enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:02 Cups & Clouds Ortaköy’de Basın Lansmanı: Kahve Tutkusu Boğaz’la Buluştu
09:46 TUDPAM’dan Orta Doğu’ya Derinlikli Bakış: Dış Bakış Dergisi Haziran 2025 Sayısı Yayımlandı
00:48 ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinde sahada ilk somut adım atıldı. Irak’ın Süleymaniye kentinde Terör örgütü PKK’ya bağlı ilk grup silah bıraktı
00:48 Hafta içi yaşanan Ankara Gündemi!
00:44 Leman dergisinin yazı işleri müdürü Aslan Özdemir, yurt dışından Türkiye’ye girişinde İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı.
00:36 İletişim Başkanı Burhanettin Duran, “Türkiye, terörsüz yarınlarda daha güçlü olacak”
00:25 TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Van Milletvekili Buldan’dan, terör örgütü PKK’yla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti…
00:11 “Katilin Yol Haritası Değil, Milletin İradesi Geçerlidir!”
00:09 Adalet Bakanı Tunç, terör örgütü PKK’ya ilişkin, “Silah bırakma sürecinin izlenmesiyle ilgili devletin kurumları konuyu hassasiyetle takip ediyor.”
00:08 Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile telefonda “Terörsüz Türkiye” sürecini görüştü
00:03 Özgür Özel kimin tetikçiliğini yapıyor?
10:29 Hollanda tarihinde bir ilk: Cengiz SAHAN, Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri Başkomutanlık koltuğuna oturdu 
00:57 CHP’li belediyelere soruşturma: Böcek ve Karalar’dan sonra Tutdere de görevden uzaklaştırıldı
00:45 BM raporu: Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya
00:27 Türkiye, HTŞ’yi ‘terör örgütleri’ listesinden ne zaman çıkarabilir?
00:22 Bakan Kurum, Roma’da düzenlenen “2025-Ukrayna iyileştirme konferansı”na katıldı
00:13 ‘Gazze’de soykırım yapılıyor’ diyen BM raportörüne ABD’den yaptırım
00:07 Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini Fahrettin Altun’dan devralan Burhanettin Duran, görevi kendisine layık gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını sundu.
23:10 Kartalkaya davasında otel sahibi Halit Ergül ifade verdi: ‘300 personelden birinin hatasını hepimiz çekiyoruz’.
11:24 İletişim Başkanlığı’na Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran atandı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Siyasetin Merkezi ve Sahiplenme Siyaseti

Siyasetin Merkezi ve Sahiplenme Siyaseti
22 Eylül 2024
22
A+
A-

Siyasetin bir merkezi vardır. Bu merkezi, sosyolojinin çoğunluğunun değer dünyası belirler. Merkezi temsil eden siyasi partinin siyaset üretme kapasitesine göre, bazı dönemlerde çekim merkezi güçlenir.

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Demokrasiye geçilmesinden bu yana siyasetin merkezini muhafazakar-mütedeyyin toplum kesimleri belirlemiştir. Merkezdeki partinin iktidarı, demokratik mücadele ile aşındırılmayınca, maalesef geçmişten bugüne siyaset ve demokrasi dışı yöntemler devreye sokulmuştur.

Tüm müdahalelere rağmen, 1950’den bu yana ekseriyetle siyasetin sağında yer alan merkez partileri millet tarafından iktidara getirilmiştir. Demokrat Parti’den, Adalet Partisi’ne, ANAP’tan, AK Parti’ye kadar burada bir değişiklik olmamıştır.

AK Parti döneminde, çekim faktörleri yüksek bir seviye devam ettiği için siyasetin merkezi daha da güçlenmiştir. Siyasetin merkezinin güçlenmesinde, Erdoğan’ın siyasi liderliği ve siyasette değişimi yönetmesi belirleyici olmuştur.

23 yıllık AK Parti’nin siyasal ömründe bir çok kez “siyasette boşluk” tartışmaları başlatılarak yeni partilere ihtiyaç olduğu kampanyası yapılmıştır. Hatta 2017’den itibaren bu tartışma gerçekçi olmayan ve mühendislik siyasetini içeren bir mahiyete büründürülmüştür.

Belirli özellikleri öne çıkarılan bazı siyasetçilerin AK Parti’den ayrılmasına siyasi zemin hazırlanmış ve böylece iki farklı parti kurulmuştur. AK Parti tabanın önemli bir kısmının bu partilere yöneleceği söylenmiş, yine bu partiler üzerinden, sağ muhafazakar ve mütedeyyin seçmenlerin CHP siyasetine alıştırılmasına yönelik özel bir gündem oluşturulmuştur.

Bu dönemde, muhayyel bir muhafazakar – mütedeyyinlik tanımı yapılarak yine hayali olarak kurgulanan seçmen blokları ayrıştırılmıştır. AK Parti’yi destekleyenler, negatif tanımlamalarla ötekileştirilerek hesaplaşılacaklar olarak kodlanmıştır. Yeni kurulan partilerin bir tabanı olmamasına rağmen varmış gibi gösterilerek, buraya oy verecek muhafazakar-mütedeyyinler de helalleşilecekler olarak tasnif edilmiştir.

SaadetDeva ve Gelecek partilerinin bu kesimler nezdinde “kullanım değeri” sonlanınca da muhafazakar mütedeyyin kesimler yeniden hedef haline getirilmiştir. Bir önceki yazı da belirtmiştim, bir taraftan sosyal medya üzerinden profesyonelce üretilen manipülatif içerikler bu kesimlerin üzerine yıkılmaya çalışılırken, diğer taraftan seküler ve muhalif çevrelerin tepkisini dindar ve muhafazakâr toplum kesimlerine yönlendirilmektedir.

Son günlerde, nefret söylemi, karalama kampanyası, toptan hedef haline getirme girişimlerine karşı, geçmişte “helalleşme blokunda” yer alan ne bir parti ne de bir aktör ya da medya temsilci tek bir cümle bile kurmuyor. Bu kesimleri seçim dönemlerinde sahiplenen Saadet, Gelecek, Deva, Yeniden Refah, hatta İyi Parti başkanları ve temsilcileri kendi dertleri ile meşguller. Bu konularda çıkıp tek kelime bile etmiyorlar.

Sosyoloji değişiyor. Muhafazakar ya da mütedeyyin kesimler de doğal olarak bu değişimin bir parçası. Bir partinin başarısı, sosyoloji ile siyaseti uyumlaştırmasına bağlıdır. Siyasetin ağırlık merkezi, önce kendi sosyolojisine sahip çıkmayı gerektir. Erdoğan, bunu başarabildiği için bu kadar uzun süredir iktidardadır.

Son bir söz; siyasette bu kadar değişim ve dönüşüm olmasına rağmen, bazen bu çevrelerin de aynı yerde çakılı kalamayacaklarını düşünüyoruz. Ama bu test alanları bu düşüncemizi her defasında yanlışlıyor. Kendi ülkesini ve insanlarını aşağılayan zihniyet bir türlü değişmiyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.