IMF bile artık asgari ücrette yüzde 30 zamma razı
Ekim enflasyonunda öncü veriler moral bozdu. Bu asgari ücret zammını da etkileyecek. IMF Türkiye Masası’nın bile iş dünyasıyla görüşmelerinde yüzde 30 hatta birkaç puan üzerinde bir asgari ücretin makul olacağını söylemeye başladığını öğrendik.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “ekonomi gazeteciliği “ ve “uzman gazetecilik” dersleri veren ve 10Haber’in de köşe yazarlığını yapan Erdal Sağlam, kaleme aldığı “IMF bile artık asgari ücrette yüzde 30 zamma razı” başlıklı yazısında, Pazartesi açıklanacak ekim enflasyonuna ilişkin öncü verilerin moral bozduğunu yazdı.
Erdal Sağlam, Enflasyonda planlanan düşüşün gecikeceği anlaşılırken, bu durumun yılbaşında asgari ücrete yapılacak zammı da etkileyeceğini dile getirdi.
“IMF Türkiye Masası’nın bile iş dünyasıyla görüşmelerinde yüzde 30 hatta birkaç puan üzerinde bir asgari ücretin makul olacağını söylemeye başladığını öğrendik” diyen Sağlam, “Perşembe açıklanan Türk-İş’in açlık ve yoksulluk sınırı çalışması sonucu, ekim ayında gıda enflasyonunun yüzde 3.03 olduğu belirlendi. Dün (01 Kasım 2024) açıklanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) anket sonuçları ise perakende fiyat artışının ekimde yüzde 3.6 olduğunu gösterdi. Eylüldeki oran yüzde 3.9 idi, yani ekim ayında beklenen fiyat artışlarındaki düşüşün yaşanmadığı görüldü” dedi.
Geçtiğimiz aylarda, birkaç istisna dışında, TÜİK’in enflasyon rakamının, İTO’nun rakamının 0.7-0.8 puan altında geldiğini hatırlatan 10Haber’in köşe yazarı Erdal Sağlam, “O nedenle de ekim ayı tüketici fiyat artışının, pazartesi günü yüzde 2.7-2.8 gibi açıklanacağı beklentisi piyasada ağırlık kazanmaya başladı. Bu rakamlar Merkez Bankası’nın yüzde 1.5’luk aylık rakam hedefine göre, hala çok uzak bir gerçekleşme” olduğunu aktardı.
Erdal Sağlam, bununla birlikte İTO’nun toptan eşya fiyat artışının yüzde 0.15 olarak saptanmasının, kasım ayı tüketici fiyat artışı için umut verdi diyebileceğini belirterek, İktisatçıların para politikasının sonuçlarının alındığını ancak toptan eşya gibi daha mal ağırlıklı endekslerde daha bariz görüldüğünü belirttiklerini ve buna karşılık kira gibi geçmişten birikimli gelen hizmetler sektörü gibi para politikasına daha az duyarlı, fiyat artışlarının ise hala katı olduğunun altını çizdiklerini açıkladı.
Yüzde 20’nin altı için umut kalmadı
“Bu nedenle de enflasyonla mücadelenin zaman alacağı anlaşılıyor, gecikmeli olarak düşüşün yaşanacağı konusunda, artık herkes hemfikir görünüyor” diyen Erdal Sağlam, “Ancak ekim ayı kritik öneme sahipti ve bu durum önümüzdeki yıla ilişkin enflasyon umutlarını da suya düşürmüş görünüyor. Artık OVP’deki yüzde 17.5’lik 2025 yılsonu hedefine rağmen, enflasyonun gelecek yıl yüzde 20’nin altına ineceği konusundaki umutların büyük ölçüde kaybolduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta açıklayacağı Enflasyon Raporu’nda nasıl bir yol izleyeceğini de değerlendiren Sağlam, şunları söyledi:
“iktidarın 17.5’lik hedefine karşılık 2025 nokta hedefini yükseltecek mi hata koridorunu kaç puanda tutacak merakla bekleniyor. Artık yüzde 17.5’luk OVP hedefini baz almaya devam etmesi halinde Merkez Bankası’nın inandırıcılığının büyük zarar göreceği konuşuluyor. Piyasalar, enflasyon raporunda, özellikle faiz indirimleri için nasıl bir sinyal verileceğini merak ediyorlar. Son enflasyon rakamı belli olduktan sonra bu konuda daha net yorumlar yapmak mümkün olacak. Ancak yıl sonu için piyasaların yükselen 2024 yıl sonu yüzde 44’lük tahmini, gerçek olacağa benziyor. Piyasaların kasım ayında faiz indirim beklentisi hiç kalmadı, hatta aralık beklentisinin de pazartesi açıklanacak enflasyon rakamına göre iyice azalabileceği belirtiliyor. Yani giderek faiz indirim beklentisinin yeni yıla kaydığı gözleniyor”.
“Ancak Merkez Bankası’nın gecikmesi halinde işin altından nasıl kalkacağı da tartışmalı” olduğuna vurgu yapan 0Haber’in köşe yazarı Erdal Sağlam yazısında, “Çünkü hala kurlarda düşüşe izin vermiyor, inmemesi için döviz alıp rezervleri artırmaya devam ediyor. Swap hariç net rezervleri, 29 Ekim tatiline rağmen, geçtiğimiz hafta 2 milyar dolar daha arttı, 31 Ekim tarihi itibariyle 45.2 milyar dolara kadar çıktı” değerlendirmesinde bulundu.
Buna karşılık mevduatta stopaj oranlarının artırıldığını, zaten fonlama faizinin de uzun zamandır yüzde 49’de seyrettiğini ifade eden Sağlam, “açıktan para basma anlamına gelen Merkez Bankası zararı çok büyüyor, piyasadaki fazla likidite yeniden 665 milyar TL’ye çıktı. Bu gelişmeler politika faizi değişmezken, fiili olarak parasal gevşeme yaşandığı anlamına geliyor. Yani kurların da düşüşüne izin vermez, önümüzdeki dönem rezerv artırıp likiditeyi yönetme sıkıntısı çeken Merkez Bankası, faiz indirimini geciktirdiği takdirde kendini iyice zor durumda kalacak” dedi.
KOBİ ve vatandaşın sıkıntısı yok
“Faiz indiriminin gecikmesi, zaten zor durumda olan KOBİ’lerin durumunun iyice ağırlaşması demek” diyen 10Haber’in köşe yazarı Erdal Sağlam, şöyle devam etti:
“Özellikle kredi ile dönmeye çalışan özkaynağı yetersiz KOBİ’lerin ve esnafların durumunun iyice ağırlaştığını görüyoruz. IMF Türkiye Masası’nın da bu nedenle şirketlerin durumu ile ilgili inceleme başlattığını, şirketlerin program karşısındaki durumunu detaylı araştırmaya konu ettiğini öğrendik. Çünkü bu gelişme iktidarın, gelecek şikayetlerin artması üzerine programı yarıda bırakabileceği yönündeki tedirginliğin büyümesine yol açabilir. O nedenle zorluğu yumuşatacak tedbirlerle, durumun idare edilmesi için herkes bir çaba içerisine girdi diyebiliriz”.
IMF’in de benzer bir tedirginliği paylaştığı izlenimi edinilirken, iş dünyasından gelen “KOBİ’ler ve vatandaşların durumu kötü ve bu nedenle program yarıda kalabilir” görüşünün daha fazla gündeme geldiğinin gözlendiğine dikkat çeken Erdal Sağlam, bu nedenle iş dünyası temsilcilerinin asgari ücret zammının yüzde 25’de kalması gerektiğini açıkladıklarını, ama özel görüşmelerde, yüzde 30’luk zamma razı olduklarını söylediklerini hatırlattı.
Sağlam, IMF’in de iş dünyası gibi düşündüğünü, hedefin enflasyon oranında yapılacak zammın, büyük mağduriyet yaşayan geniş kesimlerin durumunu daha da ağırlaştıracağı görüşünde olduğunun duyulduğunu belirterek, “IMF’in 2025 yıl enflasyon tahmini zaten yüzde 24 oranında. Bu nedenle iş dünyasıyla temaslarında, artık yüzde 30 ya da birkaç puan üzerinde bir asgari ücret zammının makul olarak görecekleri izlenimi verdiklerini öğreniyoruz” dedi.
***
Yazar hakkında
Erdal Sağlam Kimdir ?
1957 yılında Ankara’da doğmuştur.
Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi (TODAİE) Sevk ve İdare Yüksek Okulu mezunudur.
Meslek hayatına 1984 yılında Dünya Gazetesi İstanbul Merkezi’nde başladı. 1 yıl sonra Dünya Gazetesi Ankara Bürosu muhabirliğine geçti.Sırasıyla Dünya Gazetesi Ankara Haber müdürlüğü, Hürriyet Gazetesi Ankara Ekonomi Muhabirliği, Hürriyet Gazetesi yazarlığı yaptı.
Yeni Yüzyıl Gazetesinde kısa süre Temsilci Yardımcılığından sonra Star Gazetesi kurulunca Ankara Temsilcisi oldu. Daha sonra Hürriyet Gazetesi Yazarlığı’na geri dönerken aynı zamanda CNN Türk’te ekonomi programları ve yorumları yaptı.
2004 yılından buyana Hürriyet Gazetesi Yazarlığı ile birlikte Referans Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini birlikte yürütüyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin “En iyi ekonomi muhabiri” ödülü sahibidir.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “ekonomi gazeteciliği “ ve “uzman gazetecilik” dersleri verdi. Halen ekonomi gazeteciliği dersine devam ediyor.
Evli ve 1 çocuk babasıdır.