enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:17 Uyuşturucuya Karşı Sadece Operasyon Yetmez!
11:10 2026 Yılında Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde yeni bir düzenleme
10:02 Türkiye’de bir ilk: Derince’den yükselen “Noterli” devrim!
09:29 Güzelliğin Karanlık Yüzü: Denetimsiz Estetik
09:20 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’den, CHP Kongre ve Kurultay davalarına yeni karar
00:50 2026’da asgari ücret desteğine 76,5 milyar lira kaynak ayrıldı
00:16 Yapay zeka destekli uygulamalar ile mali süreçlerde dijital dönüşüm…
00:09 CHP Genel Başkanı Özel, ‘İktidar yürüyüşü aday ofisinden başlayacak’
00:03 2026 üretim yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuruları yarın sona erecek
00:54 CHP Genel Başkanı Özel, “Erdoğan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı, saray rejiminin muhafızı olarak nitelendirip yetkilendiriyor”
23:12 Yalova’da operasyon sırasında şehit olan polis memuru Turgut Külünk’ün acı haberi ailesine verildi
22:53 MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Milletimiz müsterih olsun, terör musibetinin kökü her cihetten kazınacaktır” dedi.
22:40 Türkiye ile Ermenistan arasında vize kolaylığı kararı
22:30 Somali Cumhurbaşkanı Mahmud Türkiye’ye geliyor
22:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Veliaht Prensi ile görüştü
21:53 Terör örgütü DEAŞ’ın Ankara yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada 8 şüpheli tutuklandı…
21:49 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nijer Cumhurbaşkanı Tchiani ile görüştü
00:58 Nahçıvan Özerk Cumhuriyet
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Müslüman Amerikan Cemiyeti Kongresi’ne mesaj
00:51 Trump ile Zelenskiy, ABD’de buluşuyor: Barış için kritik görüşme
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Parlamenter Sisteme Dönüş Mümkün mü?

Parlamenter Sisteme Dönüş Mümkün mü?
8 Temmuz 2021
1.027
A+
A-

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir.

Baki LALEOĞLU & SETA Araştırma Asistanı

Cumhurbaşkanlığı Sistemi üçüncü yaşını doldurmak üzere. Hükümet sistemi değişikliğinin yanında idari ve hukuki reformları da kapsayan ve bu sebeple oldukça geniş bir siyasal sistem değişikliği olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hala çok yeni ve doğal olarak kurumsallaşma süreci devam etmekte. Bu kurumsallaşma sürecinde ise dizayn ile pratikler arasındaki farklılıklardan kaynaklanan ve başta uygulayıcı aktörlerin, bürokrasinin ve siyasilerin yeni sisteme adaptasyonu gibi çeşitli sorun alanlarıyla karşılaşılmakta. Ancak bu sorun alanları sisteme yapılan ufak dokunuşlar, zamanla adaptasyonun artması ve sistemin kendi içinde yapılabilecek reformlarla çözülebilecek seviyede.

Öte yandan Türkiye tarihinde ilk defa doğrudan seçmen onayı ile hayata geçirilen bu siyasal sistem değişikliği, tam da bu sebeple yaklaşık 40 yıldır devam eden tartışmaları sonlandıracak nitelikteydi. Ancak ne yazık ki muhalefet bloku, siyasal sistemi söz konusu kurumsallaşma problemleri üzerinden eleştirmek ve iyileştirmek yerine sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirmekte ve doğrudan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni sorunsallaştırmaktadır. Bu sorunun çözümünü ise “parlamenter sisteme dönüş” vaadiyle kamuoyuna sunmaktadır. Fakat buradaki esas sorun, bu vaadin nasıl hayata geçirileceğinin belli olmaması ve ne kadar rasyonel olduğunun tartışılmamasıdır.

İrrasyonel Bir Vaat Olarak Parlamenter Sistem

Muhalefetin savunduğu şekilde bir hükümet sistemi değişikliği ancak anayasada yapılacak bir değişiklik ile mümkündür. Bunun ise tek bir yolu bulunmaktadır: Muhalefet blokunun gelecek genel seçimlerde en az 360 vekillik kazanması ve yapılacak anayasa değişikliğinin referandumda seçmen onayı alması. Buna ek olarak olası siyasi krizleri önlemek veya süreci sağlıklı yürütmek adına muhalefet blokunun cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanması gerekmektedir. Tüm bunlar gerçekleştikten sonra ise parlamenter sisteme pratik dönüş için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yenilenmesi ihtiyacı doğacaktır. Bu da iki seçimin daha yapılacağı anlamına gelmektedir. Muhalefetin süreci yönetmek ve istediği sistemi hayata geçirmek için bu iki seçimi de kazanması gerekmektedir. Özetle parlamenter sisteme dönüş, muhalefet blokunun 2023’ten başlayarak muhtemel beş seçimi kazanması halinde mümkündür.

Tüm bu gerekliliklerin yerine getirilmesi teknik olarak mümkün olsa da en basit şekliyle 19 yıldır AK Parti ve Erdoğan karşısında sürekli mağlup olan muhalefet blokunun üst üste beş seçim kazanarak parlamenter sistemi getirmesi oldukça irrasyonel bir senaryodur. Buna ek olarak muhalefet blokunun gelecek parlamento seçimlerinde 360 vekillik kazanabilmesi için tüm muhalif partilerin tek bir çatı altında seçimlere girmesi ve en az yüzde 60 oranında bir oy oranına ulaşması gerekmektedir. Bu da Cumhur İttifakı olarak AK Parti ve MHP’nin toplam oy oranının yüzde 40’ın altında olması anlamına gelmekte ve olası görünmemektedir.

Bir diğer mesele ise seçmenin böyle bir irrasyonel vaade ikna olmasını beklemektir. Muhalefet bloku, parlamenter sisteme dönüş ile tüm sorunların çözüleceğini iddia etmekle beraber yalnızca parlamenter sisteme geçilebilmesi için seçmenden beş farklı seçimde destek istemektedir. Buna ek olarak sistem değişikliği ve beş farklı seçimin yapılması da en az 2-3 yıllık bir süreç gerektirmektedir. Bu da esas itibariyle muhalefet blokunun 2-3 yıl boyunca sistem değişikliği ile uğraşması, dolayısıyla Türkiye’nin söz konusu süreyi bununla kaybetmesi anlamına gelmektedir ve seçmenin de bunu desteklemesi beklenmektedir. Bu da istikrarı ve kalkınmayı her zaman önceleyen seçmen için oldukça irrasyoneldir.

Esas Amaç Ne?

Bu şartlar altında muhalefet blokunun parlamenter sisteme dönüş ısrarını siyasi bir stratejinin sonucu olarak görmek gerekmektedir. Bu strateji, Erdoğan karşıtlığında uzlaşmayı amaçlayan ve siyasetin farklı kanatlarından gelen aktörler arasındaki birlikteliği sürdürmek ve sağlamlaştırmak hedefinin bir ürünüdür. CHP, İYİ Parti, HDP, Deva, Gelecek ve Saadet Partisi gibi tabanı ve siyasi yelpazedeki yeri oldukça farklı aktörlerin Erdoğan karşıtı siyasi söylem ve pozisyonlarının paralellik göstermesine rağmen tek bir çatı altında toplanmasının zorluğu, söz konusu stratejiyi muhalefet açısından zor hale getirmektedir. Parlamenter sisteme dönüş gibi nispeten somutlaştırılmış bir söylem ile bu birlikteliğin devamı mümkün kılınmak istenmektedir.

Ancak buradaki söylem ve stratejinin irrasyonelliği, muhalefet bloku bileşenlerini boşa düşürmektedir. Henüz üçüncü yılını yeni dolduran ve kurumsallaşma süreci devam eden bir siyasal sistem, kendi teknik ve pratik problemlerinden ayrı olarak, tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile özdeşleştirilmekte ve Türkiye’nin karşılaştığı bütün sorunların sebebi olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi öne çıkarılmak istenmektedir. Böylelikle muhalefet partileri, Erdoğan’a ek olarak üzerinde uzlaştıkları yeni bir karşıtlık ve ortaklık alanı bulabilmektedir. Dolayısıyla farklılıklar yerine benzerlikleri öne çıkararak aynı çatı altında buluşma ve farklı kesimleri buna razı etme stratejisi işleyebilmektedir. Bu da aslında muhalefet partilerinin parlamenter sisteme dönmek yerine aynı söylem ve vaadi kullanarak tabanlarını birbirine yakınlaştırma ve siyasi birlikteliğe razı etmenin esas amaç olduğunu bize göstermektedir.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye tarihinin demokratik yollarla gerçekleşmiş ilk siyasal sistem değişikliğidir ve doğrudan seçmen onayıyla hayata geçmiştir. Öte yandan henüz kurumsallaşma aşamasındadır ve bu süreç içerisinde ortaya çıkan sorunlar sistemin kendi içerisindeki reformuyla çok kolay bir şekilde aşılabilir. Ancak bu sistemi tartışmaya açmak ve sistemden geriye dönüşü tüm sorunların çözümü olarak sunmak hatalı bir yaklaşımdır. Bunun temel sebebi ise hem muhalefetin iktidara gelmeyi başarabilse dahi hükümet sistemini değiştirecek güce kavuşması, hem de bu yeni bir siyasal sistem değişikliği sürecine seçmenin destek vereceği beklentisinin rasyonellikten uzak olmasıdır. Dolayısıyla muhalefet blokunun buradaki esas amacı, yeni bir siyasal sistem tartışmasıyla kendi iç birlikteliğini sağlamak ve sürdürmektir.

***

Neden https://www.uhahaberajansi.com/?

Bağımsız bir haber ajansı olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir ajans gazeteciliğini hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.

Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.

Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün  https://www.uhahaberajansi.com/’a Abone Ol.

https://www.uhahaberajansi.com/; seninle güçlü, seninle özgür!

[UHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.