Üreticiye maliyet

Enflasyondaki artış üreticinin talepteki artışı doğru değerlendirememesine sebep olur. Enflasyonist bir ortamda tüm ürünlerin fiyatları artarken kendi sattığınız ürünün fiyatındaki artışın sizin ürününüze özel bir talep artışını yansıtıp yansıtmadığını kestirmekte zorlanırsınız.

2021 son çeyreğindeki yüksek enflasyon ortamında şirketler ileriye yönelik üretim ve yatırım planlaması yapmak yerine “sermayenin enflasyona karşı erimesini önlemek” telaşına kapıldılar. Önlerini göremedikleri için yatırım kararlarını ertelediler. Fiyatlama yapamadılar. Yüksek enflasyonun beklenen yan etkilerinden olan bu durum ciddi üretim ve verimlilik kayıplarına yol açıyor.

Hane halkına maliyet

Bireyler açısından enflasyonun en büyük maliyetini sabit gelirliler ve sınırlı tasarrufunu bankada değerlendirmek isteyenler ödüyor. Türk Lirası tasarruflara enflasyonun altında faiz ödenmesi alım gücünü eritiyor. Sabit gelirli kesimin maaşı enflasyona endekslenmediği sürece reel olarak azalıyor.

Nitekim Pazartesi açıklanan yüzde 36’lık 2021 enflasyonunun ardından memur maaşlarında yüzde 28 oranında artış yapıldığı haberi geldi. Eğer artışlar enflasyonun altında kalırsa bu durum reel olarak ücretlilerin 2022’de daha da fakirleşmesi anlamına gelecek. Buna sene içindeki enflasyonist riskler ve ölçülen enflasyon ile hissedilen enflasyon arasındaki farkı eklersek sabit gelir kesimlerinin mağduriyeti daha da açık ortaya çıkıyor.

Son gelen rakamlarda üretici fiyat endeksinin yüzde 80’e vurmuş olması, ileriki dönemde üretim maliyetlerindeki bu artışın tüketiciye yansımasını kaçınılmaz yapıyor.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp

Prof. Dr. Selva Demiralp, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi