Akif’in Mirası: Bir Milletin vicdanı…
* Bazı isimler vardır, bir milletin sadece edebiyatına değil, vicdanına da kazınır. Mehmet Âkif Ersoy işte onlardan biridir. O, yalnızca İstiklâl Marşı’nı yazan bir şair değil; yıkılmak istenen bir milletin ayağa kalkma iradesini dizelere döken bir dava adamıdır.
* İşte detayı!…
UHA / İnternational News Agency
Gökalp Şentürk
ANKARA, 28 ARALIK 2025 – Bazı isimler vardır, bir milletin sadece edebiyatına değil, vicdanına da kazınır. Mehmet Âkif Ersoy işte onlardan biridir. O, yalnızca İstiklâl Marşı’nı yazan bir şair değil; yıkılmak istenen bir milletin ayağa kalkma iradesini dizelere döken bir dava adamıdır.
Bugün bu topraklarda hâlâ bir bayrak göklerde dalgalanıyorsa, bir ezan minarelerden özgürce yükseliyorsa, bunda Âkif’in kaleminin, yüreğinin ve inancının payı vardır. Çünkü o, kalemiyle değil, ruhuyla yazdı. Şiiri süs için değil, diriliş için kullandı.
Mehmet Âkif’in en çok korktuğu şey ne yoksulluktu ne de yokluk… Onun asıl korkusu parçalanmış bir milletti. Çünkü çok iyi biliyordu ki bir millet içten bölündüğünde, düşmanın mermisine bile gerek kalmaz. Bugün hâlâ bu ülkeye diz çöktürmek isteyenlerin en çok saldırdığı yer de işte burasıdır: birlik ve beraberlik.
Âkif, konforu elinin tersiyle itmiş, hayatı boyunca eğilmeden yaşamış bir adamdı. Makam istemedi, servet biriktirmedi, alkış peşinde koşmadı. Milletine borçlu olduğunu düşündü ve o borcu ömrü boyunca ödedi. Onun zenginliği banka hesaplarında değil, milletin gönlündeydi.
“Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” derken bir mısra yazmıyordu; bir milletin namusunu emanet ediyordu bize. “Bu ezanlar” dediğinde, sadece bir ses değil, bu toprakların ruhunu anlatıyordu. İstiklâl Marşı işte bu yüzden bir şiir değil, bir direniş belgesidir.
Bugün Akif’i anmak sadece bir yıldönümü meselesi değildir. Asıl mesele, onun neyi savunduğunu, neye karşı durduğunu ve ne uğruna yaşadığını anlayabilmektir. Akif’i sevmek, bu milleti sevmektir. Akif’i anlamak, bu vatanın kıymetini bilmektir.
Vefatının 89. yılında Mehmet Âkif Ersoy’u sadece rahmetle değil, sadakatle anmak zorundayız. Onun mirası bir kitapta değil, bu milletin omuzlarındadır.
Allah rahmet eylesin büyük şaire.
Mekânı cennet, emaneti bu millet olsun.