enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:18 TCMB’nın 11 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısına sayılı günler kaldı…
15:28 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
12:29 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:39 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:38 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında…
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
00:13 Ankete 9 AB ülkesinden toplam 9 bin 500’den fazla kişi katıldı…
00:11 Deutsche Bank’tan kapsamlı Türkiye analizi: Dolar, büyüme ve faiz tahmini
00:02 Ayvalık merkezli Türk zeytinyağı firması Nova Vera, uluslararası arenada dünya birincisi oldu…
11:42 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:10 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:44 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
06:15 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
04:25 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Mustafa Şentop’tan AB Adalet Divanı’na başörtüsü tepkisi

Mustafa Şentop’tan AB Adalet Divanı’na başörtüsü tepkisi
20 Temmuz 2021
557
A+
A-

UHA HABER / TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın başörtülü kadınların din ve inanç özgürlüğü aleyhinde verdiği karar pek çok bakımdan vahimdir. Bu kararlar Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini açıkça ihlal etmektedir” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini hedef alan başörtüsü kararı hakkında açıklama yaptı.

Şentop’un açıklamalarından satırbaşları:

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın başörtülü kadınların din ve inanç özgürlüğü aleyhinde verdiği karar pekçok bakımdan vahimdir. Daha önce yine Adalet Divanı ve bazı Avrupa kurumları benzer kararlar vermişlerdi.

“Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmektedir”

Bu kararlar Avrupa’da yaşayan Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini açıkça ihlal etmektedir. Toplumsal barış, farklı inanç sahiplerinin bir arada yaşaması ve inanç temelli ayrımcılık boyutuyla bu kararların olumsuz sonuçları olacaktır.

Gerek BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi gerekse, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile güvence altına alınan din ve inanç özgürlüğü, kişilerin sadece kendi iç dünyalarında bir dine ya da inanç sistemine bağlanmalarını kapsamaz. Bu sözleşmeler, aynı zamanda, kişisel olarak veya başkalarıyla, özel veya kamusal alanda ibadet, uygulama, inançlarının gereği olan yükümlülükleri yerine getirme ve bunları öğretme yoluyla dinini veya inancını açığa vurma özgürlüğünü de kapsamına almaktadır.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın, din ve inanç özgürlüğünün asgari gerekleriyle açıkça çelişen kararının hukuki, kültürel ve toplumsal bakımdan içerdiği yanlışlıklardan daha vahimi, verilen kararın ortaya koyduğu “normal” ve “normal dışı” tanımıdır. Divan verdiği kararda işverenin tarafsızlığı argümanına dayanırken, kendisinin tespit ettiği bir durumun yani “başı açık olma hali”nin “normal”, başı örtülü olma halinin ise “normal dışı” olduğu kabulünden hareket etmektedir.

“Müslümanlar bakımından normal olan farklıdır”

Adalet Divanı’nın “normal”i, sadece belli bir inancın ve kültürel kabulün, seküler bir hayat tarzının normalidir. Her din ve kültür bakımından geçerli, “evrensel normal” değildir. Müslümanlar bakımından normal olan farklıdır. Adalet Divanı, insanlar için normal olanı belirleme yetkisini kendisinde görmekte; tarafsızlık kavramını kendi normaline özgü saymakta; seküler dünya görüşünün benimsemediği dini sembol ve kıyafetleri “taraflılıkla” itham etmektedir.

Din ve inanç özgürlüğü, belli bir dinin ya da herhangi bir dünya görüşünün ilkeleri dikkate alınarak tanımlanamaz. Zira din ve inanç özgürlüğünde korunan belli bir inancın ilkeleri değil, insanların o dine veya inanca olan bağlılığıdır.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararı, ne yazık ki, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada çeşitli bahanelerle Müslümanların kamusal alanda özgür şekilde var olmalarını engellemek isteyen uygulamaların neden olduğu derin endişeleri haklı kılar niteliktedir. Başta Avrupa Birliği Adalet Divanı ve uluslararası insan hakları mahkemeleri olmak üzere, tüm dünyada karar mercilerine düşen temel sorumluluk; soyut kavramlara istinaden temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahaleleri haklı çıkarmak yerine, tüm din ve inanç mensuplarının ayrımcılığa maruz kalmaksızın din ve inanç özgürlüğünden yararlanmalarını sağlamaya çalışmaktır.

[UHA Haber Ajansı, 20 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.