enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:15 Dışişleri Bakanı Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu…
00:15 Dışişleri Bakanı Fidan, “Türkiye, Güney Kafkasya’da barışın tesis edilmesi için çaba göstermektedir”
00:11 Bakan Tunç: “Hedefimiz umudu onaran, hatayı düzelten, insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımı hakim kılmaktır”
06:50 Sempozyum | Sosyal Panorama 2025: Türkiye’de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elim uçak hadisesinin neden yaşandığını çok daha net göreceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız”
00:50 TOBB’un Nefes kredi hacmi 25 milyar liradan 50 milyar liraya yükseltildi…
00:48 Bakan Uraloğlu, “Üretilen dördüncü Milli Banliyö Tren Seti Gaziantep Büyükşehir Belediyesine teslim edildi”
00:43 Türkiye genelindeki metro tünelleri, olağanüstü durumlarda 1 milyon 374 bin kişiye acil barınma imkanı sağlayacak kapasitede…
00:40 “2025 yılında 65 ilde 255 kazı alanına ulaştık”
00:39 Bakan Güler: Kutuların çözümü ve ilk bulgulara ulaşma süreci en az 2 ay sürer
00:32 Terör örgütü PKK Irak’ın kuzeyindeki Zap bölgesinden tamamen çekildi
00:31 Suriye Sahasındaki Meydan Okumalar ve Fırat’ın Doğusu
00:23 Engelli bireylerin trafik sigortasından indirimli yararlanmalarına ilişkin yeni düzenleme 1 Şubat 2026’da yürürlüğe girecek….
00:18 Şara’nın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Rolü
00:08 Doğu Karadeniz’den ocak-ekim döneminde bal ihracatı, 1 milyon 834 bin 520 dolara ulaştı.
13:46 Kriz Beklentisine Mahkum Olmak
11:21 4. Ölüm Yılında, Şair, Yazar, Düşünür Sezai Karakoç
06:55 Sındırgı’da 22 bin 600 binada inceleme yapıldı…
00:48 CSO Ada Ankara’dan bu hafta müzikseverlere unutulmaz konserler, çeşitli etkinlikler…
00:40 SPD Başkanı Yıldız: Kuraklık yerleşiyor. Su Yönetiminde radikal bir değişim şart.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İkinci Taliban Döneminde Afganistan’ı Neler Bekliyor?

İkinci Taliban Döneminde Afganistan’ı Neler Bekliyor?
31 Ağustos 2021
723
A+
A-

Taliban’ın nasıl bir yönetimin kuracağı, Afganistan’ın geleceği açısından oldukça önemli. Tamamen kapalı bir rejimin kurulması Afganistan’da var olan sorunları daha da derinleştirebilir.

Murat YEŞİLTAŞ & SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü

Taliban’ın Afganistan’da beklenenden hızlı bir şekilde kontrolü ele alması herkes için sürpriz oldu. 2020 Mart ayında ABD ile Taliban arasında yapılan anlaşma sonrasında Taliban’ın ilerleyişi zaten hızlanmıştı. Biden yönetiminin ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine yönelik Trump dönemi siyasetini aynı şekilde benimsemesiyle birlikte Taliban’ın eli daha da fazla rahatlamıştı. Biden’in çekilme kararını daha erken bir tarihe çekmesi ise Afgan hükümeti içindeki çözülmeyi hızlandırırken Afgan ordusunun da Taliban’a karşı savunma motivasyonu tamamen ortadan kaldırdı ve Taliban başkent Kabil’i kolay bir şekilde teslim aldı. Sonrasında Afgan hükümeti resmen düştü ve Afgan ordusu dağıldı. Şimdi karşımızda Taliban kontrolünde olan yeni bir Afganistan var. Cevabı en çok aranan soru ise ikinci Taliban döneminin nasıl bir Afganistan ortaya çıkaracağı?

Karşımızda üç senaryo bulunuyor. Senaryolardan ilki Taliban’ın kapsayıcı bir hükümet kurması. Farklı etnik ve dini gruplar ile eski hükümet mensuplarının içinde yer alacağı böylesi bir hükümet, Taliban’ın ülkeyi daha rahat yönetmesini ve uluslararası toplumun desteğini almasını sağlayabilir. Zira Taliban şu aşamada ne iç ne de dış düşman istiyor. Bu senaryoda savunma, güvenlik, istihbarat, dış işleri ve ekonomi gibi önemli ve ağırlığı olan bakanlıklar Taliban’ın yönetiminde yer alırken daha önemsiz bakanlıklar ise Taliban dışındaki gruplara bırakılabilir. Karzai ve Abdullah ile kurulan temaslar ve ülkenin önde gelen etnik ve dini gruplarıyla yürütülen görüşme trafiği en azından Taliban’ın diğer güç merkezlerini de dikkate alan bir hükümet kurabileceğini gösteriyor. Öte yandan, Taliban’a yönelik uluslararası telkinler de bu yönde. Uluslararası aktörlerin Taliban’a açtıklarını kredinin devam edebilmesi için Taliban’ın kapsayıcı hükümet söyleminin pratiğe dönüşmesi de şart. Aksi halde uluslararası aktörlerin Taliban ile çalışmasını zorlaştıracak bir durum ortaya çıkabilir.

Ancak ılımlı senaryonun gerçekleşmesi sadece hükümetin nasıl kurulacağı ve kimleri kapsayacağı ile sınırlı değil. Taliban’ın şeriat kurallarını nasıl uygulayacağı konusu da ılımlı senaryonun gerçekleşmesi için önemli. Bugüne kadar yapılan açıklamalarda kadınların çalışma hayatına katılması ile ilgili ılımlı mesajlar veren Taliban, 31 Ağustos’tan sonra da aynı mesajları vermeye devam ederek icraatlarına da bu mesajları yansıtıp yansıtmayacağı bu bakımdan kritik önemde. Elbette, Taliban’ın demokratik bir rejim kuracağını ve sorunsuz bir rejim inşa edeceğini beklemek de doğru değil. Dolayısıyla ılımlı senaryo sorunsuz bir Afganistan anlamı taşımıyor.

İkinci senaryo ise Taliban’ın mutlak iktidarına dayalı bir dini rejim inşa etmesi. Böylesi bir senaryoda Taliban iktidarı paylaşmak yerine bütün yapıyı kendi kontrolü altına alarak Afganistan’da mutlak bir kontrol sağlamak isteyecektir. Kapsayıcı bir hükümet kurmak yerine, etnik ve dini yapıyı dikkate almadan kendi anladığı ve kendi istediği, gücü paylaşmayan bir yapının inşa edilmesi bu senaryonun gerçekleşmesi anlamı taşıyor. Bu aynı zamanda şeriat kurallarının da daha sert bir şekilde uygulanarak toplumun kontrol altına alınması anlamı taşıyor. Söz konusu senaryoda, güvenlik, ekonomi, toplumsal yaşam gibi alanlarda daha sert bir Taliban yönetimi ile karşılaşmak mümkün olabilir.

Üçüncü senaryo ise şiddete dayalı bir korku rejiminin hayata geçirilmesidir. 1996-2001 döneminde Taliban sert uygulamaları ile toplumu tamamıyla baskı ve kontrol altına aldığı bir rejim tesis etmişti. Yeni kurulacak Taliban rejimi ile şiddetin ve baskının görünür olması kuşkusuz Taliban’ın hem içerde hem de dışarda elini oldukça zayıflatacaktır ve kendisine karşı olan düşmanlıkları cesaretlendirecektir. Böylesi bir senaryonun gerçekleşme olasılığı Taliban’ın tek bir yapı olmadığı gerçeği düşünüldüğünde daha fazla dikkate alınmalıdır. Dini, siyasi ve askeri kanat arasında hali hazırda var olan farklılıklar 31 Ağustos sonrası döneminde hükümet kurma sürecinde yeniden ortaya çıkabilir. Şimdilik zafer şarhoşluğu içinde olan farklı kanaatlar, talep ettikleri bir rejimin tesis edilmemesi ve sorunların çözülememesi halinde merkezi otoriteden yoksun farklı iktidar pratiklerini hayata geçirebilirler. Böylesi bir senaryo aynı zamanda ülkenin farklı bölgelerinde Taliban’a karşı yerel isyanların çıkmasına da zemin hazırlayabilir ve Afganistan’ı yeni bir iç savaşa sürükleyebilir. Bu aynı zamanda uluslararası toplumun Taliban’ı kendi kaderine terk eden bir sürecin de fitilini ateşler.

Taliban’ın nasıl bir yönetimin kuracağı, Afganistan’ın geleceği açısından oldukça önemli. Tamamen kapalı bir rejimin kurulması Afganistan’da var olan sorunları daha da derinleştirebilir. BM raporlarına göre Afganistan’da 10 milyon çocuk açlık tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. 14 milyon insanın ise gıda güvenliğine ilişkin ciddi sorunları var. Bu Afganistan nüfusunun üçte birine tekabül ediyor. Güvenlik sektörünün yeniden inşa edilmesi de hiç kolay gözükmüyor. Öte yandan terör saldırıları Taliban’ın istikrarlı bir güvenlik ortamı sağlamasını engelleyecek zorlu bir yapısal soruna dönüşecek gibi görünüyor. 26 Ağustos’ta gerçekleşen terör saldırıları Taliban ile DEAŞ Horasan Emirliği arasında asimetrik bir çatışmanın bundan sonra devam edeceğinin belirtisi niteliğinde. Bu risk Taliban’ın hem konsantrasyonunu etkileyecek hem de daha sert bir rejim kurmasına katkı sunacaktır. El-Kaide’nin yeni Taliban dönemini fırsata çevirip çevirmeyeceği ise henüz anlaşılabilmiş değil, ancak Taliban ile El-Kaide arasındaki rekabetin de yön değiştirmesi mümkün görünüyor.

Taliban nasıl bir yönetim kurarsa kursun karşısında çetrefilli sorunlar var. Bu sorunları çözerek Afganistan’ı yönetmesi ancak ılımlı senaryonun gerçekleşmesine bağlı. Aksi bir durumda Afganistan daha kanlı bir iç savaş ile karşı karşıya kalabilir.

***

Murat Yeşiltaş

Dış Politika Araştırmaları Direktörü
Lisans ve yüksek lisans eğitimini sırasıyla 2003’te ve 2009’da Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlamıştır. 2012’de “Türkiye’yi Konumlandırmak: Jeopolitik Zihniyet ve Türkiye’de Ordu” adlı doktora teziyle Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden doktora derecesini almıştır. Murat Yeşiltaş 2008-2009 arasında Lancaster Üniversitesi Avrupa Çalışmalar ve Uluslararası Politika bölümlerinde misafir araştırmacı, 2010-2011 arasında ise Virginia Teknik Eyalet Üniversitesi Hükümet ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde misafir öğretim üyesi olarak görev almıştır. Halen Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doçent olarak çalışmakta olup Türkiye’nin Ortadoğu politikası, eleştirel jeopolitik, siyasi coğrafya ve karşılaştırmalı dış politika analizi konularında lisans ve yüksek lisans dersleri vermektedir.

[UHA Haber Ajansı, 31 Ağustos 2021] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.