enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:09 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’den “Çalı Canavarı”, kırsal yollarda çalı, diken ve taş gibi engelleri temizliyor, ulaşım güvenliğini sağlıyor
07:03 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Bakan Uraloğlu, “Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 kış sezonu seferleri 22 Aralık’ta başlayacak”
00:35 Papa 14. Leo göreve gelmesinin ardından ilk dış gezisini Türkiye’ye gerçekleştirecek.
00:31 Prof. Dr. Kürşad Zorlu: Ankara 2026 Türk Dünyası Başkenti seçildi
00:31 Bağımlılığı olan çocuğa destek!
00:29 Adalet Bakanı Tunç, Ekrem İmamoğlu hakkında “casusluk” iddiasıyla yürütülen soruşturmaya ilişkin soruyu yanıtladı
00:26 Türkiye, İngiltere’den 20, Katar ve Umman’dan 24 Eurofighter savaş uçağı almayı planlıyor.
00:20 Mahmudhoca Behbûdî’nin Seçilmiş Eserleri, Ankara’da Türk Dünyası’na tanıtıldı
00:15 Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu, 2026 yılı hac hazırlıklarını tamamladı. Hac kurası 5 Kasım Çarşamba günü saat 10.30’da çekilecek.
00:07 Dünya Tekvando Şampiyonası’nda mücadele eden Emine Göğebakan, kadınlar 46 kiloda ve Nafia Kuş Aydın, kadınlar +73 kiloda altın madalya kazandı.
00:06 Dünyada ilk savaş uçağını Türkler düşürdü
00:04 Nizip Ticaret Odası’ndan Nizip Meslek Yüksekokulu’na Laboratuvar desteği…
18:26 Takım olabilmenin verimi!…
00:58 Trendyol Süper Lig’in 10. haftasında Trabzonspor sahasında karşılaştığı Eyüpspor’u 2-0 mağlup eden karşılaşmayı spor yazarları kaleme aldı…
00:50 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Dezenflasyon süreciyle birlikte gelir dağılımında, toplumsal refahı güçlendirmeyi hedefliyoruz.”
00:45 Türk Devletleri Teşkilatı yeni üye devletleri kabul edecek mi?
00:44 BakanTunç, “Çocukların korunması, çocuk istismarının önlenmesi, insan ve uyuşturucu ticareti gibi suçlarda iki ülke arasında işbirliği yapılmalı”
00:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eurofighter anlaşması için imzaları attık
00:09 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş,”Dijital bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturuyoruz”
00:04 Trendyol Süper Lig’in 10. haftasında Trabzonspor, Teknik Direktörü Fatih Tekke 90 dakikayı değerlendirdi…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

ABD uşağı katil İsrail’in sinsi işgal stratejisi: Çoban karakolları

ABD uşağı katil İsrail’in sinsi işgal stratejisi: Çoban karakolları
13 Eylül 2025
16
A+
A-

* Batı Şeria’da artık işgal sadece duvarlarla ya da beton bloklarla ilerlemiyor. Birkaç çadır, birkaç keçi ve hurma bahçesiyle başlayan işgalci çoban karakolları, Filistinlileri zorunlu göçe zorlayan sessiz ama kalıcı bir işgal stratejisine dönüşmüş durumda.

*İşte detayları!…

UHA/ İnternational News Agency

Katil İsrail'in sinsi işgal stratejisi: Çoban karakolları

DOĞU KUDÜS, 13 EYLÜL 2025 – Batı Şeria’da artık işgal sadece duvarlarla ya da beton bloklarla ilerlemiyor. Birkaç çadır, birkaç keçi ve hurma bahçesiyle başlayan işgalci çoban karakolları, Filistinlileri zorunlu göçe zorlayan sessiz ama kalıcı bir işgal stratejisine dönüşmüş durumda.

İsrail’in Gazze’deki soykırımı dünya gündemini belirlerken Batı Şeria’da sessiz ama derin bir işgal sürüyor. Bu işgal, duvarların, kontrol noktalarının ve dev işgalci yerleşim bloklarının ötesinde, görünüşte masum, birkaç çadır ve hayvan sürüsüyle başlayan yeni bir yöntemle ilerliyor. İsrail’in “sinsi işgal” olarak nitelenebilecek bu stratejisi, Filistin topraklarını adım adım koparıyor.

1967’deki işgalden bu yana Batı Şeria, parça parça İsrail’in işgaline girmeye başladı. Oslo Anlaşmaları ile Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrıldı. Bugün Batı Şeria’nın yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan C Bölgesi tamamen İsrail’in idari ve askeri denetimi altında. Filistinlilerin nüfus olarak yoğunlaştığı A ve B bölgeleri birbirinden koparılmış adacıklara dönüşürken, İsrail bu “boşlukları” sistematik biçimde yerleşimlerle doldurdu.

Filsitinlileri birbirinden ayıran ''Ayrım Duvarı'' ile İsrail Filistin topraklarının yüzde 12'sini işgal etti. Fotoğraf: AA
[Filsitinlileri birbirinden ayıran ”Ayrım Duvarı” ile İsrail Filistin topraklarının yüzde 12’sini işgal etti. Fotoğraf: AA]

Bugün sahada tablo net: Batı Şeria’da 503 binden fazla, Doğu Kudüs’te 230 bini aşkın Yahudi işgalci yaşıyor. Toplamda 730 binin üzerinde işgalci, uluslararası hukuka aykırı şekilde Filistin topraklarına taşındı. İsrail, 147 resmi yerleşimi ve 200’ün üzerinde gayriresmi ileri karakolu yıllar içinde “yasallaştırarak” yerleşim ağını büyüttü. Her yeni inşaat, Filistinlilerin hareket alanını daha da daralttı.

2025 yılına gelindiğinde tablo daha da sertleşti. E1 projesi olarak bilinen ve Doğu Kudüs ile Ma’ale Adumim arasında yaklaşık 3 bin 400 konutun inşasını öngören plan fiilen onay aşamasına geldi. Bu işgal projesi hayata geçerse Batı Şeria kuzey ve güney olarak ikiye bölünecek, Filistin’in coğrafi bütünlüğü fiilen ortadan kalkacak. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bu adımı “iki devletli çözüm için ölümcül bir darbe” olarak nitelendirdi.

Barbar İsrail, 3 bin 400 konutluk yeni işgalci Yahudi yerleşim yeri inşasına da onay verdi. Fotoğraf: AA
[Barbar İsrail, 3 bin 400 konutluk yeni işgalci Yahudi yerleşim yeri inşasına da onay verdi. Fotoğraf: AA]

Sadece dev projeler değil, günlük pratikler de işgali kalıcılaştırıyor. 2025’in ilk sekiz ayında C Bölgesi’nde yüzlerce Filistinli yapısı “ruhsatsız” gerekçesiyle yıkıldı. Yahudi işgalcilerin şiddeti 1000’in üzerinde saldırıyla kayıtlara geçti. Filistin köyleri arasında onlarca yeni engel noktası kuruldu. Tüm bu baskının ortasında ise son yıllarda sahaya sürülen yeni bir araç öne çıkıyor: Çoban karakolları.

Yeni işgal mekanizması: İşgalci çoban karakolları

Çoban karakolları, görünürde pastoral bir yaşamın parçası gibi sunuluyor. Birkaç genç yerleşimci, bir sürü keçi ya da koyun ve küçük bir çadırla başlıyor her şey. Fakat kısa sürede bu alanlar çitle çevriliyor, “özel mülk” ilan ediliyor ve çevredeki Filistinli çobanların meralara erişimi engelleniyor.

İnsan hakları örgütleri, bu sinsi işgal noktalarının Batı Şeria’nın yaklaşık yüzde 14’üne denk gelen 78 bin hektarı fiilen İsrail kontrolüne soktuğunu rapor ediyor. Başlangıçta geçici gibi görünen bu karakollar, zamanla kalıcı çiftliklere, ardından yeni yerleşim birimlerine dönüşüyor. İsrail hükümeti de çoğu zaman bu süreci “yasallaştırarak” destekliyor.

Bu yöntemin en yoğun uygulandığı yerlerden biri Ürdün Vadisi. Filistin’in en verimli topraklarına sahip bu bölge, tarih boyunca tarımın ve çobanlığın merkezi oldu. Bugün ise işgalin yeni laboratuvarına dönüştü. Yahudi işgalciler, sürülerini vadilere salıyor, ardından çadır kuruyor, sonra etrafı çitle çeviriyor. Filistinliler bu alanlara girmeye kalktığında şiddetle karşılaşıyor.

Birleşmiş Milletler’in 2024–2025 raporları, yalnızca Ürdün Vadisi’nde onlarca Filistinli ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığını kaydediyor. Bu göç, sadece mekânsal bir kayıp değil; toplumsal yapının, kültürel sürekliliğin ve geçim kaynaklarının yok olması demek. Ürdün Vadisi, böylece hem işgalin hem de zorunlu göçün en somut sahnesi haline geliyor.

Katil İsrail'in sinsi işgal stratejisi: Çoban karakolları

İşgalci çoban karakolları yalnızca güvenlik ve coğrafi bir kuşatma değil, aynı zamanda ekonomik bir işgal aracına da dönüşüyor. İşgal edilen meralarda üretilen ürünler uluslararası pazarlara “İsrail ürünü” etiketiyle ihraç ediliyor.

Avrupa Birliği, yerleşim bölgelerinde üretilen ürünlerin İsrail malı sayılamayacağına defalarca hükmetti. Fakat işgalci İsrail, bu uyarılara rağmen Batı Şeria’da üretilen hurmaları ve diğer tarımsal ürünleri dış pazarlara satmayı sürdürüyor. Böylece işgal, ekonomik kazançla birleşerek çok boyutlu bir sömürü mekanizmasına dönüşüyor.

Kararan hayatlar…

Her çoban karakolu, bir göç hikayesi doğuruyor. Yüzyıllardır aynı topraklarda yaşayan Filistinli aileler, meralarını kaybettikçe hayvanlarını satmak ya da köylerini terk etmek zorunda kalıyor. İşgalciler kimi zaman hayvanlara saldırıyor, kimi zaman çobanları darp ediyor, kimi zaman da kadın ve çocukları tehdit ederek köyleri yaşanmaz hale getiriyor.

Uluslararası raporlar, 2025 yılında Batı Şeria’da binlerce Filistinlinin, Yahudi işgalcilerin şiddeti ve baskıları sonucu evini terk etmek zorunda kaldığını belgeliyor. Bu sessiz göç, Filistin toplumunun dokusunu çözerek işgalin en kalıcı sonuçlarından birini yaratıyor.

İsrail’in büyük yerleşim projeleri sık sık gündeme gelirken, çoban karakolları genellikle uluslararası radarın dışında kalıyor. Oysa etkileri çok daha derin. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi bu yapıları “ilhakın yeni yüzü” olarak tanımladı. Avrupa Birliği de raporlarında çoban karakollarının uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini vurguladı. Ancak bu açıklamalar sahada hiçbir caydırıcı sonuç doğurmadı.

ABD yönetimleri, yerleşim politikalarını sözde eleştirseler de İsrail’e sağlanan askeri ve mali destek kesilmedi. Böylece sinsi işgal, uluslararası sessizliğin gölgesinde büyümeye devam ediyor.

Bugün Batı Şeria’da görünen tablo, birkaç keçi ve çadırdan çok daha fazlasını anlatıyor. İşgalci İsrail, çoban karakollarıyla Batı Şeria’nın topografyasını adım adım değiştiriyor. Görünüşte kırsal bir yaşam olarak sunulan bu yapılar, gerçekte sınırları yeniden çizen ve haritayı kalıcı olarak dönüştüren bir işgal aracı.

Hurma bahçeleri, zorunlu göçler ve meraların gaspı; hepsi aynı zincirin halkaları. Sinsi işgal, Filistin’in coğrafyasını, ekonomisini ve toplumsal yapısını geri dönülmez biçimde dönüştürüyor. Bu yüzden Batı Şeria’da sessizlik, işgalin en gürültülü yüzü haline geliyor.ETİKETLER

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.