enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:57 MEB’den asılsız LGS iddialarına ilişkin suç duyurusu
00:34 KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan “Terörsüz Türkiye” Vurgusu: Bölgeye Huzur Getirecek
00:24 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), ‘Terörsüz Türkiye’ için umut veren gelişmeleri önemsiyoruz
00:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye kazandı, milletim kazandı
00:08 Eski tip sürücü belgesi kullanan 3 milyon 211 bin 157 kişi ay sonuna kadar ehliyetlerini yenilemezse, belgeleri geçersiz sayılacak.
18:57 Emine Erdoğan’dan ‘Terörsüz Türkiye’ mesajı
11:47 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor”
11:02 Cups & Clouds Ortaköy’de Basın Lansmanı: Kahve Tutkusu Boğaz’la Buluştu
09:46 TUDPAM’dan Orta Doğu’ya Derinlikli Bakış: Dış Bakış Dergisi Haziran 2025 Sayısı Yayımlandı
06:36 AK Parti’nin Kızılcahamam kampı başladı
00:48 ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinde sahada ilk somut adım atıldı. Irak’ın Süleymaniye kentinde Terör örgütü PKK’ya bağlı ilk grup silah bıraktı
00:48 Hafta içi yaşanan Ankara Gündemi!
00:44 Leman dergisinin yazı işleri müdürü Aslan Özdemir, yurt dışından Türkiye’ye girişinde İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı.
00:36 İletişim Başkanı Burhanettin Duran, “Türkiye, terörsüz yarınlarda daha güçlü olacak”
00:25 TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Van Milletvekili Buldan’dan, terör örgütü PKK’yla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti…
00:11 “Katilin Yol Haritası Değil, Milletin İradesi Geçerlidir!”
00:09 Adalet Bakanı Tunç, terör örgütü PKK’ya ilişkin, “Silah bırakma sürecinin izlenmesiyle ilgili devletin kurumları konuyu hassasiyetle takip ediyor.”
00:08 Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile telefonda “Terörsüz Türkiye” sürecini görüştü
00:03 Özgür Özel kimin tetikçiliğini yapıyor?
10:29 Hollanda tarihinde bir ilk: Cengiz SAHAN, Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri Başkomutanlık koltuğuna oturdu 
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İran-İsrail Çatışması: Şimdi Ne Olacak?

İran-İsrail Çatışması: Şimdi Ne Olacak?
9 Kasım 2024
21
A+
A-

* Şüphesiz ki İsrail’in saldırının kapsamını ve yoğunluğunu sınırlı tutmasının bir mantığı var. ABD’nin diplomatik baskıları burada rol oynamış gibi görünüyor.

* ABD’li yetkililer, İsrail’e bölgesel savaşı tetikleyecek bir saldırıda bulunmaması yönünde aylardır telkinlerde bulunuyorlar.

Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir Mustafa CANER | Research Fellow | Doctor of Philosophy | Sakarya University, Adapazarı | Middle East Institute | Research profiledüşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfın yan yayın kuruluş aylık Kriter Dergisi’nin Yayın Koordinatörü Mustafa CANER, “İran-İsrail Çatışması: Şimdi Ne Olacak?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Mustafa CANER yazısında, 7 Ekim sonrası sürecin ana aktörlerinin İsrail ve Filistin olsa da sürecin aslında İran-İsrail arasında yıllardır devam eden örtülü ve dolaylı çatışmanın dinamiklerini değiştirdiğine dikkat çekti.

İki aktörü de doğrudan birbirine saldıracak şekilde karşı karşıya getirdiğinin altını çizen CANER, “Üstelik bu karşılaşmanın bölgesel bir savaşı tetiklemesini istemeyen üçüncül tarafların da diplomatik vasıtalarla ve sair önlemlerle müdahil olmalarına yol açtı. Böyle bir senaryo başta ABD olmak üzere Türkiye de dahil pek çok aktörün arzu etmediği bir ihtimal. Ancak ABD, İsrail üzerindeki baskı dozunu artırmazsa, bu ihtimalin gerçekleşmesini önleyecek bir engel ortada görünmüyor” dedi.

Mustafa CANER, son 1 yıldır Filistinlilere soykırım uygulayan İsrail’in, Hamas, Hizbullah ve Ensarullah ile eşitlediği İran’ın kıdemli askeri figürlerine de suikastlar düzenlediğini belirterek, İran’ın Şam’daki elçilik binası da dahil Suriye’deki İran ile ilişkili hedefleri vurduğunu ve ayrıca Haniye’yi Tahran’da hedef alırken Hizbullah lideri Nasrallah’ı da Lübnan’da öldürdüğünü hatırlattı.

CANER, Buna karşılık İran’ın, Nisan ve Ekim aylarında düzenlediği doğrudan füze ve drone saldırılarıyla İsrail’i vurduğunu, ikinci saldırının da dozu ilkinden yüksektiğini ve İsrail’in de 26 Ekim’de resmen tarihinde ilk kez İran’ı füzelerle hedef aldığını aktardı.

İsrail Saldırısının Politik Mesajı

Saldırının yapılış şekli ve kapsamının, bir siyasi iletişim biçimi olarak öne çıktığını ifade eden Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa CANER, şunları söyledi:

“Beklenenin aksine İsrail, petrol rafinerilerini ya da nükleer tesisleri hedef almadı. Eğer o çapta bir saldırı gerçekleşseydi İran’ın anında ve şiddetli bir misillemesi söz konusu olabilirdi. Böylece ABD de İsrail saflarında savaşa dahil olabilir ve bir kıyamet senaryosu hayata geçebilirdi. Ancak İsrail yalnızca 3 vilayetteki (Tahran, İlam ve Huzistan) askeri hedefleri vurdu. Öyle ki İranlı yetkililer ilk yaptıkları açıklamalarda saldırıyı etkisi bakımından tahfif ettiler. Hamaney, “saldırı ne büyütülmeli ne de küçük görülmeli” şeklinde bir açıklama yaparak İran’ın bir cevap verecekse bile acele etmeyeceğinin sinyallerini verdi.

Şüphesiz ki İsrail’in saldırının kapsamını ve yoğunluğunu sınırlı tutmasının bir mantığı var. ABD’nin diplomatik baskıları burada rol oynamış gibi görünüyor. ABD’li yetkililer, İsrail’e bölgesel savaşı tetikleyecek bir saldırıda bulunmaması yönünde aylardır telkinlerde bulunuyorlar. Saldırıdan hemen sonra da ABD’liler bu saldırıda yer almadıklarını açıklayarak İran’ın muhtemel bir misillemesinin hedefi olmak istemediklerini ve bu türden savaşı yayacak ihtimallere kapı aralamak istemediklerini gösterdiler”.

Mustafa CANER, İsrail’in saldırıyı sınırlı tutmasındaki ikinci sebebin ise, “belki beş sene önce olsa İsrail-İran çatışmasında İran’ın karşısında konumlanacak aktörlerin, İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi’nin pek çok ülkeyi kapsayan Ortadoğu ziyaretlerinde ortaya çıktığı üzere İsrail’in karşısında konumlanmalarıydı” dedi.

İranlı Bakan Irakçi, ziyaret ettiği ülkelerdeki siyasi yetkililere, olası bir İsrail saldırısı durumunda hava ve kara sahalarını kullandırtmamalarını ve İran’a karşı İsrail’in yanında yer almamaları konusunda taleplerini ilettiğini dile getiren CANER, İsrail’in bölgedeki aktörlerin desteğini sağlayamayacak olmasının da onu İran’a karşı sert bir müdahalede bulunmaktan alıkoymuşa benzediğine vurgu yaptı.

Bölgede hiçbir aktörün, İran-İsrail savaşı gibi bir senaryodan yana olmadığına dikkat çeken Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa CANER, şöyle devam etti:

“İsrail’in saldırısını kınayan Ortadoğu ülkeleri arasında Suudi Arabistan, saldırıyı ilk kınayan ülkelerden biri olarak öne çıktı. Şüphesiz bu sürpriz bir gelişmeydi zira geleneksel olarak İran ve Suudi Arabistan arasında ciddi bir rekabet ve dolaylı çatışma söz konusuydu ve İsrail de sürekli bu durumu fırsat bilerek kendi siyasi pozisyonunu güçlendiriyordu. Ancak 2023 Mart’ındaki normalleşme anlaşmasından bu yana Riyad-Tahran hattında beklenmedik gelişmeler kendini gösterdi. Dış politikada partnerlerini ve kaynaklarını çoğaltmak isteyen Suudi Arabistan, İran ile yeni bir ilişki biçimi inşa ediyor. ABD ve İsrail’in geleneksel Ortadoğu siyasetini işlevsiz hale getiren bir yeni dinamik bu. Zira bu ülkeler İran yayılmacılığı endişelerini besleyerek Suudi Arabistan’a silah satıyorlar ve Suudi siyasetini etkiliyorlardı. Ancak artık bu formül işlemiyor gibi. Kızıldeniz’de İran-Suudi Arabistan ortak askeri tatbikatının konuşulması ise Ortadoğu’nun yepyeni bir jeopolitiğine gebe olduğunun habercisi”.

Bir Sonraki Adımda Ne Olacak?

İsrail’in saldırısının ardından gözlerin İran’a çevrildiğini ve nasıl bir misillemede bulunacağının konuşulmaya başlandığını açıklayan  Mustafa CANER, “Hatta bu saldırının misilleme gerektirmeyecek seviyede bir saldırı olduğunu söyleyenler bile oldu. Açıkçası ben öyle düşünmüyorum. İsrail saldırısının yol açtığı askeri hasarı bilmemize, medya sansürü sebebiyle imkan yok. Aynı durum İran’ın İsrail’e 1 Ekim’de düzenlediği saldırı için de geçerli. Ancak bu son saldırıda 4 İran askerinin hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu işin askeri kayıp boyutu” bulunduğunu ifade etti.

Diğer taraftan İran-Irak Savaşı’ndan bu yana ilk kez İran topraklarının yabancı bir devlet tarafından doğrudan hedef alındığını belirten Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa CANER, “İran’ın başkenti bombalandı. Bu duruma tepki göstermemek, hava ve kara egemenliğinin çiğnenmesine göz yummak, hiçbir devletin kaldırabileceği bir yük değil. Devletler, güçleri oranında egemenliklerinin çiğnenmesini normalleştirmeme adına böylesine tecavüzlere yanıtlar verirler. İran da şüphesiz bir yanıt verecek. Bu yanıtın kapsamının ne olacağı ve İsrail’i başka bir saldırı için tetikleyip tetiklemeyeceği asıl soru. Elbette 4 Kasım ABD Başkanlık Seçimlerinin sonucu da İsrail’in eylemlerinde belirleyici olacak. Bekleyip göreceğiz” şeklinde kaydetti.

***

Yazar hakkında

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) bünyesinde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışan Mustafa Caner, SETA’da Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü ve dış politika araştırmacısı olarak görev yapmaktadır. Çalışma alanları İran siyaseti, Türkiye-İran ilişkileri ve Türkiye-Ortadoğu ilişkileri üzerine yoğunlaşmaktadır. Lisans ve yüksek lisans öğrenimlerini Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde tamamlayan Caner, doktora derecesini Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Ortadoğu Çalışmaları programından almıştır. 2017-2018 yılları arasında Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsünde müdür yardımcılığı yapmıştır. Sakarya Üniversitesi’nde Türkiye-Ortadoğu ilişkileri, Türk dış politikası ve siyaset bilimi dersleri vermektedir. Ortadoğu siyasetiyle ilgili birçok kongre, konferans ve sempozyuma katılımı, ulusal ve uluslararası bilimsel dergi ve kitaplarda birçok yayını, yerli ve yabancı yayın organlarında yayınlanan analizleri bulunmaktadır.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.