enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:42 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:10 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:44 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
06:15 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
04:25 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
00:59 Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 32. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
00:52 Türkiye genelinde satılan gayrimenkul sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde yüzde 7,6 artış oldu…
00:52 Elektrikli Araç,TOGG
00:45 NATO, Ukrayna için 5 milyar dolarlık silah yardımı hedefine yaklaşıyor…
00:44 Beş soruda Barzani’nin Cizre’ye ziyaret krizi…
00:44 Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı…
00:43 Almanya’nın İsrail yapımı yeni savunma kalkanı: Arrow 3…
00:31 Fatma Deniz: Alman üniversitesine Türk rektör…
00:30 Kıbrıs konusunda Türk tarafına baskı mı var?
00:29 İspanya ve Hollanda, ‘İsrail’ nedeniyle Eurovision’dan çekildi…
00:25 TBMM Başkanı Kurtulmuş, 19. toplantının açılışında yaptığı konuştu…
00:18  İrlanda’nın medya otoritesinden TikTok ve LinkedIn’e soruşturma…
00:06 AB’nin en üst düzey generali: Avrupa’nın drone stratejisinde yeniden yapılanmaya ihtiyacı var…
22:21 Elektronik müzik dünyasının yeni yükselen ikilisi Mass Cust…
16:24 “Kefeni cebinde” madenciler 4 Aralık’ta neyi hatırlıyor?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Küresel planda 28 Şubat darbesinin içeriği

Küresel planda 28 Şubat darbesinin içeriği
3 Mart 2021
936
A+
A-

UHA HABER /  İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu,  28 Şubat darbesinin siyasete müdahalesinin, başörtü yasaklarıyla, fişlemelerle yaptığı zulmün üzerinden 24 yıl geçtiğini  hatırlatarak, “Milyonlarca mağdur üretti. Gençler eğitim hakkından mahrum bırakıldı. İnsanlar işlerinden oldu. İnsanları etiketleyerek, fişlemeler yaparak, tüm kurumlarda bilhassa da Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) alan çalışması yapıldı” dedi.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, ‘Küresel planda 28 Şubat darbesinin içeriği‘ konusunda (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, Samimi Müslümanlara yönelik, mütedeyyin subayların, kimisinin eşleri başörtülü diye kimisinin namaz kılıyor diye fişlemelere maruz bırakıldığını ve  bu çabanın aslında bir alan açma çalışması olduğuna dikkat çekti.

“Bir büyük şer projesinin önemli bir parçasıydı” diyen Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, hazırlanan mizansenlerle Fadime Şahin, Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz gibi isimlerin kullanılarak sahneye konduğunu, günlerce görsel ve yazılı medyanın bu isimler üzerinden yayınlar yaptığını ifade etti.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, TSK komuta kademesinin diline irtica kavramı dolandığını irtica PKK’dan tehlikeli diyecek kadar, boyut kazandığını, buna dayalı sıkıştırmaların peşi sıra gelmeye başladığını ve dönemin gazetelerinin manşetlerine, gerekirse silah bile kullanırıztehditlerinin yerleştirildiğinin altını çizdi.

Büyük projenin görünen, görünmeyen aktörleri ve unsurlarının, bu sürecin hedeflediklerine erişmesi için üzerlerine düşen rolleri yerine getirmenin çabasına giriştiklerini belirten Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Üniversitelerde, medyada, sivil tolum örgütlerinde, vakıflarda, şirketler de ve daha birçok kurum ve kuruluş da birçok aktörün bu sürecin içinde roller aldıklarını söyledi.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, TSK içinde cereyan eden gelişmelere bağlı olarak, bir büyük tasfiyenin sağlanarak yerine konumlandırılmak istenenlerin önünü açtıklarını, FETÖ’nün bu sürecin önemli bir aktörü olduğunu, arkasındaki küresel gücün belirlediği rotada yeni bir döneme hazırlandığını, TSK içinde samimi Müslümanlara, dindarlara yönelik tasfiye sürecinde ve aldığı küresel role bağlı olarak alan kazanmanın sürecine girişildiğinin altını çizdi.

“FETÖ elebaşı Gülen merkez medyanın manşetlerinde; “Becermediniz artık bırakın” sözleriyle öne çıkartıldı” diyen Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığında Refahyol hükümetine yönelik bu sözleriyle FETÖ, kendisi için uygun iş ikliminin yapılandırıldığının bilgisiyle davranıyor, kendisine açılacak alanın hakkını vermek istiyordu. Zira bir el değiştirme süreci yaşanıyordu” dedi.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, şöyle aktardı:

“Bu süreç; Soğuk Savaş döneminde bazı NATO üyesi ülkelerin içinde konumlandırılan, derin devlet niteliğinde gladyo yapılandırılmasının, Sovyet bloğunun dağılmasından sonra bazı ülkelerde tasfiye edilmesine karar verilirken, Türkiye’de el değiştirmesinin benimsenmesiyle yaşanıyordu.

Bu el değiştirme de FETÖ’nün 40 öncesine uzanan CIA bağına dayanılarak, pozisyon alması, emaneti devralması isteniyordu. Öyle de oldu. Böylece özellikle TSK içinde yeni NATO konsepti kapsamında, FETÖ mensuplarına alan açılmaya başlamıştı.

Bu el değiştirme kararının verilmesinde, Türkiye’nin özellikle İslam coğrafyası içindeki etkisi, rolü hesap ediliyordu. Bu dönemde yeni egemenlik tezleri geliştirilerek sahaya sürülmüştü. Yeni egemenlik projelerine odaklanılıyordu. Yeni seferler tasarlanıyordu. Sovyetler’in dağılmasından sonra ortaya çıkan çok geniş İslam coğrafyası iştah kabartıyordu. Yerinin altına üstü de yeni sömürü düzenine tabi tutulabilecek zengin potansiyelleri vardı. Bu nedenle iştah kabartıyordu. Yeni sömürge planları devreye sokulmalıydı. Bunun için de İslam coğrafyasının üzerine örtü çekilerek, buradan doğabilecek bir reddiyenin önü kesilmeliydi. Bu örtü; terör şiddet, iç karmaşalar, etnik ve mezhepsel çatışmalar olmalıydı”.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Bu örtünün; İslam’ın işlenmesi gereken cevherinin yani hakka, hukuka, adaleti esas alan, kul hakkına dayalı adalet anlayışının toplumsallaşmasının engellenmesi için tasarlandığını açıkladı.

“Böylece Batı’nın sömürü düzeninin zedelenmemesi sağlanacaktı” diyen Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Bu örtünün kapatacağı gerçekler içinde İslam kavramının önüne yapay, sahte sıfatlar eklenmeliydi. Örtünün bir ucuna “radikal İslam” denilerek terörle buluşturulan ve bunun için peydahlanan terör örgütleri yerleştirilirken, diğer ucuna da “ılımlı İslam” kavramı yerleştiriliyordu. CIA laboratuvarlarında üretilen bu kavramlar, aslında İslam kötüdür ama Ilımlısı iyidir denilmek istenerek, onunda ABD tarafından kontrol edileni makbuldür hedefi güdülüyordu” değerlendirmesinde bulundu..

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “FETÖ de bunun için gerekliydi ve önü açılmalıydı. Böylece İslam’ın önüne radikal -ılımlı sıfatlarını takanlar, haçlı emperyalizminin kirli emellerini planlayacaklar ve sömürü düzenlerine karşı İslam’ın reddiyesini engelleyebilmeyi hedefleyeceklerdi. İşte büyük fotoğrafta bu tablo altında, 28 Şubat darbesinin küresel ve ulusal düzeyde kirli, karanlık ilişkiler ağı sonuç almaya çalıştı. Kalıcı başarı elde edemediler… Ama pes de etmediler… Kirli planları biçim değiştirmiş de olsa bugün diri ve canlıdır. Ama biz de her türlü kirli planları bozmaya karşı diri ve canlıyız… Boyun eğmeyeceğiz…” dedi.

11 Eylül'den Sonra ABD'nin Ortadoğu Politikası - (UHA) Uluslararası Haber Ajansı

HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri

[UHA Haber Ajansı, 03 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.