Türkiye-ABD ilişkilerinde Pinpon Diplomasisi: F-35’ten vize krizine gidip gelen
* Uluslararası Ekonomik Sosyal Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (ULESAM) İstihbarat ve Terör Uzmanı Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin son yıllardaki seyrini tanımlamak için klasik diplomasi terimlerinin yetersiz kaldığını söylemek gerektiğine dikkat çekti.
* İşte detayı!…
UHA / İnternational News Agency
Dr. Elvin ABDURRAHMANLI
ESKİŞEHİR, 28 KASIM 2025 – Uluslararası Ekonomik Sosyal Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (ULESAM) İstihbarat ve Terör Uzmanı Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, ULESAM için kaleme aldığı “Türkiye-ABD ilişkilerinde Pinpon Diplomasisi: F-35’ten vize krizine gidip gelen” başlıklı analizinde, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin son yıllardaki seyrini tanımlamak için klasik diplomasi terimlerinin yetersiz kaldığını söylemek gerektiğini ve nitekim bu iki ilişkinin dinamiklerini diplomaside en iyi anlatan kavramın, kanaatince, ‘Pinpon Diplomasisi’ olduğuna dikkat çekti..
Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, Pinpon Diplomasisinin, 1970’lerde ABD ile Çin arasındaki buzları eriten, akabinde kültürel temaslarla başlayan yumuşama çabalarını ifade ettiğini belirterek, ancak günümüzde Ankara-Washington hattında bu kavramın, farklı bir anlam kazandığının görüldüğünü söyledi.
“İlişkilerin ne tamamen koptuğu ne de tamamen normalleştiği, fakat sürekli olarak bir kriz ve diyalog gidip gelişinin yaşandığı stratejik bir gerginlik halide” olduğunu ifade eden Dr. ABDURRAHMANLI, “Bu, topu masadan düşürmemek üzere kurulu, krizlerle yaşamayı esas alan yeni bir müttefiklik modelidir” dedi.
Sert Vuruşlar: S-400 ve YPG Çıkmazı
(ULESAM) İstihbarat ve Terör Uzmanı Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, Pinpon masasının en gergin anları, denilince bu zamanın stratejik savunma ve güvenlik alanlarında yaşanan karşılıklı sorunlar ve adımları olarak ifade ede bileceğini hatırlatarak, bu gerginlikleri aşağıdaki şekilde sıraladı:
1. F-35 ve S-400 İkilemi: Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini almasıyla, ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarması ve CAATSA yaptırımları uygulaması, ilişkinin en sert vuruşlarıydı. Bu olay, NATO içindeki güven krizinin doruk noktası oldu. Top o kadar sert bir smaçla karşılandı ki, nitekim yapısal hasar hala onarılmış değil.
2. Suriye’deki Karşılaşma: ABD’nin, Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü PKK’nın gençlik kolu olarak bilinen YPG/SDG’ye verdiği destek, iki müttefiki sahada fiilen karşı karşıya getirdi. Suriye’deki askeri operasyonlar ve diplomatik tehditler, Pinpon Diplomasisi’nin askeri çatışmaya en çok yaklaştığı tehlikeli anları temsil ettiğini gösterir.
Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, bunların yanı sıra, iki ülke arasında 2017’de başlayan vize krizleri ve terör örgütü FETÖ ile hukuki dosyalar gibi konuların, ABD Kongresindeki lobi ve diasporanın kamuoyundaki Türkiye karşıtlığını sürekli besleyen, ilişkinin psikolojik gerilimini artıran yan vuruşlar olarak Pinpon Diplomasisi’ne dahil olduğuna da dikkat çekti.
Dr. ABDURRAHMANLI, Yumuşak Temasları ise aşağıdaki şekilde ifade etti:
Topu Masada Tutan Zorunluluk
Krizlerin bu denli derin olmasına rağmen ilişkilerin neden tamamen kopmadığına da değinen Dr. ABDURRAHMANLI, “Çünkü, Pinpon Diplomasisi’nin yumuşak temaslarında ve jeopolitik zorunluluklarda yatıyor. Buradaki esas ana faktör NATO faktörü” olduğunu dile getirdi.
- NATO Çekirdeği: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Türkiye’nin NATO’nun Karadeniz ve Orta Doğu’daki kilit kanadı rolünü yeniden hayati hale getirdi. Bu küresel tehdit, F-35 krizine rağmen, iki ülkeyi zorunlu bir işbirliği zemininde tutmaya devam ediyor.
- F-16 Diyalog Kapısı: Türkiye’nin F-16 modernizasyon talebi, ABD için Ankara’nın dış politika adımlarını (özellikle NATO genişlemesi gibi konularda) etkileme aracı oldu. Bir krizin çözümü (F-16 satışı), başka bir diplomatik sürece bağlanarak Pinpon topunun sürekli hareket halinde kalması sağlandı.
- Ekonomi ve Enerji: Siyasi gerilimler ticareti etkilese de, iki ülke arasındaki ticaret hacmi istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir. Enerji güvenliği ve jeoekonomik çıkarlar, her iki taraf için de topu masadan düşürmemek için yeterli pragmatizmi sağladığını söyleye biliriz.
Pinpon Topu Nerede Duracak?
Türkiye-ABD ilişkileri, ne geleneksel bir “stratejik ortaklık” ne de tam bir “stratejik rekabet” olarak tanımlanabileceğini açıklayan Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, “İlişki, kriz ve işbirliği anları arasında salınan, sürekli hareket halinde ve kırılgan bir denge ile karakterize edilen bu Pinpon Diplomasisi modelini benimsemiştir” dedi.
“Ankara ve Washington, topu masadan düşürmemek için yeterli diplomatik kanalı açık tutmakta kararlı görünse de, bu modelin ciddi bir bedeli vardır buda güven erozyonu ve öngörülebilirliğin kaybı şeklinde” olduğunu vurgulayan (ULESAM) İstihbarat ve Terör Uzmanı Dr. Elvin ABDURRAHMANLI, sözlerini şöyle tamamladı:
“İlişkilerin istikrarlı bir zemine oturması için, sadece kriz anlarını yönetmek yerine, temel güven sorunlarını aşacak ve uzun vadeli ortak bir vizyonu masaya koyacak yeni bir diplomasi diline ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, Türkiye ve Amerika, büyük stratejik hedeflerden uzak, Pinpon Diplomasisi’nin zorunlu döngüsünde kalmaya devam edecektir”.
***
Yazar hakkında
🔸Dr. Elvin Abdurahmanlı Namig oğlu 1993.08.14 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyetinin Şeki şehrinde doğdu. Ailesi Azerbaycan’ın tarihi şehri olan Şeki şehrinin Şeki ( SHAKI) Hanlığının son hanının soyundan gelmektedir. 2000-2011 Yılları arasında Orta okul ve liseyi başkent Bakü’de tamamladı. 2011 yılında Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel konaklama Hizmetleri ön lisans bölümünü kazandı.2014 yılında bölümü başarıyla tamamlayarak Dikey Geçişle sistemi ile Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler lisans bölümüne geçiş yaptı. 2016 yılında Uluslararası İlişkiler Lisans bölümünü Güz ve Bahar döneminde de üniversitenin onur öğrencisi adını alarak başarıyla tamamlamış ve lisans diplomasını almaya hak kazandı. 2016 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün ”Uluslararası ilişkiler ve İstihbarat İncelemeleri” Tezli Yüksek Lisans bölümünü kazandı. 2019 yılında ”İstihbarat Teşkilatlarının Terör Örgütlerine sızması: IRA” isimli tez konulu tezin savunması juriler tarafında onaylanarak mezun olma hakkını kazandı. 2019 yılında İstanbul Arel Üniversitesi SBE Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitime başladı. 2020 yılının 10 Haziran tarihinde Azerbaycan Diaspora Bakanlığı tarafından kurulan ”KİAMP-Karabakh is Azerbaijan” Milli Platformu Türkiye Cumhuriyeti Genel Koordinatörü görevine atandı. 2021 yılının Eylül ayında Marmara Üniversitesinin ”Uluslararası İlişkiler ve UPE-Uluslararası Politik Ekonomi” Doktora Bölümüne geçiş yaptı. 2021 yılında KİAMP-Karabakh is Azerbaijan’ Milli Platformu Türkiye Cumhuriyeti Genel Koordinatörü olarak Karabağ Azerbaycan’dır Koordine Etme Derneğini kurdu ve Genel Başkanı seçildi. Şuan Derneğin Mütevellit heyetinin kurucu başkanı olarak Genel Başkan görevini devam ettirmektedir. Diplomasi, Siyaset, Uluslararası İlişkiler, Terörle Mücadele ve İstihbarat gibi uzmanı olduğu alanlarda akademik yazıları ve dünyada bu alanlarda kaleme aldığı 5 kitabı, 9 kitapta toplamda 28 kitap bölümü ve 16 akademik makalesi mevcuttur. DEFINITION OF DIPLOMACY AND TYPES OF DIPLOMACY USED BETWEEN STATES isimli İngilizce akademik makalesi ise en çok okunan makale olmuştur. Ayrıca bu makale İngilterenin Cranfield Üniversitesi ve Türkiyenin Karadeniz Teknik Üniversitesinde Lisans, Yüksek Lisans ve doktora bölümlerinin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanlarında ders müfredatı olarak okutulmaktadır. Siyaset alanında da aktif halde faaliyetlerini devam ettirmektedir.