enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:45 KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, New York 5+1 Gayrıresmi Zirvesine katılmak için bugün New York’a gidiyor
00:40 Rezaletin de böyledi! Yurt dışından gelenlere dijital zulmü: Whatsapp bile kullandırılmıyor!
00:20 Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Başkanı Necmi Bulut, Haziran ayı dış ticaret verilerini değerlendirdi
00:08 Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman’dan Demokrasi ve Milli Birlik Vurgusu
09:57 İstanbul ve Moğolistan Devlet üniversiteleri iş birliğinde yürütülen “Atlılar Kültürü” başlıklı arkeoloji kazı projesinin bu yılki ayağında çalışmalara başlandı.
08:57 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Ailesi, ‘Yaz Buluşması’ için Ankara’da bir araya geldi
06:54 Dünya Avrupa’nın ortasındaki soykırıma sessiz kaldı: Srebrenitsa
00:53 Cumhurbaşkanı Edoğan, “Pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldık”
00:46 Ankara 2026 Türk Dünyası Turizm Başkenti seçildi
00:35 Cumhurbaşkanı Erdoğan BAE Devlet Başkanı Al Nahyan ile görüştü
00:33 Emine Erdoğan: Kadınların emeğiyle şekillenen güçlü yarınlara olan inançla, birlik ve başarı dileklerimle
00:22 ÖSYM Başkanlığınca ilk kez uygulanan Milli Eğitim Bakanlığı Akademi Giriş Sınavı’nın ikinci ve son oturumu olan Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi tamamlandı.
00:13 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor
00:04 15 Temmuz’da “Zaferin Adı Türkiye” dünyanın dört bir yanında yankılanacak
00:00 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “PKK’nın tüm yapılarıyla silah bırakması şart”
00:57 MEB’den asılsız LGS iddialarına ilişkin suç duyurusu
00:34 KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan “Terörsüz Türkiye” Vurgusu: Bölgeye Huzur Getirecek
00:24 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), ‘Terörsüz Türkiye’ için umut veren gelişmeleri önemsiyoruz
00:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye kazandı, milletim kazandı
00:08 Eski tip sürücü belgesi kullanan 3 milyon 211 bin 157 kişi ay sonuna kadar ehliyetlerini yenilemezse, belgeleri geçersiz sayılacak.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Siyasetin ‘Suriye Meselesi’

Siyasetin ‘Suriye Meselesi’
24 Nisan 2022
3.499
A+
A-

Son haftalarda ülkemizde yaşayan Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göç konuları yeniden öne çıktı. Afganistan, Pakistan, İran, Irak ve bazı Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçmenlerle ilgili iktidar ve muhalefetin yaklaşımı temelde benzer: ‘Sınırların titizlikle korunması ve illegal göçün engellenmesi.’

 

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Son haftalarda ülkemizde yaşayan Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göç konuları yeniden öne çıktı. Afganistan, Pakistan, İran, Irak ve bazı Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçmenlerle ilgili iktidar ve muhalefetin yaklaşımı temelde benzer: ‘Sınırların titizlikle korunması ve illegal göçün engellenmesi.’ Nitekim iktidar yetkilileri kaçak göçmenlerin yurtdışı edildiğini ve önlem alınmasaydı 10 milyonu bulacağını açıklıyor. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya ve transit ülke olmaktan hedef ülke konumuna geçmesi sebebiyle bu sorundan kurtulması mümkün değil. Aksine kısa, orta ve uzun vadeli olarak düzensiz göç ile mücadele etmek zorunda. Sayıları 3 milyon 768 bin olarak açıklanan Suriyeli sığınmacılar meselesi ise biraz daha farklı bir konu. Bu konu kuşkusuz 2018 seçimleri gibi 2023 seçimlerinin de ana başlıklardan birisi olacak. Esed rejiminin zulmünden kaçan ve ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı konusu çok yönlü bir kamusal tartışma üretiyor: İlk başta uygulanan açık kapı politikasının sorumluluğu, Suriye iç savaşında Türkiye’nin rolü, sığınmacıların nasıl/ne zaman gönderilebileceği, göçmen karşıtlığının parti siyasetine etkisi ve yabancı düşmanlığı konusu.

AK Parti iktidarının Suriye iç savaşı başladığında yürüttüğü politika sıklıkla muhalefet tarafından eleştiriliyor. İlk yıllarda sığınmacılara “açık kapı” uygulaması hedef alınıyor. Bu politikanın insani boyutu bir kenara bırakılarak AK Parti iktidarına daha ileri giden bir suçlama da yöneltiliyor. En son SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, CHP’ye benzer bir dil kullanarak “Türkiye’nin Suriye’yi karıştırdığı” iddiasını seslendirdi. Bu iddia, Türkiye’nin Mart ile Ağustos 2011 arasında Esad ile süreci yönetmeye çalıştığı gerçeğini yok sayıyor. Suriye’de silahlı şiddetin Esad rejiminin Deraa’da iktidar aleyhine duvara slogan yazan ortaokul öğrencilerini tutuklaması ve birisini öldürmesiyle başladığını unutuyor. O dönemde Esad’a reform yaparak istikrarı ve güvenliği korumasını tavsiye eden Türkiye uzun süre muhalefete (ÖSO) destek vermedi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne öylesine saygılı oldu ki, ancak DEAŞ ve YPG gibi terör örgütlerinin saha kontrolünden sonra 2016’da askeri operasyon düzenlemeye başladı. Muhalefetin kullandığı “Esad rejimi ile bozuşmasaydınız bu kadar sığınmacı gelmezdi” cümlesi gerçeklere aykırı ve insani düzlemden kopuk. Bugünden bakılınca Türkiye’nin şimdiki güvenlik bölgelerini (daha geniş haliyle) o zaman kurması daha iyi bir yoldu denilebilir. Gerçi, FETÖ belası varken bunun yapılamadığı başka bir gerçek.

CHP, İP ve SP’nin AK Parti’nin yirmi yıllık iktidarının diğer politikaları gibi Suriye (sığınmacılar dahil) politikasını da eleştirmesi sürpriz değil. Ancak tam bu noktada ciddi bir sorun var. 6’lı masada oturan GP ve DEVA genel başkanları o dönemin Suriye politikasında önemli yeri olan isimler. İster “Türkiye Suriye’ye karıştı” deyin, ister “Neden sığınmacılar alındı” deyin bu sorulara iktidar kadar yanınızda oturan Davutoğlu ve Babacan da cevap vermek durumunda. 6’lı masanın ortak bir program oluşturmakta zorlanacağı açık. Hatta AK Parti iktidarını eleştirirken masa ortaklarına değmeden nasıl yapacakları da ayrı bir mesele. Bu çelişki Suriye politikasıyla sınırlı değil. Dış politikanın birçok konusundan özelleştirmeye kadar birçok alanda…

CHP’nin Suriyelileri geri gönderme konusunda “Hemen göndereceğiz” yerine “2 yıl içinde” demeye başlaması bir makulleşme belirtisi. Türkiye’nin bu uzun vadeli ortak sorununda iktidar ve muhalefetin benzer politikalara varması gerekiyor. İktidar 2018’den itibaren “geri dönüş” politikasını dillendiriyor. 2016’da başlayan güvenli bölge kurma politikası hem terörle mücadeleye hem de Suriyelilerin geri dönüşüne hizmet ediyor. Türkiye halen İdlib ve güvenli bölgelerdeki askeri varlığı ile yaklaşık 5 milyon Suriyeliyi kendi ülkelerinde tutuyor. 500 bin sığınmacı da gönüllü olarak geri döndü. Sığınmacılar meselesi “uyum ve geri dönüş” politikalarının entegrasyonu ile sağlanabilir. Bu konuyu tartışırken sağduyumuzu kaybetmeyelim. Son sığınmacı tartışmalarında AK Parti’nin Suriyelileri “İslamcı bir toplum mühendisliği projesi” olarak kullandığını söyleyen bile çıktı, hayret ki hayret.

[UHA Haber Ajansı, 24 Nisan 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.