Ankara’nın devreye girdiği Refah’taki Tünel Krizi için ABD-Türkiye’nin Ortak Hamlesi
* Stratejik Araştırma uzman Redhwan Al-khutabi, Ankara’nın devreye girdiği krizde, İsrail ordusunun kuşatması altındaki tünellerde mahsur kalan Hamas savaşçıları için ABD ile ortak bir tahliye planının masada bulunduğunu, ile ortak bir tahliye planının masada bulunduğunu, İsrail’deki şahinlerin ve Hamas’ın “teslim olma” karşıtlığının ise anlaşmanın önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekiyor.
* İşte detayları!…
UHA/ İnternational News Agency

İSTANBUL, 15 KASIM 2025 –Stratejik Araştırma uzman Redhwan Al-khutabi Türkiye, Gazze’nin en hassas dosyalarından birinde dikkatli adımlar atıyor. Ankara, Refah’taki tünel ağlarında sıkışan Kassam savaşçıları krizinde devreye girerek arabuluculuk teklifinde bulundu.
İsrail kaynaklarına göre yaklaşık 200 kadar Kassam savaşçısı hala tünellerde mahsur. İlk bakışta küçük gibi görünen bu kriz, hem İsrail ile Hamas arasındaki kırılgan ateşkesi tehdit ediyor hem de savaş sonrası Gazze planlarını şekillendirmeye çalışan Washington için ciddi bir sınav anlamına geliyor.
Fokus Plus’ın Hamas içindeki kaynaklardan edindiği bilgilere göre, son günlerde ABD ve Türkiye yoğun bir diplomatik trafik yürüttü. Amaç: Refah’ta, İsrail ordusunun kontrol ettiği bölgelerde, “sarı hat” arkasında mahsur kalan Kassam savaşçılarının durumuna çözüm bulmak.
Türk diplomasisi devrede: Yeni bir arabuluculuk modeli
Ankara’nın yürüttüğü girişimler, Mısır ve Katar’ın çabalarından bağımsız değil, ancak Türk diplomasisinin kendine özgü bir çizgisi var.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin güvenilir bir bölgesel arabulucu olarak yeniden sahneye çıkmasını istiyor. Bu yaklaşım, hem Mısır’la yakınlaşmanın hem de Washington ile ilişkilerdeki yumuşamanın doğal bir devamı niteliğinde.
Türk önerisine göre, savaşçılar silahlarını üçüncü bir tarafa — muhtemelen Türkiye, Mısır veya Katar’a — teslim edecek ve tünellerden güvenli şekilde çıkarılacak. Süreci bir uluslararası gözlemci heyeti denetleyecek ve tahliye tamamlandıktan sonra tüneller imha edilecek.
Bu plan, Washington’dan temkinli bir destek aldı. ABD’nin önde gelen isimleri Jared Kushner ve Steve Witkoff, İsrailli yetkililerle yoğun görüşmeler yürüttü. Amaç, bu modeli Gazze’nin diğer bölgelerinde uygulanabilecek bir barışçıl silahsızlanma örneği haline getirmek.
İsrail içinde fikir ayrılığı
Plan, İsrail’de tam bir mutabakat yaratmadı. İktidardaki aşırı sağ partiler, Hamas savaşçılarının canlı çıkmasının bir tür “terör ödülü” anlamına geleceğini savunuyor. Onlara göre böyle bir adım, İsrail’in caydırıcılığını zayıflatır.
Öte yandan ordu, tünelleri askeri operasyonla temizlemenin çok maliyetli ve riskli olacağını biliyor. Yine de hükümetin şahin kanadı, uluslararası baskılara boyun eğmediklerini göstermek için sınırlı da olsa askeri müdahaleden yana.
Hamas: Teslim yok
Hamas cephesi ise zor bir ikilem içinde. Savaşçıların belirli şartlarla teslim olmasına izin vermek zayıflık olarak algılanabilir. Ancak müzakereleri reddetmek de tünellerdeki askerlerin yok edilmesi anlamına geliyor. Üstelik sahadaki iletişimin kopması, karar alma süreçlerini daha da karmaşık hale getirmiş durumda.
Kaynaklar, Hamas’ın “teslim olma görüntüsüne” kesinlikle karşı çıktığını belirtiyor. Bir Hamas yetkilisi Fokus Plus’a yaptığı açıklamada, “İsrail iki yıllık savaşta bu görüntüyü elde edemedi, şimdi de etmeyecek” dedi.
Hamas’ın önerisi ise farklı: savaşçılar silahlarını tünellerde bırakarak Kızılhaç’a teslim edilecek, ardından Refah Sınır Kapısı üzerinden bölgeden çıkarılacak. Ancak hareket içi kaynaklar, tünellerde yaklaşık 100 kadar savaşçının kaldığını, iletişimin tamamen kesildiğini ve zaman zaman yaşanan çatışmalarda İsrail askerlerinin öldüğünü aktardı. Bu olaylar üzerine İsrail Gazze’ye geniş çaplı hava saldırısı düzenledi, araya giren arabulucular ise ateşkesin çökmesini son anda önledi.
Washington tekrarlanabilir model peşinde
ABD açısından mesele sadece Refah değil. Washington, bu dosyayı Gazze’de kademeli silahsızlanma süreci için “örnek vaka” haline getirmek istiyor. ABD yönetimi, başarı sağlanırsa uluslararası destekli bir güvenlik planının önünü açabileceğini düşünüyor.
Ancak Amerikan yetkililer de farkında: İsrail içindeki siyasi direnç ve taraflar arasındaki güvensizlik, bu süreci her an raydan çıkarabilir. Buna rağmen, Washington geri adım atmaya niyetli değil.

ABD Dışişleri Bakanı Mark Rubio, Başkan Trump’ın danışmanlarının taraflarla “kayda değer ilerleme” kaydettiğini söyleyerek, “Refah’taki savaşçılar konusunda uzlaşma zemini oluşturuluyor” dedi.
Ankara için tarihi fırsat
Türkiye, risklerin farkında ama aynı zamanda bu süreci büyük bir diplomatik fırsat olarak görüyor.
Ankara’nın planı başarılı olursa, Türkiye sadece Gazze’de değil, genel olarak Filistin dosyasında da merkezİ bir arabulucu konumuna yükselebilir. Bu da Türkiye’nin Gazze’de bir sonraki süreçte önemli görevler üstlenebileceği konusunda elini güçlendirmiş olacak.
Krizin geleceği: dengede duran bir ateş
Şu anda tablo son derece kırılgan. Görüşmeler sürüyor, ancak somut bir anlaşma henüz yok. Eğer İsrail, Türkiye–Katar–Mısır ortak önerisini kabul ederse, önümüzdeki haftalarda savaşçıların kontrollü biçimde tahliyesi ve tünellerin uluslararası gözetim altında imhası gündeme gelebilir. Bu da Gazze’de yeni bir siyasi sürecin kapısını aralayabilir.
Ancak İsrail’in direnci devam eder ya da tünellerdeki savaşçılarla iletişim tamamen kesilirse, ateşkesin çökme riski giderek artar. Böyle bir durumda çatışmaların yeniden ve daha şiddetli şekilde başlaması, sadece Washington’ı değil, tüm arabulucuları endişelendiren en kötü senaryo olur.