enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:11 Unutulan Büyük Türkçe Ustası: Refik Halit KARAY
06:55 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
06:52 Komisyonun Aşırı Siyasi Mücadeleye Alet Edilme Riski
00:27 Bakan Fidan, Hamas heyetiyle görüştü
00:17 “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulacak komisyonun ilk toplantı tarihi belli oldu
00:16 ‘Yazı Tura Tiyatro’ Ayvalık Turnesinde
00:01 Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012’den 30 Haziran 2025’e kadar yapılan 686 bin 484 bireysel başvurudan 573 bin 180’ini sonuçlandırdı.
23:16 İstanbul’da Türkiye-İtalya-Libya zirvesi
23:01 TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile parti genel başkanlarına “Terörsüz Türkiye” teşekkürü
22:53 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’de omuz omuza şükür namazı kılacağız
08:32 Güneydoğulu halıcılar, yılın ilk yarısında ihraç ettikleri 165 milyon 121 bin metrekare halıdan 873 milyon 321 bin dolar gelir sağladı.
08:02 POLSAM’ın “Bir Akademisyenin Ardından: Güney Ferhat Batı” adlı kitabı okuyucuyla buluştu
06:57 Dünya Dönüyor!
06:55 Şirketlerden N’aber!
06:53 Gazeteci İlhan KARAÇAY’ın Sosyal Medyada dolaşan ‘Erdoğan’ın Akıbeti’ üzerine yorumu…
06:52 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
00:54 Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) için Adana-Gaziantep Otoyol Bağlantı Yolu ve Misis Köprüsü yeniden projelendiriliyor
00:41 Bu fotoğraftaki sen misin ? Sahte Mesajlara Dikkat: Dolandırıcılık ve Virüs Tuzağından Korunma Rehberi
00:01 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Gabon Cumhurbaşkanı Brice Clotaire Oligui Nguema huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.
18:38 Nizip Ticaret Odası (NTO) Başkanı Öztürk: Coğrafi işaretli ürünler AB yolunda
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kamuda türban serbest bırakılınca dünya yıkılmadı

Kamuda türban serbest bırakılınca dünya yıkılmadı
22 Aralık 2024
24
A+
A-

Türkiye’de türbanlı kız öğrencilerin türbanlarıyla/başörtüleriyle üniversite eğitimi alabilmesi 1980’lerden 2010’ların ortalarına kadar Atatürkçülük ve laiklik adına büyük engellerle, yasaklarla karşılaştı. Daha önceki yıllarda hem okuyan kız öğrencilerin azlığı hem de türbanın çok yaygın olmaması sebebiyle münferit bir iki olay dışında çok sorun yaşanmamıştı. Ama 80’lerden itibaren ülkede şehirleşmenin de hızlanmasıyla türbanla/başörtüyle yükseköğrenim görme talebi arttı ve sorun ortaya çıktı. Bu talep karşısında bazı üniversiteler hoşgörülü davrandı, bazıları ise alabildiğine katı… 28 Şubat sürecinde ve sonrasında ise tüm üniversitelerde başörtüsü yasaklandı. 2010’ların ortalarına kadar 15 yıl hiçbir üniversitede izin verilmedi.  İstanbul Üniversitesi gibi bazı devlet üniversiteleri türbanlı kızlara türbanlarını açtırmak için ikna odaları kurdu.

Türkiye'de başörtüsü yasağı: Nasıl başladı, nasıl çözüldü? | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Bu dönemde türbanlı kızlar üniversite kapılarından geri çevrildi. Kampüse ve derslere bir şekilde girmiş olan türbanlı öğrenciler derslerden ve kampüslerden büyük bir suç işlemişler gibi yaka paça dışarı atıldılar. Türbanlarıyla okumak isteyen öğrenciler büyük mağduriyetler ve travmalar yaşadı. Aileleri de kızlarıyla birlikte bu mağduriyetleri derinden hissetti.

Türban yasağının, türban karşıtlığının dahası da vardı. Askerdeki çocuklarının, torunlarının ziyaretine giden, yemin törenine katılmak isteyen türbanlı/başörtülü anneler, nineler türbanları sebebiyle askeri birliklere, garnizonlara alınmadı. Oğlu, torunu vatan hizmeti yapan annelere, ninelere, sakallı babalara, dedelere de derin hayal kırıklıkları yaşatıldı.

İnançları gereği türban/başörtüsü taktıklarını söyleyen öğrencilere inanılmadı. “Siz türbanı siyasal İslam’ın simgesi olarak takıyorsunuz” dendi. Türbanlı öğrenciler, “O halde siz bize sizin gözünüzde simge olmayan, ama bizim de başımızı kapatmaya yarayan bir örtü belirleyin, onu kullanalım” dediler. Fakat türban karşıtlarına göre esas sorun türban değil, başın örtülmesi olduğu için bir çözüm öneremediler. Bu durum da türban karşıtlığındaki samimiyetsizliği iyot gibi açığa çıkardı.

Türban yasağının doğal uzantısı olarak yurt içinde veya yurt dışında bir şekilde eğitimini tamamlamış türbanlı kızların, kadınların öğretmenlik, hakimlik, avukatlık, akademisyenlik gibi bir kamu görevinde istihdam edilmeleri akıldan bile geçirilemezdi. Böyle bir şey dünyanın yıkılması anlamına gelirdi. Yasaklara muhatap olan kızlar, kadınlar ve aileleri gerçekten büyük mağduriyetler, acılar yaşadılar. Çok gözyaşı akıttılar.

Türk toplumunun büyük çoğunluğu türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını din ve vicdan özgürlüğünün, demokrasinin ve insan haklarının bir gereği olarak görüyor ve destekliyordu. Radikal cumhuriyetçi ve Atatürkçü bir azınlık ise türban serbestliğini tanımamakta direndi. 9 Şubat 2008 tarihinde türban yasağının kalkması için TBMM’de yapılan oylamada 518 milletvekilinden 411’i olumlu oy kullanmıştı. Hürriyet gazetesinin ertesi günkü tarihe geçen o ünlü manşeti “411 El Kaosa Kalktı” olmuştu. O günün muktedirleri (ordu ve yargı) meclis iradesine rağmen yasağın sürmesini istiyorlardı. Nitekim Anayasa Mahkemesi 5 Haziran 2008’de meclis iradesinin iptali yönünde karar verdi.

30 yıldan fazla süren bu durum 2013’te üniversite ve yüksek öğretim kurumlarında türban yasağı, siyasal iktidarın destek verdiği YÖK son buldu.Sonra bu karar başka adımlarla desteklendi ve herkesin ve her kurumun buna uyması sağlandı. Aynı yılın Ekim ayı başlarında meclisten geçen bir demokratikleşme paketi kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında türban serbestliği de yasalaştı.

Bu serbestlik dolayısıyla yer yerinden oynamadı. Dünya yıkılmadı. Yasak için öne sürülen hiçbir korku gerçekleşmedi. Üniversitelerde de kamu kurumlarında da başı açıklarla türbanlılar hiçbir sürtüşme yaşamadan büyük bir uyum içinde bir arada yaşamaya ve işlerini yapmaya devam ediyorlar. Bu, kılık kıyafet gibi konularda yasakların hiçbir zaman çözüm olmadığının, özgürlüğün ve uzlaşmanın önemli olduğunun da en güzel kanıtıydı.

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.