enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Su, Suyun Önemi Türkiye’de Su Politikaları ve Su Sorunu Üzerine Kısa Anımsatmalar…

Su, Suyun Önemi Türkiye’de Su Politikaları ve Su Sorunu Üzerine Kısa Anımsatmalar…
13 Haziran 2025
6
A+
A-

* Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İİBF kurucu dekanı ve  İnönü Üniversitesi eski Dekanı Prof. Dr. Halil ÇİVİ, Su Politikaları Derneği (SPD) için “Su, Suyun Önemi Türkiye’de Su Politikaları ve Su Sorunu Üzerine Kısa Anımsatmalar…” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

* Detayı bültenimizde!…

UHA/  İnternational News Agency

Prof. Dr Halil Çivi : Plansızlık bir ülkeyi bilgisiz ...

Prof. Dr. Halil Çivi

İZMİR, 13 HAZİRAN 2025 

İzmir Çiğli’ de oturuyorum. Yaz geldi. Sıcaklıklar iyice bastırdı. Evimizin çevresinde, parklardaki çimenlere ve ağaçlara yeterince su veril(e)mediğini gördüm ve nedenini park görevlilerine sordum.

Bu yıl Ege Bölgesi’nde yeterince yağış olmadığını; barajların yeterince dolmadığını, gelecekte halkı susuz bırakmamak için park ve bahçelerde sulama kısıtlaması başlatıldığını söylediler.

Su: Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları - Ethicwater

A- Suyun Yaşamsal Özellikleri.

Suyu iki hidrojen ve bir oksijenden ibaret basit bir molekül olarak algılamak, sadece suyu değil her türlü biyolojik canlı yaşamı ve özellikle de insanın varlığını çok hafife almak demektir. Çünkü, tek hücreli basit canlıdan, en karmaşık yapıdaki insana kadar bütün canlılar, tüm besinlerini su aracılığı ile alırlar. Üreme, embiryonun oluşumu, evrimi, büyüme ve gelişmeler, vücuttaki organların çalışması, nesillerin devamlılığı… su sayesinde olur. Ayrıca, her canlı, kendi vücudunda biriken işe yaramaz posaları ve vücuda zararlı toksik artıklar da yine ancak su sayesinde dışarı atabilir..

Kısacası, su sadece yaşama kaynağı değildir; aynı zamanda canlılığın, her türlü yaşamın devamı ve sağlığın korunması için de kritik ve vazgeçilemez bir öneme sahiptir.

Suya göre tarım' yapılacak, fazla su tüketiminin önüne geçilecek

B- Türkiye Tarımının Su ile Olan Bağlantısı.

Türkiye’deki tarımsal arazi yaklaşık olarak 23.5 milyon hektardır. Bu arazinin 8.5 milyon hektarı ekonomik sulamaya uygundur. Güncel olarak, 8,5 milyon hektarlık sulanabilir tarım arazisinin 6.2 milyon hektarı sulanmaktadır. Sulanması gereken ve henüz sulanamayan 2.3 milyon hektar tarım arazisi vardır. Sulanmayan tarım alanı, sulanması gereken tarım alanının yuvarlak olarak yüzde 20 si kadardır.

Eğer fiilen sulanan tarım alanını toplam tarımsal alana oranlarsak Türkiye’ deki toplam tarım arazisinin ancak yüzde 29 kısmı, yani 1/3 ünden bile azı ancak sulanabilmektedir.

Güneydoğu Anadolu Kalkınma Projesi (GAP )Türkiye’nin en az yağış alan ve görece en yoksul bölgesini kalķındırmak için uygulamaya aktarılan çok amaçlı ve 50 yıllık geçmişi olan bir projedir. Projeye yeterli kaynak aktarılamaması, alt yapı eksiklikleri, güvenlik sorunları, eşgüdüm noksanlıkları ve serbest piyasaya geçiş sonrası tarım kesiminin ihmal edilmesi v.b. nedenlerle GAP’taki çalışmalar hep ağır, aksak gitmiştir. Günümüz itibarıyla GAP’taki tamamlanma oranı yüzde 80 düzeyindedir.

Türkiye henüz su fakiri değil ama çok dikkat edilmesi gerekiyor" | Son dakika ekonomi haberleri

C- Türkiye Su Zengini mi, Yoksa Su Fakiri Bir Ülke midir?

Uluslararası yetkili kuruluşların ölçütlerine göre, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için, kişi başına düşen su miktarının yıllık 1700 metreküpü aşması gerekir. Su Fakiri olan ülkelerde ise bu miktar 1000 metre küpün altındadır. Türkiye’de yılda kişi başına düşen yıllık su miktarı ise 1300 metreküp olup, su rezervleri bakımından konumu, su fakiri ülkelere daha yakındır. Ayrıca, ölçüsüz maden arama ve işletme ruhsatları ülkenin doğal bitki örtüsünün ve orman varlığının eksilmesine neden olduğu için ülkenin yağış rejimi bozulmakta ve yıllık yağmur miktarı azalmaktadır. Ayrıca gelecekteki küresel iklim değişiklikleri, kuraklaşma ve çölleşmeler Türkiye Coğrafyası için yeni potansiyel tehlikeler yaratmaya adaydır.

Türkiye Genelinde Su Kaynaklarının Durumu| Artemis Arıtım

D- Türkiye’ de Optimal ( en uygun ve etkin) Su Politikası Var mıdır?

Optimal su politikası, bilimsel ve ölçülebilir verilerin ışığında, su arzı, su talebi ve su yönetimi için; devletin, yetkili ve ilgili kamu kurumlarının, suyla ilgili sivil toplum ve kuruluşlarının; suyu kullanan paydaşların, sayısal, ölçülebilir verilere dayalı ve her aşamadaki denetime açık, uygulanabilir, sürdürülebilir, adil bir su politikası ve planlamasının varlığını gerektirir. Ancak bu optimal su politikası için, ülke, bölge, yöre ve işletme düzeyinde birbirine entegre olmuş politika, plan, program ve uygulamaların eşgüdüm içinde olmaları lazımdır.

Bu nedenle:

1- Türkiye’de; bir bütün olarak mevcut tüm su kaynakları, doğal yapı, ormanlar, iklim, toprak varlığı, kentleşme, tarım, sanayileşme, hizmetler, konut, üretim, tüketim, sağlık… gereklerinin birlikte planlanması gerekir. Plansız politika olamaz

2- Eşgüdümlü bir su politikası için, merkezi yönetimin, DSİ’nin belediyelerin, kent planlamacılarının, ziraat odaları ve zirai kuruluş sahiplerinin, su kullanan sanayicilerin, ailelerin…su kullanan herkesin tümünü su politikaları ve su yönetiminin bir parçası yapmak gerekir. Bu durum hem su kullanım bilincinin artmasına, hem su savurganlığının önlenmesine ve hem de demokratik katılımcılığa neden olur.

3- Su arzını artırma ( baraj, gölet, depolama, suları kirletmeme, ağaçlandırma..) ve su talebini azaltma ( suyu savurganca kullanmama, vahşi tarımsal sulamadan vazgeçme, kapalı devre arıtma sistemleri geliştirme…) konularına kafa yormak gerekir.

4- Başta fabrikaların kirli atık suları ve tarımsal ilaçların neden olduğu su, toprak ve ürün kirlenmesini engellemek gerekir. Örneğin fabrikaların kimyasal atıkları için arıtma tesisi yapmayı zorunlu yapmak. İlaçlı zirai mücadele yerine , biyolojik mücadele yöntemlerini desteklemek bir zorunluluktur.

5- Su savurganlığını önleyici önlemler almak; tarımsal sulamayı vahşi sulamadan kurtarmak, ev, işyeri su kullanım bedelleri için kademeli, cezalandırıcı fiyat tarifeleri yapmak. Tarımda vahşi sulama için yapılan su tarifelerini yükseltmek. Modern sulama sistemleri için ucuz kredi ve ucuz fiyat tarifeleri uygulamak.

6- Su tasarrufuna yönelik teknolojik gelişmelere duyarlı olmak. Küresel iklim değişmelerinin etkilerini hesaba katmak.

7- Mutlaka, optimal ve etkin bir su yönetimi için bilimsel gelişmelere göre ölçülebilir ve denetlenebilir merkezi bir planlama yapmak. Çok başlılığı ortadan kaldırmak. Ayrıca su kullanımı için merkezi ve yol gösterici makro ana planın bir parçası olarak, ulusal, bölgesel ve yerel planlama ve programlar oluşturmak.

8- Türkiye’deki su savurganlığı en fazla tarımsal sulamalarla ilgidir. Su kaynaklarımızın yüzde 70 kadarı tarım kesiminde kullanılmaktadır. Vahşi sulama yaygındır. Türkiye’nin tarımsal ürün çeşidi su kaynaklarına aşırı bağımlılık göstermektedir. Damla sulama sistemine uygun ürün çeşitlerinin sayısı artırılabilir.

9- Türkiye’de, kentlerdeki su şebekelerinden sularının evlere ve iş yerlerine dağıtımını sağlayan su şebekeleri ve kanalları sorunludur. Bu suların yüzde 35- 40 kadarının hedefine ulaşmadan şebeke içinde kaybolduğu söylenmektedir.
Ayrıca çok miktarda kaçak su kullanımı vardır.

10- Hızlı nüfus artışları, köylerden kentlere göç, ayrıca aşırı ve ani göçmen nüfus girişinin hızlanması, kentleşmenin aşırı yaygınlaşması, tatil alışkanlıkların artması , turizmin gelişmesi kentlerin hem içme suyu ve hem de gri su ( banyo, lavabo, bahçe sulama …) talebini artırmaktadır.

11- Türkiye de, sanayi tesislerindeki kimyasal ya da biyolojik arıtma tesisleri yetersizdir. Olanlar da, maliyet artışı ve ulusal rekabet gücünü düşürdüğü v.b. gerekçelerle amacına uygun çalıştırılmamaktadır. Halbuki sanayi kuruluşlarındaki arıtma sistemlerinin ” kapalı devre” olması, arıtılan suyun aynı sanayi tesisinde yeniden kullanılması, böylece hem su talebinin azaltılması ve hem de su kirliliğinin önlenmesi gerekmektedir.

12- Yeterli ve küresel standartlarda ki temiz içme suyuna ulaşabilmek herkesin hakkıdır. Ancak su ülkemizde hem kıt bir maldır, hem de savurganca kullanılmaktadır. Okullar dahil, her kademedeki su kullanıcılarının su kullanımı konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekir.

13- Türkiye’ deki su sorunu, yaşam boyu ve kesintisiz olarak, beşikten mezara kadar herkesi çok yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle siyaset üstü bir konumda ele alınması bel ki de bir “Su İşleri Bakanlığı” kurulmasını gerektirir niteliktedir. Çünkü kıtlık faktörü nedeniyle, ileride, özellikle de sınırı aşan sular konusunda su anlaşmazlıkları ve su savaşları olabilir.

Son söz:

Susuz vatan, susuz besin, susuz ürün ,susuz ekmek, susuz orman, susuz aile yaşamı, susuz sağlık, susuz fabrika, susuz ticaret, susuz eğitim, susuz tatil, susuz yemek olmaz. Su yoksa şeker ve tuz bile erimez. Su yaşamın ta kendisidir. Zaten ortalama olarak beden varlığımızın yüzde 70 kadarı sudur. Allah hiç kimseyi suyun ve ekmeğin yokluğu ile terbiye etmesin.

SU GELECEKTİR, SU YOKSA GELECEK YOKTUR. SU, DEVLET VE ULUS OLARAK VARLIĞIMIZIN GÜVENCESİDİR. SUYU BİLİNÇLİ KULLAN GELECEĞİNE VE GELECEK NESİLLERE SAHİP ÇIK.

KAYNAKÇA:
(×). Dursun Yıldız ; Dr. Hasan Hüseyin Doğan; GAP 2025, Sulama Hedefleri ve sonuçları. Araştırma Dizisi 2; SU POLİTİKALARI DERNEĞİ, Ankara.

***

Yazar hakkında

Prof. Dr. Halil Çivi

Sivas Kervansaray köyünde  1944 yılında doğdu. İlköğrenimini kendi köyünde, orta öğrenimini İstanbul Haydarpaşa lisesinde, lisans öğrenimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde yaptı ve 1972 yılında İktisat, İşletme ve Sosyal Siyaset bölümlerinden birincilikle mezun oldu. Atatürk Üniversitesinde asistan olarak göreve başladı. Doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde yaptı ve pekiyi dereceyle mezun oldu. 1978- 1980 yılları arasında Fransa’da Sosyoloji alanında Lisans üstü eğitim gördü. 1982 yılında doçent ve 1987 yılında profesör oldu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Sosyoloji Bölümünü kurmuş, bu bölümün başkanlığını yapmıştır. Tokat Gazi Osmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesinde dekan yardımcılığı ve Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanlığı yaptı. Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde İİBF kurucu dekanı olarak üç dönem, İnönü Üniversitesi’nde iki dönem dekanlık yaptı. Değişik televizyon kanallarında 50’yi aşkın konularda konuşmalar ve değişik sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği toplantılarda halen çalışmalarını sürdürmektedir. Mefaret hanım ile evlidir. Prof. Dr. Halil Çivi, üç kız çocuğu, üç damat ve beş torun sahibidir. 10 yıl da Üniversitelerarası Kurulda görev yapan  ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden 2012 yılında emekli olan  Prof. Dr. Halil Çivi İzmir’de yaşamaktadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.