enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:29 Mourinho ilk antrenmanına çıktı
00:57 TRT1’in sevilen dizisi Mehmed: Fetihler Sultanı’n Halid Bin Velid karakterini canlandıran Alexander Uloom, Hollywood’un yükselen yıldızı…
00:56 Bakan Fidan: Bölge ülkeleriyle ortak güvenlik konusunu masaya yatırmalıyız
00:45 “Dostluk Denizi” adıyla Doğu Akdeniz’de Türkiye-Mısır ortak deniz tatbikatı düzenlenecek.
00:45 Özbekistan Eski Dışişleri Bakanı ve Şanghay İşbirliği Örgütü Eski Genel Sekreteri Vladimir Norov,’dan TUDPAM’a özel açıklama..
00:38 SPD Başkanı Yıldız : Sulamada enerji maliyeti sorunu güneş enerjisi ile çözülebilir
00:35 Etki Odaklı Sohbetler’in konuğu Semtpati Vakfı Genel Müdürü Ece Ünver oldu
00:31 Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump ile görüşecek
00:31 Kosova’dan Mektup Var!
00:27 Türkiye’nin Potansiyeli ve Siyasetin Orta Vadeli Geleceği
00:18 Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi: Jeostratejik Denklemde İş Birliği
00:17 Aon, Formula 1 takımı Scuderia Ferrari HP’nin sponsoru oldu
00:08 “Filenin Efeleri” A Milli Erkek Voleybol Takımı, 2025 Dünya Şampiyonası son 16 turunda bugün Hollanda ile çeyrek final mücadelesi verecek.
00:04 Uyku bozuklukları Alzheimer hastalığının oluşumunda önemli bir faktör
00:01 Gençlerimizin geleceğinden endişe etmeyelim: Z Kuşağı gençlerimiz daha atik, cesur! …
20:30 Dünyada ve Türkiye’de Yükselen Spor branşının adı ” PİCKLEBALL “
10:00 Türkiye’de Ulaşım Sistemlerinin Gelişimi
00:44 Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’e katılacağını duyurdu.
00:37 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2025’in ikinci döneminde 28 projeye 7 milyon 375 bin lira destek sağladı.
00:37 GSG Impact Mütevelli Heyeti Toplantısı Londra’da Gerçekleşti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi: Jeostratejik Denklemde İş Birliği

Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi: Jeostratejik Denklemde İş Birliği
20 Eylül 2025
11
A+
A-

Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi, dört bağlam üzerinden bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Akdeniz’de yeni bir denge arayışının ilk işaretlerini göstermiştir. Jeostratejik düzlemde Doğu Akdeniz ve Sahraaltı Afrika’yı birbirine bağlayan bir çerçeve, ekonomik düzlemde enerji, entegrasyon ve lojistik hatlarla desteklenen bir kalkınma vizyonu, bölgesel iş birliği düzleminde teknik komiteler, çok taraflı formatlar ve BM desteğiyle kurumsallaşan bir süreç ve son olarak AB güvenliği bağlamında ise düzensiz göç ve insan kaçakçılığına karşı ortak çözümler öne çıkmaktadır.

Dr. Tunç DEMİR, SETA Araştırmacı

Türkiye, İtalya ve Libya arasında Ağustos başında İstanbul’da gerçekleşen üçlü zirve, Akdeniz havzası ve Afrika için uzun vadeli stratejik hatların konuşulduğu kritik bir buluşma niteliğinde. Bu zirve aynı zamanda; jeostratejik, ekonomik, bölgesel iş birliği ve Avrupa güvenliği bağlamlarında bir bütünlük arz eden bir çerçeve de ortaya koyuyor. Bu bağlamların her biri birbirini besleyen halkalar olarak bulunuyor ve işlev görüyor. Dolayısıyla bu üçlü zirvenin tek boyutlu bir parametreye indirgenemeyecek olduğu bir gerçektir.

Doğu Akdeniz’den Sahraaltı Afrika’ya

Üçlü zirvenin en kritik boyutlarından biri, jeostratejik bağlamda ortaya koyduğu yeni denklemdir. Doğu Akdeniz, uzun süredir enerji keşifleri, deniz yetki alanları tartışmaları ve bölgesel rekabetlerle gündemin merkezinde yer almaktadır. Türkiye’nin 2019’da Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) planlarını geçersiz kılmış, EastMed boru hattı gibi projeleri askıya almıştı. Günümüzde, AB ve NATO üyesi olan İtalya’nın Türkiye ve Libya ile aynı masa etrafında buluşması, bu anlaşmanın teyidi niteliğindedir. Böylece Yunanistan ve GKRY’nin izole edildiği, Ankara-Trablus-Roma ekseninin güçlendiği bir jeopolitik gerçeklik ortaya çıkmıştır.

Ancak bu jeostratejik tabloda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye, gözden kaçırılmaması gereken boyutlar olarak bulunuyor. İsrail’in son dönemde artan söylemleri, Türkiye’yi bir “tehdit merkezi” gibi gösterme eğilimindedir. Tıpkı Lübnan, Suriye, Irak ve İran örneklerinde olduğu gibi; savunma sanayii kapasitesi artırımı, barışçıl amaçlarla kullanıma yönelik nükleer enerji reaktörü inşası ve Filistin’e destek gerekçeleri öne sürülmektedir. Özellikle Akkuyu’daki nükleer enerji santralinin nükleer silah programına dönük olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Ayrıca Türkiye’nin KKTC’de sahip olduğu İHA üssü, sinyal istihbarat tesisleri ve keşif-gözetleme kabiliyetleri, İsrail tarafından potansiyel tehdit olarak sunulmaktadır. Bu söylemler, aslında İsrail’in doğrudan büyük bir çatışmaya girmek yerine alanı küçük parçalara bölerek, söylem ve ittifaklarla rakibin hareket alanını kısıtlamaya yönelik bir strateji izlediğini göstermektedir.

İsrail, bu amaçla GKRY ve Yunanistan’la yakınlaşma çabalarını artırmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin, kendi bölgesinde ya da küresel sistemde herhangi bir aktöre karşı düşmanlık politikası izlememesine rağmen çeşitli aktörlerin Türkiye karşıtlığı üzerinden İsrail ile kesişim alanına sahip olması dikkat çekicidir. Bu bağlamda, Doğu Akdeniz’de Türkiye-İtalya-Libya iş birliği, enerji ve göç meselelerinin yanı sıra Kıbrıs davasını ve Türkiye’yi hedef alan yeni ittifak girişimlerine karşı da bir denge unsuru işlevi görme potansiyeline sahiptir.

Ayrıca Libya’nın, Sahraaltı Afrika’ya açılan kapı konumunda olması, bölgesel sorunların gidişatına da etki edebilecek niteliktedir. Nitekim Sudan’daki iç savaş ve Sahel’deki stratejik dönüşüm, Libya üzerinden İtalya’ya ait olan Lampedusa Adası başta olmak üzere Akdeniz’e yönelen göç akınlarının en önemli kaynaklarını oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye-İtalya-Libya masası, hem Akdeniz’in doğusunda Kıbrıs üzerinden gelişen güvenlik risklerine hem de Sahraaltı Afrika’dan gelen göç ve istikrarsızlık baskısına karşı iki yönlü bir stratejik kalkan oluşturma potansiyeli taşımaktadır.

Ayrıca son olarak geçtiğimiz günlerde MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Bingazi’de General Hafter ile yaptığı temas ile birlikte Türkiye Milli Savunma Bakanlığı heyetinin, Libya Ulusal Ordusu Komutan Yardımcısı ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Saddam Hafter’i ziyareti de önemli gelişmelerdir.

Türkiye, Libya’da hem Trablus hükümetiyle hem de doğudaki aktörlerle diyalog kurma iradesi göstermiştir. Bu temaslar, Libya’da kalıcı istikrarın ancak “Tek Libya, Tek Ordu” hedefiyle mümkün olacağı anlayışını pekiştirmektedir. Türkiye’nin bu vurgusu, Libya’nın birlik ve bütünlüğüne verdiği önemi ortaya koyarken hem diplomatik kanallarda hem de askeri alanda somut adımlar atıldığını gözler önüne sermektedir. Böylece Türkiye, Libya dosyasında tek taraflı aktör imajından ziyade tüm tarafları kapsayan pragmatik bir dengeleyici rol üstlendiğini göstermiştir.

Abdülhamid Han sondaj gemisi
Abdülhamid Han sondaj gemisi 3 yılda 9 sondaj, 75 milyar metreküplük keşif yaptı. (Enerji ve Tabii Bakanlığı / AA, 9 Ağustos 202

Enerji, Entegrasyon ve Lojistik Hatlar

Jeostratejik resmin doğal tamamlayıcısı ekonomik gündem oldu. Zirvede; enerji, petrol ve gaz sahalarında ortak projeler, liman yatırımları, altyapı projeleri ve bağlantısallık kapsamında Libya’nın Akdeniz’deki bölgesel projelere bağlanması konuları ön plana çıkmıştır. Nitekim bu konular, ekonomik iş birlikleri ve stratejik entegrasyonun araçları olarak bulunmaktadır. Türkiye’nin altyapı ve inşaat tecrübesiyle İtalya’nın da Eni firması üzerinden sürdürdüğü enerji yatırımları, Libya’nın yeniden yapılanma süreci için kritik bir iş birliği fırsatı oluşturmaktadır.

Lojistik hatlar bağlamında ise Libya’nın limanlarının Avrupa’ya ve Afrika içlerine açılan yeni bir köprüye dönüşmesi, üç ülkenin ortak çıkarlarıyla örtüşmektedir. Böylece ekonomik entegrasyon, güvenlik ve jeopolitik çıkarları güçlendiren bir etki oluşturmaktadır. Bu noktada, ekonomik kalkınmanın, göçün itici faktörlerini hafifletme potansiyeli taşıması, ilerleyen süreçte enerji ve altyapı projelerinin düzensiz göçü azaltıcı bir etki yapmasını da mümkün kılacaktır. Dolayısıyla ekonomi dosyasının, göç ve güvenlik dosyalarıyla doğrudan bağlantılı ilerlediği düşünülmektedir.

Teknik Düzeyden Çok Taraflılığa

Öte yandan bölgesel iş birliğinin kurumsallaşması, ekonomik bağlamı tamamlayan üçüncü halka niteliğindedir. Zirve’de üçlü yapıda teknik düzeyde komitelerin oluşturulması, komitelerin somut adımlar için çalışmalara başlamasını mümkün kılmaktadır. Komitelerden oluşan mekanizmalar, iş birliğini soyut niyet beyanlarından çıkarıp icraata dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Bunun yanında Libya Başbakanı Dibeybe’nin önerdiği, Katar’ın da dahil olacağı ve bakanların yer alacağı dörtlü format, iş birliğini daha geniş bir zemine taşıma niyetini göstermektedir. Katar’ın finansal, insani ve lojistik katkıları, projelerin uygulanabilirliğini büyütecek bir unsur olarak bulunmaktadır.

Bu durum, bölgesel koordinasyonun Akdeniz kıyı ülkelerinin ötesine geçerek Körfez ülkelerini de içine alan bir ölçeğe evrileceğini işareti olarak durmaktadır. Ayrıca BM kolaylaştırıcılığında yürütülecek siyasi süreç ve seçimlere verilen destek, Türkiye’nin uluslararası sistemde BM’nin rolünü artırmaya dönük yaklaşımını yansıtmaktadır. Nitekim uluslararası sistemde, BM’ye yönelik eleştirilerin çoğalması ve BM’nin sorgulanması karşısında, Türkiye’nin pozitif bir çaba içinde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye, ikili ve üçlü ilişkilerin haricinde çok taraflı sistemin meşruiyetini de güçlendirmeyi hedefliyor denilebilir.

AB Güvenliği ve Göç Bağlamında Ortak Sınamalara Ortak Çözümler

Dördüncü ve son halka olarak Zirve’nin en görünür başlıklarından biri olarak göç dosyası öne çıkmıştır. Göç dosyası, Avrupa Birliği (AB) güvenliğiyle doğrudan ilişkili bir konudur. İtalya, AB’nin güney sınırındaki en hassas ülkelerden biri olarak göç akınlarını sınırlamayı hayati bir öncelik görmektedir.

Öte yandan Türkiye, uzun süredir düzensiz göç ve insan kaçakçılığına karşı Avrupa ile ortak projeler yürütmektedir. Libya ise göç rotalarının ana çıkış noktası olarak bu üçgenin merkezinde yer almaktadır. Zirve’de insan kaçakçılığı şebekeleriyle mücadele, düzensiz hareketlerin önlenmesi ve Libya’nın göç baskısını yönetmesine destek olmak için eylem planlarının görüşülmesi beklenmekteydi. Bu noktada önemli olan, göçün hem bir güvenlik sorunu hem de ekonomik ve insani bir mesele olarak ele alınmasıdır. İtalya Başbakanı Meloni’nin Türkiye ile “mükemmel sonuçlar” olarak nitelendirdiği iş birliği deneyimini Libya’ya aktarma arzusu, AB’nin de dolaylı olarak bu sürece eklemleneceğinin işareti olarak görülebilir. Bu bağlam, Türkiye’nin AB güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu da yeniden hatırlatmış olarak görülmektedir. Ankara’nın bu rolü, AB içinde Yunanistan ve GKRY’nin dar çıkarlarını önceleyen politikaların etkisini kırma potansiyeli taşımaktadır. Böylelikle göç, bir kriz başlığı olmanın ötesinde Türkiye ile Avrupa arasında yeni bir güvenlik mimarisinin kurulabileceği bir zemin olarak da okunmaktadır.

Akdeniz’de Yeni Bir Denge Arayışı

Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi, dört bağlam üzerinden bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Akdeniz’de yeni bir denge arayışının ilk işaretlerini göstermiştir. Jeostratejik düzlemde Doğu Akdeniz ve Sahraaltı Afrika’yı birbirine bağlayan bir çerçeve, ekonomik düzlemde enerji, entegrasyon ve lojistik hatlarla desteklenen bir kalkınma vizyonu, bölgesel iş birliği düzleminde teknik komiteler, çok taraflı formatlar ve BM desteğiyle kurumsallaşan bir süreç ve son olarak AB güvenliği bağlamında ise düzensiz göç ve insan kaçakçılığına karşı ortak çözümler öne çıkmaktadır. Bütün bu başlıklar birbirini besleyen, birinden diğerine akış gösteren bir zincirin halkaları niteliğindedir.

Dolmabahçe’de verilen fotoğraf, sembolik bir buluşmanın çok daha ötesinde çok katmanlı bir jeopolitik vizyonun ilanı olarak görülmektedir. Türkiye’nin bu vizyondaki rolü hem bölgesel denge unsuru hem de küresel sistemde arabulucu ya da bağlantı kurucu bir aktör olarak güçlenmektedir. İtalya, bu iş birliğiyle AB’nin başarısızlıklarını telafi etme şansı bulurken, Libya ise uluslararası sistemde meşru ve merkezi bir aktör olarak konumlanmaktadır. Bu anlamda Zirve, Akdeniz’de göç krizine cevap arayan dar bir girişimin ötesinde çok boyutlu bir stratejik ortaklığın başlangıcı niteliği taşımaktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.