Polonya vize skandalı: Türklere de satıldı mı?
* AB ve Almanya, Polonya konsolosluklarının para karşılığında vize verdikleri iddialarının aydınlatılmasını talep etti.
* Para karşılığında vize alarak gidenler arasında Türkler de var mı?
UHA / Europe İnternational News Agency
UHA Haber’in DW’ye dayandırdığı Gazeteci Elmas TOPÇU’nun haberine göre, Pek çok kredi Polonya konsolosluklarının para karşılığında yabancılara vize vermesinin ortaya çıkması üzerine Avrupa Birliği (AB) ve Almanya , Varşova üzerindeki baskıyı artırdı.
AB Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, önceki gün Polonya ordusuna bir yazı yollayarak 3 Ekim’e kadar vize skandalıyla ilgili iddiaların aydınlatmasını talep etti.
DW Brüksel ofisinin bildirdiğine göre, Varşova, Komiser Johansson’un sorularına Cuma günü cevap verdi. Ancak Komiser cevapları tatmin edici bulmadı ve 3 Ekim’e kadar tüm soruların yanıtlanması talebini tekrarladı.
DW’nin ulaştığı, Komiser Johansson’a gönderilen, Polonya Dışişleri Bakanlığı’ndan Müsteşar Pawel Jablonski’nin imzalı cevapta, suçlamaların reddedildiği ve herhangi bir vize skandalının bulunmadığı vurgulandı. Olayın, seçimlere geri sayımın başladığı ülkelerde, medya ve muhalefet tarafından çoğaldığı ve gerçekleri yansıtmadığı, karmaşıklık yaratmanın amaçlandığı iddia edildi.
[AB Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson Varşova’dan gelen yanıtları tatmin edici bulmadı.Fotoğraf: Bernd Riegert/DW]
Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın Komiser Johansson’a yolladığı cevapta, Polonya Yolsuzlukla Mücadele Dairesi’nin Temmuz 2022’de bu yana ortaya çıktığı ve konsolosluklarda görevli memurların rüşvet davasından şüphelenilen 268 vize vakası bildirildi. Polonya Adalet Bakanlığı da daha önce bu sayıyı 268 olarak açıklamıştı. Soruşturmanın 18 devamının devam ettiği belirtilirken, bunun için hangi kapsam dahilinde olduğuna dair detay verilmedi. Polonya’nın söz konusu zaman diliminde 500 bin vize verdiği, dolayısıyla 268 vakaya ilişkin soruşturmanın çok küçük bir bölümü kapsadığı savunuldu.
Verilen 500 bin vizenin D tipi Schengen Vizesi olduğu da bildiriliyor. Söz konusu vize, C tipi Schengen Vizesi’nden farklı olarak, yabancılara Polonya’da uzun süreli kalma imkanı bulunmaktadır. Polonya Dışişleri Bakanlığı, sözlü vizelerin yüzde 80’inin Belarus ve Ukraynalılara verildiğini belirtti. 90 günlük müsade eden C tipi Schengen Vizesi’nin kaç kişiye verildiğine dair sorusu ise Varşova yanıtsız kaldı.
Polonya Dışişleri Bakanlığı, D tipi Schengen Vizesi ile Polonya’ya gelenlerin diğer gidişatına izin verilmediğini bildirdi. Ancak Almanya’nın da bulunduğu ülke pek çok yerde şüpheli görünüyor. Nitekim Schengen Bölgesi’nde saklanan açık Polonya vizesi alan kişilerin kolayca başka AB ülkelerine geçmiş olabileceği tahmin ediliyor.
[Almanya İçişleri Bakanı Faeser de Polonya’dan vize skandalına ilişkin ayrıntılı bilgi talep etti.Fotoğraf: Bernd Riegert/DW]
Almanya da şüpheli sayıda
Bu endişe, Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser’in Polonyalı mevkidaşı Mariusz Kamisnki’den iddiaların hızlı ve ayrıntılı biçimde aydınlatılması talep etti.
DW Türkçe’nin ayrıntılarıyla ilgili soruları yanıtlayan Almanya İçişleri Bakanlığı da, “ciddiye alınması olası vize verilmesi yolsuzluğu” konusunda Polonya kayıtlarından, özellikle olay ne zaman başladı, ne kadar sürdü, hangi ülkede kalıcına, ne kadar vize verildi ve soruna karşı Varşova’nın hangisi boyutları konusunda detaylı bilgi verilmesinin talep edilmesiyle iletildi.
“Azeriler ve Türkler Polonya vizesiyle bize başvuruyor”
Hukuk konusunda uzman avukat Dündar Yabancı Kelloğlu ise özellikle son iki yıldır Polonya vizesi olup da Almanya’ya gelmiş olan ve kendilerinden bilgi almak üzere kişinin gelişimini artırdığını gözlemlediklerini söyledi.
DW Türkçe’ye konuşan Kelloğlu, “Öyle haftalarımız oldu ki 10-12 kişi gelip bize Polonya vizesiyle Almanya’da ikamet ve çalışma izni alıp alamayacağını ya da sığınma başvurusu Polonya’ya geri gönderip gönderilmeyeceğini ve olası bir iltica tedavisinin kabul edilmediğinin ne kadar diye soruldu” dedi. Kelloğlu, vize skandalının Polonya medyasında yayılmasından bu yana da yine bilgi almak isteyen kişinin hareketlilik hareketliliğini belirtti ve “Türkçe de bilmemizden dolayı olsa gerek, bize daha çok Polonya vizesi olan Türkiye ve Azerbaycan’da faaliyet gösteriyorya geliyor” dedi.
Kendilerinin paralarının aktarıldığına göre, araç kurumları ve seyahat acentaları geçen yıllarda 8 bin ila 10 bin euro Polonya vizesi aldılar. Kelloğlu “Bize söylenen, çoğu Polonya’da kağıt üzerinde bir şirket verisi, daha sonra da ona çalışacağı kişilerin iş sözleşmesinin yapıldığı ve o sözleşme ve diğer belgelerle vize için aracıyla Polonya konsolosluklarına vize ödemesi yaptığımız” diyor.
DW Türkçe, Almanya İçişleri Bakanlığı’na söz konusu Polonya vizesiyle Almanya’ya geçenler arasında Türkiye Cumhuriyeti yapılıp yapılmadığı ve verilerin günlük verileri de soruldu. Bakanlık, ilgili Polonya’dan bilgi talep edildiğini tekrarlayarak detay veremeyeceğini belirtti.
Kendilerine yapılan başvurulardaki artıştan yola çıkan avukat Kelloğlu ise sayının yüksek olduğundan emin. “Alışılmışın dışında çok Azerinin özellikle Polonya vizesiyle geldiğini gösteriyor” diye konuşan hukukçu, ayrıca Polonya vizesiyle gelip de daha sonra Almanya’ya geçen çok kişinin ikamet bile yaptırmadan kaçak kaldığına ve 4-5 euro gibi günlük hayatta kalma ücretinin çok altında, kötü şekilde harcandığına ve sömürüldüğüne dair bilgilerin bilinmesi da belirtiliyor.
Vizeler iptal olabilir mi?
Hukukçu Kelloğlu’na göre, söz konusu vizelerin iptal edilmesi, bu vizelerin yasa dışı olması, para karşılığında alınması için mümkün. Kelloğlu, bu nedenle Polonya’da skandalın ortaya çıkmasından bu yana, bu yolla Almanya ve Avrupa’ya gelmiş kişilerin endişelerinin anlaşılır olduğunu söylüyor. Kelloğlu, iltica eden veya iltica düşünmeyi düşünenlere de Polonya’nın Dublin Sözleşmesi’nin tarafı olduğunu hatırlatıyor ve vizeyle giriş yapmış olan kişilerin iltica halinde Polonya’ya girişin teorik olarak mümkün olduğunu da belirtiyor. Ancak Varşova’nın mültecileri geri çalışmaya yanaşmaması nedeniyle, örneğin Almanya’da iltica kaybetmiş birinin Polonya’ya sınır dışı kalmanın güç olduğunu da söylüyor.
Dublin ödemesi, AB içinde yapılan bir iltica işleminden hangi ülkenin sorumlu olduğunu düzenliyor ve süreç başvurusunu yapan kişinin ilk ayak bastığı ve giriş kaydının gerçekleştiği bölgede genişlemeyi öngörüyor. Bütün AB üyesi ülkeler gibi Polonya da anlaşmaya taraftır.
[Görevden alınan ve vize ağının devamının adı iddia edilen Dışişleri Bakanı Yardımcısı Piotr Wawrzyk.Fotoğraf: Tomasz Gzell/PAP/resim ittifakı]
Ne olmuştu?
Polonya’da sorumlu savcılık geçen haftadan beri, ülke yurt dışı temsilciliklerindeki vize düzenlemeleri ve yolsuzluk şüphesiyle Mart 2023’te bu yana soruşturma yürütüldüğü, yedi kişi hakkında soruşturma başlatıldığı, üç kişinin tutuklandığı duyuruldu.
Polonya medyasının ortaya çıkışının skandalının sonu Polonya Dışişleri Bakanlığı’na kadar uzanıyor. Polonya’nın yurt dışı temsilciliklerinin kontrolünden sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Piotr Wawrzyk, 31 Ağustos’ta göreve getirildi.
Wawrzyk sadece Bakanlık’taki görevinden uzaklaştırılmakla kalmadı, önümüzdeki ay yapılacak seçimlerde parti onu adaylıktan da çıkardı. Hükümet kaynaklarına göre, geçen haftanın sonunda kaldırılan Wawrzyk’in intihara kalkıştığı bildiriliyor.
Polonya Yolsuzlukla Mücadele Dairesi (CBA) Wawrzyk’in sorumlusu olduğu birimlere baskın düzenlenmiş, ofislerinde arama yapılmıştır. Polonya medyası, ortaya çıkan para ve rüşvet skandalına ilişkin yolsuzluk ağının arkasında yer alan kişinin o olduğunu ileri sürüyor.
Seçimlere geri sayımın başladığı ülkelerde muhalefet ise vize yolsuzluğunun 30’unun sürdüğünü ve bu yolla 250-350 bin civarında kişinin vize aldığını iddia ediyor.
Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, 268 vize ile ilgili soruşturmanın yürütüldüğünü ve başta Hindistan, Filipinler, Singapur, Hong Kong ve Tayvan’ın yer aldığı konsoloslukların depodan alındığını kaydetti.
Bu arada Polonya hükümetinin skandalı Polonya istihbaratının açığa çıkardığını savunurken, muhalif medya olaylarına dikkat ederek ABD ve yabancı istihbarat teşkilatlarının olduğunu iddia ediyor.
Dışişleri Bakanı yardımcısı dışında, ona yakınlığı ile bilinen hukuk başkanı Jakub Osaj bölümünden da görevden uzaklaştırıldığı açıklandı. Ayrıca tüm yurt dışı temsilciliklerinde kontrolün başlatıldığı, özel aracı şirketlerle yapılan işbirliklerinin de sona erdirildiği kaydedildi.
15 Ekim’deki seçimlere siyasi malzeme
Skandal, 15 Ekim’de yapılacak seçimler öncesinde yoğun biçimde tartışılıyor. Zira iktidardaki sağcı ve milliyetçi hükümet, yıllar boyunca sert bir göçü sınırlayan çizgi izliyor ve kendisini “Polonya’yı ülkede göçten tek güç” olarak lanse ediyor. Polonya hükümeti, özellikle Müslüman bölgelerden göçle ilgili nefret söylemleri ve kışkırtıcı açıklamalar ile dikkat çekiyor.
Polonyalılar, 15 Ekim’de seçimlere ilaveten yapılan halk nüfusunda, “Avrupa bürokrasisi tarafından üretim mekanizmasına göre Ortadoğu ve Afrika’dan binlerce kaçak göçmenin toplanma zorunluluğunu kaybedebiliyor musunuz?” ve “Polonya ile Belarus arasındaki duvarın kadınlarını istiyor musun?” sorulara da cevap verecekler.
Ortaya çıkan vize skandalının seçim sonucunu etkileyip etkilemeyeceği bilinmiyor. Ancak kullanılana göre, söz konusu skandal, kendisini özellikle Müslümanların gelişmesini engelleyecek tek güç olarak sağcı ve milliyetçi iktidarın imajını zedeleyecek.
Gazeteci* Elmas Topçu