enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:03 Bakan Fidan: “Biz inanıyoruz ki; dış müdahalelerden arınmış, istikrarlı bir Suriye, bölgemiz için büyük bir artı değer olacaktır.
00:02 Sektörünün bölgesindeki en büyüğü SING İstanbul, artık yeni adresinde…
00:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti Türk Dünyası Vizyon Belgesi Tanıtım Programı”nda konuştu…
00:00 Bakan Göktaş, Türkiye’de de nüfus yaşlandı ve doğurganlık azaldı”…
09:58 Manisa, 2025’i Büyük Bir Kayıpla Bitiriyor: Ferdi Zeyrek ve Gülşah Durbay…
08:47 Su Politikaları Derneği: Ankara’nın Birim Su Maliyeti Artacak!
00:48 YHT Gar–Kuyubaşı–Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nın yapımına 2026 yılında başlanması hedefleniyor…
00:47 Meryem Gülbetekin’in, “Yaradan”a dair hissiyatı
00:46 ABD NATO’dan Ayrılıyor mu?
00:26 Gazeteci Erdem Atay: Özgür Özel İmamoğlu’nu sattı Siyasette ‘Diploma’ ve ‘Rektör Ziyareti’ tartışması
00:20 Yılbaşında kar yağacak mı?
00:20 UNICEF: Gazze’de çocuklar ve hamile kadınlar arasında yetersiz beslenme oranları arttı…
00:10 Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay vefat etti
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
03:32 Türkiye’de İşsizlere Yeni Bir İş Kapısı: İŞKUR – Endülüs İş Dünyası İş Birliği Umut Oldu
01:00 Adalet Bakanı Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada bulundu…
00:57 CHP, Kocaeli’de 13-0’a çok uzak!
00:49 Ukrayna’da bugün seçimler yapılsa kim kazanır?
00:43 Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı’ndan (WAFA) Gazeteci Duha HMİDAN’ın haberleri…
00:37 11 ilde zamana karşı yarış: Asrın inşa seferberliğinde sona gelindi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Türkiye’nin Nereye Gittiği” Kimleri İlgilendirir?

“Türkiye’nin Nereye Gittiği” Kimleri İlgilendirir?
10 Kasım 2021
2.340
A+
A-

Erdoğan’ın dış politika hamleleri, Türk modernleşmesinin ana çizgisini takip ediyor. Cumhuriyeti ikinci yüzyıla hazırlıyor.

Siyasi hayatımız “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu tartışmanın tarihi olarak bile okunabilir. Hem liderler hem de ideolojik akımlar bu soruyla çok meşgul oldular. Son dönem Osmanlı modernleşme serüveninden Cumhuriyet’in ilk yıllarına, Demokrat Parti döneminden Özal’lı yıllara ve nihayet Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye kadar nereye gittiğimizi tartıştık. Çizilen yeni rotaların ve uygulanan reform hamlelerinin hasılası da hep “Yeni Türkiye” olarak sunuldu. Bu itibarla siyasetimizin nirengi noktası hep Türkiye’yi eskiden kurtararak yeni bir döneme taşımak oldu. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giderken gerçekleşecek 2023 seçimleri öncesinde de “yeni Türkiye’ye ulaşma” hedefi parti siyasetinin ana söylem malzemesi. İçte ve dışta “Türkiye nereye gidiyor?” sorusu daha yoğun olarak gündem yapılıyor.

Neden Çok Sık Soruluyor?

Bu sorunun artık daha kritik bir mesele olarak görülmesi elbette Türkiye’nin son yıllarda uluslararası sistemde aktif ve dinamik dış politika yürütmesi ile ilgili. Hem uluslararası sistemi sorgulaması hem de bu sistemde kendine yeni bir yer belirlemesi ile alakalı. Suriye, Irak, Libya, Kafkaslar, Doğu Akdeniz ve Afrika’daki hamleleri ve kazanımlarıyla ilgili. Savunma sanayisindeki atılımlarının ticari ilişkiler ağını genişletmesiyle bağlantılı. Yeni gerçekliği kabul etmek istemeyenler hemen ideolojik kampanyalara yöneliyor. Sözgelimi Türkiye’nin Batı ittifakı içerisinde kendisine yapılan haksızlıkları sorgulamasını ve hakkını alabilmek için politikalar geliştirmesini “güvenilmezlik” ya da “saldırganlık” olarak niteliyorlar. Tek örnek bile haksızlığı göstermek için yeterli. Annan Planı’nın reddettiği halde Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınması, Kuzey Kıbrıs’a verilen sözlerin hiçbirisinin tutulmaması veya Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki maksimalist taleplerinin Türkiye’ye AB adına dayatılması “diplomasi” olarak görülebilir ve buna razı olunabilir mi?

Neden En Çok Fransızlar Dertleniyor?

Türkiye’nin nereye gittiğini en çok Fransızların tartışması beni şaşırtmıyor. Zira Fransa, Ortadoğu’dan Kafkaslara, Doğu Akdeniz’den Afrika’ya birçok alanda Türkiye’nin rekabetinden dolayı zemin kaybediyor. Macron’un Avrupa’nın siyasi lideri olma iddiasını Erdoğan’ın sık sık boşa çıkarmasından hoşlanmamasını da ekleyebiliriz. Son birkaç günde Le Point’te çıkan yazılar ve Le Monde’un özel sayısı Paris’in Ankara’nın hamlelerinden ne kadar tedirgin olduğunu gösteriyor. Le Point’e göre Türkiye’nin talepleri büyük ve bu “saldırgan iddialara” karşı Fransa gibi dimdik durulmalı. Ancak yeni Türkiye ile böylece uzlaşılabilir. Le Monde’a göre ise Türkiye dinamizmiyle hem “büyüleyici” hem “endişe verici.” İkisi de Türkiye’yi ve Erdoğan’ı “saldırgan, emperyalist, korkutucu ve öngörülemez” ilan ediyor. Anlamak istemedikleri şey şu, Ankara’nın son yıllarda Suriye’den Doğu Akdeniz ve Libya’ya kadar askeri varlığını öne çıkarması mecburiyetten. Terörle mücadele, mülteci sorununun yönetilmesi ya da maksimalist komşular ancak böyle dengelenebilir. Avrupa, Türkiye’yi karşısına alarak bırakın dünya siyasetinde güçlü olmayı, kendi sorunlarını bile çözmez.

Erdoğan’ın Misyonunu Bilerek Çarpıtmak

Türkiye’nin gidişatından endişe ederek sınırlandırmak isteyenlerin ilk hedefi elbette Erdoğan. Le Point ve Le Monde da aynı yerde. Söylem basit: “Erdoğan eskiden reformcuydu, şimdi Osmanlı’yı geri getiriyor. Erdoğan, Atatürk’e karşı ve Osmanlıcı.” Bu gibi çevreler AB’nin Türkiye’nin stratejik çıkarlarını göz ardı ederek Ankara’yı yeni politikalar geliştirmeye zorladığını görmek istemiyorlar. Halbuki Erdoğan’ın dış politika hamleleri, Türk modernleşmesinin ana çizgisini takip ediyor. Cumhuriyeti ikinci yüzyıla hazırlıyor. Atatürk ve Erdoğan arasında karşıtlık değil süreklilik ve tamamlayıcılık ilişkisi var. Fransızlar ya da benzerleri içerideki polemiklere bakarak 2023 sonrasında Türkiye’nin AK Parti döneminde kendine biçtiği uluslararası konumdan geri gideceğini sanıyorlarsa uzmanlarını gözden geçirsinler.

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

[UHA Haber Ajansı, 10 Kasım 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.