enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:48 Kocaeli’n Dilovası Müftülük Hizmet Binası, Kaymakam Dr. Metin Kubilay’ın Himayelerinde Yapımına Başlandı
00:40 Tarihi komisyon 5. toplantısını tamamladı
00:40 NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye’ye 2026’da düzenlenecek NATO Zirvesi’ne Ankara’da ev sahipliği yapacağı için teşekkür etti…
00:34 Bakan Işıkhan, 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
00:21 Kocaeli Ticaret Odası’nın Co-Matching İkili İş Görüşmeleri Etkinliği’ne kayıtlar devam ediyor
00:17 Anadolu Birliği Partisi (ABP) Genel Başkanı Yalçın’dan sert çıkış: “Siyaset ticaret değil, vatan meselesidir!”
00:04 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, “sağlık emekçilerinin darp edilmesi, kabul edilemez bir vahşettir!”
00:01 Yunanistan, 2025-2026 eğitim yılı öncesi Batı Trakya Türk azınlığına ait üç okulu daha kapattı.
18:40 Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nin (TUDPAM) “Dış Bakış” dergisi okurlarıyla buluştu
17:41 Kocaeli basın camiası yasta…
00:58 ABD’den Ukrayna’nın Kırım’ı Rusya’ya ait olarak tanıması şartı…
00:48 TRHaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’den Alaska Zirvesi değerlendirmesi…
00:41 AB’nin varoluş sancısı: Kış uykusundan uyanabilecekler mi?
00:24 (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (UNOCHA), 2024 yılında 383 insani yardım çalışanı hayatını kaybetti
00:21 Türkiye İsrail’i vurur mu? İbrahim Karagül yazdı: Alaska Zirvesi’nin arkasındaki akıl; Barış’tan başka şeyler de planlıyor..”
00:10 ABD Başkanı Trump: Almanya, Britanya ve Fransa, Ukrayna’da asker bulundurmak istiyor
00:04 Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’dan Hamas’a: Yaptığınız eylemle Filistin’e ne kazandırmış oldunuz
18:04 Aon’un “Küresel Ücret Şeffaflığı” raporu yayımlandı Şirketler ücret şeffaflığına hazır değil
17:41 ABD Başkanı Trump ile Rus lider Putin’in Alaska Zirvesi ve gelişmeler!
08:45 Eurovision Şarkı Yarışması 70. yılını kutlamak için yepyeni bir görünüme kavuşuyor
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Katil İsrail, yerinden edilen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere onlarca sivili öldürdü

Katil İsrail, yerinden edilen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere onlarca sivili öldürdü
10 Nisan 2024
216
A+
A-

TRT TÜRK yeni banner

Gazze’deki bütün bu cinayetler, yıkımlar ve intikamlar…

UHA / İnternational News Agency

Salim er-Reyyis

“İsrail’in uygulamaları, hiçbir bölgenin güvenli ve bombardımanlardan uzak olmadığını kanıtladı.”

Burada Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine kaçmanın ve güneyin kuzeyden daha güvenli olmadığını belirtmekte fayda var. İsrail, Gazze Şeridi’nin kuzeyin güneyine bağlayan başlıca caddeleri olan Selahaddin Caddesi, er-Reşid Caddesi ve el-Bahr Caddesi üzerinde yerinden edilen insanları hedef aldı. Yerinden edilen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere onlarca sivili öldürdü. Gazze Şeridi’nin güneyindeki ve orta kesimlerindeki bölgeler günün her saatinde bombalandı. Sivil kalabalıklar varmış ya da yokmuş fark etmeksizin evler, binalar, yollar ve dükkanlar hedef alındı.

Gazze sınırına doğru giden İsrail tankları

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki kara harekatı yoğunlaşırken, güneyde yerinden edilenlerin sayısı giderek arttı. Bazıları yollara, kaldırımlara, boş arazilere ve hatta deniz kıyısına çadır kurmaya başladı. Çadırların kurulduğu alanlar gün geçtikçe genişledi ve Refah şehrinin en güney sınırlarına, Gazze Şeridi ile Mısır’ı ayıran duvar boyunca uzadı. Gazzeliler buranın en güvenli bölge olduğunu düşünüyordu, ancak İsrail ordusu, altı aylık savaş boyunca her gün Gazze’de güvenli bir bölge olmadığını kanıtladı. Özellikle Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki eş-Şarkiyye bölgesinin yanı sıra Han Yunus şehrinin doğusuna, merkezine ve batısına yapılan saldırılardan sonra Mısır sınırındaki Refah şehrine yönelik kara harekatının devam etmesi tehdidiyle Gazze Şeridi’nde hiçbir yerin İsrail’in bombardımanlarından ve kara harekatından uzak olmadığı açıkça anlaşıldı.

BM: İsrail hava saldırılarında Gazze'de 260 binden fazla Filistinli yerinden oldu

İsrail ordusu Gazze’de daha fazla yere karadan girmeye ve Gazzelileri kaçmaya zorlamaya devam ederken, en zoru İsrail’de 96. Cadde olarak adlandırılan ve hem Gazze şehrini ortadan bölen hem de Gazze Şeridi’nin kuzeyini orta kesiminden ve güneyinden ayıran cadde ile Gazze Şeridi’nin ikiye bölünmesi süreciydi. Böylece yerinden edilen ve yeni ayrım hattını geçenleri geri dönmesi engellendi. İsrail ordusunun, elinde beyaz bayrak taşıyan bir sivil bile olsa geri dönmeyi düşünen kim olursa olsun hedef alıp öldürmesi, yerinden edilenlerin ruhundaki en büyük korku haline gelirken ‘İsrail onların evlerine ya da en azından evlerinin yıkıntıları arasına dönmelerine izin verecek mi yoksa Filistin’in diğer bölgelerini işgal ettiği 1948 yılında olduğu gibi Gazze Şeridi’nin bu tarafını süresiz olarak işgal etmeyi ve kontrol altına almayı mı planlıyor?’ sorusunu sormaya başlamalarına yol açtı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde saldırılara günde 4 saat ara verilmesi bekleniyor

Zorla yerinden edilenler, devam eden katliama ve yıkıma rağmen direnmeye çalışan, ancak uluslararası toplumun ve insan hakları örgütlerinin tüm uyarılarına rağmen İsrail’in insani yardımların kuzeye girişine izin vermemesi ve açlık nedeniyle ölümlerin başlaması, kuzeydeki insanların kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını kurtarmak için kendilerinden önce güneye gidenlerin izinden gitmek zorunda kalmalarıyla kuzeyden yerinden edilen insanlardan evleri ve mahalleleri hakkında haberler almaya başladılar. Daha önce yerinden edilenler, kuzeyde kalanlar gibi fotoğraflar ve videolar çekerek sosyal medyada yayınladılar.

“Son iki aydır dostlarımızla ve akrabalarımızla vedalaşıyoruz. Her gün onlarca kişi yurtdışına gidiyor.”

İsrail saldırılarında yerle bir olan yerlerin görüntülerini hafızalara kazımaya çalıştılarsa da İsrail ordusu insanların geri dönmek yerine başka bir yere gitmek olduklarını düşündürmek için bu yerleri değiştirmeye, geçmişi hem bu topraklardan hem de hafızalardan silmeye çalıştı.

Filistinlilere 'kontrol noktası' eziyeti - Son Dakika Haberleri

Altı ay boyunca onlarca akrabamı, arkadaşımı, komşumu ve bölge sakinlerinden tanıdıklarımı kaybettim. Kaybettiklerimizin büyük bir kısmı, İsrail ordusunun kurduğu kontrol noktaları ve yoğun bombardımanlar ve katliamlar nedeniyle yakınlarıyla vedalaşamadı. Aynı şekilde bizlerin de onlara karşı son görevini yapmasını ve onları defnetmemizi engelledi. Ancak son iki aydır dostlarımızla ve akrabalarımızla vedalaşıyoruz. Her gün onlarca kişi yurtdışına gidiyor. Her gün onlarcası özel şirketlere, Mısır’ın çeşitli yerlerine gidebilmek için isimlerini kaydettirmek üzere yüklü miktarda para ödeyip yurt dışına gidiyor. Bir birimizle bir kez daha görüşebilmek ümidiyle vedalaşıyoruz.

Geriye kalan bir umut varsa bunun boş bir umut olduğuna inanıyorum. İsrail savaşının devam etmesinin yanı sıra gelecekle ilgili tehditlerin ve uyarıların artması nedeniyle burada kalanlarımızın uzun süre hayatta kalabileceklerinin garantisi yok. Hayatta kalsalar bile, yurt dışına seyahat edenlerin özellikle İsrail ordusu Refah şehrine girip, Gazze’nin tek çıkış noktası olan Refah Sınır Kapısı’nın kontrolünü ele geçirirse Gazze Şeridi’ne dönebilecekleri kim garanti edebilir?

“Kamplardaki kadınların hayatları aynı şartları paylaşmaları nedeniyle birbirine benzerken ne çadırların içinde ne de dışında mahremiyetleri var.”

Aylardır devam eden çatışmalardan, bombardımanlardan yerinden edilmelerden ve çadırda yaşama geçişten sonra Gazzeliler uyurken ya da tuvalet ihtiyacını giderirken mahremiyetlerinin kaybolduğu bir hayata alışmış durumdalar. Artık tuvaletimizi yapmak ya da duş almak için sıra beklemek zorundayız. Sıraya girmek yerinden edilenlerin günlük rutini haline geldi. Her gün tuvalet için girilen kuyruğun yanı sıra yiyecek kuponu almak için, kişisel kullanım için bir şişe, içmek için bir şişe ve yemek pişirmek için bir şişe olmak üzere su doldurmak için un ya da bir somun ekmek almak için ve bağışçılardan ya da hayır kurumlarından sıcak yemek almak için kuyruğa giriyoruz.

Kadınların hayatları, günlerini bazı kuyruklarda geçirmeleri, yemek pişirmek için gaza erişilememesi ve fiyatlarının yüksek olması nedeniyle odun ateşi başında yemek pişirmeye çalışmaları, çadırlarını günde birkaç kez toz, toprak ve kumdan temizlemeleri ve gece gündüz namaz elbiseleri içinde olmaları nedeniyle birbirlerine benziyor. Bununla birlikte daha önce de belirttiğim gibi ne çadırların içinde ne de dışında mahremiyete ve özel alana sahipler.

Ben de yerinden edilenlerden daha iyi durumda değildim. Elektriğe ve internete erişebildiğim kadar sahada çalışmaya zorlanan, şehir şehir dolaşıp hastanelere sığınan yerinden edilmiş bir gazeteciyim. Yerinden edilenlerin kurduğu çadırlarda ve kamplarda kesintisiz elektrik ve internet yok. Sadece gündüzleri güneş enerjisinden elektrik elde etmeyi sağlayan bazı girişimler var. Bu yüzden artık ailemden uzağım. Savaşın başından beri gidip yanlarında uyuyamadı. Savaşlarda ne dinlenebilirsiniz ne de ara verilirsiniz. Çalışmak, hayattan geriye kalanları ve savaş aylarında kaybedilenleri yeniden kazanmak için bir gün evlerimize dönmek umuduyla zaman geçirdiğimiz bir araç haline geldi.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.

ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.