enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:19 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
08:58 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:58 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:34 Şirketlerden N’Aber!
00:29 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:27 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:23 Bakan Tunç: Sanal Bahis aile bütünlüğünü tehdit ediyor
00:14 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:11 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
00:09 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
10:25 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:02 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:35 Bolivya’da ‘Ekonomik Hal’
09:11 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:10 Devlet adamlığı, her istediğini yapabilme serbestliği değil; her yerde kendini sınırlayabilme iradesidir…
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:43 Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine Karşı Hak İhlalleri Devam Ediyor…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dış politika gündeminin şifreleri

Dış politika gündeminin şifreleri
18 Haziran 2023
26
A+
A-

ajle

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrası ilk resmi yurtdışı ziyaretlerini her zaman olduğu gibi Kıbrıs ve Azerbaycan’a yaptı. Dönüşte de yeni dönem dış politikanın sinyallerini verdi. Anladığım kadarıyla Erdoğan, kaldığı yerden ve gayet rahat bir konumdan dış politikayı şekillendirmeye devam edecek.

Türkiye üzerindeki seçim baskısı kalktığından artık Türkiye’nin eli dış politikada çok daha rahat. Erdoğan’ın gitmesine ayarlanmış ülkeler ise tedirgin. Bunların başında da İsveç geliyor. Ben İsveç diyeyim, siz ABD anlayın. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşurken İsveç demiş, ben söylediklerinden hep Amerika anladım.

Erdoğan, İsveç’in olumlu adımlar atmakta yetersiz kaldığını söylemiş. Hatta Stoltenberg’le İsveç meselesini seçim sonrası Dolmabahçe’de görüşürken bile Stockholm’de terör gösterilerinin devam ettiğini anlatmış. “Bunlar devam ettikçe kimse bizden İsveç’in üyeliğini onaylamamızı beklemesin” demiş. Ama daha ilginci, hemen ardından Irak ve Suriye’deki terör varlıklarını da işaret ediyor Erdoğan. Burada kolluk kuvvetlerinin tedbir alması gerektiğini dile getiriyor. Bahsi geçen özne tabii ki İsveç değil. Bu bölgelerde PKK ile ilişkisi olan ABD.

Bu nedenle ben artık müzakere sürecinin çoktan İsveç’i aştığını, Amerika’yla yürütüleceğini ve çoğunlukla da Irak ve Suriye’yi ilgilendireceğini düşünüyorum. Olması gereken de aslında bu. İsveç’in NATO üyeliğini İsveç’ten çok ABD istiyor. O nedenle de müzakere edilmesi gereken tarafın ABD olduğu da çok açık. Hele seçim sonrasında çok daha rahat bir pozisyonda konuşan Erdoğan artık bu çıtayı doğal olarak yükseltecektir.

Bunu yalnızca el yükseltme ve hesapsız bir itişme siyaseti olarak görmeyin. Siz konumunuzu güçlendirmişseniz o zaman müzakereyi daha yüksek bir noktadan başlatabilirsiniz. Elde edeceğiniz sonuçlar farklılık gösterebilir ama önemli olan altı ay önceki konumda olmadığımızı bilmek.

ABD eğer İsveç meselesini dile getirdiği kadar önemsiyorsa bazı alanlarda Türkiye’nin beklentilerini yerine getirmek zorundadır. Bu boş bir kabadayılık hikâyesi de değil. Aksine yeni şartlara uygun bir müzakere tekniği.

Zaten Erdoğan’ın dış politikaya dair birçok açıklamasında aynı çizgiyi görüyoruz. Soğukkanlı, iyi niyetli ama istediğini de kopartıp alacak bir kararlılık ve rahatlık içinde. Uzun zamandır söylemeye çalışıyorum. Türkiye güvenlik ve dış politika alanında krizli dönemleri çoktan başarıyla atlattı. Kuşatmaları yardı. Artık zaman Türkiye’nin lehine. O nedenle de hiçbir müzakerede acele etmesine gerek yok. Hele de seçimler sonrası Türkiye’nin beklentilerini elde etmek için en rahat döneme girdiğini söyleyebiliriz.

Bir muharebede eğer kuşatmayı yarmışsanız, seçim sonrası olduğu gibi gücünüzü de toplamışsanız, artık o yarıktan içeri sızıp semereleri de toplamanız gerekir.

Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın – PNPForum

Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.