* Multipl Skleroz (MS), kişiden kişiye farklı şekilde seyreden bir hastalık olması nedeniyle tanı ve tedavi süreçlerinde kişiselleştirilmiş yaklaşımlar gerektiriyor. Bu süreçte hem hastaların hem de sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilen multidisipliner çözümler ve dijital sağlık uygulamaları giderek daha fazla önem kazanıyor.
* Dünya MS Günü kapsamında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gümüş ve Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Farid Bidgoli, MS’li bireylerin doğru tedavi ve düzenli takip ile aktif ve sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğine dikkat çekiyor.
* Detayı bültenimizde!…
UHA/ İnternational News Agency
Gazeteci* Ulaş Dağlıoğlu
İSTANBUL, 02 HAZİRAN 2025 – Gazeteci* Ulaş Dağlıoğlu’nun haberine göre, Sinir sistemini etkileyen kronik bir hastalık olan Multipl Skleroz (MS), kişiden kişiye değişen semptomlarla seyrettiği için hem tanı hem de hastalık yönetimi açısından benzersiz bir yolculuk gerektiriyor. Genellikle genç yetişkinlik döneminde başlayan hastalık, bireylerin eğitim, kariyer ve aile yaşamlarını doğrudan etkileyebiliyor.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gümüş ve Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Farid Bidgoli, MS tanısı sonrasındaki süreç, hastalık takibi ve MS’li bireylerin sosyal hayat ve aile planlaması gibi yaşamın farklı alanlarında karşılaştıkları ihtiyaçlara yönelik yaklaşımlar hakkında bilgi verdi.
Multipl Skleroz’un yönetiminde, sadece hastalığın seyrini kontrol altına almak değil, bireyin yaşamının her alanını kapsayan, uzun vadeli ve kişiye özel çözümler sunmak da büyük önem taşıyor. Günümüzde bilimsel gelişmeler sayesinde, MS ile yaşayan bireylerin hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarına yanıt verebilen, yaşam planlamalarını destekleyen yaklaşımlar ön plana çıkıyor.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gümüş konuya şöyle dikkat çekiyor: “MS hastalığı eskiden özellikle doğurganlık çağındaki kadınlar için birçok soru işaretini beraberinde getiriyordu. Ancak bugün elimizdeki bilimsel veriler ve gelişmiş tedavi seçenekleri sayesinde, MS tanısı almış bireyler için gebelik ve emzirme süreci planlanabilir ve sağlıklı bir şekilde yönetilebilir hale geldi. Yaklaşık 2-3 yıllık bir hastalık stabilizasyonunun ardından, hekim kontrolünde ve uygun tedavi eşliğinde gebelik süreci güvenle planlanabiliyor. Günümüzde bazı tedaviler hem hastalığı baskı altına alıyor hem de gebelik ve emzirme döneminde güvenle kullanılabiliyor.
Artık birçok hastamız, ilaç tedavisi altındayken bile gebe kalabiliyor; doğum sonrası da bebeklerini emzirebiliyor. Bu noktada hasta ve hekim arasında kurulan güvene dayalı, sürekli bir iletişim ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımı büyük önem taşıyor. MS’in her bireyde farklı seyredebildiğini biliyoruz; dolayısıyla her hastanın yolculuğuna özel bir tedavi yaklaşımı gerekiyor.
MS, yaşam boyu devam eden bir hastalık olsa da bu tanıyı almak yaşamdan kopmak anlamına gelmemeli. Üstelik MS, ömrü kısaltan bir hastalık da değil. Güncel bilimsel yaklaşımlar, doğru tedavi ve düzenli takip ile MS’li bireyler bağımsız bir şekilde, aktif, üretken ve sağlıklı bir hayat sürdürebilir. MS ile yaşayan tüm bireylere yalnız olmadıklarını ve modern tıbbın sunduğu imkânlarla her zaman yanlarında olduğumuzu hatırlatmak isterim.”
Roche İlaç Türkiye Genel Müdürü Farid Bidgoli ise konuyla ilgili 
olarak: “Multipl Skleroz’un dünya genelinde üç milyondan fazla, Türkiye’de ise yaklaşık 70.000 kişiyi etkilediği tahmin ediliyor. Bu ciddi tablo hem bireyler hem de sağlık sistemleri açısından hızlı ve etkili aksiyonların önemini ortaya koyuyor. 2009’dan bu yana her yıl düzenlenen Dünya MS Günü, 2024-2026 yılları için “My MS Diagnosis / Benim MS Tanım” temasıyla, küresel MS topluluğunun başlattığı bir kampanya olarak erken ve doğru tanının hastalık yönetimindeki kritik rolüne dikkat çekmeyi hedefliyor.
Tanıyı takiben hastanın etkili tedaviye olabilecek en erken sürede ulaşması, hasta yolculuğu açısından kritik rol oynuyor. Bu anlamda 10 yılı aşkın etkinlik ve güvenilirlik verileriyle desteklenmiş, aynı zamanda MS hastalarının yaşam kalitesini artırmaya katkı sağlayan tedavilerimizi, hastalık yönetimini iyileştirecek dijital çözümlerle sunmaya devam ediyoruz. Globalde yürüttüğümüz çalışmalarla, MS’in her evresinde bireylere bütüncül çözümler sunmayı ve tanıdan tedaviye uzanan yolculukta gerçek bir fark yaratmayı amaçlıyoruz. Bilimsel araştırmalarımız, gelecek yenilikçi tedavilerimiz ve hasta merkezli yaklaşımlarımızla, MS ile yaşayan bireylerin bağımsız ve üretken bir yaşam sürmelerini desteklemek için çalışıyoruz.
Türkiye’de de bu vizyon doğrultusunda; hekimler, dernekler ve girişimlerle iş birliği içinde, yenilikçi dijital sağlık uygulamaları geliştiriyoruz. MS+ uygulaması, Türkiye MS Derneği ve Albert Health iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz, hasta-hekim iletişimini güçlendiren ve tedavi sürecini kişiselleştiren başarılı bir örnek. Bu uygulama, semptom takibinden psikolojik desteğe kadar uzanan çok yönlü bir destek sunarak, hastaların günlük yaşamda daha aktif ve bağımsız kalabilmelerine katkı sağlıyor.
MS gibi kişiye özel seyreden bir hastalıkta, güçlü hasta-hekim iletişimi kadar, hastaların kendilerini değerli ve yalnız hissetmemeleri de büyük önem taşıyor. Biz de bu doğrultuda hem küresel bilgi birikimimiz hem de lokal iş birliklerimizle, sağlık sistemine değer katacak çözümler üretmeye devam edeceğiz. Teknolojinin gücünü hasta odaklı yaklaşımımızla birleştirerek, MS ile yaşayan bireylerin hayatın içinde kalabilmelerine destek olmaktan gurur duyuyoruz. Bu özel günde, MS ile yaşayan bireylerin sesine kulak vermek ve farkındalığı artırmak hepimizin ortak sorumluluğu. Çünkü biz ‘MS’in ötesinde, hayatın içindeyiz.’” dedi.
