enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:17 Türkiye ve Umman arasında 17 alanda iş birliği protokolü imzalandı
00:14 Köpekler felaketleri önceden hissediyor mu?
00:10 Bakan Güler: Rusya-Ukrayna arasında İHA ve İDA’lar karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanılıyor…
00:06 “Üç Jokerli Konken” Almanya’da beğeni topladı
00:04 Prof. Dr. Mühip Kanko, “İHA ihlalleri, güvenliğimiz açısından alarm verici”
00:03 Kitap: 1944 Ahıska Sürgünü: Son Tanıklar
00:02 Türkiye, ABD, Katar ve Mısır arasında Gazze toplantısı
11:19 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
08:58 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:58 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:34 Şirketlerden N’Aber!
00:29 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:27 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:23 Bakan Tunç: Sanal Bahis aile bütünlüğünü tehdit ediyor
00:14 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:11 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
00:09 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Türkiye-Yunanistan İlişkilerinin Hukuki ve Uluslararası İlişkiler Boyutu

Türkiye-Yunanistan İlişkilerinin Hukuki ve Uluslararası İlişkiler Boyutu
28 Kasım 2022
242
A+
A-

Türkiye’nin saygın, bağımsız düşünce kuruluşu ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen ‘Ege ve Doğu Akdeniz’de Türk Dış Politikası’ panelinin uzmanları, Türkiye-Yunanistan arasındaki sorunların hukuki ve uluslararası ilişkiler boyutlarını ele aldı.

TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’dan Ataner YÜCE’nin ‘SETA İnternet Sitesi’den aktardığı AA kaynaklı haberine göre, SETA‘dan Muhittin Ataman’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Prof. Dr. Yücel Acer, Ufuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren ve İstanbul Nişantaşı Üniversitesinden Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, konuşmacı olarak katıldı.

Yücel Acer: Yunanistan'ın Adalara Dair Hukuksal Çelişkileri

Prof. Dr. Acer, konuşmasında Türk-Yunan ilişkilerinin tarih boyunca çoğunlukla iş birliği ve iyi ilişkilerle değil, sorunlarla gündeme geldiğini belirterek sorunların önemli bir kısmının, uluslararası anlaşmaları farklı yorumlamaktan kaynaklandığını ifade etti.

Lozan ve Paris Barış Antlaşmalarına ilişkin farklı yorumlamaları değerlendiren Yücel Acer, “Lozan iki sorun üretiyor. Bunlardan biri bazı adacıkların Yunanistan’a mı Türkiye’ye mi ait olduğuna ilişkin sorun. Lozan’ın 12’nci maddesi, ismen sayarak hangi adaların Yunanistan’a verildiğini söylüyor ama küçük adacıkların ismini telaffuz etmiyor. Dolayısıyla Türkiye, ismen sayılmayan, çoğu da küçük kayacıklardan oluşan 152 coğrafi oluşumun kime ait olduğunu oturup çözmemiz gerekir diyor. Yunanistan ise Türkiye’ye 3 mil ve daha yakın adalar hariç kendisine verildiğini söylüyor.” diye konuştu.

Adaların silahsızlandırılması meselesinin de tartışmalı bir madde olduğuna işaret eden Acer, zamanla gelişen ve değişen hukuk kurallarının neticesinde yeni problemlerin de ortaya çıktığını kaydetti.

Buna örnek olarak 1982’de çıkan Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni gösteren Acer, kara sularında sınırın 12 mile çıkmasının bu tarihten itibaren sorun olmaya başladığını söyledi.

Türkiye’nin, Yunanistan kara suları sınırını 12 mile çıkarmasını savaş sebebi gören bir meclis kararı bulunduğunu hatırlatan Acer, “Yunanistan Dışişleri Bakanı’yla yaptığımız görüşmede ‘İki şey masadan kalkmadıkça rahat hissetmeyiz.’ dedi. Bunlardan birisi savaş sebebi gören karar, diğeri ise Libya’yla yapılan deniz yetki alanları anlaşması. Bu kararlar Yunanistan’da soğuk duş etkisi yapmış. Kiminle görüşsek bu konuyu konuşuyor.” ifadelerini kullandı.

“Dünyada 60 yıldır görüşüp de hiçbir sorunu çözemeyen başka iki ülke bilmiyorum.” diyen Prof. Dr. Acer, sorunların çözülmemesinin sebepleri arasında Yunan kamuoyundaki Türkiye algısı ve Türkiye ile diyaloğun politikacılara oy kaybettirmesini saydı.

Yunanistan’ın üçüncü ülkeleri, iki ülke arasındaki sorunlara dahil etmesinin de çözümü engelleyen diğer bir sebep olduğunu söyleyen Acer, “Türkiye haklarını korumak adına çok sert tedbirler almaya başladığında Yunanistan’ın üçüncü devletler vasıtasıyla gerilim artırmaya önem verdiğini görüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

– “Yunanistan Türkiye’yi yalnızlaştırma projesinin sonuca ulaşamadığını gördü”

Akademik Kadro – Hukuk FakültesiProf. Dr. Başeren de konuşmasında Kıbrıs adasında bulunan İngiliz üsleri nedeniyle İngiltere’nin de Doğu Akdeniz’de hak iddia eden ülkelerden biri olduğunu ifade ederek Doğu Akdeniz’e kıyısı olmayıp bölgede etkili olmaya çalışan aktörlere değindi.

ABD’nin Yunanistan’daki üsleri, İsrail’in güvenliği ve Orta Doğu petrollerine ilgisi üzerinden bölgede bir aktör olduğunu anlatan Başeren, Rusya’yı ise Suriye’deki varlığıyla bölgede bulunan bir aktör olarak saydı.

Çin’in ticari açıdan bölgeye önem verdiğine işaret eden Prof. Dr. Başeren, Fransa’nın ise Libya’da olması sebebiyle Türkiye ile “ters düştüğünü” söyledi.

Sertaç Hami Başeren, bu nedenle bölgede birçok anlaşmazlık denklemi olduğuna vurgu yaptı.

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: Erdoğan'ın sözü, Türkiye'nin fedakârlığının paylaşılması için bir ikaz

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney de soruna uluslararası ilişkiler açısından değinerek “Yunanistan, Türkiye’nin AB ile ilişkileri söz konusu olduğunda kullanılan bir ülkeydi. Şimdi de garnizon bir ülke oldu. Büyük ülkelerin araçsallaştırdığı bir ülke ve Atina bundan kendi lehine çıkarımlarda bulunmaya çalışıyor ancak Türkiye bu oyunu sürekli bozuyor.” diye konuştu.

Yunanistan’ın farklı ittifak kuşaklarına girdiğini belirten Prof. Dr. Güney, Yunanistan’la ittifaka giren ülkelerin ise beklediklerini bulamamasıyla çözülmeye başladığını ifade etti.

Buna Türkiye’nin sürdürdüğü proaktif diplomasinin neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güney, “Türkiye iyi ilişkiler geliştirdikçe Türkiye’nin izole olmaya başladığı algısını yaratmaya çalışan Yunanistan’ın da rahatsızlığı başladı. Türkiye’yi yalnızlaştırma projesinin sonuca ulaşamadığını gördü.” dedi.

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, EastMed gibi projelerin rafa kalkmasının Yunanistan’da Türkiye karşıtı üslubu daha da sertleştirdiğini de sözlerine ekledi.

[UHA Haber Ajansı, 28 Kasım 2022] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.