enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:24 İsrail güne bu haberle uyandı: Trump Netanyahu’yu s******
09:33 Web Panel | Türkiye’nin Körfez Vizyonu: Yeni Dönemde Diplomasi, Ekonomi ve Güvenlik
09:26 TUSAŞ’ta yaşanan terör saldırısının üzerinden 1 yıl geçti. TUSAŞ Şehitleri, Ankara’da kabirleri başında dualarla anıldı.
08:26 Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Birinci Türkoloji Kurultayı’nın 100. yılı için kararname imzaldı.
00:57 ‘Yüzyılın Konut Projesi’nde ayrıntılar bugün belli olacak
00:54 CHP’nin kurultay tarihi belli oldu
00:53 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 günlük Kuveyt, Katar ve Umman Körfez turundan notlar!
00:47 Hollanda Açık Deniz Rüzgâr Enerjisi Çevrim Santrali Kurulumu İçin İhale Açıldı
00:43 ABD Başkan Yardımcısı Vance: Trump’ın politikası Batı Şeria’yı İsrail’e ilhak etmek değil
00:43 Prof. Dr. Mehmet Yüce: “Sayın İlham Aliyev’in Kazakistan ziyareti, Orta Asya jeopolitiğinde yeni “Türk ekseni”nin oluşum aşamasını göstermektedir”
00:38 Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) İhracata verdiği destekle büyüyor!
00:31 Ermenistan Başbakanı Paşinyan: “Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki taşımacılığı sağlamaya hazır”
00:27 İlham Aliyev Macaristan Başbakanını tebrik etti
00:21 Türkiye ve Umman arasında medya, enformasyon ve kamu diplomasisi alanlarında mutabakat zaptı imzalandı…
00:19 Kocaeli Ticaret Odası (KOTO), Meclisi’nden Uras Ege ve Teoman için destek çağrısı
00:16 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin vizyoner projesi, Bilimin yeni rotası UçakPark kapılarını açtı…
00:13 İstanbul Bayrampaşa İlçe Belediye Meclisinin belediye başkan vekili seçimi 26 Ekim 2025 Pazar günü yapılacak…
00:10 Geriatri Uzmanı Dr. Sibel Akbaş, “Palyatif bakımı yaşamı tehdit eden hastalıklarla mücadele eden hasta ve yakınlarının yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan bütüncül bir sağlık hizmeti”
00:06 Uygun fiyatlı uçak bileti bulmak artık sadece şansa bağlı değil. Uçak bileti alırken bilmeniz gereken gizli tasarruf yöntemleri!
00:02 Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansı Denizli’de KOBİ’leri Geleceğe Taşıyor
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Muhalefetin Dış Politikası Olsa Ne Olur?

Muhalefetin Dış Politikası Olsa Ne Olur?
28 Kasım 2022
2.230
A+
A-

Batı ile ilişkileri toparlamanın sağlıklı ve kalıcı yolu, Türkiye’nin yeni gerçekliğinin kabullenilmesinden geçer.

 

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, normalleşme politikasındaki yeni adımları ve olası kara operasyonu açıklamaları ile siyasetin gündemini elinde tutuyor.

Muhalefetin, Sisi ile tokalaşmayı ve Esed ile görüşebilirim açıklamasını “ne oldu” eleştirileri ile karşılaşması siyasi hayatımızın temel bir gerçekliğini değiştirmiyor.

AK Parti dış politika-güvenlik alanlarında muhalefetten fersah fersah önde gidiyor.

Bu arada gayretli yorumcular da “muhalefetin bir dış politikası var mı, olabilir mi? “sorusuna cevap arıyor.

Bu soruyu tartışmadan önce AK Parti iktidarının yirmi yılda dış politikayı hem iç siyaseti dönüştürme hem de Türkiye’nin uluslararası konumunu yeni bir zemine taşımak için seferber ettiğini belirtmeliyim.

AK Parti, imkanları sonuna kadar zorladı ancak değişim anı geldiğinde yeniden konumlanmayı ve bunun söylemini geliştirmeyi tercih etti.

***

Bence, Erdoğan’ın siyasi liderlik başarısı iç siyaset, güvenlik, dış politika ve ekonomi arasında kurduğu dengeye dayanır.

Bu dinamik dengeyi uluslararası sistemdeki değişimleri iyi okuyarak, zamanında hamlelerde bulunarak ve seçimleri kazanmayı başararak sağlıyor.

Sözkonusu altın dengeyi yakalamak çok büyük bir maharet istiyor.

İç ve dış politikanın artık birbirinden ayrılamadığı bir dünyada siyasetçinin eski polemiklerini hatırlatmanın pek bir etkisi olmuyor.

Zira seçmenine bütün seçenekleri denediğini ve sonra yeni konuma geçtiğini anlatabiliyor.

Tıpkı PKK-YPG terörü ile mücadelede pro-aktif bir politika yürüten Erdoğan’ın daha önce iki kere Kürt sorununu çözmeye çalıştığının bilgisinin hafızalarda olması gibi.

Bazı Batı ülkeleri ile gerilim yaşandığında daha önce AB süreci ile ilgili radikal adımları atanın AK Parti, süreci durduranın ise AB tarafı olduğunun bilinmesi gibi.

2013-2016 arasındaki türbülansın birçok ülkeyi karşıya almadan atlatılmayacağı gibi.

2016 sonrası yeni güvenlik anlayışının bazı ülkelerle gerilmeye değecek bir bağımsızlık perspektifi olduğu gibi.

Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz’de sert güç gösterdikten sonra kazanımların tahkimi için normalleşme politikasına geçmek gerektiği gibi.

Ukrayna krizinde uygulanan başarılı denge politikasının arkasında işte bu tecrübe bulunuyor.

6’lı masa dış politika-güvenlik alanında Cumhur İttifakına alternatif bir çerçeve çizebilmiş değil.

Erdoğan ise dış politika performansının çarpan etkisinin meyvelerini topluyor.

İktidar normalleşme ile yeni güvenlik politikalarının sentezi yeni bir yaklaşıma geçti.

Bu, hem diplomasiyi öne geçirerek muhalefetin eleştirilerini etkisizleştiriyor hem de güvenliği için bağımsız davranan Türkiye imajını besliyor.

Bugünlerde Kürt sorunu, terörle mücadele, Suriye ve YPG gibi konularda farklı görüşlere sahip muhalefet partilerinin en azından Türkiye’nin uluslararası sistemdeki yerinin neresi olması gerektiği konusunda uzlaştıkları düşünülüyor.

O da “kapsamlı bir demokratikleşme ile Türkiye’nin kendisini Batı’da konumlandırması…”

Batı hakimiyetinde liberal bir dünya düzeninin yerini çok kutuplu bir dönem alırken bu konumlanmanın imkânı konusunda romantizm sergileniyor.

Transatlantik ittifak bugün Rusya’nın Ukrayna’yı işgali karşısında birleşmiş görünse bile maliyet AB ve özellikle Almanya üzerinde.

Avrupa’nın ABD’ye bağımlığının artması rahatsız edici bulunuyor.

Dağınık AB içerisinde ise Almanya, Çin politikasında Fransa’yı bile yanına almıyor.

Batı İttifakının Türkiye’nin çıkarlarını göz ardı eden yaklaşımı sebebiyle (ideolojik kaygılarla değil) yeni bir ilişki tarzına geçtik.

2015’te ABD ve AB’nin Suriye’de Rusya karşısında Türkiye’yi yanız bıraktığı unutuldu mu?

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi’nin maksimalist taleplerini dayatan AB’ye muvafık davranmak hangi sorunları çözer?

DEAŞ ile mücadele adına terör örgütü PKK-YPG’yi hala Türkiye’ye tercih eden Washington bizi ikna edebilir mi?

Batı İttifakının bazı üyeleri beğenmese de Rusya, Suriye, Libya, Karabağ ve Doğu Akdeniz politikaları ile Türkiye, yeni bir döneme geçti.

Ve Ankara, NATO ve Batı İttifakı içerisinde “otonomisi olan bir ülke” statüsünü geliştirdi.

Böylece Finlandiya ve İsveç’in üyeliği konusunda kendi şartlarının karşılanmasını isteyebildiği gibi Ukrayna krizinde de istisnai bir denge politikası izleyebiliyor.

Muhalefetin romantik Batıcılığı Rusya’yı ve bölgenin meydan okumalarını dengeleyemez.

Muvafık konumlanma ile ABD ve AB’den alabilecekleri yönetemedikleri sorunların yanında devede kulak kalır.

Batı ile ilişkileri toparlamanın sağlıklı ve kalıcı yolu, Türkiye’nin yeni gerçekliğini kabullenmelerinden geçer.

[UHA Haber Ajansı, 28 Kasım 2022] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.