enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:54 Türkiye dünya tarihinde hibrit yörünge motoru uzayda ateşleyen ilk ülke oldu
00:53 ABD’nin Kıbrıs Planı…
00:51 Monaco-Galatasaray maçı TRT 1’den naklen yayınlanacak
00:48 Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu hafta da yoğun mesaisine devam edecek. Bütçe paratonu başlıyor…
00:48 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı-4 – CHP Yönetimi’ne geçmişten kalan biricik miras: Atatürk Maskesi
00:38 ABD–Venezuela Gerilimi: Bölgesel Güç Mücadelesi ve Latin Amerika’nın Kırılgan Dengesi 
00:37 İstanbul’un Kaybolan Geleceği…
00:37 Konferans | Bir Yılın Ardından Suriye: Toparlanma ve Yeniden İnşa I SETA Ankara | 10 Aralık 2025
00:23 Hedefe Yaklaştıkça Artacak Risklere Dikkat…
00:19 Sarayın şekercisi Körfez’e açılıyor
00:15 Cumhurbaşkanı Erdoğan Venezuelalı mevkidaşı Maduro ile görüştü
00:04 Alanyaspor-Antalyaspor derbisi
00:01 TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi sona erdi…
20:41 2023-2028 Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile yol haritası hazırlandı
12:05 TTI İzmir 2025: Turizmin Nabzı Bu Yıl İzmir’de Attı…
07:00 Bakan Fidan, 23. Doha Forumu kapsamında, basına açıklamalarda da bulundu…
00:57 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı-3 – Küresel sermayeye güvenceler
00:56 2026 FIFA Dünya Kupası’nda fikstür belirlendi…
00:30 Türk tarımında son yılların en dikkat çeken ve en çok kazandıran ürünlerinden biri gilaburu…
00:30 Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hedefe Yaklaştıkça Artacak Risklere Dikkat…

Hedefe Yaklaştıkça Artacak Risklere Dikkat…
8 Aralık 2025
6
A+
A-

Hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin vurgusunda dikkat çekilmesi gereken husus, hedefe yaklaşıldıkça istismar siyasetinin, süreci baltalamaya ve hedefinden saptırmaya dönük girişimlerin devreye girdiği ve giderek de yaygınlaşacağı uyarısıydı.

Nebi MİŞ (@nebimis) / X

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem de MHP Lideri Devlet Bahçeli, terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefi ile ilgili bir kez daha “kararlılık” ve “taviz yok” vurgusunu yinelediler. Sürecin bir devlet politikası olduğunu ve günlük siyasi rekabetlere malzeme edilmemesi gerektiğini tekrarladılar.

Muhalefetin bu sürece yaklaşımının, “günlük siyasi rekabet” temelinde olduğunu da farklı ifadelerle söylediler. Her iki liderin vurgusunda dikkat çekilmesi gereken husus, hedefe yaklaşıldıkça istismar siyasetinin, süreci baltalamaya ve hedefinden saptırmaya dönük girişimlerin devreye girdiği ve giderek de yaygınlaşacağı uyarısıydı.

Bu uyarı yersiz değil. Bu konuda Türkiye’nin tecrübesi yeterli.
Terör örgütü içinde, sürece karşı olan gruplar var. PKK üzerinden bölgesel hesapları olan devletler en baştan PYD-YPG üzerinden zaten sürecin başarısızlığına yatırım yaptılar.

Gelinen süreçte de, terör örgütü içinden ve uluslararası çevrelerden sabote edici girişimler artıyor. Devletin ve iktidarın bu tür bozucu girişimler için hazırlıklı olduğunu varsaymak gerekir.

Ancak, hazırlıklı olmak en başta dikkatli olmak anlamına gelir. Dikkat edilmesi gereken yer, muhalefetin -sürece destek verdiğini söyleyenler dahil- en baştan itibaren süreci bir devlet politikası olarak değil, iktidarın siyasi bir hamlesi olarak lanse ettiklerinin gözden kaçırılmamasıdır.

Komisyonda bulunan muhalefet, bir taraftan sürece destek verdiğini söylerken diğer taraftan komisyon dışı muhalefetle birlikte, iktidara siyasi maliyet oluşturmanın hesabını yapmaktadır.

Bunu her kritik eşikte yeniden deneyimledik. DEM Parti çevreleri ve terörsüz Türkiye’nin önemine inanlar, muhalefetin manipüle edeceği açıklamalardan kaçınmalıdır.

Süreç komisyonunda bulunan CHP ve Yeni Yol Grubu’nun sürece desteğinin oy kaygısı ile şekillendiği görüldü. Özgür Özel’in DEM Parti’nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesini, Stockholm sendromu -celladına âşık- olarak nitelendirmesi sürece sadece oy kaygısı ile yaklaştığının açık şekilde ifşa olmasıydı.

Komisyonda yer alan partiler, DEM tabanını kaybetme korkusuyla sürece destek verir gibi göründü. Ancak sorumluluk alınacak aşamalara gelince geri çekildiler.

Geçiş süreci çalışmalarında muhalefet, katkı vermekten çok hassas meselelerin tartışılmasına imkân hazırlayacaktır. Bunu rapor yazımı aşamasında ve açıklama sürecinde göreceğiz.

Bundan dolayı geçiş süreci yönetiminin daha önceki kritik aşamalardan daha planlı, programlı bir şekilde yürütülmesi gerektiği ortadadır. Cumhur İttifakı partilerinin, TBMM’de faaliyetini sürdüren süreç komisyonunun ve süreci yürüten ilgili devlet kurumlarının koordineli bir şekilde ve belirlenen yol haritasına göre daha ritmik hareket etmeleri önem arz etmektedir. Çünkü sürecin başarısız olmasını isteyenler, en küçük bir aksamayı, PKK tarafındaki açıklamaları daha sık istismar edecektir.

Sürecin başlangıç noktasındaki hassasiyetleri sürekli hatırlatmak önemlidir. Bu hassasiyete dikkat etmeyenlere karşı ortak tavır gösterilmelidir.

Yine en başta belirtilen kırmızı çizgilerin neler olduğu ve bundan sonra dikkat edilmesi gereken kırmızı çizgilerin neler olacağı tekrar hatırlatılıp süreçle ilgili yeni talepler ve maksimalist beklentileri gündeme getirecekler engellenmelidir.

Burada geçiş süreci düzenlemelerinin, terörün sonlandırılması ile ilgili olduğu her fırsatta yenilenmelidir. Demokratikleşme ile ilgili yapılacak tartışmalar, terörsüz Türkiye ya da bu geçiş sürecini doğrudan ilgilendiren konular değildir.

Terör sonlandırıldıktan sonra, birçok konu daha rahat tartışılır. Terör sonlandırıldıktan sonra toplumun hassas olduğu konuları tartışmak isteyeneler, demokratik sınırlar içinde siyasi maliyetine katlanır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.