Gazeteci Veysel KAVRAYAN’ın Afyonkarahisar’da düzenlenen 7. Uluslararası Gastro Afyon Festivali’nden izlenimleri…

* UHA / İnternational News Agency’ndan ANKARA Bölge Temsilcisi, Haber ve Yayın Koordinatörü Gazeteci-Yazar Veysel KAVRAYAN,  Afyonkarahisar’da bu yıl 7.si düzenlenen Uluslararası Gastro Afyon Festivali’ni sizin için yerinde izledi.

* İşte detayı!…

UHA / İnternational News Agency

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Festival kapsamında Korel Resort Hotel’de düzenlenen gala gecesinde yaptığı konuşmada, “Ülkemizin tanıtımını her alanda yapmaya çalışıyoruz. Tüm bakanlıklarımız, tüm kurumlarımız Türkiye’nin gücüne güç katarak yurtdışında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye gayret ediyorlar. BM temasları kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız New York kentinde olacak. Orada bulunan Türk Evi’nde Saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendi de Anadoludakiler projesi kapsamında ülkemizin tanıtımını gerçekleştirecek. Afyonkarahisar’dan coğrafi işaret alan keçe ürünleri Hanımefendinin beğenisi sonrası bu tanıtımda yer alacak. Kadınlarımızı ve kadın kooperatiflerimizi bu başarıları için tebrik ediyorum” dedi.

Afyonkarahisar’a Bir Gastronomi Lisesi Kazandıralım

Mutfak ve yemeğin bir milletin kimliğini temsil ettiğini söyleyen Vali Yiğitbaşı, “Gastronomi festivali, Türk Mutfağı festivali diyelim ismi ne olursa olsun aslında mutfak ve yemek milletin kimliğini temsil eder. Bizler sadece tek bir festivalle değil bütüncül olarak her platformda, tarlada üreticinin çiftçinin desteklenmesi ve tabağımıza o ürünlerin gelmesine kadar süren sürecin desteklenmesi ve sonrasında da pazarlamanın en güzel şekilde yapılarak dünya çapında tanınmasına kadar uzun bir serüveni içine alan süreci de destekliyoruz. Milli kimliğimize ve mutfağımıza sahip çıkarak, başka kültürlere benzemeye çalışmadan kültürümüze sahip çıkalım. Aslında festivalimizin amacı da bu. Bu desteklemenin bir yolu da gençleri desteklemekten geçiyor. Gastronomi liseleri açılıyor. 7 bölgede açılacak liselerden birini de Afyonkarahisar’a istiyoruz. İnşallah hep birlikte bunun takibini yapacağız. Festivalin bugünlere gelmesinde emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Konuşmaların ardından, dünyanın en büyük sucuklu yumurtası ile Guinness Dünya Rekorları Kitabı’na giren Afyonkarahisar’ın bu büyük başarısına katkıda bulunan katılımcı firmalara teşekkür plaketleri takdim edildi.

Muhteşem misafirperverliği ile eksiksiz konaklama deneyimi yaşadığımız Korel Thermal Resort Clinic & SPA Hotel misafirlerine keyifli bir proğram yaşattı.

7. Uluslararası Gastro Afyon Turizm ve Lezzet Festivali yürütücüsü AFPAD Başkanı Şef Hamza Kalkan organizasyonuyla ve Korel Resort’un deneyimli şefi Exucutive Şef Nuri Erbil ve deneyimli ekibi ile hazırlanan Gala yemeği menüsü şöyleydi. Chef Taste Menü: Damak Hoşluğu; ekşi mayalı Afyonkarahisar patates ekmeği, vişneli kaymaklı emülsiyon. Soğuk Başlangıç; kiraz talaşında tütsülenmiş füme soğuk Afyonkarahisar pastırması, ilabada otu, nar ekşili zeytinyağı, Afyonkarahisar haşhaş pesti. Ara Sıcakta; Kayra Börek’ten mercimekli sucuk içli Bükme, mağara yoğurdu, domates şurubu. Ana Yemek; tuz ateşinde pişirilmiş kuzu incik, balkabağı langal ezmesi, ilikli elma şurubu. Tatlı; ekmek kadayıfı, manda kaymağı, vişne balı, susamlı arı poleni şeklinde özel bir seçki sunuldu.

Son yıllarda yediğim en iyi kuzu incikle karşılaşmak beni sevindirdi. Nuri şefe sorduğumda kendi çiftliklerinde özel yetiştirme et olduğunu belirtti. Kayra Börek’in ilk defa görücüye çıkan sucuk içli mercimekli bükmesini de Gala Yemeği’nde deneyimlemek keyifliydi. Alkolsüz olan gala yemeğinde Afyonkarahisar’ın geleneksel gazozları ve şehrin önemli markası Avşar soda gibi şehre ait harika meyveli içeceklerde misafirlere ikram edilebilirdi. Amaçlardan biriside Afyonkarahisar’ın unutulmaya yüz tutmuş lezzet değerlerine karşı farkındalık yaratıp tanıtımını destek olarak yeniden görücüye çıkartmak olsa gerek. Afyonkarahisar’ın lezzetleri il merkezi, 18 ilçesi, 107 beldesi, 392 köyü ve mezralarıyla oldukça zengin bir şehir. Unesco gastronomi şehri olmasının farkındalığını daha kapsayıcı şekilde yaşamalı, yaşatmalı Afyonkarahisar. Biz “Unesco Gastronomi Şehriyiz” demeyi şehrin artıları olarak ifade etmeyi yaygınlaştırılmalıdır.

Gala Yemeği’nde Afyonkarahisar Valisi ve eşi, Belediye Başkanı, Vali Yardımcısı Murat Büyükköse ve eşi ve şehrin üst protokolü yer alırken Tokat Valisi ve eşi de misafir olarak katılım gösterdi. Birçok tanınmış sima, basın mensupları, ünlü şefler, gastronomi alanında etkin kişiler, sosyal medya uzmanları da davetli olarak Gala’da yer aldı. Korel Otel Genel Müdürü Taylan Turan, ZAFTODER Başkanı ve bazı üye otellerin yöneticileri, Musakka Restoran’ın sahipleri Ayşe Safkurşun ve eşi Ömer Safkurşun, Kayra Börek’in sahibi İsmail Sözer ve eşi, İş İnsanı İbrahim Alimoğlu, İş İnsanı Tarık Okumuş konuklar arasında ilk göze çarpanlardı. Gala’da Türk Sanat Müziğinin değerli solisti Umut Akyürek ve Türk Halk Müziğinin değerli sesi Oktay Ertuğrul sahne aldı.

Gözlemlerim;

AFPAD Başkanı Şef Hamza Kalkan ve ekibinin üstün emek verdiklerini gördüm. Festivalde daha profesyonel planlamaya ihtiyaç olduğunu gözlemledim. Gücün profesyonel komite ve paydaşlara paylaştırılması işi daha yönetilebilir kılar kanımca.

Şef Hamza Kalkan kendine ait Uydukent’te ki Hammza Şef Restoran’da keyifli lezzetleri ve Afyonkarahisar’ın lezzetlerini müşterilerine sunuyor. Hamza şefin kahvaltısı gayet kaliteli ve başarılıydı. Pideleri ve etleri orta üst segmentteydi. Kahvaltıda kıtırlı çikolata ezme, bal, salamura peynir, puf ekmek, acuka, soka gibi farklı yöresel lezzetlerle harmanlanmış ürünler gayet başarılıydı, hoşuma gitti.

Ben ve bana eşlik eden 6 basın mensubu arkadaşımızda Korel Resort Otel’den oldukça memnun kaldık. Olanaklarının çeşitliliği, kaliteli sosyal alan ve donatıları, SPA çeşitliliği, termal su alanları ve özellikleri yanında birincisi Sağlık Bakanlığı izinli bölgedeki tek tescilli C grubu sağlık tesisi ve fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğine sahip olması. 2 uzman Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon doktoru ile onlarca fizik tedavi uzmanlarını içeren özel bir kompleks olması. Bir diğer özelliği de turizmin ana unsuru olan hizmet ve misafirperverlik konusunda anlamlı derecede iyi olmaları.

AKÜ Turizm Fakültesi Gastronomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sandıkçı hocayla ve diğer bölümlerden hocalarla festival alanında bir araya geldik. Geçen sene sorduğumuz festival çıktılarının ölçülmesi sorusunu ve festivalin çıktılarını merak ettik ve bu konu üzerine Mustafa Sandıkçı bize bilgilendirme verdi. Sonrasında Mustafa hoca ve arkadaşları bize AKÜ’nün yaptığı gerçek birçok çeşitte dondurmalardan ikram ettiler. Ben haşhaşlı dondurma tercih ettim, çok güzeldi. Bunu şehrin noktalarına dağıtımının yapılması gerektiğini söyledik. Veteriner Fakültesi’nin ürünlerinden de konuştuk. Hatta şehirde büfelerini de gördüm, harika ürünler uygun fiyatla satılıyordu. AKÜ tıbbı ve aromatik bitkiler üzerine de birçok çalışma yapmış. Gökhan Akarca hoca bana bu ürünlerden örnekler gösterdi. Şehirdeki bazı termal otellerde kullanılan ürünler, bu bölümün arge çalışmalarıyla tıbbi aromatik ürünler olarak nihai spa tüketicisine sunuluyormuş. Bende gerek Korel Termal Hotel’de gerekse İkbal Termal Hotel’de bana uygulama yaptılar. Hatta İkbal Termal Hotel SPA ürünleri bir şahaneydi.

Paydaş derneklerden Afyonkarahisar Gastronomi Kültür ve Turizm Derneği güzel bir tanıtıcı stant kurmuş. Birinci gün Musakka Restoran’dan çömlekte keşkek dağıtımı yaptılar. Başkan Mustafa Toran ve Başkan Yardımcısı Ayşe Safkurşun gayet başarılıydı. Üyelerden Kayra Börek ve lokumcular stanta tadımlık ikramlar koymuşlar. Mustafa bey dernek çalışmalarıyla, Ayşe Safkurşun kadın girişimci olarak açtığı Unesco tescilli mutfağında “Musakka”da özellikle Afyonkarahisar’a ait coğrafi işaretli lezzetleri müşterilerine sunuyor. Ben hergün 50’ye yakın çıkan özel yemeklerden en çok patlıcan ürünlerini (musakka, patlıcan orta), paça ve işkembe çorbasını, tirit, keşkek, Afyon kebabını seviyorum. Tatlılardan haşhaşlı revani, Afyon kaymaklı baklavasını yiyorum. İsmail Sözer Kayra Börek’te de yöresel ağzı açık, gelin çöreği, nişan kurabiyesi, bükmeler, ekmek çeşitleri arasından haşhaşlı ekmeğini, hamursuz ve patatesli Afyonkarahisar köy ekmeğini, katmer çeşitlerini ve bükmeyi seviyorum. Gönbeler Lokumculuk ise muhteşem kaymaklı ve farklı çeşitteki lokumları ve şekerlemeleriyle göz doldurdu.

Afyonkarahisar Gastronomi ve Turizm Derneği Başkanı Murat Başer ise gerek organizasyonda gerekse alanda misafirlerle, workshoplarla gerekse de festival ile çalışmalarda yer aldığını gözlemledim. Konuşmalarımızda kendisi danışman şef olarak birçok markaya el vermiş ve şimdi ET Enfes’in Ankara Yolu’nda açılan lezzet kompleksi ile ilgileniyor. Afyonkarahisar’da sevilen bir sima olan Başer mesleğinde de çalışkan ve emekçi bir kişilik sergiliyor.

Afyonkarahisar’da Gırdı Oğlu Restoran’ın sahibi, Usta Hüseyin Yalavaç ilede tanışıp gerçek ekmek tatlısı yeme imkanımda oldu. Afyonkarahisar patatesli ekmeğinden yapılan bu leziz tatlı yokluk dönemlerinde keşfedilmiş. Gerçekten bu tatlı Ekmek Tatlısı için Gırdı Oğlu’na uğramalısınız.

Alko Şekerleme geçen sene de aklımda kalanlardandı. Alko’nun anasonlu, meyan köklü, zencefilli akide şekerleri bir efsane. Bir inavasyon ürünü ve direk ihraç ürünü. Bizde çok tercih edilmiyormuş. Özellikle İngiltere satın alıyormuş. Kışın gelmek üzere olduğu şu günlerde birer kurtarıcı ürün bence Alko’nun bu ürünleri…

Grand Özgül Thermal Otel’in Genel Müdürü Hakan Siyah’ta bana Afyonkarahisar’dan anlattı. Otellerinin ve termal spa hizmetlerinin iyi derecede tercih edildiğinden bahsetti. Belliki bu festival birçok işletmeye doğrudan ve dolaylı turizm ve lezzetin konuşulur olmasını beraberinde getirmiş.

Tasigo Eskişehir Hotel’in Executive Şefi Mehmet Akbaba ve eşiyle de tanışma imkanım oldu bu festivalde. Eskişehir’in turizm potansiyeli ve gastronomik alanına dem vurduk. Eskişehir zengin tarih, kültür ve doğa gücünün yanında lezzet, termal, tarım ve sanayi şehri olarak ta yüksek potansiyele sahip öne çıkmış bir kent. Ancak yine de Afyonkarahisar Festivali büyüklüğünde bir organizasyon yapmamışlar turizm ve gastronomi anlamında. Afyonkarahisar bize yakındı ve bizde misafir olduk gördük, deneyimledik, mutlu olduk ve gidiyoruz diye belirtti Sayın Akbaba.

Uzun çarşıda harika vitrin tasarımlarıyla dikkat çeken Mirimoğlu Helva ve Şekerleme firmasının son kuşak temsilcisi Şükrü Özbay bize tahin ve helvasını, kandillerde üretilen Afyonkarahisar kandil helvasını ve birçok ürününü anlattı. Gazetecilerle beraber bir ziyaret ettik kendilerini. Kaymak şekerinin fıstıklısını, tahin helvasının Antep fıstıklısını, tahinini ve kandil helvasını tatma imkanımız oldu. Keyifli bir esnaf olan Mirimoğlu’nu ziyaret edin ve kaliteli helvasının tadına bakın.

Festival alanında AŞPA Gıda San. Ti.c A.Ş.’nin Pazarlama Müdürü A. Cenk Karatekin ile tanıştık. Bize Friggy, Drello ve Gelincik markalı ürünlerini tanıttı. Odamıza bırakılan hediye poşetlerde leblebi kreması çok güzeldi. Ben kıtırlı ürünlerini de çok beğendim. Elbetteki olmazsa olmaz haşhaşlı ürünlerde öncü ve pazar payında üst sırada. Aşpa Gıda’yı yakından tanımak lazım, inovatif bir marka.

Danışman Şef Murat Başer beni daha önceden tanıdığım ve kaliteli, keyifli lezzetler üreten ET Enfes firmasının yeni mekanına götürdü. Aileden Leyla Kesemen Uluçay’dan markayı dinleme fırsatım oldu. Ardından İşletme Müdürü Hava hanım, Satış Müdürü İlker bey ve Şef Murat Başer ile hem yeni tatlarını deneyimledim. Hem markayı ve yeni projelerini konuştuk. Et Enfes adı gibi enfesti. Sucuk burger ve döneri, pastırması ve coğrafi işaretli Afyon Sucuğu’nu tatmalısınız.

İnoksan firması festivalin sponsorlarındandı. Danışman Şef Rıfat Sönmez Bursa’dan gelmiş. Kendisiyle alan ve sektör üzerine konuşma imkanımız oldu. Beni Bursa’da profesyonel otel, restoran, hastane kıyafetleri tasarlayan ve üreten Kreatif Moda firmasının sahibi ve oğlu tanıştırdı. Bir Bursa turu ve lezzet keşfiyle bu 3’lü dostlarla Bursa’da görüşmek üzere ayrıldık.

Double Tree By Hilton Otel Afyonkarahisar’ın  satış temsilcisi Sultan Duyur stantlarında bizi misafir etti. Bir özel proğram için kendilerinin turizm çalışmalarını paylaşmak üzere ve turizm info proğramları için sözleşerek stanttan ayrıldık. İkram ettikleri çiğ köfte hoşumuza gitti.

Benim ve festivalin tüm karşılama ve transferlerini yapan ÖZ Elif Turizm Vip Taşımacılık firmasının sahibi Ramazan Öz beni şehirden ayrılırken en güvenli ve olması gerektiği gibi yolculadı. Taşımacılık ve transfer işleri oldukça önemli bir alan. Tabi bu alanda Anadolu’da iyi hizmet veren şirket sayısıda az. Bizim gibi sürekli seyahat eden kişiler bunu çok iyi bilir.

Alkan Şekerleme firmasından beni İrfan Alkan misafir etti. Gerçek Manda Kaymaklı Afyon lokumu sardılar atölyede benim için. Ardından mavi ve sarı haşhaş konuştuk. Alkan şekerleme de birçok alanda üretim yapan ve Afyon lezzetlerini vatandaşa hijyen olarak sunan firmalardan birisiydi.

Şekerci Hacı Cevat Efendi Uzun Çarşı’da üst segment vitrin ve tasarımıyla gözede hitap ediyor. Sütlü tatlılarına bayıldım. Lokumları, el yapımı çikolataları, akide ve badem şekerleri ve neler neler. Türk kahvesi içim itibariyle orta kavrulmuş bir lezzetti. Memnun kalacaksınız.

Celal Koçkan sucuk ve Pastırmaları için oğlu Ahmet Koçkan’a uğradım. Doğal fermente sucuk ve pastırma ararken kendileriyle geçen sene tanışmıştım. O zamandan beri birçok gazeteci arakadaşım buradan kargo istemişti. Ben bu yılda Ahmet beye uğradım asıl usta babası Celal  Koçkan ile tanıştım ve bana Afyon’da etçiliği, pastırma ve sucuğu anlattı. Doğal, gerçek, fermente ürünler için bir harika marka ve aile… Kaybolmaya yüz tutmuş zor olan gerçek gıda diye tabir edilen ürünleri ben burada bulabildim. Hele acılı sucuğu ve antrikot pastırması (ben yağlı ve çemenli severim) pek bir güzeldi.

Somut Kültürel miras, somut olmayan kültürel miras, yaşayan insan hazineleri gibi kavramlar bu şehirde oldukça fazla… Sadece bunları kayıt altına almak ve biraz devlet dokunuşu yeter diye hayıflanıyorum kendimce.

1. Uluslararası Afyonkarahisar Mermer Heykel Sempozyumu’nu da ziyaret ettim

Afyonkarahisar’da aynı zamanda 1. Uluslararası Afyonkarahisar Mermer Heykel Sempozyumu lansmanına da katıldım. Lansman öncesi alanı ziyaret ettim. 10 Eylül 10 Ekim arası gerçekleşen sempozyumuna sanatçı olarak eser üreten sanatçılarla bir araya geldim. Japonya’dan katılan Hiro olarak tanınan heykel sanatçısı Hiroyuki Asakawa sempozyumdan çok memnun olduğundan bahsetti. Hindistan ve Gürcistan’dan gelen heykeltraşlarla da sohbet etme ve fotoğraf alma imkanı yaşadım. Böyle zengin mermer potansiyeli olan bir şehir Afyonkarahisar’a da böyle bir sanatsal sempozyum ve sanat festivalleri çok yakışacaktır. Eserlerin son halini görmek istiyorum. Bu beni oldukça heyecanlandırdı.

Afyonkarahisar Kabuğuna Sığamıyor; Kültür, Tarih, Sanat dokunulmayı bekliyor

Alimoğlu Mermer şirketinin Başkanı İş İnsanı İbrahim Alimoğlu ile 3 yıldır geldiğim Afyonkarahisar’da görüşür olduk. Benim için Afyonkarahisar’ın en önemli “Banilerinden” olan Alimoğlu şehrin mimari, kültür, sanat ve folkloruna görünür katkıları dışında görünmeyen gönüllere destekleride hiçte yadsınacak kadar küçük değil. Anadolu zengin insan hazinelerine sahip ve Türkiye Cumhuriyeti’de böyle insanlarla hep ayakta kalmıştır… Yaşayan İnsan Hazineleri’dir bunlar. İşte İbrahim Alimoğlu’da bence yeteri kadar değeri görülmemiş bir insan hazinesidir. Aile olarak köklü, öz Afyonkarahisarlı olmaktan öteye hep Afyon der dili sabah akşam… Afyonkarahisar’a üzülür ilgi ister haklı olarak. Beni dinlerler, değer gösterirler ama devamı gelmez der İbrahim Alimoğlu… Neşe Gazozları dedelerinin sonradan ismi Neşelen olmuş. Hamamlar, konaklar, hanlar, uzun yıllara dayanan aile secereleri… Şehrin her yerinde imaretlerde Alimoğlu izi var, Kent Ormanı’nda, Paşa Camii’nde, 40’lar türbesinde, Mevlevi Camii’nde ve nicelerinde… Hatta dede 1950’lerde ABD’ye gitmiş pasaportla takım elbiseyle. Avrupa’ya da gitmiş dedeler müteşebbis olarak dönemin Afyon Valisi imzasıyla 2 yıllık ticari vizeler verilmiş kendilerine. 2. Mahmut’un sadece 3-5 adet kalmış altın nakışlı sancağından biriside onda. Nerden mi biliyorum. Beni aldı bir harika tur yaptık ardından Cumhuriyet Sucukları Müzesi’ni gezdirdi beni ve yemek yedik. Sonrasında Yumurta Müzesi, kendi koleksiyonu, AKÜ’deki müzik aletleri, Kent Ormanı, 40’lar türbesi, tüm eski şehir neredeyse 18’lik delikanlı gibi heyecanıyla bana anlattı, dilinin döndüğünce aşkı olan Afyonkarahisar’ı… Kendisi bunu bir iş edinmiş adeta, 3 gün boyunca zaman ayırabildiğim sürelerde beni alıp bir rehber gibi adeta Afyonkarahisar’ı arşınladık beraber. Nereler nereler… Alimoğlu’nun kendi tarihi değeri olan koleksiyonundan… 10binlerce kitap, el yazmaları. 1. baskı ve niceleri… Neler neler… Bunlar bir an önce profesyonel ellerde düzenlenip gerçek bir kent müzesinde değerlendirilmeli… Alimoğlu ve onun gibi şehrin yaşayan dokusunu, insan hazinesini kayıt altına almak lazım gerek.

Ya o Dünyanın en büyük müzik aletleri koleksiyonuna ne demeli. Geçici olarak AKÜ Devlet Konservatuarı’nın 2 katının koridorlarını tamamen doldurmuş… İstanbul AKM’de 2 yıl geçici sergide sergilendi bazıları… T.C. Cumhurbaşkanı bu sebeple Yaşayan İnsan Hazineleri ödülü takdim etti resmi AKM açılışında kendilerine. Birde kitap yaptırdı… Ya o Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü binasındaki İbrahim Kumartaşlı Yumurta ve Sanatları Merkezi. Dünyada 5 bizde tek olan harika düşünülmüş yumurtanın başkentinde… Koruyamıyoruz. Nem, bozulma, öncelikler vb sebeplerle yeterince koruyamıyoruz. Bu alanlarda kaliteli bir yere taşınmalı bence…

Afyonkarahisar Müzesi’nin yanında, müzeye dahil 2000 metrekarelik 2 katlı boş bir alan var, geçen senede atıldı müzenin bazı bölümleri bilemiyorum ne olacak orası… Ayrıca Alimoğlu’nun yaptırmak için hazırlıklarına devam ettiği 1000 metrekarelik boş olan var çarşı içinde…

Bu kentte Kent Müzesi yok, mesela Kastamonu’ya giderseniz harika bir Kent Müzesi görürsünüz ve birçok şehirde… Bu kentte bir kapalı fuar alanı yok. Mesela Mermer Sempozyumu, Blok Mermer Fuarı, Gastro Afyon ve nice etkinlikler için büyük ve çok amaçlı, kışında kullanılabilecek alterantifli tam profesyonel, teknoloji ilede donatılmış kapalı bir etkinlikler, fuarlar alanına ihtiyaç olduğu birçok kişi tarafından da dile getirildi bana. Bende naçizane iletmiş olayım bunları siz değerli Afyonkarahisarlı şehrin bakanlarına, vekillerine, yöneticilerine, banilerine…

Yöneticilerimiz çok değerli işler yapıyor ama sanki çok daha çalışmaya ihtiyaç var, belki de merkez hükümetin dokunuşu gerek. Mesela Konya’da harika bir şehir. Ve çok gelişim gösterdi Konya son gördüğümde. Bu yıl Cumhurbaşkanımız Konya’ya 22 yılda 888 milyar TL kamu yatırımı yaptıklarını açıkladı. Sanırım Afyonkarahisar diasporasının biraz daha gayret sarfetmesi gerekli diye düşünenlerdenim. 10 yıl sonra bugünlere baktığımızda Afyonkarahisar kültürel, folklorik dokusunu bozmadan nerelerde olacak diye de düşünmeden edemiyorum.

Satırlarımı bitirirken eksiklerin olduğunu görüp üzülmek yerine yapıcı ve geliştirici olarak daha iyiye şehirlerimizi ve ülkemizi nasıl taşırızı konuşmak isterim. Afyonkarahisar Valiliği’ne, Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ve Vali Yardımcısı İhsan Ayrancı’ya ve tüm ekibine, Afyonkarahisar Belediyesi’ne, Başkan Burcu Köksal’a, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Süleyman Kodal’a ve ekibine, beni ve beraber olduğum gazetecileri davet eden değerli gönül AFPAD Başkanı Şef Hamza Kalkan’a, yönetimine ve ekibine, Korel Resort Hotel sahibi, genel müdürü ve ekibine ve her bir değerli Afyonkarahisar’da bizim gönlümüze dokunan halk ve emekçilere teşekkürlerimi iletirim.

UHA / İnternational News Agency ve TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency Ankara Bölge Temsilcisi / Haber ve Yayın Koordinatörü Veysel Kavrayan olarak güzel Afyonkarahisar’a doyamadan arkada keyifli bir organizasyon bıraktım.