enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
14:47 Amerikan Kamuoyu İsrail Aleyhine Dönüyor
14:32 Siyasette çekme ve itme faktörleri
14:06 Rant baskısı istifa getirdi!
13:42 Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney gözaltına alındı
00:48 Emine Erdoğan: Türkiye-Gürcistan dostluğunun daha da güçlenmesini diliyorum
00:47 Çukuova Uluslararası Havalimanı ilk yılında 5 milyonu aştı!
00:44 Karar yazarı İbrahim Kahveci: Maaşların 3’te 1’i TÜİK verileri neticesinde yok edilmiştir.
00:35 Dışişleri Bakanı Fidan, “Suriye’de YPG’nin kurnazlıklarını görmüyor değiliz”…
00:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belediyeler rüşvetçi çetelerden kurtulacak
00:26 Muğla Sıtkı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden (MSKÜ) Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, İzmir’de 1 milyon kişinin susuzluk riski altında olduğunu açıkladı
00:23 Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun YILDIZ’ın yazısı: Ya gelecek sene de kurak geçerse?
00:19 (IDEF 2025), geleceğin muharebe ortamına damga vuracak konseptleri gözler önüne serdi…
00:15 İkinci çeyrekte yıllık büyümenin güçlendiğine işaret eden ekonomideki olumlu seyir çarşı-pazara hiç yansımadı
00:15 Bir zamanlar Avrupa’da final oynayan Göztepe ve bugünkü manzara!
00:13 AK Parti’ye 9 belediye başkanı katıldı
00:04 Balıkesir deprem bölgesi’nden gelişmeler…
00:04 Sanal tohumlar, gerçek hasatlar
23:35 Kocaelispor transferde hız kesmiyor!
21:44 Gazeteci-Yazar Gül KABACAOĞLU’nun yazısı: Gündeme Dair!
20:40 Süper Lig’de 3 maç ertelendi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Helalleşmeciler, Normalleşmeye Karşı!

Helalleşmeciler, Normalleşmeye Karşı!
A+
A-

Muhalefet medyası ve CHP içinde farklı hizipler, son günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik baskılarını artırdılar. Baskının nedeni, normalleşme siyasetini devam ettireceğine yönelik açıklamaları, MHP lideri Devlet Bahçeli ile ayak üstü sohbet etmesi ve dış politika konularında daha mutedil bir siyaset izlemesi…

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Muhalefet medyası ve CHP içinde farklı hizipler, son günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e yönelik baskılarını artırdılar. Baskının nedeni, normalleşme siyasetini devam ettireceğine yönelik açıklamaları, MHP lideri Devlet Bahçeli ile ayak üstü sohbet etmesi ve dış politika konularında daha mutedil bir siyaset izlemesi… Milletin oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Meclis’e geldiğinde CHP’li vekillerin ayağa kalkmasının istenmesi, Özel’e yönelik tepkileri daha da artırdı. Bu kadar “normalleşmenin” fazla “anormal” olduğunu söyleyenlerden, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacağını” öğütleyenlere tepkilerin düzeyi farklılaşıyor.

Özgür Özel’e en büyük tepkiyi de bir zamanlar “helalleşme“den bahseden Kılıçdaroğlu gösterdi. Geçmişin hellaleşmecilerinin şimdi normalleşme söylemine bile tahammül edememeleri ilginç gelmesin. Ya da bir çelişki gibi görülmesin. Şimdi biraz geriye gidelim ve helalleşme söyleminin nasıl icat edildiğine ve siyaseten nasıl araçsallaştırıldığına bir bakalım. Muhalefeti destekleyen okur-yazar kesimi ve siyasal muhalefet, uzun süre kutuplaşmadan şikayet etti. Kutuplaşmanın toplum içinde mesafeleşmeyi artırdığını söylediler. Aşırı kutuplaşma ortamında, parti taraftarlarının birbirlerini rakip olarak değil öteki olarak gördüğünü iddia ettiler.

Çok daha ileri yorumlar yaparak evliliklerin siyasi kimlikler tarafından şekillendirildiğinden bahsettiler. Komşuluk ilişkilerinde, bir birine rakip partilerin taraftarlarının yakın yerlerde bile ikamet etmek istemediğinden dem vurdular.

Bu tip çıkarımlar, özellikle yakın dönemde neredeyse bir ezbere dönüşmüştü. Siyasal amaçlar için bu cümleler tekrar edilerek siyasal kullanım için tedavülde tutuldu. Kutuplaşmayı “iktidar cenahının” ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan“ın ürettiğini ileri sürdüler.

Bu söylem üzerinden önce bir kamuoyu oluşturuldu. Ardından, bu konu ile ilgili nasıl yapıldığı tam belli olmayan, araştırma sonuçları medya mecralarında gündemleştirildi.

İktidar Türkiye’yi kutuplaştırıyor“, “Erdoğan toplumu kutuplaştırıyor” gibi başlıklarla araştırma sonuçları duyuruldu. Aylarca bu konular tartıştırıldı.

“Türkiye’de siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın yükseldiği” söylemi üzerinden analiz yapanlar, bir taraftan da iktidarı destekleyen toplum kesimlerini “aşağılama“, “ötekileştirme” ve “düşmanlaştırma“ya yönelik farklı yöntemleri devreye soktular.

Kutuplaşmanın özellikle gençleri, karamsarlığa, umutsuzluğa ve gelecek kaygısına sürüklediği çokça tekrar edildi. Buradan da kutuplaşmayı artıranın iktidar olduğu söylemiyle yeniden bir işaretleme ve adresleme yapıldı. Halbuki siyasal amaçlar için kutuplaştırmayı esas körükleyenler bu çevrelerdi. Bugün normalleşme karşıtlığı ile bunu bir kez daha gösterdiler.

Yeri gelmişken belirtelim, kutuplaşma ya da normalleşme tek taraflı süreçler değildir. Bir etki tepki meselesidir.

Her türlü olumsuzluk bu çevrelerin üzerine boca edildi. İktidarı destekledikleri için bu kesimler suçlu alarak gösterildi. Bu taktik ve stratejinin kullanım değeri ortaya çıkınca da helalleşme söylemi devreye sokuldu. “Hesaplaşılacaklar” ve “helalleşilecekler” ayrımı üzerinden de muhafazakar- mütedeyyin kesimler ayrıştırılmaya çalışıldı. Bunun üzerine politika inşa edildi. Yakın geçmişte helalleşme diyenler şimdi normalleşmeye karşı olduklarını söylüyorlar. Helalleşme söylemi sahici değildi. İnandırıcılığı yoktu. Şimdi kendileri de zaten koydukları pozisyonla bunu gösterdiler.

CHP’nin geçmişten bu güne siyaset arayışında konjonktürel konumlanmalar hep olmuştur. Yeni siyaset arayışı sahicilikten daha çok taktiksel hamleler olduğu için sürdürülememiştir. Bu gelgit siyaseti de onarılması çok güç olan inandırıcılık sorununu üretmiştir.

CHP’nin yeni yönetiminin normalleşme söyleminin sahici olup olmadığını da zaman gösterecek. Bu konuda çok uzun bir süreye ihtiyaç da yok.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.