UHA/ İnternational News Agency
Analist* Zeynep Gizem Özpınar
Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi – TUDPAM Yönetim Kurulu Üyesi ve Daily Sabah yazarı Analist Zeynep Gizem Özpınar‘ın Fokus için kaleme aldığı “Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi ve Türkiye’nin barış diplomasisindeki stratejik rolü!” başlıklı yazısında, 2022 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önerisiyle kurulan bu platformun, Avrupa Birliği (AB) üyesi olan ve olmayan ülkeler arasında düzenli temas ve görüş alışverişine imkân tanıyan esnek bir yapı olarak tasarlanmış durumda olduğunu ve her ne kadar kurumsal bir kimlikten yoksun olsa da giderek derinleşen küresel krizler bağlamında Avrupa’nın stratejik pusulası haline geldiğine dikkat çekiyor.
Zeynep Gizem Özpınar, Tiran zirvesinin ise Avrupa kıtasındaki aktörlerin ortak reflekslerini ölçmek, kırılganlıklarını tespit etmek ve potansiyel iş birliklerini şekillendirmek adına kritik öneme sahip olduğunun altını çiziyor.
Jeopolitik kapsayıcılık ve Tiran Zirvesi’nin sembolizmi
Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Altıncı Zirvesi’nin Batı Balkanlar’da, yani Arnavutluk’un başkenti Tiran’da gerçekleştirilmiş olmasının, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda stratejik ve siyasi açıdan da derin anlamlar taşıdığını söyleyen Analist Özpınar, “Zirve, Avrupa’nın merkezi güç yapısından çevresine doğru genişleyen bir siyasi kapsayıcılık anlayışını temsil ediyor. Bu bağlamda Arnavutluk’un ev sahipliği, ülkenin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde aldığı mesafeyi ve Batı Balkanlar’ın Avrupa entegrasyonundaki artan jeopolitik önemini öne çıkarıyor” diyor.
Zeynep Gizem Özpınar, Tiran’daki İskender Bey Meydanı’nda düzenlenen toplantıya 25 AB üye devletiyle birlikte Türkiye, Birleşik Krallık, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Gürcistan ve Moldova gibi AB dışındaki 20’nin üzerinde ülkenin liderinin katıldığını ve böylece kıta ölçeğinde kapsayıcı bir temsilin sağlandığına vurgu yapıyor.
Bu çeşitliliğin, AST’nin yalnızca AB üyesi devletlerinin değil, Avrupa kıtasının genelini ilgilendiren güvenlik, ekonomik dayanıklılık ve demografik dönüşüm gibi ortak meselelerin ele alındığı bütüncül bir platform olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Özpınar, “Bu çerçevede AST’nin kurumsallaşmamış ve esnek yapısı, Avrupa’da çok katmanlı siyasi iş birliğinin önünü açarak, AB üyeliği statüsünden bağımsız olarak ülkelerin ortak diyalog mekanizmalarına dahil olmasına olanak tanıyor” ifadesini kullanıyor.
Zeynep Gizem Özpınar, şunları söylüyor:
“Özellikle Türkiye’nin, bu tür platformlarda yüksek düzeyde temsil edilmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkin katılımı, Ankara’nın Avrupa siyasetinde çok taraflı iş birliği arayışında aktif bir pozisyon benimsediğini gösteriyor.
Ayrıca, Arnavut çocuklarının çizimlerinden oluşan görsel öğelerle süslenen zirve alanı, Avrupa’nın geleceğine dair umutların ve değerlerin sadece liderler düzeyinde değil, toplumsal düzeyde de paylaşılmak istendiğini simgeliyor. Bu sembolizm, Avrupa’nın genişleyen kimliğinde genç nesillerin ve entegrasyon sürecindeki ülkelerin oynayacağı rolün altını çiziyor”.
Güvenlik, demokrasi ve Rusya faktörü
Özpınar, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Tiran Zirvesi’nde öne çıkan başlıca gündem maddelerinden birinin, “Avrupa’nın güvenliği ve demokratik dayanıklılığı” olduğunun altını çiziyor ve bu başlık altında yapılan tartışmaların, yalnızca askeri ve stratejik tehditlere karşı ortak duruşunu değil, aynı zamanda demokratik kurumların ve değerlerin korunmasını da kapsayan çok boyutlu bir güvenlik anlayışını yansıttığına vurgu yapıyor.
Zirvenin bu yönüyle, Avrupa kıtasının karşı karşıya olduğu en kapsamlı sınamalardan biri olan Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş bağlamında şekillendiğinin görüldüğünü hatırlatan Zeynep Gizem Özpınar, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin zirveye bizzat katılarak yaptığı çağrılarının, savaşın yalnızca bir sınır ihlali değil, Avrupa’nın siyasal kimliği, egemenliği ve kolektif güvenliği açısından da varoluşsal bir tehdit oluşturduğuna dikkat çektiğini belirtiyor.
Özpınar, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in yaptığı açıklamalarda ise AB’nin caydırıcılığını artırmak üzere yeni yaptırım paketleri üzerinde çalışıldığını, bu çerçevede Rusya’nın enerji altyapısını hedef alan projeler, finansal bağlantılar ve gölge filosu gibi unsurların yaptırım listesine dahil edilmesinin gündemde olduğunu ve bu yaklaşımın, Avrupa’nın klasik diplomatik tepkilerinin ötesine geçerek daha bütüncül ve stratejik bir baskı mekanizmasını geliştirme arayışında olduğunu gösterdiğinin altını çiziyor.
Zirvede ayrıca Moldova gibi Rusya’nın doğrudan müdahale tehdidiyle karşı karşıya olan ülkelerin demokratik direncinin özel olarak gündeme geldiğini de aktaran Analist Zeynep Gizem Özpınar, Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun reform sürecine ilişkin kararlılığının, katılımcı devletlerce memnuniyetle karşılandığını ve bu bağlamda, Avrupa demokrasisinin yalnızca içsel bir normlar sistemi değil, dış tehditler karşısında savunulması gereken bir siyasi miras olduğunun söylenebileceğini dile getiriyor.
Özpınar, Türkiye açısından ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zirvede yaptığı konuşmanın, çok yönlü bir güvenlik yaklaşımının yansıması olduğunu hatırlatıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Avrupa savunma sanayisinin geliştirilmesini desteklediğini, ancak bu çabaların NATO’nun merkezi rolünü aşındırmadan ve ittifak dışı müttefikleri dışlamadan yürütülmesi gerektiğini vurguladığını ifade ediyor.
Bu ifadenin, Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisinde dışlayıcı eğilimlere karşı duyarlılığını ve çok taraflı güvenlik mimarilerinde yer alma isteğini açıkça ortaya koyduğunu anlatan Zeynep Gizem Özpınar, “Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik diplomatik girişimlere Türkiye’nin aktif katkısını vurgulaması ve İstanbul’da devam eden Rusya-Ukrayna-Türkiye görüşmelerine atıfta bulunması, Ankara’nın yalnızca bölgesel değil, kıtasal düzeyde barış yapıcılığı üstlenme iradesini de gözler önüne seriyor” diyor. (devam edecek-Türkiye’nin stratejik rolü)
***
Yazar hakkında
Zeynep Gizem Özpınar, Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nda başladığı ön lisans eğitimini 2015-2017 yılları arasında tamamlamış; bu süreçte 2016 yılı yaz döneminde Safranbolu Adliyesi’nde staj yapmıştır. 2017-2019 yılları arasında Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2019 yılında Karabük Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölge Çalışmaları Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini, “Ermeni Meselesi’nde Son Kırılma Noktası: II. Karabağ Savaşı” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Hâlihazırda Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal, Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (ULESAM) yönetim kurulu üyesi olan Özpınar, aynı zamanda Politik Stratejiler Araştırma Merkezi (POLSAM) bünyesinde dış politika uzmanı olarak görev yapmaktadır. TUDPAM’ın dijital yayın organı Dış Bakış dergisinin editörlüğünü de yürütmektedir. Doktora adayı olarak akademik çalışmalarını sürdüren Özpınar’ın yayımlanmış bilimsel makaleleri, analiz yazıları, tez çalışması ve uluslararası kongrelerde sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. Türk dış politikası, uluslararası siyaset ve güvenlik çalışmaları üzerine uzmanlaşan Özpınar’ın analiz ve değerlendirmeleri Daily Sabah, Al Jazeera, Fikir Turu gibi muhtelif yayın organlarında yayınlanmaktadır.
Academia: https://karabuk.academia.edu/ZeynepGizem%C3%96ZPINAR
Email: zeynepgizemozpinar@gmail.com
Linkedin: www.linkedin.com/in/zeynep-gizem-özpınar-593152201