enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:05 TTI İzmir 2025: Turizmin Nabzı Bu Yıl İzmir’de Attı…
07:00 Bakan Fidan, 23. Doha Forumu kapsamında, basına açıklamalarda da bulundu…
00:57 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı-3 – Küresel sermayeye güvenceler
00:56 2026 FIFA Dünya Kupası’nda fikstür belirlendi…
00:30 Türk tarımında son yılların en dikkat çeken ve en çok kazandıran ürünlerinden biri gilaburu…
00:30 Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı!
00:25 Dışişleri Bakanı Fidan,”Suriye hükümeti ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler”
00:23 Bakan Fidan, “Netanyahu’nun Gazze için kurulacak Uluslararası İstikrar Gücü’nde Türk birliklerini görmek istemiyor”
00:18 TCMB’nın 11 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısına sayılı günler kaldı…
15:28 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
12:29 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:39 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:38 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında…
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dış politika gündeminin şifreleri

Dış politika gündeminin şifreleri
18 Haziran 2023
26
A+
A-

ajle

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrası ilk resmi yurtdışı ziyaretlerini her zaman olduğu gibi Kıbrıs ve Azerbaycan’a yaptı. Dönüşte de yeni dönem dış politikanın sinyallerini verdi. Anladığım kadarıyla Erdoğan, kaldığı yerden ve gayet rahat bir konumdan dış politikayı şekillendirmeye devam edecek.

Türkiye üzerindeki seçim baskısı kalktığından artık Türkiye’nin eli dış politikada çok daha rahat. Erdoğan’ın gitmesine ayarlanmış ülkeler ise tedirgin. Bunların başında da İsveç geliyor. Ben İsveç diyeyim, siz ABD anlayın. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşurken İsveç demiş, ben söylediklerinden hep Amerika anladım.

Erdoğan, İsveç’in olumlu adımlar atmakta yetersiz kaldığını söylemiş. Hatta Stoltenberg’le İsveç meselesini seçim sonrası Dolmabahçe’de görüşürken bile Stockholm’de terör gösterilerinin devam ettiğini anlatmış. “Bunlar devam ettikçe kimse bizden İsveç’in üyeliğini onaylamamızı beklemesin” demiş. Ama daha ilginci, hemen ardından Irak ve Suriye’deki terör varlıklarını da işaret ediyor Erdoğan. Burada kolluk kuvvetlerinin tedbir alması gerektiğini dile getiriyor. Bahsi geçen özne tabii ki İsveç değil. Bu bölgelerde PKK ile ilişkisi olan ABD.

Bu nedenle ben artık müzakere sürecinin çoktan İsveç’i aştığını, Amerika’yla yürütüleceğini ve çoğunlukla da Irak ve Suriye’yi ilgilendireceğini düşünüyorum. Olması gereken de aslında bu. İsveç’in NATO üyeliğini İsveç’ten çok ABD istiyor. O nedenle de müzakere edilmesi gereken tarafın ABD olduğu da çok açık. Hele seçim sonrasında çok daha rahat bir pozisyonda konuşan Erdoğan artık bu çıtayı doğal olarak yükseltecektir.

Bunu yalnızca el yükseltme ve hesapsız bir itişme siyaseti olarak görmeyin. Siz konumunuzu güçlendirmişseniz o zaman müzakereyi daha yüksek bir noktadan başlatabilirsiniz. Elde edeceğiniz sonuçlar farklılık gösterebilir ama önemli olan altı ay önceki konumda olmadığımızı bilmek.

ABD eğer İsveç meselesini dile getirdiği kadar önemsiyorsa bazı alanlarda Türkiye’nin beklentilerini yerine getirmek zorundadır. Bu boş bir kabadayılık hikâyesi de değil. Aksine yeni şartlara uygun bir müzakere tekniği.

Zaten Erdoğan’ın dış politikaya dair birçok açıklamasında aynı çizgiyi görüyoruz. Soğukkanlı, iyi niyetli ama istediğini de kopartıp alacak bir kararlılık ve rahatlık içinde. Uzun zamandır söylemeye çalışıyorum. Türkiye güvenlik ve dış politika alanında krizli dönemleri çoktan başarıyla atlattı. Kuşatmaları yardı. Artık zaman Türkiye’nin lehine. O nedenle de hiçbir müzakerede acele etmesine gerek yok. Hele de seçimler sonrası Türkiye’nin beklentilerini elde etmek için en rahat döneme girdiğini söyleyebiliriz.

Bir muharebede eğer kuşatmayı yarmışsanız, seçim sonrası olduğu gibi gücünüzü de toplamışsanız, artık o yarıktan içeri sızıp semereleri de toplamanız gerekir.

Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın – PNPForum

Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.