enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:45 Kocaeli’deki depo yangınıyla ilgili 7 kişi açığa alındı
00:43 Bakan Işıkhan: Lösemili çocuklarımızın tedavisinde kullanılan 77 ilacı karşılıyoruz
00:40 Bakan Göktaş: Aileyi ve dinamik nüfus yapımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz
00:28 Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığının “Ev Sahibi Türkiye” başvuruları,10 Kasım Pazartesi günü başlayacak…
00:24 Türkiye, üst üste 3. kez UNESCO Yürütme Kurulu üyeliğine seçildi
00:22 Bakan Kurum, “Karabük Afet Konutları Temel Atma Töreni”nde konuştu…
00:13 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliyev ve Şerif ile görüştü
00:11 Demir Perdenin Ardında: Yıkılışının 36. Yılında Berlin Duvarı ve Dönüşen Dünya
00:05 Adalet Bakanı Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda “adaletin yüzyılı” kılmayı hedefledik”
11:59 Amsterdam, Amsterdam olalı böyle bir gece yaşamadı: Cim bom tezahüratı Büyükelçimiz ile daha da gürleşti… 
00:45 Türkiye’de “sığınak” yönetmeliği güncellendi: Tüm yeni binalarda zorunlu olacak
00:44 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “İklim değişikliğiyle mücadelede, güney ve kuzey arasında bir köprü rolü üstlenmeye hazırız”
00:40 TÜİK Açıkladı: Sanayii Sektöründe, en çok tüketilen enerji kaynağı elektrik
00:40 TBMM Başkanlığına, aralarında Özgür Özel’in de bulunduğu 12 milletvekili hakkında 18 dokunulmazlık dosyası sunuldu.
00:32 Okullarda ara tatil dün başladı…
00:23 Hollanda Parlamentosu’nun, Türkiye seçimleri için oy kullanan Türklere yasak getirme önerisine tepki…
00:09 Türkiye’de 1 Nisan 2026’dan itibaren 5G teknolojisiyle, köklü değişikliklerin yaratması bekleniyor…
00:09 Tam elektrikli otomobillerin pazar payı yüzde 18’e yaklaştı…
00:07 Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’ndan (TOKİ) dar gelirli vatandaşlar için 81 ilde 500 bin sosyal konut inşa edilecek…
00:06 Milli İstihbarat Akademisi, “Türkiye-Somali İlişkileri: Çok Boyutlu Bir Ortaklık Modeli” başlıklı rapor yayımladı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?

Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?
30 Ekim 2024
31
A+
A-

Rum lider Nikos Anastasiadis, 2017 yılında Crans Montana’da sürmekte olan Federasyon müzakerelerinde Kıbrıs Türk müzakere heyetinden istediği tüm tavizleri aldıktan sonra kendini adanın tek sahibi, tek egemen gücü ve Kıbrıs Türklerinin de patronu olduğu inancına kapıldı.

Ata Atun ile Kıbrıs Sorunu Üzerine Röportaj | TUİÇ Akademi

Prof. Dr. Ata ATUN, KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

Bu aşamadan ve bunca tavizden sonra Kıbrıs Türklerinin kesinkes kabul edeceği inancı ile Helen ülküsü olan Megali İdea doğrultusunda Rumların adanın mutlak yöneticileri olması hedefli masaya “Sıfır asker, sıfır Garanti” isteğini koydu.

Kıbrıs Türk Müzakere Heyeti Anastasiadis’in “Sıfır asker, sıfır Garanti” talebine “Hayır” dememiş, esasta kabul etmiş ve uygulamaya “Türkiye’nin garantörlüğü 12 yıldan sonra iptal edilebilecek, Türk askeri de adadan süreç içinde tamamen çekilecek” ifadelerini ilave etmişti.

Anastasiadis, talebinin sulandırıldığını düşünerek derhal masadan kalkmış, müzakerelere son verdiğini açıklamış, arabulucular arkasından koşmasın ve devirdiği masaya tekrardan oturtmasınlar diye de Crans Montana’yı terk etmişti. ABD ve AB’nin kendisine verdikleri destekten dolayı kendinden son derece emindi. İllaki “adadan Türk askeri gidecek, garanti Anlaşması son bulacak ve zamanı gelince de Enosis gerçekleştirilecek” rüyasına bayağı kaptırmıştı kendisini.

Ne var ki, işler istedikleri gibi gitmeyince son dört yıldır müzakerelerin “Federasyon içeriğinde ve Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesi için” her kapıyı çalıyorlar. Neleri kaybettiklerinin tam olarak farkındalar ve Federasyon müzakereleri bir şekilde kaldığı yerden başlarsa, ilk verecekleri yanıt “Kıbrıs Türk Müzakere heyetinin teklifini kabul ediyoruz. Türkiye’nin garantörlüğü 12 yıl değil ama 6 yıl sonra bitsin, Türk askeri de o tarihte adadan çekilsin” gibi şeyler olacak.

Olmasına olacak ama Türk müzakere heyetinin o dönemde verdiği tavizler de geçerli hale gelecek. Ne idi bu tavizler;

  • Kıbrıslı Rumlara, Türk bölgelerinde 4 özgürlük hakkının tanınması,
  • Türk topraklarına nüfusumuzun dörtte biri oranında Rum’un yerleşmesi,
  • Türk nüfusunun dörtte bir oranında dondurulması,
  • Yasama ve yürütmede Kıbrıs Türkünün 1960 Anayasasında var olan ayrı oy çoğunluğu hakkının iptali,
  • Devlete istihdamlarda 70 Rum’a 30 Türk, Polis ve askerdeki istihdamlarda 60 Rum’a 40 Türk istihdam edilmesini kaldırılması,
  • Dönüşümlü Başkanlıkta sürelerin eşit olmaması,
  • KKTC topraklarının beşte birinin ve 40 civarında yerleşim yerinin Kıbrıslı Rumlara iade edilmesi sonrasında Kıbrıs Türklerinin topraklarının yüzde 29.2’a inmesi,
  • 4 kategorideki taşınmaz malların anlaşmanın ertesi günü otomatik olarak Rumlara iade edilmesi,
  • Devlet Başkanlığı seçiminde yüzde 20 çapraz oy prensibi nedeni ile Türk bölgesinde yaşayan Rumların, Kıbrıs Türklerinin Başkanının seçileceği seçimlerinde yüzde yirmi oranına oy kullanması. (Rumlar hangi Kıbrıs Türkünü kendilerine yakın görürlerse, yüzde 20 Rum oyları ile o kişinin Başkan seçilmesinin sağlanması.)
  • Federal devlete üniversite eğitimi ve çalışmak için gelecek kişi ve öğrencilere, Federal devletler tarafından değil,  Merkezi Hükümet tarafından izin verilmesi,
  • Kıbrıs Türklerinin varlığını koruyabilmesine yönelik mevcut deregasyonların iptal edilmesi,
  • Mülkiyet konusunun iki federal devlet arasında değil, bireysel bazda çözülmesi,
  • Yunanlar Kıbrıs adasına serbestçe giriş yapabilecekken, Türklerin Şengen vizesi alarak giriş yapabilmeleri.

Bu tavizlerden sonra kurulacak olan Federal Devlet’ten dolayı, daha tartışmaların içine girmemiş olan Kıbrıs Türkleri olarak bizlerin ve anavatan Türkiye’nin kaybedecekleri masaya konacak.

Kurulacak “Kıbrıs Federal Cumhuriyeti”, 10. Protokol içeriğince AB’nin üye bir devleti olacağı için, Türkiye’nin ada üzerinde hiçbir hakkı olmayacak.

Türkiye’nin “Sevilla Haritasını” kabul etmesi ve Adalar Denizi (Ege) ile Doğu Akdeniz’den çekilmesi istenecek.

Mavi Vatan olarak tanımladığı “Münhasır Ekonomik Bölgesi”nin geçerli olmadığı kendisine dikte edilecek.

Adalar Denizi ve Doğu akdeniz’deki mevcut FIR hatlarının tümünün geçersiz olduğu açıklanacak.

Kıbrıs’ta, aynen Gazze’de olduğu gibi Kıbrıs Türklerine karşı bir saldırı olduğunca, Türkiye’nin müdahale etmek hakkı olmayacak.

Kıbrıs Türklerinin ekonomik yaşamlarına, vatandaşlık haklarına ve tüm insani haklarına Rum Yönetiminin iki dudağı arasından karar verilecek.

En önde Hristodulidis’in, perdelerin arkasında ABD ve AB’nin Kıbrıs’ta Federasyon içerikli müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı terden devamı için çırpınmalarının nedeni bu gerçekler.

Unutulan ise KKTC’nin başında Crans Montana dönemindeki başkanın olmadığı, Türkiye’nin bölgenin en güçlü devleti olduğu ve Kıbrıs Türklerinin iki devletli çözümden farklı bir anlaşmaya yanaşmayacağıdır…

***

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.