Su Politikaları Derneği başkanı Dursun Yıldız: Su’yu daha iyi yönetmek için geç kalıyoruz
Söyleşi öncesi TEMA Vakfı’nın kurucularından Yaprak Dede olarak anılan Nihat Gökyiğit’in aynı gün vefat etmesi nedeniyle bir anma etkinliği yapıldı.
Nihat Gökyiğitin hayatı ve TEMA için yaptıkları anlatılarak saygı duruşunda bulunuldu.
Daha sonra Dursun Yıldız’ın söyleşisine geçildi. TEMA Ankara temsilciliği üyeleri ve çeşitli vatandaşların katıldığı söyleşide Dursun Yıldız Türkiye’nin iklim koşullarından ve son dört aydır yaşanan kurak dönemden söz etti. Türkiye’nin büyük bölümünün yarı kurak iklim kuşağında yer aldığını belirten Yıldız son kurak dönemin sürmesinin olası etkilerini anlatarak kuraklık ve su yönetimi ilişkisinin önemine vurgu yaptı.
Suyun daha verimli kullanılmasının nasıl gerçekleşebileceği ve suda verimlilik seferberliğinin yol haritası üzerinde de duran Dursun Yıldız bu konuda atılması gereken adımları düşünsel kapasite yaratmak ve kurumsal kapasite yaratmak şeklinde sıraladı.
Türkiye’nin yasal ve kurumsal olarak yeni bir su yönetimi altyapısına geçiş dönemi içinde olduğunu vurgulayan Yıldız bu dönemin uzadığını ve bir an önce bu geçişin sağlanması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin su yönetimini havza ölçeğinde ve bütüncül bir şekilde yapmaya karar verdiğini ve bu konuda 25 havzanın birçoğunda havza koruma, havza yönetim, sektörel su tahsisi, kuraklık eylem planı, taşkın planı, ulusal su planı, ulusal kuraklık stratejisi ve eylem planı, gibi plan hazırlıklarını tamamladığını belirten Dursun Yıldız bunların hızla uygulamaya geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Su yasası taslağı’nın 1.Su Şurasında detaylı bir şekilde ele alınıp son şekli verildikten sonra Bakanlığa gönderildiğini belirten Yıldız ancak hala bu taslak hala TBMM’ye sunulmadı dedi. Bu konuda ilgili kurumlar arasında yetki ve sorumluluklar konusunda oluşan görüş ayrılıklarının su yasası taslağının son şeklini almasını geciktirdiğini belirten Dursun Yıldız bu durumda Türkiye geç kalıyor ve kaybediyor dedi.
Türkiye’nin bir ulusal su planının bulunduğunu ve bunun 2019 yılında Su Yönetiminin en üst kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiğini belirten Yıldız, bu yol haritasında yapılması gerekenler açıkça ortaya konmuş ancak yeterince ilerleme olmadı dedi.
Ulusal Su Planında Havza ölçeğinde suyu yönetecek etkin ve güçlü bir kurumsal yapının oluşturulmasından söz ediliyor. Bize göre de bu önemli bir ihtiyaç diyen Yıldız halen ülke toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 78’i büyükşehir belediye sınırları içinde ikamet ettiğini belirtti.
Bu nüfusun içme ve kullanma suyu temini ve çevre sağlığı hizmetinin büyükşehirlerdeki Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlükleri tarafından verildiğini söyleyen Yıldız, bu kurumlar bu hizmetleri ekonomik, ekolojik ve sosyal politika hedeflerimiz doğrultusunda bir denge gözeterek vermeye çalışıyor. Ancak bu konuda büyük zorluklar yaşıyorlar dedi.
Dursun Yıldız ülkemizde su hizmetlerinin bir kamu hizmeti olarak sürdürülebilir bir şekilde verilebilmesi için bu kurumların kurumsal olarak yeniden yapılandırılması , teknolojik imkan ve kabiliyetlerinin arttırılması ve liyakatli personel ile desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Su yasası taslağının TBMM’den geçirilmesi çalışmaları sürerken bu yasanın havza ölçeğinde oluşturacağı kurumların güçlü ve etkili bir şekilde çalışabilmesi için hazırlık yapılması gerektiğini belirten Yıldız aksi taktirde yasadan istediğimiz sonucu almamız zorlaşır dedi.
Bu anlamda gerek nehir havzası ölçeğinde, gerekse büyükşehir belediyelerinin su ve çevre sağlığı hizmetleri ölçeğinde su yönetiminin yeniden yapılanması gerektiğini belirten Dursun Yıldız son dönemde yaşanan meteorolojik ve hidrolojik kuraklıktan büyük şehirlerimizin nasıl etkileneceğinden de söz etti.
Ankara özelinde içme ve kullanma suyu için baraj depolama kapasitemiz yıllık kullanılan su miktarının yaklaşık üç katı diyen Dursun Yıldız ancak bu barajlara her yıl istediğimiz miktarda düzenli su gelmesi lazım ki su temini güvenliğimiz olsun. Yıldız halen Ankara’da içme suyu barajlarının toplam aktif (kullanılabilir) doluluk oranının yüzde 20 civarında olduğunu ifade etti.
Yeterli yağış olmazsa Ankara’ya Kızılırmak üzerindeki Kesik köprü Barajından takviye yapıldığını belirten Yıldız ancak Kızılırmak suyunun kalitesi düşük ve iletimdeki enerji maliyeti yüksek. Bu nedenle Ankara’nın suyunu Kızılırmak’tan temin edilebilecek olan suya ihtiyaç duymadan çok verimli kullanması gerekiyor. Öncelikle su şebekesinde yüzde 40 civarında olan kayıp kaçak oranı hızla düşürülmeli dedi.
Konuşmasında bugünlerde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafında uygulamaya konulması planlanan “Su Verimliliği Seferberliği “ne de değinen Yıldız, bu çok önemli bir adım. Bu konuda en iyi sonucun nasıl alınabileceğine dair görüş ve önerilerimizi Su Yönetimi Genel Müdürlüğümüze ilettik dedi. Dursun Yıldız devamla bu seferberlikte TEMA Vakfı, Su Politikaları Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarına da çok önemli görevler düşüyor. Biz sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ancak bu seferberliğin yol haritasındaki bazı eksikliklerin tamamlanması gerekiyor. Birbirini tamamlayan adımlar atmalıyız diyerek yapılması gereken çalışmalara dikkat çekti.
Dursun Yıldız Su Politikaları Derneği olarak üzerinde uzun dönemdir üzerinde çalışmalar yaptığımız Sürdürülebilir Su Yönetimi konusunda su verimliliğinin sağlanmasının çok büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz diyerek bu kapsamda öncelikli olarak yapılması gereken çalışmaları şöyle sıraladı;
Dursun Yıldız konuşmasında, özellikle Ulusal ölçekte belirlenen politika, strateji ve eylem planlarının yerelde (havza ölçeğinde)ki uygulama süreçlerine nasıl aktarılacağı ve merkez yerel eşgüdümünün hangi fiziki, idari, finansal ve katılımcı mekanizmalarla etkin bir şekilde sağlanabileceğinin henüz netleşmiş olmadığını belirterek, bunun önemli bir eksiklik olduğunu vurguladı.
Dursun Yıldız, konuşmasının son bölümünde yaşanan son kurak dönemin Elazığ ilinde içme suyunun kesintili olarak teminine neden olduğundan söz ederek Belediye’nin dünkü açıklamasının bu yönde olduğunun, ilave su temini için yer altı suyu sondajının yapıldığını ve kurak dönemlerde yer altı suyunun daha çok çekildiğini söylediğini hatırlattı.
“Kuraklığın etkilerini en aza indirecek su politikası, su arz güvenliğini sağlamak için riskleri yönetecek bir politika olmalıdır” diyen Dursun Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Kuraklık oluştuktan sonra kriz yönetimi bir işe yaramaz, çünkü su olmayınca ortada yönetilecek bir şey kalmaz. Kurak dönemlerin başlayacağı erken uyarı istasyonları ile belirlendikten sonra her sektörde kısıtlı su temini programlarına geçilmelidir. Kurak dönemlerde suyun tasarruf tedbirlerine uyularak kullanımı, çok sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kurak dönemlerin öncesinde şehir şebekelerinde su kaybının en aza indirilmesi çalışmaları yapılmalıdır. Konutlarda su kullanımını en aza indirecek şekilde su tesisatlarının kontrolü ve su aparatlarının değişimi sağlanmalıdır. Baraj ve gölet rezervuarlarında buharlaşma sonucu oluşan su kaybının engellenmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Yeraltı sularının aşırı çekimi önlenmeli , daha çok kurak dönemlerde kullanılabilmesine yönelik sıkı denetim ve çok verimli kullanma politikaları geliştirilmelidir. Suyun tüm zamanlarda verimli kullanılması , kurak dönemlerde ise daha tasarruflu kullanılmasına yönelik toplumsal bilinç oluşturma çalışmaları da yapılmalıdır. Su politikası esas olarak suyun akılcı planlı ve verimli yönetimi esas alan ve suyun bir insan hakkı olduğunu kabul eden bir politika olmalıdır.
Su ve sağlıklı çevre bir canlı hakkıdır. Su, kamu hizmeti anlayışı ile iyi yönetilmesi gereken bir doğal kaynaktır. Tüm çabalarımız bu yönde olmalı
Söyleşi soru ve cevaplar bölümü ile yaklaşık 2 saat sürdü.
Söyleşinin sonunda TEMA Ankara İl Temsilciliği tarafında Dursun Yıldız’a teşekkür edilerek TEMA yayınlarından bir kitap sunuldu.
Su Politikaları Derneği başkanı ve TEMA Bilim Kurulu Üyesi Dursun Yıldız, TEMA Ankara il temsilciliğince düzenlenen bir söyleşi etkinliğinde ‘Kuraklık ve İklim değişikliği‘ konusunu ele aldı.
[UHA Haber Ajansı, 28 Ocak 2023]