enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:18 18 ilde DEAŞ operasyonu: 39 gözaltı
09:01 Yeni haftada hava nasıl olacak?
08:51 İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’den (DMM), günün öne çıkan haberleri…
08:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan “kabine” toplantısına başkanlık edecek
08:05 WWF-Türkiye: “Köpek Balığı Yaşayan Deniz Sağlıklı Denizdir!”
00:28 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’tan sıra dışı davranış..!
19:07 Kocaeli’nin Kartepe Belediye Başkanı Kocaman’dan Anlamlı Ziyaret
18:39 Kocaeli’nin Kartepe Belediye Başkanı Kocaman’dan Anlamlı Ziyaret
11:21 TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency’nın derlediği kısa kısa özet haberler!
11:20 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “İsrail’in İran saldırıları, Her geçen zaman insanlığın aleyhinedir”
10:55 Devlet Bahçeli: İsrail, saldırılarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır
10:16 UHA/  İnternational News Agency’nın derlediği kısa kısa özet haberler!
09:45 Bakan Yerlikaya: Jandarmamız milletimizin tertemiz vicdanındadır
00:48 Vali Aktaş’tan İzmit Sanayi Sitesi’nde inceleme turu
00:45 İsrail-İran saldırılarının boyutu ne ve hangi hedeflere yönelik yapılmıştır?
00:39 “ABD’de Gazeteci Yaşamı ve Türkiye’ye Haber Aktarımı” söyleşisi Basın Evi’nde gerçekleşti
00:35 İsrail-İran saldırılarının nükleer müzakerelere etkisi ne olur?
00:24 Devlet arşivlerinde adına 1839’dan itibaren rastlanan ve 2016’da İçişleri Bakanlığına bağlanan Jandarma Teşkilatı,186 yaşında
00:20 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’dan SS. İzmit Sanayi Sitesi’nde sanayi sitesinde inceleme ziyareti
00:12 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan barış için yoğun diplomasi trafiği
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Alçak Gönüllülük

Alçak Gönüllülük
20 Mayıs 2022
3.777
A+
A-

Alçak gönüllülük, kimseye tepeden bakmamak, kimseyi küçümsememek, kendini kimseden üstün görmemek, yaptıklarıyla, başarılarıyla, övünmemek ve şımarmamaktır. Tevazu da aynı anlamda kullanılmaktadır. İslam dininde tevazu övülmüş, müminlerin tevazu sahibi olmaları istenmiştir. Alçak gönüllülüğün karşıtı kibirdir, kendini beğenmedir. Bu ise dinimizde haram kılınmıştır. Dinimize göre insanların salt insan olmak bakımından birbirinden üstünlüğü yoktur. Peygamberimiz, “İnsanlar, tarağın dişleri gibidir, birbirinin eşidir”[1] “Müslümanlıkta şunun bunun soyundan gelme ne övünme ne de yerinme sebebidir[2] gibi hadisleriyle insanların insan olmak hasebiyle birbirinden üstünlüğünü reddeder. Mevki, mal-mülk, servet gibi değişici, yok olucu unsurlar da dinimizde üstünlük sebebi olarak görülmez. İnsanın üstünlüğü ancak iman gibi, salih amel gibi, doğruluk gibi temel insanî değerlerle ölçülür. Tevazu da bu değerlerden biridir.

Tevazu’nun en güzel örneği Peygamberimiz (s.a.v.)’dir. O, herkese karşı alçak gönüllü davranır, kimseyi incitmez, kimseyi kırmazdı. Çocuklarla, kimsesizlerle, öksüz ve yetimlerle bilhassa ilgilenir, ihtiyaçlarını sorar, gönüllerini alırdı. “Alçakgönüllülüğü dolayısıyla Allah’ın şerefini yükseltmediği kimse yoktur”[3] hadisiyle de alçak gönüllülüğün değerini pekiştirmiştir.

Tasavvuf büyüklerinin en fazla önemsedikleri erdem tevazudur. Bunu Allah yolunda ilerlemekte ilk adım olarak görürler. Hiçbir din ulusu, tevazu sahibi olmadan Allah yolunda mesafe alınabileceğini kabul etmez. Tevazu özünde nefsi, bir anlamda da benliği öldürmektir. Tasavvuf yolcusunun ilk aşacağı baraj, nefsin, nefs-i emmare denen, insana her kötülüğü telkin eden, şartlar oluşunca da kötülüğü işleten en ham safhasıdır.

Büyük veli Hasan Basrî’nin ilkesi şudur: “Sabah evden çıktığın andan itibaren karşılaştığın hiç kimseden kendini üstün görmeyeceksin.”

Yine bu din uluları, tevazuda toprak gibi olmayı öğütlemişlerdir. Çünkü toprak en iyi tevazu örneğidir. Biz insanlar her türlü pisliği ona atarız, o bizim için en güzel hububatı, sebze ve meyveleri, gülleri, karanfilleri yetiştirir. Alçakgönüllü insanlar da toprak gibidir, kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Kimseyi aşağılamaz.

Âşık Veysel,

Karnın yardım kazmayınan, belinen

            Yüzün tırmaladım tırnağınan, elinen

            Yine beni karşıladı gülinen

            Benim sadık yârim kara topraktır

diye boşuna dememiştir.

İslam büyükleri çok değerli tevazu örnekleri vermişlerdir. Hz. Ömer bir gün mescitte bir bedevinin (çöl Arabı), “Ya Rabbi, beni azlardan eyle!” diye dua ettiğine şahit oldu. Sordu adama: “Bu nasıl dua?” Adam cevap verdi: “Duydum ki Cenab- ı Hak Kuran’da ‘kullarımdan şükredenler azdır’ buyurmuş. Ben de o azlardan olmayı istiyorum.”

Bunun üzerine Hz. Ömer takdir ve tevazuunu şöyle dile getirdi:

-Rabbim, herkes Ömer’den daha âlim!

[1] Künuzu’l-Hakayık, c. 2, s. 185.

[2] Camiu’s-Sagir, c.2, s.194.

[3] Müslim, birr 69.

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

[UHA Haber Ajansı, 20 Mayıs 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.