enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
15:28 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
12:29 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:39 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:38 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında…
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
00:13 Ankete 9 AB ülkesinden toplam 9 bin 500’den fazla kişi katıldı…
00:11 Deutsche Bank’tan kapsamlı Türkiye analizi: Dolar, büyüme ve faiz tahmini
00:02 Ayvalık merkezli Türk zeytinyağı firması Nova Vera, uluslararası arenada dünya birincisi oldu…
11:42 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:10 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:44 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
06:15 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
04:25 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
00:59 Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 32. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Kadınlar Taliban götürmesin diye çatılardan atlıyor”

“Kadınlar Taliban götürmesin diye çatılardan atlıyor”
17 Ağustos 2021
3.914
A+
A-

UHA HABER / Kayseri’deki Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nden Zakira Hekmat, Afganistan’da kadınların “Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir” diyerek intihar ettiğini söylüyor.

Zakira Hekmat Kayseri'de yaşıyorAfgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kurucularından Dr. Zakira Hekmat, Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirmesinin ardından ülkesinde yaşanan durumu DW Türkçe’ye değerlendirdi.

Şu anda Kayseri’de yaşamını sürdüren Hekmat, özellikle kız çocukları ve kadınlar hakkında endişeli olduğunu belirterek “Birçok kadın ‘Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir’ diyerek intihar ediyor” diye konuşuyor.

DW Türkçe: Siz ne zaman ve ne sebeple Türkiye’ye geldiniz?

Dr. Zakira Hekmat: Ben 13 sene önce Türkiye’ye geldim. Taliban zamanında gizli bir şekilde okulumuzu bitirmiştik. Sonra Kabil’e gittim. Hayalim, üniversite okumak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaktı. Benim gibi diğer kız çocuklarının da hayali buydu. Birçok kişi bu şansa sahip olmadı ama ben Kabil Üniversitesi’ni kazandım. Aynı zamanda farklı ülkelerden gelen bursları takip ediyordum. En son Türkiye’den gelen bursların sınavına katıldım. Üç tane farklı sınavı geçtim ve Türkiye’ye okumak için geldim.

Türkiye’ye geldiğiniz sırada Afganistan’da durum nasıldı?

2008 yılında Türkiye’deydim. Çatışmalar 1979 yılında başlamıştı biliyorsunuz. 1994 yılında Taliban kuruldu ve 2001’e kadar Taliban hükümeti vardı. ABD hükümeti ile NATO güçlerinin Afganistan’a girmesiyle beraber Taliban bir nebze yok edildi. Ama yine de çatışmalar vardı. Biz Gazne şehrindeydik. Hazar Türklerine yönelik ciddi saldırılar yapılıyordu ve hedef gösteriliyorlardı. Gazne’den Kabil’e gelmek istediğimizde yanımızda herhangi bir şey götüremezdik. Mesela 2009’da ben Afganistan’a gitmiştim. Öğrenciydim, küçük bir bilgisayarım vardı. O kadar tedirgindik ki. Bir bilgisayar var, bunu Taliban görürse bizi öldürür diye… Durum maalesef hiç değişmedi.

Taliban yönetimi altında yaşamak, kız çocukları ve kadınlar için ne demek?

Ölüm demek. Bu kadar söyleyebilirim. Durum o kadar kötü ki… Biz onu gördük, çok eski zamanlarda gördük Afganistan’da. Kadınlar evden çıkamıyordu. Kız çocuklarının okulları yoktu. Şu an onlar için sadece ölüm diye düşünebiliyorum.

ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı almasının ardından böyle bir tabloyla karşı karşıya kalınabileceğini düşünmüş müydünüz?

Haberi aldığımızda sinir krizi geçirdik diyebilirim. Böyle erken bir zamanda koskoca ülkeyi ele geçirmesini hiç kimse düşünemezdi. Bilmiyorum programlı bir şekilde mi gerçekleşti, hiçbir şey anlayamıyoruz şu an. Halka hiçbir şey açıklanmıyor. Kimin eli var, onu da bilemiyoruz. Aslında Eylül’de çıkacaklarını söylemişlerdi, Eylül’e daha iki hafta var. Afganistan’daki ABD Büyükelçiliği, “Taliban 72 saatte ya da bir hafta içerisinde Kabil’e gelebilir” diye bir yazı yayınladı. Ancak 72 saat bile sürmedi. Sekiz saat içerisinde Kabil’e geldiler. Şu an tüm Afganistan halkı tedirginlik içerisinde. Özellikle de kadınlar. Sosyal medyayı takip ediyorum. Orada tanıdığım aktivistler, kadın hakları alanında çalışan kişiler, gazeteciler, hepsi tedirgin. Çoğu ağlayarak dün “Bugün iş yerimizde son günümüz” diye WhatsApp’ta ya da Facebook sayfalarında son durumlarını paylaşıyordu. Yaşananların çoğu şu an basında çıkmıyor. Birçok kadın intihar etti maalesef Afganistan’da. “Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir bizim için” diyerek çatılardan atladılar. Dükkanlardaki kadın fotoğraflarını boyayarak silmeye çalışan kişiler var. Bu ne demek? Yani 20 sene öncesindeki kara günlere gitmek demek. Kadın istemiyoruz demek. Bu çok korkunç bir şey.

Afganistan’da konuştuğunuz kişiler son durum hakkında neler söylüyor?

Şu an iletişimde olduğum kimse yok maalesef çünkü Taliban girdiği yerlerde elektrik santrallerini, telefon kablolarını söktüler. Ben Gazne’den 1,5 haftadır haber alamıyorum. Ailem orada ama kendilerinden haber alamıyorum. Hiç kimseyle konuşamıyorum. Dün de Kabil’de telefon hatları çekmiyordu. Herkesin yürüyerek de olsa kaçmaya çalıştığını biliyorum.

Uluslararası camia gelinen noktada neler yapabilir?

Biraz biraz umutluyduk. Hiç kimse istemiyordu bu olanları Afganistan’da. Hatta ABD ve NATO güçleri Afganistan’dan çekilene kadar kadın hakları, çocuk hakları, yani insan hakları alanında yeni bir politika oluşturulur diye düşünüyorduk. İnsanlar ölüyor, tüm dünya sadece bakıyor. Afganistan’ın batmasını tüm dünya sadece gözlemledi, hiçbir şey yapmadılar. Dünyaya seslenmek istiyorum: Lütfen Afganistan’ı yalnız bırakmayın. Onlar da insandır. Bizim suçumuz Afganistan’da doğmak mı? Biz insan değil miyiz? Bizim çocuklarımız çocuk değil mi? Onların hiçbir suçu günahı yok.

Peki Türkiye hükümeti ne yapabilir?

Afganistan halkı, Türkiye’yi çok seviyor. Afganistan’daki Mehmetçikleri de çok seviyor Afganistan halkı. Onlara çok saygısı var. 2006 yılında hatırlıyorum Mehmetçikleri gördüğümüzde uzaktan selam veriyorduk. Şimdi Türkiye’nin Afganistan’dan çekilmesi çok büyük bir kayba neden olabilir. Birçok insan belki Türkiye’den destek alınabilir diye umutlu. Barış olsun istiyorlar. Biz barışın yüzünü görmedik. Şu an Taliban yumuşak dilde konuşuyor ama Afgan halkı buna inanmıyor. Hepimiz Taliban’ı çok iyi tanıyoruz. Herat ilinde hırsızlık yapmış diye iki kişiyi yüzlerini siyaha boyayıp boyunlarına ip asarak sokaklarda gezdirdi. Bu, üç gün önce oldu. Taliban’a nasıl güvenebilir ki Afganistan halkı? İnsanlar dehşet içerisinde nereye gideceklerini bilmiyorlar. “Biz ölümle karşı karşıyayız ama bize yardım eden el yok”. Böyle düşünenler var.

Ülkenizi bu halde görmek sizi nasıl hissettiriyor?

Üç gün önce Herat ilinde Taliban’a karşı savaşan bir önderi, Taliban rehin tuttu. Mikrofon tutarak kendisini “Şu an ne düşünüyorsun?” diye konuşturdular. O sahneyi görünce sinir krizi geçirdim. Çok kötü oldum. Afganistan halkı umutlarını kaybetti. Daha önce halkın bir direnişi vardı. “Taliban’ın karşısında durup gelmelerini engelleyebiliriz” diye bir umut vardı. Ama o umut tamamen kayboldu. Ben o günden bu yana hiç uyuyamıyorum. Tedirginlik içerisindeyiz. Hayret içinde izliyoruz. Afgan halkı bunu hak etmiyordu.

Söyleşi: Burcu Karakaş & Kayseri

[UHA Haber Ajansı, 17 Ağustos 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.