enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
15:25 Fransız sinema efsanesi Brigitte Bardot 91 yaşında hayatını kaybetti
08:45 İsrail, Yunanistan ve GKRY, yaptıkları üçlü zirvenin ardından yayınladıkları ortak bildiri…
00:55 Arabuluculuk 2026 yılı ücretleri belli oldu
00:53 Bilirkişilere ödenecek ücretler belli oldu
00:51 İletişim Başkanı Duran, Hatay’daki Toplu Açılış Töreni’ne ilişkin paylaşımda bulundu…
00:49 “Dünya Azerbaycanlılarının Hemreylik Günü” Sempozyumu İstanbul’da gerçekleştirildi
00:40 Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli şair Mehmet Akif Ersoy’u andı
00:38 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Deprem turistleri gitti, biz buradayız sizlerle beraberiz
00:24 Akif’in Mirası: Bir Milletin vicdanı…
00:20 MHP Genel Başkanı Bahçeli Hatay’da, 455 Bininci Afet Konutu Kura Çekimi, Anahtar Teslimi ve Toplu Açılış Töreni’nde konuştu…
00:18 TBMM’ye ilerleyen günlerde fahiş site aidatlarıyla ilgili yasal düzenlemeye gidilecek…
00:13 Bakan Şimşek: Enflasyon beklentilerindeki iyileşme dezenflasyon sürecini destekleyecek
00:12 Gazze İçin Yeniden Yapılanma Vizyonu
00:05 Tebligat Kanunu’nda değişiklik TBMM’ne sunulacak…
00:49 MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ile düzenlediği ortak operasyonda DEAŞ’lı teröristi Malatya’da yakaladı.
00:41 İletişim Başkanı Duran, Suriye’deki terör saldırısını kınadı
00:32 MİT’ten siber casusluk operasyonu: 4 şüpheli gözaltına alındı
00:31 TOKİ Sosyal Konut Projesi’ne Diyanet’ten “Caiz” Fetvası: Vatandaşın Şüphesi Giderildi!
00:30 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet, Avrupalı Türkleri hedef almaktan utanmıyor”
00:17 Bugün Cumhurbaşkanın katılımıyla 455 bininci konutun anahtarları hak sahibi vatandaşlara verilecek…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!

Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!
13 Kasım 2025
16
A+
A-

* Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Harvard Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalarda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadın sufilerin manevi, kültürel ve toplumsal rollerini mercek altına aldı.

* Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin tarih boyunca “toplumun manevi dokusunu örerken satır aralarında kalmış kahramanlar” olduklarını söyledi.

* ABD’deki Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezinde doktora sonrası araştırmalarını sürdüren Dr. Yalçınkaya, Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet döneminde yaşamış kadın sufilerin “gelenek ile modernlik arasında köprü kuran öncü şahsiyetler” olduğunu vurguladı.

* İşte detayı

Öne çıkan konu başlıkları:

-“Kadınlar geri plandaydı” algısı bir yanılgı

-Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

-Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

-Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

-Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

-Kadın sufiler “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptı

* İşte detayı!…

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

* İşte detayları!…

UHA/ İnternational News Agency

İnsanlık yeniden tarif edilecek! Harvard Üniversitesi'nde çalışmalarını yürüten Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya anlattı… - iskenderun

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi 

WASHİNGTON (Cambridge), 13 KASIM 2025 – Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Harvard Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalarda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadın sufilerin manevi, kültürel ve toplumsal rollerini mercek altına aldı.

ABD’deki Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezinde doktora sonrası araştırmalarını sürdüren Dr. Yalçınkaya, Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet döneminde yaşamış Hatice Cenan Sultan, Semiha Cemal Hanım, Samiha Ayverdi, Safiye Erol, Meşkure Sargut ve Sofi Huri gibi isimlerin “gelenek ile modernlik arasında köprü kuran öncü şahsiyetler” olduğunu vurguladı.

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, “Bu kadınlar, resmi unvanlardan ziyade manevi rehberlikleriyle toplumsal birlik ve empatiyi güçlendirdiler. Onlar hep oradaydılar; gönül erleri yetiştiren gönül anneleri, kültürümüzün isimsiz mimarları oldular.” dedi.

“Kadınlar geri plandaydı” algısı bir yanılgı

Tasavvuf geleneğinde kadınların genellikle geri planda kaldığı yönündeki yaygın algıyı değerlendiren Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin tarihsel olarak tasavvufun görünmez mimarları olduğunu ifade etti.

Dr. Yalçınkaya, “Tarihsel olarak baktığımızda kadın sufiler, tasavvuf geleneğinin görünmez mimarları gibidir. İlk İslam asırlarından itibaren kadınlar tasavvuf yolunda varlık göstermiş, ancak isimleri çoğu zaman kayda geçmemiştir.” dedi.

8. yüzyılda yaşamış Rabia el-Adeviyye’nin, “kadınların da en yüksek manevi mertebelere ulaşabileceğini kanıtladığını” dile getiren Dr. Yalçınkaya, Osmanlı döneminde ise kadınların rolünün çoğunlukla tekke ve dergahların “gönül mutfağını işletmek şeklinde” olduğunu belirtti.

Osmanlı’nın son dönemine damga vuran Ken’an Rifai Hazretleri’nin annesi Hatice Cenan Sultan’ın rolüne dikkat çeken Dr. Yalçınkaya, Hatice Cenan Hanım’ın oğluna olan nasihatini aktararak, bir kadın sufinin toplumsal birlik ve empatiyi nasıl yücelttiğini söyledi.

Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin rolünün resmi unvanlardan ziyade manevi rehberlikte gizli olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla ‘kadınlar geri plandaydı’ algısı, tarihin satır aralarını okumadığımızda ortaya çıkan bir yanılgı. Aslında onlar hep oradaydı; gönül erleri yetiştiren gönül anneleri, kültürümüzün isimsiz mimarları oldular.” diye konuştu.

Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

Modern dünyanın karmaşasında yön arayan kadınlar için tarihsel kadın sufilerin yaşam öykülerinin birer yol haritası niteliğinde olduğunu belirten Dr. Yalçınkaya, onların ortak paydasının “irade, sabır ve sevgiyle kendi nefislerini aşarak topluma ışık saçmaları” olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet’in ilk kadın felsefecilerinden Semiha Cemal Hanım’ın hayatını, “akılla kalbin, bilimle maneviyatın buluşmasına örnek” olarak gösteren Dr. Yalçınkaya, onun felsefe eğitimi almasının tasavvuf yolunda engel değil, aksine bir donanım olduğunu, Semiha Cemal’in azminin, “ilim ve irfan birlikte olabilir” mesajını genç kadınlara ulaştırdığını söyledi.

Samiha Ayverdi’nin, romanlarıyla tasavvufun sevgi ve olgunlaşma prensiplerini geniş kitlelere taşırken; Safiye Erol’un ise “bir kadının hem entelektüel hem de manevî olabileceğini” göstermesiyle dikkat çektiğini anlatan Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, “Meşkûre Sargut Hanım ise adanmışlığı ve hizmet anlayışıyla modern kadına sabır, sevgi ve sadakat dersi veriyor. Sofi Huri ise farklı bir kültürden gelip tasavvufun enginliğinde hakikati bulan evrensel bir örnek olarak sevginin sınır tanımadığını hatırlatıyor.” ifadesinde bulundu.

Günümüz tasavvuf çevrelerinde Cemalnur Sargut’un annesi olarak bilinen Meşkûre Sargut Hanımefendi’nin yaşamını “tam bir adanmışlık destanı” olarak nitelendiren Dr. Yalçınkaya, onun hikayesinin modern kadınlar için sabır, sadakat ve hizmetin sembolü olduğunu kaydetti.

Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

Modern dünyadaki ruhsal doyumsuzluk ve aidiyet eksikliğine karşı kadın sufilerin birer “kutup yıldızı gibi yolumuzu aydınlattığını” ifade eden Dr. Yalçınkaya, bu figürlerin maneviyatın günlük hayatla bütünleşebileceğinin kanıtları olduğunu söyledi.

Samiha Ayverdi’nin kadının toplumsal uyumdaki rolünü tanımlayan sözlerini hatırlatan Dr. Yalçınkaya, Ayverdi’ye göre kadının, “cemiyet ahenginin ipuçlarını elinde tutan ve aile kavramını petekleyip dolduran sırlı kuvvet” olduğunu belirtti.

“Toplumsal birliktelik ve empati, maneviyat arayışındaki herkese iyi gelecektir”

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, kadın sufilerin, özellikle 1966’da Samiha Ayverdi’nin öncülüğünde kurulan Türk Kadınları Kültür Derneği (TÜRKKAD) gibi sivil toplum faaliyetleri aracılığıyla “geleneksel maneviyatı modern toplum formuna adapte ettiklerini” ve bunun günümüzde STK’larda kadınların üstlenebileceği rol için yol gösterici olduğunu ifade etti.

Kadın sufiler “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptı

Harvard Divinity School’a sunduğu araştırma önerisinin temelinde, kadın sufilerin Cumhuriyet döneminde manevi geleneğin devamında üstlendiği “arka plandaki misyonun” yattığını belirten Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptığını dile getirdi.

Bu çalışmaların toplumsal hafızaya kazandırılmasıyla oluşacak etkiye değinen Dr. Yalçınkaya, şunları kaydetti:

Cumhuriyet döneminde tekkelerin resmen kapalı olduğu zaman diliminde, manevi geleneğin sönmeyen ışığı kadınlar sayesinde devam etti… Kadınlar bu geleneğin öznesi, aktörü, kurucusu, hamisi olagelmiş.

Sofi Huri gibi evrensel örneklerin İslam tasavvufunun kapsayıcılığını göstermesi açısından kritik olduğunu vurgulayan Dr. Yalçınkaya, yabancı meslektaşlarının bu hikayelere hayran kaldığını ve böylece “kültürel diplomasi” diyebileceği bir faydanın ortaya çıktığını belirtti.

Dr. Yalçınkaya, sözlerini bu kadın sufilerin hayatlarından öğrenilecek daha çok şeyimiz olduğunu dile getirerek, şöyle noktaladı:

Bu kadın sufilerin hayatlarından öğrenecek daha çok şeyimiz var. Onları okudukça, anlattıkça hem kendimiz manevi olarak besleniyoruz hem de toplumumuza ilham olacak değerler kazandırıyoruz.

***

Kısa Özgeçmiş

Arzu Eylül Yalçınkaya, İstanbul Üniversitesi’nde “Ken’ân Rifâî’nin Mesnevî Sohbetleri” adlı yüksek lisans tezini tamamlamasının ardından (2012), Harvard Üniversitesi Extention School Dini Etütler Bölümünde ikinci master programına başladı (2013). Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nün kuruluşu itibariyle (2015) halen sürdürmekte olduğu öğretim elemanlığı görevine atandı. Bu sırada, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde başladığı doktorasını Abdullah Kartal ve Harvard Universitesi Tarih bölümünden Cemal Kafadar’ın ortak danışmanlığıyla 2020 yılında tamamladı. Başlıca araştırma dilleri Arapça, İngilizce ve Farsça’dır. 2022-23 Akademik yılında Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde ziyaretçi araştırmacı olarak görevlendirilen Yalçınkaya, “The Role of Sufi Thought as the Bridge between the Late Ottoman Empire and Early Republican Turkey: Attitudes of Sufi Intellectuals during the Transitional Period” [Geç Osmanlı İmparatorluğu ile Erken Cumhuriyet Türkiyesi Arasında Bir Köprü Olarak Tasavvuf Düşüncesinin Rolü: Sufi Entelektüellerin Geçiş Dönemindeki Tutumları] başlıklı projesi üzerinde çalışmaktadır. Akademik çalışmalarından bazıları şu şekilde sıralanabilir: “Ahmed er-Rifâî’nin Tasavvuf Anlayışının Anahtar Kavramları: Tevâzu, Meskenet, Züll, İnkisâr, Acz, Fakr”; “Son Dönem Osmanlı Şeyhlerinden Kenân Rifâî: Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran 2020, “İlk Dönem Tasavvuf Klasiklerinde Zühd Kavramı Üzerine”, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran 2020. Yurt içi ve yurt dışında sempozyumlara katılan Yalçınkaya, çeşitli kültür merkezlerinde halkı bilgilendirme amaçlı konferans ve seminerler vermektedir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.