enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:34 Şirketlerden N’Aber!
10:25 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:02 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:35 Bolivya’da ‘Ekonomik Hal’
09:11 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:10 Devlet adamlığı, her istediğini yapabilme serbestliği değil; her yerde kendini sınırlayabilme iradesidir…
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:43 Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine Karşı Hak İhlalleri Devam Ediyor…
00:34 Otellerde kimlik fotokopisi dönemi bitti, turizmciler ulaştırma sistemlerini işaret etti
00:28 CHP Genel Başkanı Özgür Özel tartışmanın fitilini Brüksel’den ateşledi, AK Parti’den yanıt gecikmedi…
00:21 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
00:16 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirdi…
00:16 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:02 Yunan Genelkurmay Başkanı Floros’un Tarihi Olayların Değerlendirilmesindeki Entellektüel Yaklaşım Eksikliği
00:02 Gazeteciler Cemiyeti Mobil Basın Evi, Gaziantep Üniversitesi’ni ziyaret etti
00:02 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kültürel değerlerimizi evrensel bakışla harmanlayıp inşa etmeliyiz…
13:08 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
12:07 “Terörsüz Türkiye” süreci…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
00:59 Emine Erdoğan: Şeb-i Arus, sevgiyi merkeze alan bir irfan mirasıdır
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İsrail’in ‘Reset’ Stratejisi ve Washington’ın Tercihleri

İsrail’in ‘Reset’ Stratejisi ve Washington’ın Tercihleri
5 Ekim 2024
15
A+
A-

İran İsrail’e karşı gerçekleştirdiği füze saldırısıyla Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesinin cevapsız kalmayacağını göstermeye çalıştı. Aynı zamanda saldırının belli bir süreyle sınırlan-dırılması ve muhtemelen Amerikan tarafına da bildirilmiş olması, İran’ın tam bir savaştan kaçındığına işaret ediyor. Bir yandan İsrail’in bir süredir kışkırtmaya çalıştığı topyekûn savaştan uzak durmaya kararlı görünen İran, bir yandan da İsrail’in oluşturmaya çalıştığı tam hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya çalışıyor. İran’ın füze saldırısını nükleer altyapısını yok etmek için fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Washington’ı ikna etmekte zorlanıyor. BM kürsüsünden Ortadoğu’da ulaşamayacakları bir hedef olmadığı tehdidini savuran Netanyahu, hem Hizbullah hem de İran’a karşı şiddeti tırmandırma stratejisinden vazgeçmeyecek görünüyor.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

İran İsrail’e karşı gerçekleştirdiği füze saldırısıyla Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesinin cevapsız kalmayacağını göstermeye çalıştı. Aynı zamanda saldırının belli bir süreyle sınırlan-dırılması ve muhtemelen Amerikan tarafına da bildirilmiş olması, İran’ın tam bir savaştan kaçındığına işaret ediyor. Bir yandan İsrail’in bir süredir kışkırtmaya çalıştığı topyekûn savaştan uzak durmaya kararlı görünen İran, bir yandan da İsrail’in oluşturmaya çalıştığı tam hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya çalışıyor. İran’ın füze saldırısını nükleer altyapısını yok etmek için fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Washington’ı ikna etmekte zorlanıyor. BM kürsüsünden Ortadoğu’da ulaşamayacakları bir hedef olmadığı tehdidini savuran Netanyahu, hem Hizbullah hem de İran’a karşı şiddeti tırmandırma stratejisinden vazgeçmeyecek görünüyor.

Netanyahu Biden’ı Savaşa İkna Edemiyor

İsrail’in el yükselterek Washington’ı İran’a karşı askeri operasyona ikna çabası, en azından şimdilik başarılı olmadı. Başkan Biden’ın İsrail’in karşılık verme hakkı olduğu ancak cevabının ‘orantılı’ olması gerektiğini söylemesi, İran’ın saldırısını savaş ilanı değil Nasrallah operasyonuna cevap olarak gördüğünü gösteriyor. Biden’ın ayrıca İsrail’in İran’ın nükleer tesislere saldırmasına destek vermediğini açıklaması, Amerikan tarafının son iki gündeki İsrail’in yoğun lobisine rağmen İran’la savaşmak istemediğini gösteriyor. İran’ın Nisan ayındaki saldırısına benzer biçimde son füze saldırısını sınırlı tutması, Biden’ın Netanyahu’ya İsrail’in cevabının da sınırlı olması gerektiğini söylemesini sağlamış anlaşılan. Ancak Netanyahu’nun son bir yıl içinde Biden’ın çizdiği kırmızı çizgileri ihlal ettiği hatırlandığında İran’a cevabının orantısız olma riskinin az olmadığı söylenebilir.

Biden yönetiminin 7 Ekim’den beri İsrail’e verdiği şartsız desteğin sonuçlarını kontrol etmekte zorlandığını görüyoruz. Biden Gazze’nin yaşanmaz hale getirilmesinin ürettiği siyasi maliyeti yönetemeyerek Netanyahu’nun etnik temizlik stratejisine teslim oldu. İsrail’in Refah’a girmesini kırmızı çizgi ilan eden Biden, bunun ihlaline de göz yumdu. Bir yıldır savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmediği ve Gazze’yle sınırlı kaldığı sürece kabul edilebilir olduğu mesajını veren Biden yönetimi, şimdilerde İsrail’in savaşı Lübnan’a doğru genişletmesine razı görünüyor. Nasrallah suikastını hayırlı bir iş olarak niteleyen Washington, bu sefer İran’la savaşın sınırlarını çizmeye çalışıyor.

İsrail’in 7 Ekim saldırılarını tarihi bir fırsata çevirerek İsrail’in Ortadoğu’da tam hareket özgürlüğünü tesis etmeye çalışmasını seyreden bir Amerikan yönetimi var karşımızda. Biden yönetimi Çin’e ve Rusya’ya odaklanarak Ortadoğu’dan çekilmeyi hedeflediğini söylemişti ancak İsrail’e karşı güvenlik garantilerinden vazgeçmedi. İsrail’in güvenliğinin tehlikeye girdiği görüntüsü oluştuğu anda hemen bölgeye geri dönmek zorunda kalan Biden yönetimi, İsrail’in stratejisinin bir sonucu olan İran’ın füze saldırısını nötralize etmekle iştigal etti. Kendi önceliklerini Rusya ve Çin olarak belirlemesine rağmen İsrail’in Filistin’i işgalinin sonuçları yüzünden bölgeye geri dönmek sorunda kaldı. Diğer bir deyişle, Amerika Ortadoğu’ya kendi stratejisi gerektirdiği için değil, İsrail’in bölgesel savaş stratejisinin peşine takıldığı için geri dönüyor.

Reset Stratejisi

İsrail’in bölgesel dengelere reset atma girişiminin Amerika tarafından engellenmediği gibi İran tarafından durdurulmasının pek mümkün olmadığı görülüyor. Haniye ve Nasrallah operasyonları İran ve Hizbullah cephesinde derin istihbarat ve güvenlik zaafları olduğunu gösterdi. Hizbullah’ın Lübnan’da İsrail’e ağır kayıp verdirme kapasitesi hâlâ var. İran’ın füzelerinin hatırı sayılır bir kısmının da İsrail’e ulaşabildiğini gördük. Ancak Amerikan askeri koruması ve desteğinin İsrail lehine net bir üstünlük sağladığı açık. Biden yönetimi bir yandan İsrail’in stratejisinin sınırlarını belirlemekte zorlanıyor ancak bir yandan da İsrail’e saldırıları engellemeye kararlı. Bu durumda İran’ın İsrail stratejisini boşa çıkarması ve bölgesel dengeyi 7 Ekim öncesine döndürmesi mümkün görünmüyor.

Amerikan başkanlık seçimlerine kadarki dönemi kritik bir fırsat aralığı olarak değerlendiren Netanyahu hükümeti, Washington’ı İran’ın nükleer programına karşı saldırıya ikna etmeye çalışıyor. Ancak seçimlere bir ay kala değil Biden yönetimi herhangi bir Amerikan yönetimi İran’la savaşa girmek istemeyecektir. Son bir yıldır İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren Biden savaş senaryosuna direniyor. Seçim sonrasında Trump gelirse Netanyahu her istediğini alabilir ancak onun da savaş istemediği ve İran’la anlaşmayı tercih ettiği biliniyor. Muhtemel bir Harris yönetimi de nükleer anlaşma arayışında olacaktır. Netanyahu 20 senedir Amerika’yı İran’la savaşa ikna edemedi ancak sürekli el yükselterek bu çatışmayı tetikleme noktasına getirmeyi başardı. Washington İsrail’in İran’la arasındaki bölgesel dengeyi değiştirme çabalarına kerhen de olsa destek veriyor ancak nükleer meseledeki statükoyu değiştirmesine kolay kolay izin vermeyecektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.