enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:21 Nizip Ticaret Odası (NTO) heyetinden, AK Parti Grup Başkan Vekilli Abdülhamit Gül’e ziyaret!
06:50 Kahramanmaraş’ta deprem konutlarını teslim alan depremzedeler çifte bayram yaşadı.
00:48 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’ye, canları pahasına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi bir kez daha selamlıyorum”
00:34 Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatları ile bayramlaştı
00:27 Saygı bekleyen Mourinho, saygı göstermeyi öğrenmeli…
00:09 Cumhur Başkanı Erdoğan, “Muhalefetin nasıl bir uçurumun eşiğine geldiğini ibretle takip ediyoruz”
00:02 Batı Akdeniz Su Tahsis Planı ve Eylem Planı Yayımlandı :15 yıl içinde şiddetli kuraklık mevcut suyu yarıya düşürebilir…  
13:12 Bayram sofralarında dengeli beslenmenin püf noktaları
12:14 AURA & İPA Yaz Akademisi 2025 başvuruları başladı
11:44 Hollanda’da yapılacak olan seçimlerde gözler, Türk ve diğer yabancı asıllı seçmenlerde…
11:15 UHA/  İnternational News Agency’na bayramın 1. günden yansımalar!
09:56 Nizip Ticaret Odası’nın tescil ettirdiği ‘Nizip Zeytinyağı’, uluslararası kalite platformunda zirveye ulaştı!
09:32 Etki Odaklı Sohbetler’in beşinci bölümünde sivil toplumun öncü ismi İbrahim Betil konuk oldu
09:32 Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, “Filistin dostları, Derince Safiport Liman’ında katil İsrail’le ticarete dur” dedi!
09:10 Bulgaristan Türkleri, FUEN TAG 11. Yıllık Toplantısı’na ev sahipliği yaptı
08:39 Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Bulut, “Yeni Yatırım Teşvik Sistemi Yatırım ortamını yeniden canlandıracak”
08:29 Tiyatro Kooperatifi’nden yaz boyu dayanışma: “Bu Yaz Sahnelerimizi Kapatmıyoruz” kampanyası başlıyor! 
08:09 Teknik Direktör Hikmet Karaman’dan Moldova’nın Zimbru Chişinau takımına veda
10:30 Ermenistan Başbakanı Paşinyan’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bayram telefonu
10:16 Beykoz Belediyesi iddianamesi kabul edildi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Saygı bekleyen Mourinho, saygı göstermeyi öğrenmeli…

Saygı bekleyen Mourinho, saygı göstermeyi öğrenmeli…
8 Haziran 2025
7
A+
A-

* “Türk ligini dünya benim sayemde öğrendi “diyen Mourinho’ya cevap:

* Futbol, Sahada Kazanılır; Mikrofon Başında Değil

UHA/ İnternational News Agency

               

 İlhan KARAÇAY’dan Mourinho’ya mektup…

 HOLLAN’DA, 08 HAZİRAN 2025 – Jose Mourinho’nun Eyüpspor maçının ardından yaptığı açıklamalar, Türkiye futbol kamuoyunda kısa süreli bir şaşkınlık yarattı ama ne yazık ki gereken tepkiyi doğurmadı.

Ünlü teknik adam, “Benim sayemde Türk ligi dünyada tanındı” gibi son derece hadsiz ve mesnetsiz bir cümle kurarak yalnızca kendi egosunu beslemekle kalmadı, Türk futbolunun geçmişine ve emeğine gölge düşürmeye kalkıştı.

Oysa Türk futbolu, tarihine altın harflerle yazılmış başarıları, Avrupa’daki şaşırtıcı performansları ve tutkuyla dolu taraftar kültürüyle çoktan uluslararası saygınlığını kazanmıştı.

Bu mektup, Mourinho’nun açıklamalarına bir yanıt niteliğinde kaleme alındı. Ama mesele yalnızca Mourinho değil: Bu çıkış karşısında suskun kalan spor camiası, medya mensupları ve meslektaşlarımız da aynı oranda eleştiriyi hak ediyor.

Şimdi söz, mektubun kendisinde…

Jose Mourinho: Memnun değilim @ Mackolik.com

Jose Mourinho’ya Açık Mektup:

Eyüpspor maçından sonra yaptığınız açıklama, sadece kibirli değil, aynı zamanda hadsiz ve gerçeklerden tamamen kopuktu. “Benim sayemde Türk ligi dünyada tanındı” gibi bir cümleyi sarf etmek, en hafif tabirle saçmalıktır. Siz bir teknik direktörsünüz, bir sihirbaz ya da futbol peygamberi değil. Türk futbolunun siz gelmeden önce dünya tarafından tanınmadığını iddia etmek, ya büyük bir cehaletin ya da narsisizmin ürünüdür.

Size hatırlatmak isterim:

– Türk futbolu, siz daha Bobby Robson’un çantasını taşırken UEFA Kupası’nı kazanmış bir ülkedir.
– Galatasaray 2000’de Avrupa’yı dize getirdi.
– Fenerbahçe 2008’de Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline adını yazdırdı.
– Beşiktaş, Avrupa’da Liverpool’dan Ajax’a kadar nice devleri yenerek Türk futbolunun saygınlığını artırdı.
Yani bu lig, sizin Instagram etkileşimlerinize veya YouTube’daki basın toplantılarınıza muhtaç değil.

Sizin geçmişiniz mi?
Evet, şampiyonluklarınız var, kimse inkâr etmiyor. Ancak arkanızda bıraktığınız enkazlar da az değil:
– Real Madrid’de takım içi kavgalardan dolayı soyunma odasını zehirlediniz.
– Chelsea’de ikinci gelişinizde ligin dibine demir attınız.
– Tottenham’da tek bir kupa kazanamadan gönderildiniz.
– Roma’da finalde kaybettiğinizde, başarısızlığın faturasını hakeme kesip, kulübü utanç verici bir pozisyona düşürdünüz.
– Bugün hâlâ UEFA’dan aldığınız ceza yüzünden Fenerbahçe’nin başında Avrupa maçına çıkamıyorsunuz. Bu nasıl bir “başarı mirası”?

Ve şimdi gelip, onmilyonlarca taraftarı olan, onlarca yıl Avrupa’da başarılar elde etmiş, köklü bir futbol ülkesine kendi gölgenizi pazarlıyorsunuz. Kusura bakmayın ama burası sizin reklam kampanyanızın sahnesi değil.
Burada emek var, tarih var, mücadele var. Ve en önemlisi, sizin magazin şovlarınıza pabuç bırakmayacak bir futbol aklı var.

Mourinho Efendi, bu lig sizinle tanınmadı. Bu lig, sizin üzerinizden utanacak bir geçmişe de sahip değil. Siz gidince bu lig çökmeyecek, ama siz Türk futboluna saygı göstermediğiniz sürece, biz sizi ciddiye almayacağız.

Dünya sizi izliyor olabilir, ama burada milyonlarca insan her hafta tribünleri dolduruyor.
3’üncü Lig’deki bir Anadolu maçına 5 bin kişinin gittiği ülkemizdeki futbol tutkusu, sizin PR cümlelerinize bağlı değildir. Kendi gölgenizi büyütmek uğruna, buradaki emeği küçümsemeniz; sadece sizi küçük düşürür.

Kibirle değil, saygıyla konuşursanız daha çok şey kazanırsınız. Ama siz bu kibirden besleniyorsunuz. Ne yazık ki artık kimse bu oyunu yemiyor.

İlhan Karaçay

Sessiz Kalanlar ve Gözünü Kaçıranlar

Ne ilginçtir ki, yukarıdaki mektupta ifade edilen saçmalıklara, spor dünyamızdan tek bir ciddi tepki gelmemesi oldukça düşündürücü. Ne futbol otoriteleri ne de medya mensupları Mourinho’nun bu hadsizliğine karşı bir duruş sergileyebildi. Oysa işin içinde sadece bir teknik direktörün kibri değil, tüm bir futbol tarihimize yönelik bir küçümseme vardı.

Bu durum, biz gazeteciler için de bir ayna niteliğinde.
6 Dünya Kupası, 6 Avrupa Şampiyonası ve sayısız Dünya ve Avrupa finalini izlemiş bir gazeteci olarak, mesleğimizin içine düştüğü bu sessizlik hali beni derinden yaralıyor. Haber peşinde koşması gereken, gerçeğin yanında durması gereken meslektaşlarımız, ya ilgisiz kaldı ya da tepki vermekten çekindi. Bu, gazeteciliğin en temel görevini inkâr etmek demektir.

Daha da vahimi, Mourinho ile röportaj yapan muhabirin, bu çarpık açıklamalara tek bir sorgulayıcı soru bile yöneltmemesi.

Peki neden?
Belki de onun da korktuğu patronları vardı. Belki de “büyük hoca”nın gölgesinde ezilmek istemedi. Ama unutmamalıyız ki, gazetecilik; cesur sorularla, doğru yerde durmakla ve gerektiğinde en güçlü isimlere karşı bile gerçeği savunmakla anlam kazanır.

Bugün sessiz kalan herkes, yarın bu tür hadsiz çıkışların zeminini hazırlamış olur. Ve biz susarsak, bu oyunu gerçekten seven milyonlara ihanet etmiş oluruz. Çünkü futbol, sadece sahada değil; mikrofon başında da onurla savunulması gereken bir emektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.