enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:08 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
12:07 “Terörsüz Türkiye” süreci…
00:59 Emine Erdoğan: Şeb-i Arus, sevgiyi merkeze alan bir irfan mirasıdır
00:57 Boraltan Köprüsü Faciası…Rus ordusundan kaçan 146 Azeri TÜRK’ünün katliamı…
00:55 Alexis Anne-Braun ile Sanat ve Mimarlıkta Anlamın İnşası Konferansı
00:53 İran’dan ABD’nin Venezuela kararına kınama
00:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü’ne ilişkin mesaj yayımladı…
00:50 Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu : “Terörsüz Türkiye” Bahanesiyle Bölücülük
00:48 Yüzyılın Konut Projesi’nde başvurular bu hafta sona eriyor
00:48 Prof. Dr. Mühip Kanko, “Bu sadece Kocaeli’nin değil, tüm bölgenin su felaketidir”
00:42 Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filmi
00:35 ABD Başkanı Trump, Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili Avrupalı liderlerle kapsamlı görüşmeler yaptı…
00:32 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Duha Hmidan’ın haberleri!…
00:26 Bakan Murat Kurum, “553 milyon ağacın kesilmesini önledik”
00:25 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşanları haber yaptı…
00:25 FETÖ’nün kamu yapılanmalarına operasyon
00:23 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Terörü ilanihaye Türkiye’nin gündeminden kaldıracağız”
00:11 “Uluslararası Naat-ı Şerif Yarışması”nda ödüller sahiplerini buldu
00:10 İngiltere’den “Rusya” mesajı: Gerekirse savaşmaya hazır olmalıyız
00:09 Bakan Kurum: Kira ve konut fiyatlarını dengeleyeceğiz
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Prof. Dr. Yücel ACAR, “İsrail’in başbakanı hakkında yakalama kararının çıkma ihtimali dahi büyük önemi haiz”

Prof. Dr. Yücel ACAR, “İsrail’in başbakanı hakkında yakalama kararının çıkma ihtimali dahi büyük önemi haiz”
29 Haziran 2024
38
A+
A-

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı’nda Milletlerarası Hukuk Öğr. Üyesi ve Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ın Araştırmacı-Yazarlarından Prof. Dr. Yücel ACAR, kaleme aldığı “Netanyahu’nun Tutuklanması Talebinin Hukuki Yansımaları” başlıklı yazısının  sonuç bölümünde de geleceğe dair değerlendirmelerde bulundu.

Başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkelerin her ne pahasına olursa olsun korudukları hatta ağır hukuk dışı eylemlerinin sorgulanmasına dahi izin vermedikleri İsrail’in başbakanı hakkında yakalama kararının çıkma ihtimali dahi büyük önemi haizdir.

Kuruluşundan bu yana uluslararası hukuku ihlal ederek ağır suçlar işlenmesinde başat roller almış İsrail başbakanlarından en sonuncusu hakkında yakalama kararı çıkma olasılığı dahi adaletin kısmen de olsa gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunu göstermektedir.

Bu bağlamda savcının yaptığı değerlendirmeler geleceğe dair umut ışığı yakmaktadır. Hukuka uymayanların daha sonra Savcılık Ofisi harekete geçtiğinde şikayetçi olmaya haklarının bulunmadığını ve uymayanlar için hesap verme zamanının geldiğini vurgulamaktadır. Savcının ayrıca yeterli deliller elde edildikçe yakalama emri için yeni başvurularda bulunmaktan çekinmeyeceğini vurguladığını da görüyoruz. Ancak savcının başvurusunda hukukun etkili ve adil işletilmesi bağlamında eleştirilmesi gereken bazı hususlar da bulunmaktadır.

Netanyahu said blocking Gallant from visiting US until he gets an invite |  The Times of Israel

Bu bağlamda dikkat çeken önemli hususlardan birisi Netanyahu ve Gallant’a atfedilen suçlar arasında “soykırım” suçlamasının bulunmamasıdır.

Umulur ki ilerleyen aşamalarda yeni delillerle beraber İsrail’in amaçlarından birisinin Filistinlileri “kısmen ya da tamamen yok etmek” olabileceği yani soykırım suçlamasının da yapılması gerektiği ortaya çıkacak ve iddianamelere eklenecektir.

Esas sorun ise hakkında yakalama kararları çıkması halinde Netanyahu ve Gallant’ın gerçekten yakalanıp mahkemeye teslim edilmesi iradesinin gösterilip gösterilmeyeceğidir. Korkulan odur ki hakkında yakalama kararı çıkabilecek Filistinlilerin birileri tarafından mahkemeye teslim edilebileceği ancak İsrailli liderlere dokunulmayacağı endişesidir.

Günümüze kadar UCM’nin hakkında yakalama kararı çıkartıp da yakalanarak mahkemeye teslim edilen bir siyasi lider bulunmamaktadır. Normal şartlarda yabancı ülkelerde dokunulmazlık ve bağışıklıkları bulunan hükümet ya da devlet başkanlarının bu statüleri, UCM’nin yakalama kararı olduğunda bir engel teşkil etmemektedir. Dolayısıyla kendi kolluk kuvvetleri bulunmayan UCM’nin kararlarının uygulanması ve yakalanması gerekenlerin yakalanıp mahkemeye teslim edilmeleri için devletlerin göstereceği dayanışma ve iş birliği elzemdir.

AB’ye üye bütün ülkelerin UCM’nin kurucu anlaşmasını onayladıklarını, Netanyahu, Gallant ve hakkında dava açılabilecek diğer İsrailli liderleri yakalama yükümlülüklerinin bulunduğunu hatırlatmak gerekmektedir. Buna rağmen UCM Statüsü’ne taraf devletlerin dahi harekete geçip geçmeyecekleri kesinlikten uzak gözükmektedir.

Bu durum karşısında İsrail’in yaptığı insani kıyımdan rahatsızlık duyan ve uluslararası kamuoyunun çoğunluğunu oluşturan devletlerin bu kişileri yakalamak ve mahkemeye teslim etmek için güçlü iş birliği oluşturmalarının büyük önem arz ettiği vurgulanmalıdır.

Bu bağlamda bazı olumlu gelişmelerden de söz edilebilir. Örneğin henüz yakalama kararı çıkmadan dahi talebin olumlu karşılanması gerektiğine dair bazı açıklamaların yapılmaya başlandığını görmekteyiz.

Netanyahu, hakkındaki yakalama talebinin “antisemitik”, “saçma ve yanlış” olduğunu ifade ederek değersizleştirmeye çalışsa da Norveç dışişleri bakanı UCM emrinin onaylanması halinde Norveç’in Netanyahu’yu yakalamasının bir “zorunluluk” olduğunu ve mahkemeye taraf olan tüm devletlerden aynısını yapmalarını beklediklerini belirtmiştir.6

Böylelikle Norveç yakalama emirlerinin onaylanması halinde İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant’ı tutuklayacağını açıklayan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. Nitekim bazı uzmanlar Netanyahu ve Gallant’ın tutuklanmadan korunmak için UCM’ye taraf olan ülkelere seyahat edemeyeceklerini ifade etmektedir.

UCM’nin Ön Yargılama Dairesinin savcının yakalama kararı talebini olumlu karşılayacağına dair güçlü bir kanaat mevcutken7 bu kararın gereğinin yerine getirilmesi konusunda uluslararası toplumun gittikçe daha fazla dayanışma göstereceğini öngörmek mümkün gözükmektedir. Ancak AB üyeleri arasında bu konuda da ifade edilmeye başlanan fikir ayrılıklarının gösterdiği üzere burada asıl inisiyatifin ve öncü çabaların yine İsrail’in yürüttüğü sivil katliamlardan rahatsızlık duyduğunu açıklayan devletlerce gösterilmesi gerekeceğinin altı çizilmelidir.

***

Prof. Dr. Yücel Acer (@rektoracer) / X

Yazar hakkında

Yücel Acer

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Uluslararası İlişkiler lisans derecesi, Sheffield Üniversitesi’nden (İngiltere) Uluslararası Hukuk mastır derecesi, Bristol Üniversitesi’nden (İngiltere) Uluslararası Hukuk doktora derecesi almıştır. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı’nda Milletlerarası Hukuk profesörüdür. Uzmanlık alanları uluslararası deniz hukuku, uluslararası silahlı çatışmalar hukuku ve uluslararası insan hakları hukukudur. Birçok bilimsel makalenin yanında İngiltere’de basılmış The Aegean Maritime Disputes and International Law (Ege Deniz Sorunları ve Uluslararası Hukuk), Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu, Küresel ve Bölgesel Perspektiften Türkiye’nin İltica Stratejisi ve Uluslararası Hukuk Temel Ders Kitabı isimli kitapların da yazarıdır. ABD’de Hawaii Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora sonrası çalışmalar yapmış, Kara Harp Okulu, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi’nde de dersler vermiştir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.