enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:18 18 ilde DEAŞ operasyonu: 39 gözaltı
09:01 Yeni haftada hava nasıl olacak?
08:51 İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’den (DMM), günün öne çıkan haberleri…
08:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan “kabine” toplantısına başkanlık edecek
08:05 WWF-Türkiye: “Köpek Balığı Yaşayan Deniz Sağlıklı Denizdir!”
00:28 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’tan sıra dışı davranış..!
19:07 Kocaeli’nin Kartepe Belediye Başkanı Kocaman’dan Anlamlı Ziyaret
18:39 Kocaeli’nin Kartepe Belediye Başkanı Kocaman’dan Anlamlı Ziyaret
11:21 TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency’nın derlediği kısa kısa özet haberler!
11:20 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “İsrail’in İran saldırıları, Her geçen zaman insanlığın aleyhinedir”
10:55 Devlet Bahçeli: İsrail, saldırılarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır
10:16 UHA/  İnternational News Agency’nın derlediği kısa kısa özet haberler!
09:45 Bakan Yerlikaya: Jandarmamız milletimizin tertemiz vicdanındadır
00:48 Vali Aktaş’tan İzmit Sanayi Sitesi’nde inceleme turu
00:45 İsrail-İran saldırılarının boyutu ne ve hangi hedeflere yönelik yapılmıştır?
00:39 “ABD’de Gazeteci Yaşamı ve Türkiye’ye Haber Aktarımı” söyleşisi Basın Evi’nde gerçekleşti
00:35 İsrail-İran saldırılarının nükleer müzakerelere etkisi ne olur?
00:24 Devlet arşivlerinde adına 1839’dan itibaren rastlanan ve 2016’da İçişleri Bakanlığına bağlanan Jandarma Teşkilatı,186 yaşında
00:20 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’dan SS. İzmit Sanayi Sitesi’nde sanayi sitesinde inceleme ziyareti
00:12 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan barış için yoğun diplomasi trafiği
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hiç olgunlaşamamış bir toplumuz

Hiç olgunlaşamamış bir toplumuz
1 Ağustos 2022
2.819
A+
A-

Türk toplumu olarak dinî ve millî teorik alt yapımız/referanslarımız çok güçlü, çok sağlam. İyi insan olmak için bu alt yapının hemen hemen hiçbir eksiği yok. Doğruluk, dürüstlük, iyilik, yiğitlik/mertlik, fedakârlık, yardımseverlik, cömertlik, merhamet, bağışlayıcılık gibi akla gelebilecek her erdem bu teorik temelde mevcut. Gerek atasözlerimizden gerekse din kaynaklı telkinlerden bunun için sayısız örnekler verilebilir.  

Biz Türk halkı olarak, Türk toplumu olarak bütün iddialarımıza, övünmelerimize rağmen insan gibi insan olmaya; insaf ve vicdandan ayrılmamaya, zulüm ve haksızlıktan uzak durmaya yönelik olarak teoride var olan onca güzel öğüt ve telkinlerin nerdeyse hiçbirini iş ve eylemlerimizde uygular hale gelememişiz. Teori ile pratik bizim hayatımızda hiçbir zaman örtüşememiş. Bu yüzden hiç olgunlaşamamış, hep ham kalmışız. Mevlâna’nın nefsini terbiye ettiğini anlatmak için söylediği “Hamdım, piştim, yandım elhamdülillah!” tecrübesinden yüzde 99’umuzun haberi bile yoktur.  

İşyerinde Kavga Çıkarmanın Hukuki Sonuçları - BOĞAZİÇİ

Sonuç olarak en haklı eleştirilere, çok yerinde uyarılara bile tepki ile karşılık veriyoruz. Bize yönelmiş haklı uyarı ve eleştirilerden ders alacağımıza, kendimizi düzelteceğimize, “Çekiç yemeyen taş yapıya uymaz” anlayışıyla davranacağımıza öfkeye kapılıyoruz, tehditkâr nutuklar atıyoruz.  

Kerametimiz daima kendimizden menkul oluyor. Yani kendi reklamımızı kendimiz yapıyoruz. Çünkü hakkımızda başkalarının anlatabileceği güzel bir hikâyemiz, dillerde dolaşacak bir erdemimiz bulunmuyor. 

Yiğitlik, mertlik edebiyatını dilimizden düşürmediğimiz halde bu toplumda çocuklara, kadınlara, yaşlılara, yani aciz/savunmasız insanlara saldırmayı mertlik, kabadayılık sanan insanlardan geçilmiyor. Yanında çocuğu ile araba kullanmakta olan kadın sürücünün önünü kendilerine yol vermedi diye kesip saldıranlar, kadının arabasının üstüne çıkıp tepinen magandalar hep bu toplumdan çıkıyor.  Geleneğimizdeki zayıfları, güçsüzleri koruma telkinlerine rağmen birçok erkek kabadayılığını o insanları ezip hırpalayarak ispatladığını sanıyor.  

İşyerindeki kavgada işten kim çıkarılır? - Cem Kılıç

Kavgalı, ihtilaflı olduğu insanlarla sorununu mertçe karşı karşıya gelip çözme cesareti gösteren neredeyse hiç yok. Hep arkadan vurma, pusu kurma, bir kişiye birkaç kişi birden yüklenme gibi gerçek kabadayılığa aykırı uygulamalar bu toplumda en geçerli yöntemler.  

Hamlığımızın, olgunlaşma yolunda hiçbir mesafe alamamış olmamızın çok açık bir işareti de alınganlık dozumuzun çok yüksek olmasıdır. Bizim kadar çabuk incinen, bizim kadar kırılgan bir halk yoktur ya da çok azdır.  

Bu toplumda nerdeyse herkes demokrat geçiniyor. Ama demokrasinin kendisi gibi inanmayana, düşünmeyene tahammül etme rejiminin adı olduğunu kimse aklına bile  getirmiyor. Demokrasi bizim işimize yarıyorsa iyi, karşı olduğumuzun işine yarıyorsa kötüdür.  

Lafla her şeyde en iyi biziz. Lafa gelince çok doğruyuz, çok adiliz, çok fedakârız, çok kahramanız; uygulamaya, elini taşın altına koymaya gelince hiçbirinde yokuz. En büyük başarıyı iş değil, laf üretmekte gösteriyoruz. “Ayinesi (aynası) iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” ilkesi sanki bizi hiç alakadar etmeyen başka bir kültürün ürünüdür! Ama bizim gerçek hayatta hiç karşılığı olmayan boş iddialılığımızı aynayı gözümüze sokarak bize gösteren temel ilkeler de yine bizim kültürümüzde ifade edilmiştir: “Onlar ki laf ile verirler dünyaya nizamât (iyilik buyrukları) / Bin türlü teseyyüp (kötülük, sahtekârlık) bulunur hanelerinde.” 

  Biz; söz, iş ve eylemleri uyuşan, örtüşen insanlar oluncaya kadar çok uzun testlerden, denemelerden, eskilerin deyimiyle çilelerden geçmeye hiçbir toplumun insanının muhtaç olmadığı kadar muhtaç insanlarız! 

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

[UHA Haber Ajansı, 01 Ağustos 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.