ABD’deki yangın ve Gazze’deki İsrail zulmü

ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde günlerdir süren ve bir türlü söndürülemeyen yangın Amerikan tarihinin herhalde en büyük yangınlarından biridir. Amerika’da bu kadar geniş alanı etkileyen, bu kadar uzun süre söndürülemeyen, görülmemiş maddi kayıplara yol açan yangınlar çok görülmüş değildir. Dünyanın en gelişmiş, en zengin, en büyük ülkesi son yangın karşısında büyük bir acizlik içine düşmüştür.
Herhangi bir ülkenin uğradığı sel, deprem gibi doğal afetler; yangın gibi yarı doğal, yarı dikkatsizlik, tedbirsizlik ve sabotaj gibi ihanete bağlı afetler karşısında memnuniyet duymak asla insani ve medeni bir tutum ve tepki değildir. Çünkü doğal afetlerin nerede ne zaman ortaya çıkacağını kimse bilemez. Bugün ona, yarın sanadır. Kaldı ki dünyamız artık global bir köye dönmüştür. Bu köyün herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir felaket diğer yerlerini de olumsuz etkilemektedir.
Hele yangınlar ve bilhassa orman yangınları dünyanın akciğerlerini örselemekte, insanoğlunun hayatını zorlaştırmaktadır. Aynı şekilde akarsuların, göllerin nehirlerin kirlenmesi, zehirlenmesi de kirlendiği ve zehirlendiği bölgeyle sınırlı kalmıyor; dünyanın bütün sularına yayılıyor. Dünyanın şurasında, burasında ortaya çıkan herfelaket tüm dünyayı ve tüm insanlığı olumsuz şekilde etkileme potansiyeline sahiptir.
Bu yüzden hiçbir ülke ve hiçbir toplum başka bir ülke ve toplumun başına gelen felakete sevinmemeli, tersine felaketin önlenmesi için yardımcı olmalıdır. İnsani bakış budur!
Amerika’daki son yangına özellikle Müslüman ülkelerde birçok insan tarafından böyle bakılmadığı, Amerikan devletinin ve Amerikan toplumunun Gazze’deki İsrail zulmüne ve soykırımına kraldan fazla kralcı bir tutumla verdiği desteğin bir bedeli olduğu, dolayısıyla ilahi bir ceza olduğu dile getiriliyor.
Burada doğru olan Amerika’nın Gazze’deki İsrail soykırımına, Gazze’de İsrail’in yarattığı cehenneme verdiği, her türlü sorgulamaya ve eleştiriye açık destektir. Ama ABD’deki yangın bunun bir cezası mıdır, bunu ancak Allah bilir. Bizim konuyla ilgili söyleyebileceklerimiz ise şunlar olabilir: Müslüman inanç ve kültüründe en büyük günah zulüm ve haksızlıktır. Zulüm yapan, haksızlık yapan asla âbâd olmaz, olamaz. Bu kazıyye-i muhkeme (değişmez hüküm)’dür. “Mazlumun âhı, tahttan indirir şahı”, “Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste” sözleri de bu inanç ve kültürün ürünleridir.
Bugün Gazze’de İsrail tarafından 16. ayına giren ve tarihte benzeri görülmemiş bir zulüm icra edilmektedir. Tarihin hiçbir zulmünde bugün Gazze’de sahnelenen zulümde olduğu kadar siviller, kadınlar, çocuklar zulme kurban yapılmamıştır. İsrail’in Gazze denen küçücük bir alana sıkışmış iki milyondan fazla Filistinliye yaşattığı cehennemin en fazla kurbanı olan çocukların âhı dünya fezasından ebedi silinmeyecektir. Bu âh’ların öyle veya böyle bir bedelinin olmayacağını kimse söyleyemez. Yine Müslüman kültürünün ürünü olan şu dörtlük de bunun iyi bir kanıtıdır:
Bir âh deyip geçme öyle,
Bir âhtadır Celal-i Zatı,
Bir âh semayı arşı sarsar,
Bir âh yıkar bu kâinatı.
Yeniden ABD’deki yangına dönecek olursak, bu yangın için “oh oldu!” demeyiz, sevinmeyiz. Ama Amerikalıların ve özellikle bu yangına muhatap olan İsrail destekçisi sanatçıların yaşadıkları felaketten bir ders çıkarmalarını dilemek de herhalde sakıncası olan bir tavır alış olamaz!
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar