enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:42 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:10 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:44 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
06:15 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
04:25 “KOBİ’lerin maliyet yükünü hafifletecek önemli bir adım”
00:59 Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 32. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
00:52 Türkiye genelinde satılan gayrimenkul sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde yüzde 7,6 artış oldu…
00:52 Elektrikli Araç,TOGG
00:45 NATO, Ukrayna için 5 milyar dolarlık silah yardımı hedefine yaklaşıyor…
00:44 Beş soruda Barzani’nin Cizre’ye ziyaret krizi…
00:44 Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı…
00:43 Almanya’nın İsrail yapımı yeni savunma kalkanı: Arrow 3…
00:31 Fatma Deniz: Alman üniversitesine Türk rektör…
00:30 Kıbrıs konusunda Türk tarafına baskı mı var?
00:29 İspanya ve Hollanda, ‘İsrail’ nedeniyle Eurovision’dan çekildi…
00:25 TBMM Başkanı Kurtulmuş, 19. toplantının açılışında yaptığı konuştu…
00:18  İrlanda’nın medya otoritesinden TikTok ve LinkedIn’e soruşturma…
00:06 AB’nin en üst düzey generali: Avrupa’nın drone stratejisinde yeniden yapılanmaya ihtiyacı var…
22:21 Elektronik müzik dünyasının yeni yükselen ikilisi Mass Cust…
16:24 “Kefeni cebinde” madenciler 4 Aralık’ta neyi hatırlıyor?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

‘Erken, Hemen, Derhal’ Seçim Söylemi

‘Erken, Hemen, Derhal’ Seçim Söylemi
14 Aralık 2021
1.645
A+
A-

 

Sürekli erken seçim istemenin ilk zararı tüm Türkiye’ye. Cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği siyasi istikrarı zayıflatma arayışındaki bu çağrı, ülkeye yatırım yapılmasının ertelenmesi mesajı vermektedir.

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Muhalefetin 2019 yerel seçimlerinden sonra çok sık tekrarladığı bir ezber var.

“Ülke yönetilemiyor, erken seçime gidelim.”

CHP, İP ve onlarla birlikte hareket eden küçük partilerin genel başkanları son günlerde yeniden vaktinden önce seçime gitmekten bahsediyor.

Cumhur İttifakı’nın iki partisi ısrarla Cumhurbaşkanlığı sisteminin gereği olarak seçimin zamanında, Haziran 2023’te yapılacağını söylese de CHP ve birlikte hareket eden partilerin erken seçim söylemi hız kesmiyor.
Seçimlere 18 ay kaldığına göre giderek bu söylemin daha da güçleneceği anlaşılıyor.

Hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Mersin mitingiyle hayat pahalılığını gündem yapıp sahaya inerek erken seçim baskısı oluşturmak istiyor.

Diğer partilerin de CHP’yi izlemesi şaşırtıcı olmaz. Demokratik toplumlarda erken seçim istenmesi anlaşılabilir ise de son iki yılda CHP’nin abartılı seçim söyleminin önemli olumsuz etkileri oldu.

Öncelikle 6 partiyi bir arada tutan iki tutkaldan birisinin erken seçim isteği olduğunu biliyoruz.

Diğeri de malum güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş önerisi.

Bunlara artık bence etkisini yitirmiş Erdoğan karşıtlığını da ekleyebiliriz.

İki Büyük Zarar

Sürekli erken seçim istemenin ilk zararı tüm Türkiye’ye. Cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği siyasi istikrarı zayıflatma arayışındaki bu çağrı, ülkeye yatırım yapılmasının ertelenmesi mesajı vermektedir.

Gerçi Kılıçdaroğlu, ülkeye yatırım yapacakları tehdit etmede öylesine kendisini aştı ki erken seçim söyleminin bahsettiğim zararını bile gölgede bırakmış olabilir.

İkinci zararı ise muhalefete.

Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı konusunu sıklıkla gündem yapmak muhalefet cephesindeki siyasi programsızlığın üstünü örtüyor.

İktidarın yıpratılması muhalefetin iktidar alternatifi olduğu anlamına gelmiyor. Bunu gören muhalif araştırmacılar Millet İttifakı’na toplumun tüm kesimlerine hitap edecek bir siyasi vizyon oluşturma zorunluluğunu hatırlatıyorlar.

İktidar karşısındaki “kuvvetli bir dayanışma gerektirecek ittifak” ihtiyacına işaret ediyorlar.

Elbette seçime az zaman kala açıklanacağı açık olan cumhurbaşkanı adayını bugünden bu kadar yoğun tartışmak aslında siyasetsizlik göstergesi.

Muhalefetin Türkiye’nin ekonomiden güvenlik ve dış politikaya kadar kritik konularında proje önerisi olmaması ise yapısal bir durum.

Aday odaklılık, programsızlık ve “popülizm” kaçınılmaz görünüyor.

Zira 6 parçalı muhalefetin AK Parti’nin henüz dönüştüremediği alanlara reform önerisinde bulunması, yani Kürt meselesi dahil kritik konularda ortak politikalarda birleşmesi neredeyse imkânsız.

Bir araya gelemeyen İP ve HDP’nin hangi kritik konuda anlaşmasını bekliyoruz.

CHP ve HDP’nin bile güvenlik, dış politika ve Kürt meselesinde uzlaşması mümkün değil.

Bırakın politikaları, parlamenter sisteme geçiş dönemine dair bir uzlaşma bile ufukta görünmüyor.

Muhalefet erken seçim söylemi ile gündem oluşturabiliyor ancak kendi politikasızlığını da bu sayede geçiştiriyor.

Bir tür kendi kendini uyuşturma hali.

Seferberlik İhtiyacı

İktidarın hayat pahalılığı ile mücadele ve gelir dağılımında başarılı olması durumunda muhalefetin mitinglerinin etkisiz olacağı açık.

Son yirmi yılda AK Parti’ye en az bir oy vermiş yüzde 70’lik seçmen kitlesi var.

Muhalefetin iktidar alternatifi olamadığını gören seçmenin yaklaşımı AK Parti’nin toparladığını düşündüğü anda daha farklı olacaktır.

AK Parti ile seçmeni arasında “sadece dindarlık ve kaygıların” kaldığını söyleyenler “bu defa Erdoğan kaybedecek” dedikleri her seferinde neden yanıldıklarını hatırlasınlar. Hızla dönüşen Türkiye sosyolojisine 2023 sonrası için umut verme konusunda hâlâ iktidar muhalefetten önde.

Yeni ekonomik hamleye eşlik edecek bir yenilenme çabasına ve toparlanma seferberliğine duyulan ihtiyaç ise ortada.

[UHA Haber Ajansı, 14 Aralık 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.