlığı yapmış olan hemşerisi Ahmet Hamdi Akseki’ye, dönemin hükümeti bir makam arabası tahsis etmiş. Osman Yüksel bunu duyunca hemşerisine takılmış:

– Hocam, artık sıratı da bu arabayla geçersin!”.

TÜRKİYEYİ KARIŞTIRAN ADAM

Parkinson hastalığının şiddetle seyrettiği bir dönemde kendisini ziyarete gelen bir grup öğrenciyle çay içerken, titreyen elleri yüzünden çayını karıştırmakta zorlanmış. Burada da fırsatı kaçırmamış, “Bir zamanlar Türkiye’yi karıştırırdım, şimdi bir bardak çayı karıştıramıyorum.” demiş

ALLAH ALLAH

Bir mecliste kendisine eleştiri maksadıyla, “Sen çok fazla Allah diyormuşsun!” demişler. “Ya, öyle mi, Allah Allah!” diye cevap vermiş

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.