enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:57 Trendyol Süper Lig’den haberler!…
10:29 Bakan Uraloğlu, “23 yılda 740 kilometrelik 430 yeni tünel inşa edildi”…
09:53 Uluslararası Aile Forumu düzenlenecek…
08:09 Nükleer enerjiye küresel talep arttı…
08:09 Mart ayında Suriye’deki Alevi azınlığa yönelik infazlarla ilgili bir şüpheli, hükümet güçlerini suçladı…
07:43 Almanya’da başbakan seçilen Friedrich Merz kimdir?…
07:16 Avrupa Parlamentosu’ndan Türklere Schengen vizesi için ‘kapasite artırma’ çağrısı…
07:08 Türk Rivierası olarak bilinen Akdeniz kıyısındaki Antalya, D8 Yılın Turizm Şehri Ödülü’ne layık görüldü…
06:55 Ana muhalefet partisi CHP, erken seçimi zorlamak için nasıl bir strateji izleyecek?…
22:50 Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi ziyaret etti…
22:40 Dışişleri’nden İsrail’e tepki: Yayılmacı ve tahripkar anlayışın tezahürü…
19:10 Almanya’da Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) lideri Friedrich Merz, ikinci oylamada başbakan seçildi…
13:45 Türkiye’nin tanınmış rap sanatçılarından Lvbel C5, şarkılarında uyuşturucuya özendirme suçundan tutuklandı…
13:25 Adı Hollanda ile özdeşleşmiş İlhan KARAÇAY, ‘Siyasi cinayeti neden yazmadı’ğını açıklıyor…
12:56 Okullar Arası Türkiye Korfbol Şampiyonası’nda Kartepeli öğrenciler Türkiye Şampiyonu oldu…
12:33 Trendyol 1.Lig’de bitime haftalar kala şampiyonluğunu ilan eden Kocaelispor’un şampiyonluk kutlamalarındaki programı ve bilet fiyatları belli oldu…
11:36 Iğdır oynadı biz izledik!…
10:39 Hindistan, Keşmir’deki kanlı saldırı sonrası İndus Suları Anlaşması’nı fiilen askıya aldı ve Baglihar Barajı’ndan su akışını durdurdu…
09:49 SPD Hidropolitik Akademi Direktörü Dursun Yıldız : Hindistan’ın suyu silah olarak kullanması bölgede ve dünyada birçok güvenlik dengesini tehdit eder…  
09:38 Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yeni oyun hazırlığı “İmparator”…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Gizlemeyin artık söyleyin

Gizlemeyin artık söyleyin
15 Nisan 2023
102
A+
A-

AKŞAM Gazetesi Yazarı Emin PAZARCI, kaleme aldığı ‘Gizlemeyin artık söyleyin‘  başlıklı yazısında, Yıllardır adeta paralıyoruz kendimizi. Yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz, anlatıyoruz. Buna rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun TBMM‘de HDP Eş Başkanlarını ziyaretinin ardından yine aynı soru soruldu:

-Ne görüştüler, neyin pazarlığını yaptılar?

Oysa, orada da söylediler. Satır aralarında gereken mesajları verdiler. HDP‘liler, görüşme yeri olarak özellikle Meclis‘in seçildiğini belirttiler. “Kürt sorunu TBMM’de çözülür” dediler. Kemal Kılıçdaroğlu da onayladı.

Herkesin olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın da sorunları olabilir bu ülkede. Ama “Kürt sorunu” denildiğinde başka bir mesaj veriliyor topluma. Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, pek çoğu bunu defalarca söylediler. “Biz, Kürt sorunu derken, kültürel ya da sosyal haklardan bahsetmiyoruz. Statü istiyoruz” dediler.

Nedir statü?

Konumdur, durumdur, pozisyondur, ayrılıktır. Kimi bunu toprak talebi, kimi özerk bir yapı, kimisi bayrak, kimi de daha farklı şekillerde değerlendiriyor.

İşte bunu görüşmüşler. Kendileri de üstü kapalı bir şekilde söylediler ve söylüyorlar zaten.

 

 

 

Bu görüşmenin ardından, birer birer dökülmeye başladılar. 100 yıllık cumhuriyetin temellerinden yıkılması gerektiğini ifade edenler bile çıktı.

HDP’nin Van adayı Sinan Çiftçi, herkesin anlayacağı şekilde net bir dille ortaya koydu. “Meclis’te Kürdistan’ın özerkliğini konuşacaklarını” ilan etti.

Cengiz Çandar ise, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun HDP‘den sonra Kandil’le de müzakereye ve Anayasa‘yı değiştirmeye mecbur olduğundan bahsetti. Hasan Cemal gibi isimler de benzer laflar etti.

Bakın bunları ben söylemedim, onlar dediler. Yıllardan anlatmaya çalıştıklarımızı kabul ettiler. Bu yüzden hâlâ “Ne görüştüler, neyin pazarlığını yaptılar?” diye sormanın anlamı var mı?

 

 

 

Söz, Hasan Cemal ve Cengiz Çandar‘a gelince, yazmasam olmaz:

Ayrıntıları, halen piyasada olan Kara Kutu isimli kitabımda yazıyor. 1970 yılında, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Yurdu‘nda bir cinayet işlendi. Mustafa Kuseyri öldürüldü. Olay, sol arasındaki bir çekişmenin sonucuydu. Ama gizlenip örtülendi. “Faşistler katletti” yaygarası koparıldı. Yetmedi, bu cinayet üzerinden ordu destekli silahlı bir halk ihtilali gerçekleştirmek için büyük çaba gösterildi.

Yıllar geçti, olay hukuken zaman aşımına girdi. Hasan Cemal de “Kimse kızmasın, kendimi yazdım” isimli kitabında gerçekleri ortaya koydu:

Kuseyri‘nin yakın arkadaşı Nejat Arun tarafından vurulduğunu, kaçarken bıraktığı kan izlerinin de Cengiz Çandar’ın da aralarında bulunduğu arkadaşları tarafından silindiğini itiraf etti.

Biz tahmin ediyorduk zaten. Bilmeyenler de öğrenmiş oldu.

Olayın hemen ertesi günü Anayasa’ya Saygı Yürüyüşü düzenlenip, faşizm telin edildi. İşte o yürüyüşe bunlar da katıldı.

Dün, Türkiye‘de bu oyunları oynayanlar, hep birlikte el ele verip yine piyasaya çıktılar.

Ne yapmak istediklerini, Türkiye‘yi nereye götürmeye çalıştıklarını da itiraf etmeye başladılar. Ama hâlâ eskiden olduğu gibi illüzyonlarla milleti aldatmaya çalışıyorlar. Millete bunların kim olduklarının iyi anlatılması, milletin de görüp tanıyarak oyunu kullanması lazım.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.