enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:37 Koridorun Sahipleri: Trump Rotası ile Kim Kazandı?
00:15 Ulaştırma ve Altyapı Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ tarafından Sivas’ta üretilen “Askeri Tank Taşıma Vagonu Teslim Töreni”nde konuştu…
00:15 Macron’un Eylül’deki BM Genel Kurulunda Filistin’i tanıyacağını açıklaması Trump’ın küçümsediği gibi “ağırlığı olmayan bir söz” …
00:14 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecimizle inşallah bunu yeni bir safhaya taşıyoruz”
00:01 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), Bosna Hersek’te Düzenlenecek
23:11 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘İnsanlığın Vicdanı Gazze’de Sınanıyor’ makalesi
22:32 Memurun toplu sözleşme görüşmeleri sürüyor
21:57 Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iki lider arasındaki temasların toplamda en az 6–7 saat sürebileceğini açıkladı.
21:28 Gazeteci Napolitano, Putin-Trump görüşmesini değerlendirdi: ‘Putin üstün konumda’
19:11 AK Parti Kongre Merkezi’nden, partinin 24. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’ndan notlar!
14:47 Amerikan Kamuoyu İsrail Aleyhine Dönüyor
14:32 Siyasette çekme ve itme faktörleri
14:06 Rant baskısı istifa getirdi!
13:42 Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney gözaltına alındı
00:48 Emine Erdoğan: Türkiye-Gürcistan dostluğunun daha da güçlenmesini diliyorum
00:47 Çukuova Uluslararası Havalimanı ilk yılında 5 milyonu aştı!
00:44 Karar yazarı İbrahim Kahveci: Maaşların 3’te 1’i TÜİK verileri neticesinde yok edilmiştir.
00:35 Dışişleri Bakanı Fidan, “Suriye’de YPG’nin kurnazlıklarını görmüyor değiliz”…
00:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belediyeler rüşvetçi çetelerden kurtulacak
00:26 Muğla Sıtkı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden (MSKÜ) Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, İzmir’de 1 milyon kişinin susuzluk riski altında olduğunu açıkladı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Ders alınır mı?

Ders alınır mı?
26 Şubat 2023
1.688
A+
A-

Deprem sonrasında uzman hocalarımızdan en çok duyduğumuz ifadelerden biri: “Ders almalıyız.” Aslında bunu her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. 

Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi 

Bir sosyal bilimcinin, “Tanrı kolay soruları fizikçilere verdi” ifadesini hiç aklımdan çıkarmam. Ders almak veya benzeri hiçbir olgu, bina dinamiği hazırlamak kadar kolay bir iş değildir. Hangi kolona ne kadar yük yüklenebileceğini kolayca hesaplayabilirsiniz; ne olursa insanın ders çıkaracağını veya hangi dersi çıkaracağını yahut doğru dersi çıkarsa da ona uygun hareket edip edemeyeceğini bilemezsiniz. Çünkü insan denilen yaratık bir maddeden ibaret değildir. Fizikteki gibi bir birimlik kuvvet uyguladığınızda bir birim hareket edeceğini varsaymazsınız. İnsanı bir birim ittiğinizde bir birim de gidebilir iki birim de veya dönüp size bir yumruk atmayı da tercih edebilir.

Bu nedenle ders almak otomatik bir süreç değildir. İnsan kolay kolay ders almaz. Alsa da doğru dersi alıp almadığını bilemeyiz. Yine doğa bilimci hocalarımızın sandığı gibi bu sadece bizim toplumumuza ait bir durum da değil. Savaş tarihinden en bilindik örneği vereyim. İnsanlar Birinci Dünya Savaşı’ndan ders aldıklarını düşündükleri için İkinci Dünya Savaşı çıkmıştır. Çok büyük bir çoğunluğu yanlış dersi çıkardı ve bunlar Avrupa’nın pek kıymetli kafalarıydı.

Hele hele doğa bilimcilerimizin çapraşık ifadelerini duydukça ne dersi çıkaracağımızı anlayamıyorum. Mesela, “Yüksek bina sorun değildir” diyen de var yüksek binalardan şikâyet eden de. “Zemin çok önemli değil” diyeni de duydum. “Zemin en önemli unsurdur” diyene de rastladım. Bunlar öyle ayrıntı konular değil. En temel başlıklarda bile tuhaf bir kakofoni var.
Mesela ısrarla soruyorum. Kaç bina zemin nedeniyle yıkılıyor? Kaç bina mühendislik hatasıyla yıkılıyor? Kaç binada denetleme sorunu var? Yönetmeliğe uygun kaç bina yıkılmış? Elinizde istatistik veri var mı? Daha önceki örneklerden genellemeler yapabilir miyiz?
Bu sorulara maalesef cevap verene rastlamadım. Genelde “çoğu”, “bazısı”, “pek çoğu”, “kimisi” gibi muğlak ifadelerle karşılaşıyorum. Bence asıl sorun da burası. Bilim insanları bize ders almamızı önereceğine şu rakamları önümüze koysa belki biz de kendimizce bir ders çıkarabilirdik ama elde bir rakam olmadığı için neye odaklanacağımızı da maalesef bilemeyeceğiz.

Dahası üstten bir dil kullanarak, “Hâlâ zayıf binalarda denetimden kaçan bilinçsiz insanlar var” gibi ifadeler kullandıklarında acım iki katına çıkıyor. Bazı insanların sırf bilinçsizlik nedeniyle kendi canını tehlikeye atabilecek olduğunu düşünme duyarsızlığına sahip olmaları beni çileden çıkartıyor. Herkes tabii ki en güvenli evde yaşamak ister. Ama aynı insan çaresizlik durumunda birçok riski göze alabilir. “Doğrudur” diye söylemiyorum. “Gerçektir” diye söylüyorum. Bu gerçekliği göz ardı ederek hiçbir ders çıkartamazsınız. Benden söylemesi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.