enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:21 Zelenski Ankara’da: Bölgesel Dengelerde Diplomatik Arayış
00:43 Bakan Tunç: Çocuklarımızın güvenli bir geleceğe adım atmaları hepimizin ortak amacıdır
00:42 “Futbolda bahis” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmda 8’i tutuklu 17 hakem hakkında (MASAK) raporu hazırlandı…
00:38 Radikal Hakaret Siyasetinin Amacı Ne?
00:29 Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda, yılda yaklaşık 1 milyon 800 bin gıda analizi yapılıyor.
00:20 Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken…
00:16 Soykırımın yükü Gazzeli kadınların omzunda
00:08 Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung Türkiye’ye gelecek
00:06 İstanbul Fatih’te bir otelde konaklayan 4 kişilik Böcek ailesinin ölümüyle ilgili, otel sahibi ve bir otel çalışanı tekrar gözaltına alındı
00:02 Gazze’de 11 Ekim’de ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail’in saldırılarında hergün çocuklar öldürülüyor…
21:33 Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti’nde…
17:14 Tarihi komisyon İmralı’ya gidiyor
11:34 Türkiye’den Yunanistan’a sert tepki: Hukuksuz oldu bitti girişimleri reddediyoruz
00:57 Bakan Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunda konuştu…
00:55 Vuçiç hakkında suç duyurusu: Saraybosna’da ‘İnsan Safarisi’
00:54 Kosova’da siyasi kriz: Hükümet yeniden kurulamadı, erken seçim kapıda
00:50 Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu anlaştı mı?
00:48 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nüfus artış hızımız azalıyor
00:32 Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğu, Meclis toplantısına eski ve yeni içme suyu borularını getirdi…
00:26 Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı 2026’da iki kez yapılacak
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dini anlamada aklı kullanma yasak mı?

Dini anlamada aklı kullanma yasak mı?
8 Eylül 2022
3.333
A+
A-

İnsanoğlu üç yıldır Covid-19 pandemisiyle/evrensel salgınıyla karşı karşıya. Başlangıçta bu salgının altı ayda geçeceği öngörülüyordu. Fakat salgın konusundaki bütün öngörüler şaştı.
Salgın öyle etkiliydi ki tüm insanlık, tüm toplumlar birçok güzel alışkanlığından, birçok konforundan vazgeçmek zorunda kaldı. Bütün ülkelerde sokağa çıkma ve seyahat yasakları ve birçok alanda kısıtlamalar uygulandı. Bu salgının şerrinden devletler toplumlarını evlere hapsetmek zorunda kaldı. Hastaneler doldu taştı. Birçok ülke salgınla baş etmekte zorlandı. Kimileri salgınla mücadelede havlu attı. Her ülkenin kendi içinde ve ülkeler arasındaki iletişimde, ulaşımda, alışverişte, mal ve hizmet tedarikinde, ithalatta ihracatta büyük aksamalar yaşandı. Yaşananlar mevcut insanlığın daha önce benzerini görmediği bir kâbustu.
Aralıksız çalışmalar sonunda üretilen aşılarla ve başlatılan aşı kampanyalarıyla ve yavaş da olsa ortaya çıkan toplumsal bağışıklıkla başlamasından tam iki sene sonra salgın yavaş yavaş kontrol altına alınmaya başlandı. Bugün bu aşamadayız. Evlere kapanma, seyahat yasakları, maske kullanma zorunluluğu kalktı. Fakat salgın henüz bitmedi, ne zaman biteceği de bilinmiyor. Kapalı mekânlarda, ortamlarda maske kullanılması uzmanlarca hâlâ önemseniyor. Daha da önemlisi salgının her an yeni bir patlama yapmasından korkuluyor. Hiç kimse “salgın şu zaman bitecek” diye bir güvence veremiyor. Kısaca tehlike geçmedi, devam ediyor.
İşte bu noktada Müslüman dünyada geleneklere sıkı sıkıya ve biraz da körü körüne bağlılık yüzünden salgının artmasına veya yok olmasının gecikmesine yol açacak uygulamalar sürüyor.
Bilindiği gibi toplumsal teması en aza indirmek amacıyla uygulanan yasaklar ve kısıtlamalar sırasında cemaatle namazlar da yasaklandı. Bu yasağa bile dindarlık adına itiraz edenler olmuştu. Ama her şeye rağmen bir dönem camiler haklı bir tedbir olarak kapalı tutuldu.
Başka alanlardaki yasak ve kısıtlamalar gibi cemaatle namazlar da artık serbest. Olması gereken de bu. Ancak salgın tehlikesi devam etmesine rağmen cemaatle namazlarda imamlar hâlâ cemaati “Cemaat, safları sıklaştırın!” diye ikaz ediyor. Cami, kapalı bir mekân. Kapalı mekânlar hâlâ riskli. Ama imam, camide boş yer çok olmasına rağmen cemaati safları sıklaştırmaya davet ediyor. “Ey cemaat! Camimizde boş yerler bulunuyor. Mekân ferah. Salgın dolayısıyla mesafe koruyarak saf olabilirsiniz!” diyen yok!
Aklın, mantığın ve şartların göz önüne alınmasının; fiilî bir durum dolayısıyla uygulama değişikliği yapılmasının gerekliliğini engelleyen nedir? “İslam akıl dinidir” deyip de aklın devreye sokulmasının çok gerekli olduğu bir yerde bunu savsaklamak; hiçbir zorunluluk olmadığı halde gelenekte ısrarcı olmak nasıl bir din ve dindarlık anlayışıdır acaba?
Ben şuna inanıyorum: Bu din, yani Müslümanlık bir gün kendisini zamana-zemine göre doğru dürüst anlayamadığımız ve yorumlayamadığımız için Müslümanlık iddiasındaki bizlerden şikâyetçi olacaktır!

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

[UHA Haber Ajansı, 08 Eylül 2022]

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.