enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:21 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
00:16 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirdi…
00:16 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:10 Devlet adamlığı, her istediğini yapabilme serbestliği değil; her yerde kendini sınırlayabilme iradesidir…
00:02 Yunan Genelkurmay Başkanı Floros’un Tarihi Olayların Değerlendirilmesindeki Entellektüel Yaklaşım Eksikliği
00:02 Gazeteciler Cemiyeti Mobil Basın Evi, Gaziantep Üniversitesi’ni ziyaret etti
00:02 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kültürel değerlerimizi evrensel bakışla harmanlayıp inşa etmeliyiz…
13:08 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
12:07 “Terörsüz Türkiye” süreci…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
00:59 Emine Erdoğan: Şeb-i Arus, sevgiyi merkeze alan bir irfan mirasıdır
00:57 Boraltan Köprüsü Faciası…Rus ordusundan kaçan 146 Azeri TÜRK’ünün katliamı…
00:55 Alexis Anne-Braun ile Sanat ve Mimarlıkta Anlamın İnşası Konferansı
00:53 İran’dan ABD’nin Venezuela kararına kınama
00:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü’ne ilişkin mesaj yayımladı…
00:50 Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu : “Terörsüz Türkiye” Bahanesiyle Bölücülük
00:48 Yüzyılın Konut Projesi’nde başvurular bu hafta sona eriyor
00:48 Prof. Dr. Mühip Kanko, “Bu sadece Kocaeli’nin değil, tüm bölgenin su felaketidir”
00:42 Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filmi
00:35 ABD Başkanı Trump, Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili Avrupalı liderlerle kapsamlı görüşmeler yaptı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Öfkeliyim çünkü…

Öfkeliyim çünkü…
28 Ağustos 2024
26
A+
A-

* 7 Ekim’den bu yana içimde büyük bir nefret ve öfke duygusu var.

* Bu yaşananlar yeni olmamasına rağmen içimde büyüyen bu öfke de neyin nesiydi?

* Üstelik bu öfkenin kaynağı katil İsrail de değil…

Konuk Yazar Selime Sümeyye ABATAY’ın “Öfkeliyim çünkü… başlıklı yazısının detayı şöyle:

İsrail’den nefret etmiyorum demiyorum. Vicdanı olan her insan gibi İsrail’den nefret ediyorum… fakat 7 Ekim’den sonra içimde büyüyen bu öfke ve nefretin kaynağı farklı…

Ve bu öyle bir öfke ve nefret ki, İsrail’e duyduğum nefretten daha büyük…

Evet, insanlara öfke doluydum… hem de İsrail’e duyduğumdan daha çok…

Önceleri kendimden korktum. Bu kadar kötülük yapan, çocukların ninnilerini bölen canavardan bu denli nefret etmem gerekirken içimdeki bu nefret ve öfke neden ona değil?

Neden İsrail’den değil de insanlıktan nefret ediyordum?

Düşününce taşlar yerine oturmaya başladı. İsrail’den daha çok insanlardan nefret ediyordum çünkü yapması gerekenleri yaparken yapmıyorduk. Eğer birlik olmayı başarabilseydik bırakın bugün katledilen binlerce insana ağlamayı, İsrail’in varlığı bile söz konusu olamazdı.

Yaşanan tüm acı ve zulmün sorumlusu biziz.

İsrail, adi bir virüs gibi yapması gerekeni yapıyor…

Peki biz?..

İsrail’den nefret ediyoruz ama bu nefretin hakkını veriyor muyuz?

Hali pür melalimiz yangın karşısındaki insanın hali gibi…

Gözlerimizin önünde bir yangın olduğunu hayal edin….

Ne yapardınız?

-Yangın söndürücü ile müdahale mi edersiniz?

-İtfaiyeyi mi ararsınız?

-Yangını önlemek için alınması gereken tedbirleri mi anlatırsınız?

-Yangını çıkartan kişi yangını körüklemeye devam ederken aranızdaki birtakım husumetlerden dolayı komşunuzu mu suçlarsınız?

Mantıklı olan, eğer yangın küçükse yangın söndürücü ile müdahale ederek yangını büyümeden küçültmektir. Yok yangın çok büyükse ve bizim müdahalemiz işe yaramayacaksa itfaiyeyi aramak ve alınması gereken tedbirleri uygulamak gerekir.

Yangın önlemlerini anlatmak ve yangınla hiçbir alakası olmayan komşuyu suçlamak beyhudedir. Biz bunlarla meşgulken yangın daha da büyür ve bizi de bulur.

Bugün İslam dünyasında yaşananları anlatmak için bundan daha iyi bir örnek gelmiyor aklıma. Karşımızda yıllardır büyüyen bir katil var… Bundan yıllar önce ona karşı alınması gereken tedbirleri anlatıyor olsaydık belki bir karşılığı vardı. Fakat gerçekleşmiş ve günden güne büyüyen bir yangın var karşımızda. Bu yangını kahve boykotları ile söndürmemiz mümkün değil.

Hadis-i şerif, “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin” buyurmakta. Eğer eliyle düzeltmeye yetmiyorsa diliyle, ona da yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin buyuyor. Biz elimizle yapmamız gerekenler varken üstelik gücümüz buna yeterken kalbimizle buğz etmeyi tercih ediyoruz.

İşte bundan nefret ediyorum!

Selime Sümeyye Abatay (@SelimeSmyy) / X

Selime Sümeyye ABATAY

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.